Osmanlı Sultanlarının Kütüphaneleri Neredeydi?

İşte Sultanların kütüphaneleri

  1. Ayasofya’daki Sultan I. Mahmud Kütüphanesi mimarisi, zengin yazma eserler koleksiyonu ve çok sayıdaki görevlileriyle dönemin ilginç yapılarından biri olmuştur. Vakfi yesinden öğrenildiğine göre kütüphanenin oldukça geniş bir kadrosu vardı. Altı hâfız-ı kütüb, bir mücellit, bir kâtibi kütüb, Buhari okuyan okuyucuların hangi sayfada olduklarını belirten iki noktacı, temizliğe bakan müstahfız, iki bevvab, üç ferraş, kütüphanenin tamiriyle görevli iki meremmetçi, bir kurşuncu ve kütüphanenin güzel kokmasını sağlayan bir buhurcu, ve bir mâhin-nükuş bunların başında gelmiştir.

    Ayasofya’daki Sultan I. Mahmud Kütüphanesi mimarisi, zengin yazma eserler koleksiyonu ve çok sayıdaki görevlileriyle dönemin ilginç yapılarından biri olmuştur. Vakfi yesinden öğrenildiğine göre kütüphanenin oldukça geniş bir kadrosu vardı. Altı hâfız-ı kütüb, bir mücellit, bir kâtibi kütüb, Buhari okuyan okuyucuların hangi sayfada olduklarını belirten iki noktacı, temizliğe bakan müstahfız, iki bevvab, üç ferraş, kütüphanenin tamiriyle görevli iki meremmetçi, bir kurşuncu ve kütüphanenin güzel kokmasını sağlayan bir buhurcu, ve bir mâhin-nükuş bunların başında gelmiştir.

  2. Ayasofya Kütüphanesi  <br>  Osmanlı hükümdarlarının bilimi önemsediklerini ve bunun için de İstanbul başta olmak üzere imparatorluğun birçok yerlerinde kütüphaneler açtıklarını kaynaklardan öğreniyoruz.

    Ayasofya Kütüphanesi
    Osmanlı hükümdarlarının bilimi önemsediklerini ve bunun için de İstanbul başta olmak üzere imparatorluğun birçok yerlerinde kütüphaneler açtıklarını kaynaklardan öğreniyoruz.

  3. Sultan I. Mahmud Kütüphanesi&#8217;nin Vakfiyesi<br>Sultan I. Mahmud, Kanuni Sultan Süleyman&#8217;ın Ayasofya&#8217;da kurdurduğu kütüphaneyi geliştirmek amacıyla caminin içerisine yeni bir kütüphane yaptırmış ve düzenlediği h.1152 (1740) tarihli vakfiye ile de onun yaşatılmasını sağlamıştır. Bunun için Anadolu ve Rumeli&#8217;deki geniş araziler ile bugünCağaloğlu&#8217;nda yaptırdığı hamamı kütüphaneye vakfetmiştir. Ayasofya&#8217;daki Sultan I. Mahmud Kütüphanesi mimarisi, zengin yazma eserler koleksiyonu ve çok sayıdaki görevlileriyle dönemin ilginç yapılarından biri olmuştur. Vakfiyesinden öğrenildiğine göre kütüphanenin oldukça geniş bir kadrosu vardı.

    Sultan I. Mahmud Kütüphanesi’nin Vakfiyesi
    Sultan I. Mahmud, Kanuni Sultan Süleyman’ın Ayasofya’da kurdurduğu kütüphaneyi geliştirmek amacıyla caminin içerisine yeni bir kütüphane yaptırmış ve düzenlediği h.1152 (1740) tarihli vakfiye ile de onun yaşatılmasını sağlamıştır. Bunun için Anadolu ve Rumeli’deki geniş araziler ile bugünCağaloğlu’nda yaptırdığı hamamı kütüphaneye vakfetmiştir. Ayasofya’daki Sultan I. Mahmud Kütüphanesi mimarisi, zengin yazma eserler koleksiyonu ve çok sayıdaki görevlileriyle dönemin ilginç yapılarından biri olmuştur. Vakfiyesinden öğrenildiğine göre kütüphanenin oldukça geniş bir kadrosu vardı.

  4. Altı hâfız-ı kütüb (kütüphaneci), bir mücellit (ciltçi), bir kâtibi kütüb (kütüphanecinin katibi), Buhari okuyan okuyucuların hangi sayfada olduklarını belirten iki noktacı, temizliğe bakan müstahfız (koruyucu hademe), iki bevvab (hademe), üç ferraş (temizliği yapan kişi), kütüphanenin tamiriyle görevli iki meremmetçi (küçük çapta tamirleri yapan kişi), bir kurşuncu ve kütüphanenin güzel kokmasını sağlayan bir buhurcu, ve bir mâhi-n-nükuş (okuyucuların duvarlara yazdıkları yazıları silen kişi) bunların başında gelmiştir.

    Altı hâfız-ı kütüb (kütüphaneci), bir mücellit (ciltçi), bir kâtibi kütüb (kütüphanecinin katibi), Buhari okuyan okuyucuların hangi sayfada olduklarını belirten iki noktacı, temizliğe bakan müstahfız (koruyucu hademe), iki bevvab (hademe), üç ferraş (temizliği yapan kişi), kütüphanenin tamiriyle görevli iki meremmetçi (küçük çapta tamirleri yapan kişi), bir kurşuncu ve kütüphanenin güzel kokmasını sağlayan bir buhurcu, ve bir mâhi-n-nükuş (okuyucuların duvarlara yazdıkları yazıları silen kişi) bunların başında gelmiştir.

  5. Kaynaklardan öğrenildiğine göre, kütüphanenin açılışından sonra Salı günleri Sultan Ahmed Camii&#8217;nin imamı sabah ve öğle namazları arasındaki sürede Kur&#8217;anı açıklayan dersleri burada vermiştir. Çarşamba günleri de Reisül-kurra Kur&#8217;an&#8217;dan bazı bölümler okumuş, Perşembe günleri de verilen bilgiler üzerinde konuşulmuş ve bu arada Buhari&#8217;nin açıklamaları yapılmıştır. Sultan I. Mahmud&#8217;un da bu toplantılara zaman zaman katıldığı söylenmiştir.

    Kaynaklardan öğrenildiğine göre, kütüphanenin açılışından sonra Salı günleri Sultan Ahmed Camii’nin imamı sabah ve öğle namazları arasındaki sürede Kur’anı açıklayan dersleri burada vermiştir. Çarşamba günleri de Reisül-kurra Kur’an’dan bazı bölümler okumuş, Perşembe günleri de verilen bilgiler üzerinde konuşulmuş ve bu arada Buhari’nin açıklamaları yapılmıştır. Sultan I. Mahmud’un da bu toplantılara zaman zaman katıldığı söylenmiştir.

  6. Kütüphanenin Açılışı   <br>Kütüphanenin açılış tarihiyle ilgili kaynaklarda birbirinden farklı bilgilerle karşılaşılmıştır. Ancak Toderini ile J. F. Von Hammer h.1159 (1746) tarihini ileri sürmüşlerse de Hüseyin Ayvansarayi h.1153 (1740) tarihi üzerinde durmuştur.

    Kütüphanenin Açılışı
    Kütüphanenin açılış tarihiyle ilgili kaynaklarda birbirinden farklı bilgilerle karşılaşılmıştır. Ancak Toderini ile J. F. Von Hammer h.1159 (1746) tarihini ileri sürmüşlerse de Hüseyin Ayvansarayi h.1153 (1740) tarihi üzerinde durmuştur.

  7. Kütüphanenin Hazine-i Kütüp denilen kitaplık bö- lümünün iç tarafındaki kitabede de h.1153 (1740) tarihinin yazılı oluşu konuya açıklık getirmiştir. Buna dayanarak da kütüphanenin 1152 yılı Şevvalinde (Ocak 1740) 21 Nisan 1740&#8217;da açıldığını söyleyebiliriz. Subhi Tarihi3 ve J. F. Von Hammer&#8217;den öğrenildiğine göre Sultan I. Mahmud kütüphanenin açılış törenine katılmıştır. Öncelikle törende Buhâri&#8217;nin okunuşunun ardından duası yapılmış, kütüphanede görevli muhaddis (hadis ilmiyle uğraşan kişi) ve mü- fessirler (tefsir ilmiyle uğraşan kişi) tarafından ilk ders verilmiştir.

    Kütüphanenin Hazine-i Kütüp denilen kitaplık bö- lümünün iç tarafındaki kitabede de h.1153 (1740) tarihinin yazılı oluşu konuya açıklık getirmiştir. Buna dayanarak da kütüphanenin 1152 yılı Şevvalinde (Ocak 1740) 21 Nisan 1740’da açıldığını söyleyebiliriz. Subhi Tarihi3 ve J. F. Von Hammer’den öğrenildiğine göre Sultan I. Mahmud kütüphanenin açılış törenine katılmıştır. Öncelikle törende Buhâri’nin okunuşunun ardından duası yapılmış, kütüphanede görevli muhaddis (hadis ilmiyle uğraşan kişi) ve mü- fessirler (tefsir ilmiyle uğraşan kişi) tarafından ilk ders verilmiştir.

  8. Sonra da Ayasofya&#8217;nın vaizinin vaazı dinlenmiş, dualar edilmiş ve padişah da görevlilere çeşitli ihsanlarda bulunmuştur. Vakanüvis Subhi Mehmed Efendi&#8217;den öğrenildiğine göre kütüphanenin açılışında kütüphanede 4.000 civarında yazma eser bulunuyormuş. Kütüphanenin yapımı tamamlanınca Sultan I. Mahmud Galata&#8217;daki Saray-ı Hümayun Kütüphanesi&#8217;nde bulunanları da buraya vakfetmiştir. Bunların bir kısmı Hazine-i Amire&#8217;den gelmiş, bazılarını da sadrazam, şeyhülislam, dârûssaâde ağası başta olmak üzere devletin önde gelenleri hediye etmiştir.

    Sonra da Ayasofya’nın vaizinin vaazı dinlenmiş, dualar edilmiş ve padişah da görevlilere çeşitli ihsanlarda bulunmuştur. Vakanüvis Subhi Mehmed Efendi’den öğrenildiğine göre kütüphanenin açılışında kütüphanede 4.000 civarında yazma eser bulunuyormuş. Kütüphanenin yapımı tamamlanınca Sultan I. Mahmud Galata’daki Saray-ı Hümayun Kütüphanesi’nde bulunanları da buraya vakfetmiştir. Bunların bir kısmı Hazine-i Amire’den gelmiş, bazılarını da sadrazam, şeyhülislam, dârûssaâde ağası başta olmak üzere devletin önde gelenleri hediye etmiştir.

  9. Sultan I. Mahmud&#8217;un hediye ettikleri ise onların dışındadır. Bu kitaplar arasında Yavuz Sultan Selim&#8217;in Mısır&#8217;dan getirdiği kitapların olduğu da kaynaklarda belirtilmiştir. Kütüphanedeki yazma eserlerin kataloğu özenle hazırlanmış ve her birinin üzeri Haremeyn müfettişinin, Anadolu ve Rumeli kazaskerlerinin mühürleriyle tasdik edilmiştir.

    Sultan I. Mahmud’un hediye ettikleri ise onların dışındadır. Bu kitaplar arasında Yavuz Sultan Selim’in Mısır’dan getirdiği kitapların olduğu da kaynaklarda belirtilmiştir. Kütüphanedeki yazma eserlerin kataloğu özenle hazırlanmış ve her birinin üzeri Haremeyn müfettişinin, Anadolu ve Rumeli kazaskerlerinin mühürleriyle tasdik edilmiştir.

  10. Sultan I. Mahmud Kütüphanesi Ayasofya&#8217;nın güneyinde türbeler bölümündeki iki destek payanda arasına son derece ustalıkla yerleştirilmiştir. Dört köşesi çiçek bezemeli, mukarnas başlıklı sütunlara dayanan tunç bir şebeke ile kütüphane ana mekânından ayrılmıştır. Kaynaklarda ismine rastlayanmadığı kütüphane nin mimarı kütüphaneyi içeride ve dışarıda çıkıntı yapmadan yerleştirerek Ayasofya ile bütünleştirmiştir.

    Sultan I. Mahmud Kütüphanesi Ayasofya’nın güneyinde türbeler bölümündeki iki destek payanda arasına son derece ustalıkla yerleştirilmiştir. Dört köşesi çiçek bezemeli, mukarnas başlıklı sütunlara dayanan tunç bir şebeke ile kütüphane ana mekânından ayrılmıştır. Kaynaklarda ismine rastlayanmadığı kütüphane nin mimarı kütüphaneyi içeride ve dışarıda çıkıntı yapmadan yerleştirerek Ayasofya ile bütünleştirmiştir.

  11. Kütüphanenin kitapları<br>Ayasofya Kütüphanesi&#8217;nin kitapları, Rumeli Kazaskeri Ahmed Efendi ile Hacımeyni Şerifeyn Evkaf müfettişi Mustafa Efendi&#8217;nin mühürlediği vakfi yesi ile fi hristleri bugün Süleymani ye Kütüphanesi&#8217;ndedir ve konularına göre tasnif edilerek kaydedilmiştir. Ne yazık ki, minyatürlü yazmaların bazı sayfaları çok önceki yıllarda batılı müsteşrikler tarafından kesilerek yurt dışına kaçırılmıştır.

    Kütüphanenin kitapları
    Ayasofya Kütüphanesi’nin kitapları, Rumeli Kazaskeri Ahmed Efendi ile Hacımeyni Şerifeyn Evkaf müfettişi Mustafa Efendi’nin mühürlediği vakfi yesi ile fi hristleri bugün Süleymani ye Kütüphanesi’ndedir ve konularına göre tasnif edilerek kaydedilmiştir. Ne yazık ki, minyatürlü yazmaların bazı sayfaları çok önceki yıllarda batılı müsteşrikler tarafından kesilerek yurt dışına kaçırılmıştır.

  12. Osmanlı dönemi kütüphaneciliğinde Hafız-ı Kütüblüğün babadan oğula geçmesi gelenek olarak uzun yıllar sürmüştür. Evladı olmayan Hafız-ı Kütübler öldüklerinde kitaplar yeniden vakfa intikal etmiş veya yerlerine beratla biri getirilmiş, bazıları da işten el çektirilmiştir. Böyle olunca da bazen kitaplar uzun süre sahipsiz ve korumasız kalmış; bu da onların yok olmalarına, yıpranmalarına neden olmuştur. Mahkeme-i Şer&#8217;iyeden Kâtip Seyyid İbrahim Efendi başta olmak üzere devrin Hafız-ı Kütüpleri Ayasofya Kütüphanesi&#8217;nin baş Hafız-ı Kütü- bü Mehmet Tahir Efendi&#8217;nin de bulunduğu bir komisyon aracılığı ile h.1247 (1831) yılında eski vakıf fi hristlerini karşılaştırarak yeni bir fi hrist meydana getirilmiştir.

    Osmanlı dönemi kütüphaneciliğinde Hafız-ı Kütüblüğün babadan oğula geçmesi gelenek olarak uzun yıllar sürmüştür. Evladı olmayan Hafız-ı Kütübler öldüklerinde kitaplar yeniden vakfa intikal etmiş veya yerlerine beratla biri getirilmiş, bazıları da işten el çektirilmiştir. Böyle olunca da bazen kitaplar uzun süre sahipsiz ve korumasız kalmış; bu da onların yok olmalarına, yıpranmalarına neden olmuştur. Mahkeme-i Şer’iyeden Kâtip Seyyid İbrahim Efendi başta olmak üzere devrin Hafız-ı Kütüpleri Ayasofya Kütüphanesi’nin baş Hafız-ı Kütü- bü Mehmet Tahir Efendi’nin de bulunduğu bir komisyon aracılığı ile h.1247 (1831) yılında eski vakıf fi hristlerini karşılaştırarak yeni bir fi hrist meydana getirilmiştir.

  13. Sultan II. Abdülmecid (1876-1908) döneminde h.1304 (1888-1889) yılında İstanbul kütüphanelerinin tasnifi yapılıp matbu fi hristleri hazırlanırken Ayasofya&#8217;dakiler de konularına göre otuz dörde ayrılmıştır. Bunlar arasında Ceylan derisine kûfi yazı ile yazılmış Kur&#8217;an, Dioskorides&#8217;in Kitap el-Haşayir tercümesi, Cami&#8217;nin Külliyatı, Muhiddin&#8217;i Arabi, İbni Haldun&#8217;un eserleri, Tarih-i Olcayto, Mesalik al ebsar fi memalik alemsar, Tarih-i Selatin-i Osmaniye, Aybet ül Hakaik gibi kitaplar vardı. Yakut-u Mustasami&#8217;nin yazıları, Karahisari&#8217;nin, Şeyh Hamdullah&#8217;ın yazıları ile Piri Reis&#8217;in Kitab-ı Bahriyesi, Ali Kuşçu&#8217;nun Risale-i Fethiye fi &#8217;l hey ve Fazullah Hurufi &#8217;nin Cavidanı da bu eserler arasındaydı.

    Sultan II. Abdülmecid (1876-1908) döneminde h.1304 (1888-1889) yılında İstanbul kütüphanelerinin tasnifi yapılıp matbu fi hristleri hazırlanırken Ayasofya’dakiler de konularına göre otuz dörde ayrılmıştır. Bunlar arasında Ceylan derisine kûfi yazı ile yazılmış Kur’an, Dioskorides’in Kitap el-Haşayir tercümesi, Cami’nin Külliyatı, Muhiddin’i Arabi, İbni Haldun’un eserleri, Tarih-i Olcayto, Mesalik al ebsar fi memalik alemsar, Tarih-i Selatin-i Osmaniye, Aybet ül Hakaik gibi kitaplar vardı. Yakut-u Mustasami’nin yazıları, Karahisari’nin, Şeyh Hamdullah’ın yazıları ile Piri Reis’in Kitab-ı Bahriyesi, Ali Kuşçu’nun Risale-i Fethiye fi ’l hey ve Fazullah Hurufi ’nin Cavidanı da bu eserler arasındaydı.

  14. Günümüzde kaybolan bazı kitapların ise batılı müze ve koleksiyonerlerde oldukları sanılmaktadır. Muzaff er Gökmen kütüphanedeki yazma eserlerin 4863&#8217;ünün Sultan I. Mahmud, 113&#8217;ünün Şeyhülislam Sadeddin Efendi ve 22&#8217;sinin de vakıfl arının belli olmadığını, 4998 kitap olduğunu ileri sürmüştür6 . Cevdet Türkay&#8217;ın belirttiğine göre Ayasofya Kütüphanesindeki kitaplar zaman zaman tasnif edilmiştir. Bunun sonucu olarak iki fihrist defteri ile bir basılı fi hrist kitabı ortaya çıkmıştır. Birinci fi hrist büyük bir yazma defter olup Sultan I. Mahmud zamanında düzenlenmiştir.

    Günümüzde kaybolan bazı kitapların ise batılı müze ve koleksiyonerlerde oldukları sanılmaktadır. Muzaff er Gökmen kütüphanedeki yazma eserlerin 4863’ünün Sultan I. Mahmud, 113’ünün Şeyhülislam Sadeddin Efendi ve 22’sinin de vakıfl arının belli olmadığını, 4998 kitap olduğunu ileri sürmüştür6 . Cevdet Türkay’ın belirttiğine göre Ayasofya Kütüphanesindeki kitaplar zaman zaman tasnif edilmiştir. Bunun sonucu olarak iki fihrist defteri ile bir basılı fi hrist kitabı ortaya çıkmıştır. Birinci fi hrist büyük bir yazma defter olup Sultan I. Mahmud zamanında düzenlenmiştir.

  15. SULTANLARIN KÜTÜPHANELERİ,KÜTÜPHANELERİN SULTANLARI<br>Osmanlı sultanlarının İstanbul&#8217;da bizzat kurduğu yahut kurulmasına destek olup teşvik ettiği kütüphanelerde toplanan ve çoğu birer ilim kaynağı olmakla beraber üstün bir sanat eseri olan kitaplar, bugün de kültür ve medeniyet beşiği İstanbul&#8217;da sadırlara şifa olmaya namzet.

    SULTANLARIN KÜTÜPHANELERİ,KÜTÜPHANELERİN SULTANLARI
    Osmanlı sultanlarının İstanbul’da bizzat kurduğu yahut kurulmasına destek olup teşvik ettiği kütüphanelerde toplanan ve çoğu birer ilim kaynağı olmakla beraber üstün bir sanat eseri olan kitaplar, bugün de kültür ve medeniyet beşiği İstanbul’da sadırlara şifa olmaya namzet.

  16. Meşhur Osmanlı tarihçisi Yazıcızade Ali&#8217;nin, Selçukname isimli eserinde Osman Gazi&#8217;nin dilinden yaptığı &#8220;İstanbul&#8217;u aç gülzâr yap&#8221; vasiyeti kendinde tezahür eden Fatih Sultan Mehmed, fethettiği bu övülmüş şehri camiler, medreseler, çeşmeler, hanlar ve hamamlar gibi mimarî yapılarla süslemiş, adeta bir gül bahçesi haline koymuştu.

    Meşhur Osmanlı tarihçisi Yazıcızade Ali’nin, Selçukname isimli eserinde Osman Gazi’nin dilinden yaptığı “İstanbul’u aç gülzâr yap” vasiyeti kendinde tezahür eden Fatih Sultan Mehmed, fethettiği bu övülmüş şehri camiler, medreseler, çeşmeler, hanlar ve hamamlar gibi mimarî yapılarla süslemiş, adeta bir gül bahçesi haline koymuştu.

  17. Onun bu faaliyetleri, kendi adıyla anılan vakfiyede &#8220;büyük cihad&#8221; diye isimlendirilir. İstanbul&#8217;da kütüphane kuran ilk sultan da haliyle, şehri ilim membaı haline getiren Fatih olmuştur. Rafl arını İslâmî yazmaların dışında İtalyanca, İbranice, Grekçe, Latince, Ermenice ve Süryanice kitapların da süslediği bu ilk saray kütüphanesindeki eser sayısı, II. Bayezid devrinde çıkartılan envantere göre 5 bin yedi yüz cilt içinde 7 bin iki yüz adet idi.

    Onun bu faaliyetleri, kendi adıyla anılan vakfiyede “büyük cihad” diye isimlendirilir. İstanbul’da kütüphane kuran ilk sultan da haliyle, şehri ilim membaı haline getiren Fatih olmuştur. Rafl arını İslâmî yazmaların dışında İtalyanca, İbranice, Grekçe, Latince, Ermenice ve Süryanice kitapların da süslediği bu ilk saray kütüphanesindeki eser sayısı, II. Bayezid devrinde çıkartılan envantere göre 5 bin yedi yüz cilt içinde 7 bin iki yüz adet idi.

  18. İstanbul&#8217;un fethini müteakip Fatih Sultan Mehmed&#8217;in bânîsi olduğu Eyüp Sultan Camii&#8217;nde oluşturulan kütüphane de şehrin ilk kütüphanelerindendir. XX. asrın ilk çeyreğine kadar faal olan kütüphanenin koleksiyonunda 200 kadar kitap vardı. Babadan oğula hayırlı bir miras olarak aktarılan saray kü- tüphanesi asıl muhteşem koleksiyonuna, kitap sevgisiyle de meşhur Sultan I. Selim devrinde kavuştu. Onun fethettiği Suriye ve Mısır gibi ülkelerden gelen kitaplarla büyü- yen bu kütüphane, ileride Osmanlı sultanlarının kuracağı birçok vakıf kütüphanesinin de temeliydi aslında. Kanuni&#8217;nin saltanatının ilk yıllarına rastlar.

    İstanbul’un fethini müteakip Fatih Sultan Mehmed’in bânîsi olduğu Eyüp Sultan Camii’nde oluşturulan kütüphane de şehrin ilk kütüphanelerindendir. XX. asrın ilk çeyreğine kadar faal olan kütüphanenin koleksiyonunda 200 kadar kitap vardı. Babadan oğula hayırlı bir miras olarak aktarılan saray kü- tüphanesi asıl muhteşem koleksiyonuna, kitap sevgisiyle de meşhur Sultan I. Selim devrinde kavuştu. Onun fethettiği Suriye ve Mısır gibi ülkelerden gelen kitaplarla büyü- yen bu kütüphane, ileride Osmanlı sultanlarının kuracağı birçok vakıf kütüphanesinin de temeliydi aslında. Kanuni’nin saltanatının ilk yıllarına rastlar.

  19. Nitekim o da, yeni inşa ettirdiği Süleymaniye Külliyesi&#8217;nin ana mekânı olan camiye, açılışından birkaç yıl sonra saray kütüphanesinden kitaplar göndermiş ve burada bir kütüphane tesis etmişti. Tarihçi Subhi, Sultan I. Mahmud&#8217;un kurduğu üç mühim kütüphaneden biri olan Ayasofya Kütüphanesi&#8217;yle sultanın, eslâfının gerçekleştiremediği bir işi başardığını söyler. Zira Ayasofya Kütüphanesi, hem koleksiyonunun zenginliği, hem mimarîsi ve hem de kadrosunun genişliği ile oldukça teşekküllü bir kütüphaneydi.

    Nitekim o da, yeni inşa ettirdiği Süleymaniye Külliyesi’nin ana mekânı olan camiye, açılışından birkaç yıl sonra saray kütüphanesinden kitaplar göndermiş ve burada bir kütüphane tesis etmişti. Tarihçi Subhi, Sultan I. Mahmud’un kurduğu üç mühim kütüphaneden biri olan Ayasofya Kütüphanesi’yle sultanın, eslâfının gerçekleştiremediği bir işi başardığını söyler. Zira Ayasofya Kütüphanesi, hem koleksiyonunun zenginliği, hem mimarîsi ve hem de kadrosunun genişliği ile oldukça teşekküllü bir kütüphaneydi.

  20. Öyle ki kütüphane kadrosunda hâfız-ı kütübler, kâtipler, mücellidler bir yana, dersiâm, müfessir, muhaddis ve hatta kütüphanenin güzel kokması için buhur yapacak bir buhurcu bile vardı. Kütüphanelerin, aynı zamanda birer medrese vazifesi de gördüğü bu devirde sultanın İstanbul&#8217;da kurduğu diğer iki büyük kütüphane, Fatih ve Galatasaray kütüphaneleridir.

    Öyle ki kütüphane kadrosunda hâfız-ı kütübler, kâtipler, mücellidler bir yana, dersiâm, müfessir, muhaddis ve hatta kütüphanenin güzel kokması için buhur yapacak bir buhurcu bile vardı. Kütüphanelerin, aynı zamanda birer medrese vazifesi de gördüğü bu devirde sultanın İstanbul’da kurduğu diğer iki büyük kütüphane, Fatih ve Galatasaray kütüphaneleridir.

  21. XIX. asır başlarında tahta çıkan II. Mahmud devrinde artık İstanbul&#8217;daki her caminin yanında yahut içinde ve tekkelerin çoğunda birer kütüphane vardı. Sultan Mahmud payitahtta ayrı bir kütüphane yaptırmaya ihtiyaç duymadıysa da ecdadından miras kütüphanelerin kataloglarını yeniletmiş, eserlerin bakım ve tamirini sağlamış, bazı hususi kütüphanelere hatırı sayılır miktarda kitaplar vakfetmiştir.

    XIX. asır başlarında tahta çıkan II. Mahmud devrinde artık İstanbul’daki her caminin yanında yahut içinde ve tekkelerin çoğunda birer kütüphane vardı. Sultan Mahmud payitahtta ayrı bir kütüphane yaptırmaya ihtiyaç duymadıysa da ecdadından miras kütüphanelerin kataloglarını yeniletmiş, eserlerin bakım ve tamirini sağlamış, bazı hususi kütüphanelere hatırı sayılır miktarda kitaplar vakfetmiştir.

  22. XX. yüzyıl; Osmanlı kütüphanelerinin yeni bir veche kazandığı, daha çok medrese talebelerine ve ulemaya hizmet veren klasik kütüphaneler yerine yeni açılan mekteplerin ihtiyacını karşılayacak yeni tarz kütüphanelerin kurulduğu bir devir oldu. Başta İstanbul olmak üzere çeşitli şehirlerde Batı&#8217;dakilere benzer umumi kütüphaneler ve halk kütüphaneleri tesis edildi. Devrin kütüphanecilik anlayışının öncüsü ise Sultan II. Abdülhamid oldu.

    XX. yüzyıl; Osmanlı kütüphanelerinin yeni bir veche kazandığı, daha çok medrese talebelerine ve ulemaya hizmet veren klasik kütüphaneler yerine yeni açılan mekteplerin ihtiyacını karşılayacak yeni tarz kütüphanelerin kurulduğu bir devir oldu. Başta İstanbul olmak üzere çeşitli şehirlerde Batı’dakilere benzer umumi kütüphaneler ve halk kütüphaneleri tesis edildi. Devrin kütüphanecilik anlayışının öncüsü ise Sultan II. Abdülhamid oldu.

  23. II. Abdülhamid, ikametgâhı olan Yıldız Sarayı&#8217;nda zengin koleksiyonlu bir kütüphane kurmakla kalmamış, elden çıkmakta olan Balkan şehirlerindeki kütüphanelerde bulunan kitapların İstanbul&#8217;a getirilmesi için gayret göstermiş,yeni kurdurduğu yüksekokullar, hastaneler ve müzelerde yabancı dilde eserleri de barındıran birer kütüphane tesis ettirmiş, mevcut kütüphanelerin ıslahı ve kataloglarının çıkarılması için ciddi çalışmalar yaptırmıştır.

    II. Abdülhamid, ikametgâhı olan Yıldız Sarayı’nda zengin koleksiyonlu bir kütüphane kurmakla kalmamış, elden çıkmakta olan Balkan şehirlerindeki kütüphanelerde bulunan kitapların İstanbul’a getirilmesi için gayret göstermiş,yeni kurdurduğu yüksekokullar, hastaneler ve müzelerde yabancı dilde eserleri de barındıran birer kütüphane tesis ettirmiş, mevcut kütüphanelerin ıslahı ve kataloglarının çıkarılması için ciddi çalışmalar yaptırmıştır.

  24. Beyazıt Devlet Kütüphanesi de bundan 130 yıl önce II. Abdülhamid&#8217;in iradesiyle inşa edilen ilk milli kütüphanemizdir.Sultan Abdülhamid&#8217;in kütüphane hizmetleri bunlarla sınırlı değildir. Çeşitli yerlerde dağınık bir halde bulunan on bin kadar kadı sicilini, Şeyhülislâmlığa bağlı bir arşiv ve kütüphanede bir araya getirtmesi sayesinde hâlen bu ar- şivden istifade edebilmekteyiz.

    Beyazıt Devlet Kütüphanesi de bundan 130 yıl önce II. Abdülhamid’in iradesiyle inşa edilen ilk milli kütüphanemizdir.Sultan Abdülhamid’in kütüphane hizmetleri bunlarla sınırlı değildir. Çeşitli yerlerde dağınık bir halde bulunan on bin kadar kadı sicilini, Şeyhülislâmlığa bağlı bir arşiv ve kütüphanede bir araya getirtmesi sayesinde hâlen bu ar- şivden istifade edebilmekteyiz.