Evrenin Sırrını Çözen Kabile 'Dogon'lar!
Bilimadamlarını hayrete düşürdüler!
-
Dogon kabilesi, Afrika'nın Mali Cumhuriyeti'nde yaşar. Kabilenin nüfusu 250.000 civarındadır. Dogonlar hakkında en fazla araştırma yapmış ve Dogon kültürünü Batı'ya tanıtmış etnolog Marcel Griaule'dür.
-
Totemleri bulunan ve inisiyatik bir örgütlenmesi olan bu kabile, geleneklerini sözlü aktarım yoluyla sürdürmüştür.
-
Afrika'nın Mali Cumhuriyetinde yaşayan Dogonlara göre; onlar bu dünyada birer misafir ve yaratıcı gezginler bir gün geri dönecekler.
-
Sahip oldukları ileri derecedeki astronomi bilgileri ile bilim dünyasını hayrete düşürdüler.
-
Dogonlar dünyanın yuvarlak olduğunu bilir, dünyanın Güneş etrafında döndüğünü, ayın dünya etrafında döndüğünü, Satürn'ün halkalarını, Jüpiter'in uydularını, Sirius'un aslında tek bir yıldız olmayıp...
-
Sirius A, B ve C olarak üçlü bir sistem oluşturduğunu ve bunların birbirleri etrafında 50 yılda döndüklerini bilmektedirler.
-
Dogon rahiplerinin, tüm sırlarını açıklamadıkları konusunda, araştırmacılar fikir birliği etmişlerdir.
-
Gerekli hiçbir teknik araca sahip olmayan ve uygarlığımızın ancak 1930'larda temasa geçtiği Dogonlar bu kadar bilgiyi nereden elde etmişlerdi?
-
Bu soru, 1930'dan beri birçok bilim adamının kafasını kurcalayan ve Dogon'ların bilgilerinde; Dünya dışı bir köken görmek istemeyen bilim adamlarınca, hala açık bir cevap verilememiş bir sorudur.
-
Sirius yıldızının eski zamanlarda bir kızıl dev olduğunu, Sirius B yıldızının ve bu yıldızın içe çökerek evrenin en ağır maddelerinden biri olan Nötrino yıldızı olduğunu bilmektedirler.
-
Sirius sistemiyle güneş sisteminin evlendiğini, Dogon'ların da bu evlilikten doğduğunu söylemektedirler.
-
Çadırlar içinde yaşayan ve avcılıkla beslenen bu ilkel insanlar, Dünya gezegeninin hareketlerini, Güneşin hareketini, Jüpiterin uydularını olduğunu vs. bilmekteydiler.
-
Dogon rahipleri geminin inişini tanımlarken onun kuru toprağa indiğini ve oluşturduğu girdap dolayısıyla bol miktarda toz kaldırdığını anlatmaktadırlar.
-
Dogonlar üzerinde araştırma yapan Amerikalı bilim adamı Robert Temple, bir Nommo uzay gemisinin gelişini ve dönerek yere inişini simgeleyen resimler bulmuştur.
-
Geminin Dogon ülkesinin güneydoğusuna indiği söyleniyor.
-
Dogonlar da Sirius'lu gezginlerin bir gün geri döneceğine inanmaktadırlar: “Göklerde bir yıldız belirecek ve bu Nommo'nun yeniden dirilişinin işareti olacak.” der bir yazıt.
-
Dogonlar ve Sirius yıldızıyla aralarında kurdukları bağ, UFO araştırmacılarının olduğu kadar yaratılış teorisyenlerinin, astronomların ve bilim adamlarının da ilgisini çekmiş,bu kabilenin kökenleri ve sahip oldukları derin astronomi bilgisine nasıl ulaştıkları hakkında pek çok araştırma yapılmıştır.
-
Arkeolog-yazar Erich Von Daniken Dogon inançlarını kabullenmiş ve bu bilgileri, geçmişte dünya dışı varlıkların dünyamızı ziyaret ettiğinin kesin bir kanıtı olarak yorumlamıştır.
-
Dogonlar'ın yaratıcı tanrısı "Amma" nın cennet ve suyla yakın ilgisi vardır. Onun yılan şeklindeki çocuğu Nommo, suya ve asıl söze katılarak, kozmogonik dürtünün en aktif ve başarılı vekilleri olmuştur.
-
İlk cinsiyetin doğumuna katkıda bulunarak, ilk ataların doğmasına imkan yaratmışlardı. Sonrakiler Nommo'nun saygınlığını kazanarak, suyla yakın bağlarını korumuşlardı.
-
İlk ölü insanı yedikten sonra, içlerinden bir tanesi suyu kusarak, seller ve havuzları n şekil öncesi, beş nehrin kaynakları ve doğruların sularla toplumu temel yapılarıyla kurmuştur
-
Nommo'nun Gemisi, Mali Cumhuriyeti'nde yaşayan Dogon yerlilerinin mitolojisinde Sirius yıldız sisteminden Dünya gezegenine “gönderilenler”i ifade eden bir terimdir.
-
Nommo'nun gemisi terimi, Dogon inanışında, kimi zaman Sirius sisteminden Dünya'ya gelen maddi bir uzay gemisinden söz ediliyormuş gibi, kimi zaman da manevi anlamlar içeren bir sembol olarak kullanılmaktadır.
-
Gerçekten de “ilkel” Dogonlar'ın yüzyıllardır sahip olduğu bilgileri bilim henüz yeni yeni keşfetmektedir.
-
Bunun son örneği Dogonlar'ın Sirius siteminde Emme Ya adını verdikleri ve Nommoların gezegeni olduğunu söyledikleri üçüncü bir yıldızın varlığından bahsetmeleridir.
-
Bunun Popola (Sirius B)'dan dört kez daha hafif olduğunu, yine Sirius B gibi 50 yıllık bir zamanda daha geniş bir yörünge çizdiğini ve her ikisinin çapları arasında bir dik açı oluştuğunu belirtiyorlar ve Emme Ya'nın bir de uydusu olduğunu söylüyorlar.
-
İlginç şekilde Dogonlar'ın Emme Ya'sı vardır ve o astronomlar tarafından ancak 1995 yılında keşfedilmiş olan Sirius C yıldızıdır! İşte bu Nommoların yaşadığı yıldızın keşfidir…
-
Eski majik dinler üzerinde araştırmalarda bulunan ve Dogonlar'ın Eski Mısır kültüründen etkilenmiş olabileceğini düşünen Murry Hope, olgun bir Mısır kültürünün aniden ortaya çıkışı ve erken dönem Mısırlılar'ın, Sirius'a gösterdiği yoğun ilgi konusunda, aynı ölçüde dikkate değer başka açıklamalar bulmaktadır.
-
-
-
-
AFRİKA'DA KRAL, ALMANYA'DA TAMİRCİ! Almanya'da araba tamirciliği yapan Céphas Bansah aynı zaman da 2 milyon Ganalı ve Togolu'yu yönten gerçek bir Afrika kralı.
-
2 milyon Ganalı ve Togolu'yu yöneten Kral Céphas Bansah, bütün zamanını Almanya'da yağlar içindeki tulumuyla çalışarak geçiriyor.
-
Kral Togbe Ngoryifia Cephas Kosi Bansah olarak bilinen 67 yaşındaki araba tamircisi hükümdar, aynı zamanda Batı Afrika ülkesi olan Togo'da "Ewe halkının üstün ve manevi şefi" olarak kabul edilmektedir. Gana'da doğup büyüyen Bansah, kral olan dedesinin teşvikiyle araba tamircisi olmaya karar verdikten sonra 1970'de Almanya'ya eğitim için taşındı.
-
Eğitimini tamamladıktan sonra Almanya vatandaşı olan Bansah, 1987'de Ludwigshafen'de kendi tamirci garajını açarak çalışmaya başladı. Kral dedesi Hohoe öldükten sonra babası ve büyük kardeşlerinin krallığa elverişsiz olduğu kabul edildi.
-
Çünkü babası ve büyük kardeşleri solak olduğu için Eve halkının inanışına göre "kirli" olarak kabul edildi. Bundan sonra araba tamircisi olan Céphas Bansah, Gana'nın kralı oldu.
-
İki çocuğuyla beraber Ludwigshafen'de yaşayan Kral Céphas, Alman fotoğrafçı Christina Czybik'e evini açıp röportaj verdi.
-
Gana demokrasiyle yönetiliyor. Ama geleneksel olarak kral, toplum içinde önemli bir rol oynamaktadır.
-
Kral Céphas, tamircilikten kalan boş vakitlerinde ise Skype üzerinden Gana'daki halkıyla iletişim kurup, ülkesini yönetiyor.
-
-
-
ORMANDA VAHŞİCE BESLENİYORLAR! Endonezya'da yaşayan son yamyam kabilelerinden biri olan Korowailer sık yağmur ormanlarında yaşıyor.
-
Ağaçların tepesinde yaşayan kabile üyeleri hala taş devrinde gibi hareket ediyor.
-
Yaprak ve vahşi hayvanlarla beslenen kabile üyeleri sellerden korunmak için de ilginç bir yöntem bulmuş. Ağaç üzerinde yaşamalarına neden olarak sel ve zararlı canlılardan korunmak olduğunu ifade eden kabile üyelerine düşmanlarından da bu şekilde haberdar olabiliyorlar.
-
Leonid Kruglov isimli belgesel yapımcısı bu ilkel kabileyi oldukça yakından görüntüledi.
-
2010 yılında ilk kez nüfus sayımına dahil edilen Korowai kabilesinin toplam üye sayısı ise 2 bin 868!
-
1970'lerde Johannes Veldhuizen ve Henk Venema adlı iki Hollandalının başını çektiği bir misyoner grubu, ilk kez Korowai kabilesiyle iletişime geçmişti. Korowai, bilinen son yamyam kabile olduğuna ilişkin haberlerin çıkmasının ardından "üne kavuşmuştu."
-
İşte son yamyam kabilesinin hayatından kareler...
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Pitonu eliyle yakaladı! Pitonlar yerin altındaki tünellerde yaşar.Yumurtalarını bu tünele yaptıkları yuvalara bırakan pitonlar, özellikle kavurucu sıcaklarda gündüzleri deliklerinden dışarıya çıkmaz.
-
Afrikalı yerliler bu pitonların her hareketini ezberlemişler. Yoldaki deliklerin büyüklüklerine göre pitonun boyunu bile tahmin edebiliyorlar.
-
Bu deliklerin birisinde bulunan dev pitonu avlamak için harekete geçen avcılar, önce koluna özel bir bitki sürüyor.Daha sonra bu bitkinin hayvan derisi ile kapatıp kolunu ve bütün vücudunu delikten içeriye sokuyor.
-
Önüne geleni yemek sanan piton adamın kolunu kapıyor. Avcının kolunu piton tarafından yutulunca, diğer iki kişi adamı dışarıya çekiyor. Pitonun ağzını kesen avcı kolunu kurtarıyor.
-
İşte şaşkına çeviren avdan fotoğraflar...
-
-
-
-
-
Bakın bunu niçin yapıyorlar Omo kabileleri Etiyopya'nın Omo nehri kenarına yerleşmiş dünyanın en çok tanınan kabilelerinden biridir...
-
Kabileyi bu denli farklı yapan ise yaşam tarzları, dudak büyütme gelenekleri ve modern insanın alışık olmadığı tarzda kullandıkları takılarıdır...
-
Alt dudaklarına taktıkları tabak benzeri nesne ile farklı bir görünüme sahip olan kabile, görünüşlerinin farklı ülkelere ulaşması sonucu adeta ziyaretçi akınına uğramış...
-
Dudak büyütmenin gerekçeleri konusunda iki ayrı görüş var; kimine göre civar kabilelerden köleleştirme amacıyla kaçırılmasın diye kadınların çirkinleştirilmesi;
-
Bir diğeri ise “güzel ve özel” görünme çabası...
-
Gerçekte ikinci görüş geçerli. Çünkü bu kabilelerde genç kızlar ancak yaklaşık evlenme çağı olan 20 yaşına doğru böylesi bir işleme girişiyorlar...
-
Dudak altlarında ufak bir yarık açıp bunu büyütmeye başlıyorlar...
-
Dudak içine konan yuvarlak nesne ne kadar büyükse başlık paraları da o kadar fazla oluyor.
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
ISSIZ ADAYA DÜŞTÜLER! Mikronezya'da genelde filmlerden alışık olduğumuz ilginç bir olay yaşandı.
-
Bu üç adam, üç gün boyunca Pasifik'te ıssız bir adada mahsur kaldı.
-
Tekneleri battığı için yakınlarında bulunan adaya yüzerek ulaşan üç adam, yardım için çalıların yardımıyla, "help" yani Türkçe anlamıyla imdat yazdılar.
-
Neyseki şansları yaver gitti ve ABD'ye ait bir uçak gemisi tarafından keşfedilip kurtarıldılar.