GENAR Başkanı İhsan Aktaş'tan 23 Haziran Yorumu
İşte İhsan Aktaş’ın sözlerinden satırbaşları:
-
GENAR Araştırma Şirketi Başkanı İhsan Aktaş, 23 Haziran'da gerçekleşecek olan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı seçimine dair konuştu. İşte İhsan Aktaş’ın sözlerinden satırbaşları:
-
İstanbul için tartışılan konu şu, AK Parti sandığına sahip çıkamadı. Seçim kampanyasını iyi yöneten, seçmenini iyi yöneten parti seçim gecesi yüzde 1'e yakın bir artı kazanır. Burada kampanyayı iyi yöneten CHP oldu. Kampanyayı iyi yönetmek kendi oyunuza sahip çıkmaktan başkasının zaafını kullanmaya kadar genişletilebilir.
-
Binali Yıldırım da Ekrem İmamoğlu da karşı taraftan oy aldılar. Muhalefetin Recep Tayyip Erdoğan'ı yemek gibi bir motivasyonu var, HDP'nin motivasyonu farklı, İyi Parti'nin farklı... Hükümet tarafı; ekonomik durgunluk, EYT, marketteki poşete varana kadar ne kadar problem varsa onların da üstesinden gelerek insanları sandığa götürecektir. Baktığında Cumhur İttifakı sandığa götürdüğü seçmen ve oy oranı açısından başarılıdır.
-
Meral Akşener'in bir videosu yayınlandı. "S-400 füzeleri külliyeyi korumak için alınmıştır böyle bir duyumum var" diyor. Bu nasıl bir izandır? Yarın varsayalım ki Başbakan oldu, şöyle bir duyum gelecek, ABD Türkiye'ye savaş açtı. Emin değilim ama duyurayım mı diyecek? Bu gerçekten izanları aşan bir şey. Ekrem İmamoğlu da diyor ki; "Benim programımı çeken 4 kameramanı işten çıkardılar." Şöyle düşünüyorlar; hangi yalanı atarsak atalım bunu alacak bir irrasyonel seçmen var. Bu iki açıklama ne siyasete, ne siyaset bilimine, ne de ahlaka uygun değil. Bunu bilinçli yapıyorlar.
-
Seçim döneminde kampanyayı iyi yürüten CHP, YSK kararı sonrasında da mağduriyet algısını iyi yerleştirdi. AK Parti'nin CHP kadar sesi gür çıkmadı, genelde mantıki ve hukuki çerçeveden çıkmadılar. Ama toplum, hukuki metinlerden değil sizin kullandığınız siyasi dilden ikna oluyor. CHP daha çok bağırdı. Suçlu bağırır, suçsuzun ödünü patlatır diye bir söz var ya, tam anlamıyla budur.
-
Seçim döneminde kampanyayı iyi yürüten CHP, YSK kararı sonrasında da mağduriyet algısını iyi yerleştirdi. AK Parti'nin CHP kadar sesi gür çıkmadı, genelde mantıki ve hukuki çerçeveden çıkmadılar. Ama toplum, hukuki metinlerden değil sizin kullandığınız siyasi dilden ikna oluyor. CHP daha çok bağırdı. Suçlu bağırır, suçsuzun ödünü patlatır diye bir söz var ya, tam anlamıyla budur.
-
Bir Canan Kaftancıoğlu, bir de Ekrem İmamoğlu kimliği var. Söylemi ne kadar kaba, yıpratıcı ve halktan uzak olursa olsun Canan Kaftancıoğlu daha rasyonel bir kimliktir. Ortaya çıkan bu yeni başkan adayı figüründe bir kimlik, siyasi duruş, görüş yoktur. Her an herkesten yana olabilir. Sağcı da olabilir, solcu da olabilir. O iki aylık dönemde herkese gülümseyen sempatik bir karakter izlenimi verdiyse de bu dönemde bu figürün yıprandığını görüyoruz. Ben Ekrem İmamoğlu'nun kalıcı bir politikacı olacağını düşünmüyorum. Çünkü herkese yaranmaya çalışan bir politik figür kimseye yaranamaz ve bir gün ortada kalır. Bir Canan Kaftancıoğlu, bir de Ekrem İmamoğlu kimliği var. Söylemi ne kadar kaba, yıpratıcı ve halktan uzak olursa olsun Canan Kaftancıoğlu daha rasyonel bir kimliktir. Ortaya çıkan bu yeni başkan adayı figüründe bir kimlik, siyasi duruş, görüş yoktur. Her an herkesten yana olabilir. Sağcı da olabilir, solcu da olabilir. O iki aylık dönemde herkese gülümseyen sempatik bir karakter izlenimi verdiyse de bu dönemde bu figürün yıprandığını görüyoruz. Ben Ekrem İmamoğlu'nun kalıcı bir politikacı olacağını düşünmüyorum. Çünkü herkese yaranmaya çalışan bir politik figür kimseye yaranamaz ve bir gün ortada kalır.
-
Mustafa Sarıgül ile başlayan CHP ile devam eden kente çivi çakmadan başarılı olmak. Bu bir keşiftir, AK Parti bunda biraz geç kaldı. Hiçbir hizmet yapmadan, halkla ilişkiler ve sosyoloji çalışmaları ile başarılı olmak yeni bir trend. 1990'lı yıllarda sağcı popülizm vardı, sen ne verdiysen ben iki katını verdim algısında. Şimdi ise solcu, içi boş ve yaranmacı bir popülizm dalgası geliyor. Buna karşı da kamuoyunun bilinçli olması gerek.
-
Terör örgütü demokratik güç birliğinden yana tavır koyuyorsa bu çok absürt ve felaket bir durumdur. Dağdan açıklama yapıyor eli silahlı katil, "Ben demokratik güç birliğinden yanayım" diyor. İstanbul seçiminde şöyle bir detay vardı. İstanbul'da HDP'li seçmenin %30'u her zaman bila kaydı şart oyunu AK Parti'ye vermiştir. Bu seçmen bu seçimde oy vermedi. Beka söylemleri HDP'li muhafazakar seçmenin CHP'ye yönelmesine veya sandığa gitmemesine sebebiyet verdi.
-
AK Parti aslında doğru bir metot belirledi. Öncelikle Kürt seçmene karşı yumuşak bir dil kullanacak, "beka meselesi" söylemini ortadan kaldırarak daha çok kent meselelerine yönelecek, Binali Yıldırım'ı ön plana çıkaracak. Öncelikle gençlerde bir oy kaybı var bunun toparlanması lazım. İkincisi Saadet Partisi tabanından oy alması lazım. Üçüncüsü dindar Kürt seçmenin bugüne kadar gelen 300 bin oyunu ne yapıp edip tekrar kazanması lazımdır. Seçim nihayetinde toplumsal motivasyonla kazanılır.
-
AK Parti'nin son 3 yılda İstanbul Belediyesi'nde yaptığı hizmetlerin %20'sini hakkıyla anlatabilseydi oyu şuan %55'ti. Yeni vaatleri ortaya koyarken aslında bugüne kadar yapılanları da gözler önüne sermelidir. Banliyö treni açıldı, İstanbul halkının en az %50'sini ilgilendiren bir konu. Başka bir ülkede böyle bir hizmet açılsa herhalde ulusal gün ilan edilirdi.
-
Zaaf şuradan ortaya çıkmış olabilir. AK Parti lider etkisi çok yüksek bir parti. Seçimlerin çoğu lider etkisiyle kazanıldığında, o seçimi kazanan il başkanı veya yönetici kendini kahraman ilan edebilir. Ama örgütün varlığı ve stratejinin niteliği zor zamanlarda ortaya çıkacaktır. AK Parti için yeni bir sınav. Lider etkisinin daha az olduğu, birebir mücadelenin ön plana çıktığı bir süreç. 31 Mart seçimlerinde AK Parti'nin %1 gayretle alacağı seçimi şimdi baktığımızda %1 milyon gayret göstermesi gerekiyor.