Koçyiğit'ten Şoke Eden İtiraf!

Yeşilçam'ın efsanelerinden Hülya Koçyiğit, Yarım Asrı Devirenler kitabında meslek hayatı ve özel yaşantısı hakkında merak edilenleri ilk kez açıkladı. Eşi Selim Soydan ile tanışma hikayesini hayranlarıyla paylaşan Koçyiğit'in açıklamaları herkesi heyecanlandırdı.

Türk sinema ve müzik tarihine damga vuran pek çok ünlü isim yıllardır mutlu evlilikleriyle adından söz ettiriyor. Günaydın İstihbarat Şefi Merve Yurtyapan Bozkurt yeni kitabı Yarım Asrı Devirenler ile Yeşilçam'ın efsanelerinden Cüneyt Arkın ve eşi Betül Cüreklibatır, Cengiz Kurtoğlu ve eşi Fatma Kurtoğlu gibi 7 ünlü çiftin hayatlarına ışık tuttu.

Yoğun ilgi gören kitapta özellikle usta oyuncu Hülya Koçyiğit'in hayatı büyük merak uyandırdı.

Oyunculuğa nasıl başladığı, ailesiyle iletişimi ve eşi Selim Soydan ile tanışma hikayesini anlatan Koçyiğit, hayranlarını hem gülümsetti hem de hüzünlendirdi.

"FİLMLERDE BAŞROL OLSAM DA ANNEMİN KISITLAMALARI SÜRÜYORDU"
Küçük yaşta babasını kaybettiği için annesinin kurallarıyla büyüdüğünü söyleyen Hülya Koçyiğit, sözlerinin devamında "Üç çocuklu genç bir kadın olarak evlatlarını kurallarla disiplinle büyüttü. Filmlerde başrolde oynuyordum ama evde, dışarıda, sette, her yerde annemin kısıtlamaları söz konusuydu" şeklinde konuştu.

54 yıldır aynı yastığa baş koyduğu eşi Selim Soydan ile tanışma hikayesine de değinen usta oyuncu "O dönem evlenmenin e'si aklımda yoktu. Selimle tanıştık. Sonrasında Selim ne yaptı etti beni ikna etti. Aileme kendisini çok sevdirdi.

Sonrasında görüşmeye başladık. Bir keresinde dışarıda buluştu. Ancak dışarıda buluştuk desem de arabanın içinde oturuyoruz. İkimiz de çok popüler olduğumuz için her an paparazziye yakalanmak mümkün" ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz yıllarda akciğer kanserini atlatan Koçyiğit, eşi Selim Soydan'ın bu zorlu süreçte çok yıprandığını söyleyerek şöyle konuştu: "Selim için gerçekten zor bir dönemdi. 3 sene önce biricik kızımız Gülşah'ın meme kanseri olduğunu öğrenmiştik.

Üzerine de benim hastalığım gelmişti. Tam anlamıyla yıkıldı Selim. Her an kaybetme korkusunu yaşadığını belli etmese de o panik ve hüzünlü hallerini hiç unutamam.

Ameliyat süreci bitti, uzun süre hastanede kaldım. Ne zamanki taburcu oldum, işte o zaman sarılıp çok ağlaştık Selim'le.

Doktorlar yürümemi istiyordu, benim dermanım yoktu. Selim Ha gayret Hülya bunu da atlatacağız diye resmen sokaklarda taşıdı beni.

Selim'le hastalık dönemlerinde hüngür hüngür ağladığımız zamanlarımız oldu ama her şeyi sevginin gücüyle el ele aşmasını bildik"