Ünlü İsimler Bu Evlerde Yaşıyor

Bu manzara ömrümü uzatıyor

Boğaz'daki yalı dairesinden Quality dergisine poz veren Oya Başar, uzak kaldığı ekrana yakında döneceğini söyledi.

Oya Başar, Ocak'ta başlayacak "Takma Kafana" adlı dizide rol alacak. Oya Başar "Ara verdiğim süre içinde Amerika'da okuyan kızım Ayşe'yi sık sık ziyaret ettim.

Oralar bana göre değil. Ben İstanbul'un, bu güzel evimin hayranıyım. "Bu manzaraya baktıkça ömrüm uzuyor" dedi.

Çekmeköy'de yeni hayat

Son dönemlerin popüler dizisi "Seksenler"in oyuncularından Ayşe Tolga, Çekmeköy Taşdelen Mevkii'nde özel bir site içinde yer alan müstakil evine üç ay önce taşınmış. Burayı 3,5 yaşındaki kızının okuluna ve kendi işine yakın olduğu için tercih etmiş.

Dört katlı evin kullanım alanı 280 m2 ve beş odası bulunuyor. Giriş katta salon, yemek bölümü, mutfak ve misafir tuvaleti, üst katta ebeveyn, misafir ve çocuk odasının yanı sıra bir de ortak banyo var. Bodrum katta ise hizmetli odası ve kazan dairesi...

ROMANTİK AMA ÇOK DA FEMİNEN OLMASIN DEDİM

"Evimiz orijinalinde gayet bakımlıydı. Sadece boya yapıldı ve hemen taşındık. Dekorasyonda herhangi bir destek almadım. Hatta kendim dekore ettim" diye söze giriyor Tolga... Ve büyük bir keyifle evini anlatmaya devam ediyor:

"Provansal tarzda bir ev olmasını istedim diyebilirim. Ferah, iç açıcı renklerde, fonksiyonel ve konforlu öğeler kullanmaya özen gösterdim. Aksesuarlarla mekanı ayrıştırmaya çalıştım. Aslında "Something Gotta Give" filmine ve South Hampton'daki plaj evlerine bayıldığım için biraz bu tarzdan gittim.

Romantik ancak çok da feminen olmayan bir ev istiyordum. Bir önceki evimde antrasitleri ve lacivertleri yoğun olarak kullandığım için, aydınlık renklere ihtiyaç duydum. Bu yeni evimde bej, kırık beyaz, turkuvaz gibi genel olarak aydınlık ve enerjik renkleri tercih ettim. Yemek bölümü hariç diğer yaşam alanlarında yerden aydınlatma olarak, aplik ve abajurları kullandım. Perde olarak ise stor sistemleri ve bazı katlarda rustikler...

Zeminler parke ve hemen hemen hiç halı kullanmıyorum. Şimdi kış aylarına girdiğimiz için biraz daha İran ve Afgan halıları kullanacağım ancak şu an için Fas'tan gelmiş kilimlerle yetiniyorum.?

ESTETİK DUYGUSU KUVVETLİ BİRİYİM

Ayşe Tolga evinin dekorasyon alışverişini Coastal Homes, Mozaik Design, Mudo Concept, Ikea, Roche Bobois, Cumba Selection ve Habitat'tan yapmış: ?Estetik duygusu kuvvetli biriyim.

7-8 yaşlarında yurtdışından gelen dekorasyon dergilerine bakarak hayal kurardım. Bu anlamda dekorasyon çok önemli ancak sizi ifade ediyorsa. Hangi tarza bağlı kaldığınızın hiç önemi yok. Ayrıca çiçekler, objeler ve kitaplar gibi küçük detaylar evi yaşanır hale getiriyor. Evim tam istediğim gibi.

Ayrıca, müstakil evlerde yaşadığınız teknik aksaklıkları minimale indirmiş bir ev. Bu da yalnız yaşayan biri için çok önemli... Bahçede de çok fazla süsleme sevmiyorum. Bahçemde yine provansal tarza sadık kaldım. Kendi halinde sanki topraktan çıkmış gibi duran doğal görünümlü bir bahçe düzenim var.

Bahçe mobilyalarında da sade parçalar seçtim. Yaz mevsiminin en keyifli zamanlarını bahçemde ve verandada geçirdim. Düzenli olarak haftada üç gün spor yapıyorum ve özel eğitmenimle bahçede çalışıyorum. Akşamları da burada arkadaşlarımla sohbet edip içkilerimizi yudumlamak çok keyifli."

DAĞINIKLIĞA TAHAMMÜLÜ YOK

- Ev içinde konfor anlayışınız nedir?

- Dağınıklığı ve kiri hiç sevmem. Derli toplu temiz bir ev, mevsimine göre ılık veya serin bir havalandırma, mis havanın girdiği havalanmış odalar, bembeyaz çarşaflar, içine gömüldüğünüz temiz halılar ve eşyalar, az mobilyanın akıllıca yerleştirildiği odalar benim konfor anlayışımı temsil ediyor aslında.

"

- Evde misafir ağırlarken nelere dikkat edersiniz?

- Misafirlerimin evimde huzurlu, sıcak ve rahat hissetmesini isterim ki evimin öyle olduğunu söylüyorlar.

- Oyunculuk nasıl gidiyor?

-"Seksenler" dizisinde rol alıyorum. Dizimiz üç sezondur gün birincisi olarak TRT1'de gayet başarılı bir grafik çiziyor. Ekibimiz muhteşem. Keyfim yerinde. Onun dışında özel gecelerde sunuculuk yapıyorum. Aromaterapiyle ilgili AVM'lerde söyleşiler düzenliyor ve eğitimler veriyorum.

- Sizin için en unutulmaz oyunculuk deneyiminiz hangisiydi?

- 19 yıllık oyunculuk hayatımda "Karagöz & Hacivat Neden Öldürüldü? 'nün yeri çok farklı... Sanat yönetimi, kostüm, makyaj ve saç olarak gerçekten inanılmaz detaylı ve profesyonel çalışan bir ekipti.

- Aisha Aromaterapi devam ediyor mu?

- Evet, 2007'de kurduğum markam halen devam ediyor. Tüm ürünler, eczaneler kanalı ve online sitemiz üzerinden pazarlanıyor. Aromaterapi, anne ve bebek üzerine bakım ürünleri içeren koleksiyonumuz, doğal kozmetik arayanlar ve yağlarla şifa bulmak isteyenlere hitap ediyor.

RESİMDEN ÇOK FOTOĞRAF SEVERİM

Sanatla iç içe bir yaşamım var. Dolayısıyla evimde de sanat eserlerine bolca yer verdim. Antrede bir Gülveli Kaya tablom, giyim odamda bir Vedat Örs karakalem tablom var. Daha çok fotoğraf sevdiğim için, çalışmalarını beğendiğim Alpay İzer?in fotoğraflarını kullandım. Ayrıca, aile fotoğraflarımıza da belli köşelerde yer verdim.

COTE D'AZUR'DA BİR EVİ VAR

Sibel Can, çok sevdiği Cote d'Azur'da geçtiğimiz yıllarda bir ev satın aldı. Dekorasyonunda modern ve klasik unsurların harmanlandığı, Can'ın çok sevdiği lavanta renklerinin hakim olduğu, lacivert Akdeniz sularına kucak açan bir ev bu... InStyle Home ekibi, ekim sayısı için işte o rüya daireyi dolaştı.

Klasik Fransız mimarisinin 1950'lerde yapılmış güzel bir örneği olan bu apartman dairesini, ikinci kez birlikte çalıştığı iç mimar Necibe ve Birol Darcan çiftiyle yapmaya karar vermiş Sibel Can... Deniz manzaralı evinin terasında kahvesini ağır ağır yudumlarken, her zamanki gibi ışıl ışıl gözüküyor.

"Kısa tatillerimizde bu bölgede yaşayan arkadaşlarımızla geçirdiğimiz keyifli zamanlar, buralara karşı olan beğenimizi sevgiye dönüştürdü. Sevdiğimiz insanlar, aynı zamanda yaşadığımız ya da yaşamak istediğimiz yerleri de sevip sevmememizde önemli rol oynuyor.Dolayısıyla ev yaşantısını sevmem, arkadaşlarımla bağlarımın güçlü olması ile birleşince 'Neden olmasın?' dedim, onlarla aynı zamanda komşu olmayı da seçtim."

TATİL, KÜLTÜR VE SANAT BİR ARADA

Kendini gittiği yerde evinde gibi hissetmek istermiş hep. Lüks bir otelde kalsa bile evinin sıcaklığını ve alışkanlıklarını arayan biriymiş... Cote d'Azur'un birçok tatil, kültür ve sanat merkezini barındırması onu cezbetmiş tabii: "St Tropez, La Citadelle limanı ve müzeleriyle harika. Eze ve Saint Paul de Vence, mükemmel doğası ve mimarisiyle çocuklarımla eğlenceli vakitler geçirdiğim yerlerden. Monaco hak verirsiniz ki en şık restoran ve dükkanları ile herkesin dikkatini çekebilecek özelliklerde... Monte Carlo Sporting Club, Hotel Vista ve Hotel de Paris Engincan ve Melisa'nın en sevdiği yerlerden. Emir ise her yıl heyecanla Monaco Grand Prix'sini bekliyor..."

MONACO, PRENSESİ GİBİ ÖZEL BİR YER

Ünlü ressamlar Matisse, Renoir ve Fernand Leger'in de onun gibi bu güzel bölgenin etkisinde kalıp, buralarda yaşamayı seçtiğini söylüyor. "Cap Ferrat-Beaulieu- Villefranche'den oluşan, Fransızlar'ın "Altın Üçgen" dedikleri bölgeyi de çok severiz. Burası aynı zamanda hayran olduğum Grace Kelly'nin eski filmlerinde üstü açık arabası ve eşarbı ile gezdiği yerler. Monaco çok özel bir yer, aynı prensesi Grace Kelly gibi" diyor Can...

DÖRT ODA BİR SALON

Dört oda, bir salon, açık mutfak ve iki banyodan oluşan 200 metrekarelik, 3 metre yüksekliğinde tavanları bulunan klasik apartman dairesinin ön ve arka cephesi ferah teraslara açılıyor.

Nostalji tutkunu

Nihan ve Okan Buruk, üç yıl önce taşındıkları "mutluluk yuvalarının" kapısını Maison Française dergisine açtı. Çift, yaşadıkları eski köy evini ve Alaçatı'daki hayatı çok sevince, komşu binayı da satın alarak yaşam alanlarını genişletmiş.

Ege köy hayatının geleneksel izlerinin Provence stiline özgü detaylarla harmanlandığı dekorasyon ve evlerin orijinal ruh halinin korunduğu renovasyon, yetenekli ev sahibi Nihan Buruk?un imzasını taşıyor.

Üç yıl önce Alaçatı'ya gelip eski bir köy evi satın alan Buruk ailesi, geçtiğimiz yıl komşu bina satışa çıkınca hemen talip olmuşlar. 100 yıldır aynı avluya bakan bu iki komşu evi orijinal ruhlarını koruyup yenileyerek burada yepyeni bir yaşama başlamışlar.

"Ben eskinin ruhunu seviyorum" diyen Nihan Buruk, mekânı dekore ederken de geleneksel detayları, geçmişi ve Provence stilini düşünmüş. Üç kişilik ailenin ihtiyaçları eskinin içine, eskiye zarar vermeden adapte edilmiş.

ÇATIDA AÇIK HAVA SİNEMASI KEYFİ

Buruk ailesinin üç yıl önce taşındığı ev, mutfak ve üç yatak odasından oluşuyor. Geçen yıl alınıp eve eklenen yapıda ise ebeveyn yatak odası, çocuk odası ve salon konumlanıyor.

Avluda asma ağacının altındaki yemek masası her akşam dostları ağırlıyor. Çatıda projektörle kurgulanan açık hava sineması ise tüm ailenin ve dostlarının Alaçatı'da en çok sevdikleri aktivite.

DEKORASYON ALANINDA İLERLEMEYİ HEDEFLİYOR

Nihan Buruk, moda tasarımının yanı sıra dekorasyon alanında da çalışmalarını ilerletmeyi hedefliyor. Modadaki modern avangard çizgisi, dekorasyonda modern eklektik bir stile dönüşüyor.

Alaçatı'nın ruhuyla örtüşen bir dekorasyon kurgulamak için aksesuar seçerken özellikle basit taşra evlerine uyum sağlayacak ve bir araya geldiklerinde kendisinin tasarımcı kimliğini de yansıtabilecek objeler üzerinde durmuş.

HİKÂYESİ OLAN OBJELERDEN ASLA VAZGEÇMEM

Nihan Buruk: Her mekânın ruh halini hissederek oraya özgü tasarımlar yapmaya çalışıyorum. Ama içimdeki nostalji tutkunu kadın, hikâyesi olan objelerden asla vazgeçmiyor.

Ece'nin kaptan köşkü

Ece Sükan'ın Emirgan'da yaşadığı daire, sahip olduğu konum ile gemi güvertesinden farksız. Eklektik tarzı ile öne çıkan ev, Sükan'ın dinamik ve zevkli dünyasına dair renkli ayrıntılarla dolu. Sükan, evinin kapılarını InStyle Home dergisine açtı.

13 yıldır moda dünyasının içinde olan, mankenliğin ardından çalıştığı dergicilik sektöründe de adından söz ettiren başarılı bir isim Ece Sükan. Televizyonda birçok moda programı sunmuşluğu da var, dizi oyunculuğu yapmışlığı da... Nişantaşı'nda vintage kıyafetler sattığı kendi adına bir mağazası da bulunuyordu bir zamanlar. Sekiz aydır Hürriyet'te her pazar kadrajına takılan ayrıntıları "Ece'nin Kadrajı" adlı köşesinde samimi ve sıcak diliyle paylaşıyor okuyucularla. "Her zaman görselliği olan işler yaptım. Yazı yazma yeteneğim biraz geç öne çıktı" diyor tüm içtenliğiyle "karargahım" dediği masif ceviz çalışma masasında otururken.

OYUNCULUK MERAKI ANNE GENLERİNDEN

Aylık dergicilikten sonra gazete dinamiğinde yazı yazmanın beyninde daha önce hiç bilmediği farklı ve heyecanlı bir kapı araladığını belirtiyor. Arkasındaki duvarı boydan boya kaplayan ahşap kitaplığında meraklı olduğu fotoğraf kitapları, sanat dergileri, eski plaklar, klasik dünya edebiyatından öne çıkan romanlar, hatta ODTÜ?de eğitim aldığı yıllardan kalma psikoloji kitapları göze çarpıyor. "Bu köşeyi seviyorum, beni özetliyor" diyor. Hayalinde bir sinema filminde rol almak da varmış. Annesi Serpin Sükan eski bir tiyatrocu, babası ise mühendis ve işadamı. "Sanırım bu oyunculuk merakı anne genlerimden" diyor.

TÜM EVLERİM KARİZMATİKTİ

Salon, mutfak, üç oda ve üç banyo bulunan Emirgan'daki 170 m2'lik bu apartman dairesine dört yıl önce taşınmış. Daha önceleri semt olarak çok sevdiğini söylediği Nişantaşı ve Gümüşsuyu'nda oturmuş. Evden yana her zaman çok şanslı biri olduğunu söylüyor: "Hepsi de özellikli ve karizmatik evlerdi." Burası onun Ankara?dan geldikten sonraki üçüncü durağı. Gümüşsuyu'ndan taşınma gündeme gelince, ona ilk gösterilen ev burası olmuş. Ama hemen taşınmamış. "Diğerlerini de görmek istedim. Bir ay kadar ev baktıktan sonra tercihim burası oldu tabii. Bunun üzerine çıkan bir manzarayla karşılaşmadım gösterilenler arasında. İçi de tertemizdi, tadilat da gerektirmiyordu" diyor.

Evin salonunda otururken kendini bir geminin güvertesinde gibi hissediyormuş. Haksız da sayılmaz. Manzarasıyla iddialı bir ev kesinlikle burası. Yılın yarısını yurtdışında, özellikle Milano'da geçiriyor. Burada olduğu zamanlarda ise evinin tadını arkadaşlarıyla çıkarıyor.

EVDE MÜZİK SONUNA KADAR AÇIK OLUR

Salon duvarlarını yakın arkadaşı Haluk Akakçe'nin tablosu, çok sevdiği ressam Fikret Muallla'ya ait bir reprodüksiyon ve Aslan Sükan'ın çektiği fotoğraflarla renklendirmiş. Evde müzik sonuna kadar açık olurmuş genelde. Ambient, lounge, house, caz veya klasik tarz seviyor daha çok. Fransız ve İtalyan yönetmenlerin sanat filmlerine ise özel bir ilgisi var. Duvara yaslı Michelangelo Antonioni'nin Vanessa Redgrave'in de rol aldığı "Blow Up" filminin afişi de bu merakının yansıması. "En sevdiklerimden" diyor.

BİTKİLERİ SEVİYORUM

Çok seyahat etmesine rağmen evde bitkilerin olmasını seviyor Ece Sükan. "Benjamin ya da kır çiçekleri mesela" diyor. Jo Malone'un baharatlı ev kokusu da denizden eve vuran iyot kokusuna eşlik ediyor.

EVİMİ ÖZLÜYORUM

Sık seyahat eden biri olarak bu evi özlemekte çok geçerli sebepleri var. Tıpkı yıllardır ustalıkla yaptığı, hikâyesi olan, orijinal moda çekimlerinde olduğu gibi, huzurlu ve kendi yaşam yolculuğunu anlatan kişilikli bir sığınak yaratmış kendine.

KORUDA TATLI HAYAT

Meyra, eşi Mehmet Ali Ilıcak ve oğlu Kemal'le Beykoz Konakları'nda müstakil bir villada yaşıyor. Dömi-klasik dekorasyonu ile öne çıkan evi baştan sona kendi dekore eden şarkıcı, renkli ayrıntılarla dolu sımsıcak bir yuva yaratmış. InStyle Home dergisi o sıcak eve konuk oldu.

Meyra-Mehmet Ali Ilıcak çiftinin 2,5 yıl önce taşındığı Beykoz Konakları'ndaki villa, oğulları Kemal'in geçen yıl aralarına katılmasıyla daha bir şenlenmiş gözüküyor. Şarkıcı, "Bundan önce yine bu koruda bir evde oturuyorduk.

Burası şehre yakın olmasına rağmen, şehirden uzakta yaşıyormuş hissi veren bir yer. O yüzden vazgeçemiyoruz buralardan. Ayrıca oğlum büyürken doğayla iç içe olması da hoşuma gidiyor" diye söze başlıyor bahçede Kemal'e kahvaltısını yaptırırken...

Hayatındaki en güzel olayın oğlunun doğumu olduğunu söylüyor sonra da: "Varlığı hepimiz için en büyük mutluluk sebebi ve her şeyden önce o gelir oldu artık. Onu büyütürken farkında olmadan kendimi de büyüttüğümü ve eğittiğimi hissediyorum. Artık daha çok şükreden ve daha çok sabreden biriyim kesinlikle." 17 yıldır müzik sektörünün içinde yer alan Meyra, ?"Son Liman" adlı single'ını çıkarmıştı en son.

5 ÇAYLARI BU EVİN RİTÜELİ

Mis gibi kokan ıhlamur ağaçlarıyla çevrili üç katlı bu villa, 320 m2'den oluşuyor. Geniş bahçesinin bir bölümünü meraklı olduğu organik tarım için ayırmış sanatçı. Evde her şey mevsiminde ve taze tüketiliyor.

Evin ana girişinde misafir tuvaleti, banyolu bir ebeveyn odası ve çalışma odası var. Üst kat Kemal'in yatak odası ve oyun odası olarak tasarlanmış. Bahçe katında mutfak, salon, misafir ve yardımcı odaları var.

Eve taşınılmadan önce içinde birtakım yenilikler ve tadilatlar yapılmış. Örneğin salon duvarlarının bir kısmı açık bej, geri kalanı ise ortama sıcaklık katması için duvar kağıdı ile renklendirilmiş.

En sevdiği tabloları salona asmış, yemek bölümünün zeminini ise mermerle kaplatmış Meyra... "Yerde sadece ahşap görmek bazen boğucu olabiliyor" diyor.

Aile yadigarı antika parçalara özel yapım mobilyalar eşlik ediyor evde... Yemek bölümündeki eski dikiş makinesinin üzerini mozaikle kaplatıp dresuar olarak kullanmak da yine onun fikriymiş: "Dekorasyonla ilgili ayrıntılara kafa yormayı ve eşyalara farklı kimlik katmayı seviyorum."

İstanbul'dan önce eşiyle beş yıl yaşadığı Miami'de yemekleri hep o yaparmış. Ailece yeni döndükleri Miami seyahatinden bahsediyor sonra da... "O kadar özlemişim ki orayı... Oğlumuz doğduktan sonraki ilk Amerika seyahatimiz oldu bu" diyor keyifle.

Peki bir ev günü nasıl geçiyor? Sabah kalkar kalmaz ilk işi sıkı bir kahvaltı etmek... Genelde akşamüzeri kek, simit veya kısır eşliğinde yapılan 5 çayları da bu evin geleneğiymiş. "Herkes bunu bildiğinden, yazın bizim bahçede buluşulunur hep" diyor keyifle.

BAKIM SIRRI SOĞUK SÜT

Dekorasyon kadar meraklı olduğu bir diğer alan da kişisel bakım ürünleri. Rimel ve yüze hafif pembelik veren parlatıcı allık en çok kullandığı makyaj ürünlerinden. Sağlıklı ve parlak duran cildini vakit buldukça gittiği hamam ritüellerine bağlıyor. Kesenin cildin en iyi dostu olduğu inancında.

BU EVİN ELEKTRİĞİ VE YOLU BİLE YOKTU

Mehmet-Dilek Birgen çifti, Bodrum-Yalıçiftlik'teki köy evlerinin kapısını Elle Decoration dergisine açtı. Ev, doğal-otantik tarzdaki dekorasyonuyla bir Kızılderili atmosferi yaratırken, diğer yandan modern vurgularla günümüz konformizmini yansıtıyor.

Sanki burası Bodrum değil... Kalabalıktan, curcunadan uzaktayız. Sessiz, sakin ve doğal. Kızgın güneş tepede ama bu taş ev, yamaçtaki konumu itibariyle tatlı tatlı esen rüzgarın keyfini çıkarıyor.

Ev sahibi Mehmet Birgen, tanınmış bir işadamı ve Fethi Ahmet Paşa'nın torunu... Bu evi (yıllarca Amerika?da yaşamış olmanın etkisiyle) taşıyla, toprağıyla ve dekorasyonuyla kendi kurgulamış, hazırlamış. İnşaat bir sene sürmüş ve iki yıl önce de taşınmışlar.

BU EVİN ELEKTRİĞİ VE YOLU BİLE YOKTU

Ancak ona göre daha ev bitmemiş, "Yavaş yavaş" diyerek söze giriyor Birgen ve sıcakkanlı ev sahipliğiyle anlatmaya başlıyor yapının hikayesini: "Bu evi bir Alman'dan satın aldım. 16 yıl boyunca bu evde, suyla tedavi etme yöntemini kullanarak yaşamış. Yıllarca kendi elektriğini kendi üretmiş. Ben satın aldığımda burada elektik ve yol yoktu.

Elektriği direklerle aşağıdaki köyden ben getirdim. Yolu bile yoktu. Kısacası evi aldığımda viran haldeydi. Her şeyi yıkıp yeniden yaptım. Tavanları çamla kapladım. Zeminler ahşaptı, söküp travertenle kapladım. Tek kata yayılmış evi iki kata çıkardım. Arka bahçeye iki ayrı misafirhane kurduk. Yan bahçeye taş fırın yaptık, şimdi pergolasını bekliyoruz. Sırada ön bahçeye yapılacak bir havuz projemiz var. O da bitince ev tamamlanmış olacak. En sonunda da peyzaja girmeyi düşünüyorum.

Her ne kadar bostanımız ve ağaçlık alanlarımız olsa da gerekli peyzaj düzenlemesine daha girmedim. Yavaş yavaş ilerliyorum ama doğrusu da bu. Yaşarken, ihtiyaca ve yaşam tarzımıza göre uygulanan düzenlemeler ve dekorasyon çalışmaları her zaman en iyi sonucu veriyor.

Her şeyle ben ilgilendim ve ilgilenmeye de devam ediyorum. Şu an 8 yaşındaki oğlum Alp, 10 aylık kızım Maya ve eşim Dilek'le altı ay burada, kalan altı ay ise biraz İstanbul, biraz da Los Angeles'ta yaşıyoruz. Daha önce Bitez'de yaşadım yıllarca, sonra İçmeler'e taşındım. Ama burası farklı. Karşı tepedeki araziyi de ablama aldık. Bodrum merkeze uzak olsak dahi burada yaşam çok keyifli. Yolun uzunluğuna da alıştık artık."

HER MOBİLYANIN BİR ANISI VAR

Evin kullanım alanı 300 m2, toplam 10.000 m2'lik bir arazi içinde yer alıyor. Giriş, verandadan ve yan bahçeden... Salon ve mutfak açık olarak, iç içe planlanmış. Giriş katında ayrıca misafir odası, hizmetli odası, banyo ve ardiye, Mehmet Birgen'in çalışma odası, Dilek Birgen'in spor odası ve arka bahçedeki misafir odaları bulunmakta.

Üst katta ise ebeveyn odası, çocuk odası, iki banyo ve arka bahçeye çıkış bulunuyor. Evin mobilya ve aksesuarlarının hepsinin bir değeri, anısı var. Hiçbir şey alınmış olmak için alınmamış. Aileden kalma değerli antika parçalar, çeşitli Amerikan ahşaplarıyla harmanlanmış. Otantik, etnik eşyalar da yer yer önümüze çıkıyor. Yaşanmışlık ise evin her köşesini sarmış, iki yıllık genç bir ev olsa dahi..

İŞLERİ DİLEK'E DEVRETTİM ARTIK

Mehmet Birgen'in dolu dolu yaşadığı, renkli bir geçmişi var. Bodrum gece hayatına yön veren M&M ve Catamaran gibi işletmeleri kurmuş, yıllarca yönetmiş. Başarılı bir yüzer-club olan, dünya listelerindeki çoğu büyük müzik adamının performans gösterdiği Catamaran'ı ise 10 yıldır eşi Dilek Birgen işletiyor.

"Ben artık gece hayatını keyfi olarak yaşıyorum. İşleri Dilek'e devrettim. Dilek sayesinde 60 yaşında ailemi kurdum. Şimdi en büyük mutluluğum onlar" diyor Birgen tüm samimiyetiyle.

Eve dönüş

InStyle Home dergisi bu ay "Karagül" dizisinin başrol oyuncusu Ece Uslu'nun Sıracevizler'deki evine konuk oldu. Gaziantep'te çekilen dizi sezon finali yapar yapmaz İstanbul'a dönen oyuncu, aylar sonra evine kavuşmanın huzurunu yaşadığını söyledi.

Karagül'ün birinci sezon finalinin ertesi günü, Ece Uslu ile İstanbul'daki evinde bulaşmaya karar veriyoruz. Oldukça yoğun bir sezon geçirdiklerini anlatmaya başlayan oyuncunun yüzünde mutlu bir tebessüm hakim. Işıltılı ve neşeli yapısı, yorgunluğunu gizlemeye yetiyor. "Dün gece döndüm ve çok az uyuyabildim son günlerde. 4,5 aydır çekimlerden dolayı Gaziantep'teyim malum" diye anlatmaya başlıyor evinin salonunda otururken. Sıracevizler'deki bu apartman dairesine 2,5 yıl önce taşınmış. Tam karşısındaki apartmanda annesi oturuyormuş. Dairenin kiralık ilanını o sayede görmüş. "İçi temiz ve hemen taşınılacak durumdaydı" diye anlatmayı sürdürüyor Uslu. Bundan önceki evi Teşvikiye'de bir apartman dairesiymiş yine. Orayı da semt olarak çok seviyormuş ama taşınmak zorunda kalınca geçici bir süre annesiyle yaşama kararı almış. Eşyalarının çoğu eski evinden. Bazılarını buraya taşınınca küçültmek durumunda kalmış.

HAYALİM ÇİFTLİK EVİNDE YAŞAMAK

140 m2'lik daire, L bir salon, mutfak, banyo ve üç odadan oluşuyor. Bunlardan küçük olanını giyinme odası yapmış. Hayali, ileride içinde çok büyük mutfak, banyo ve giyinme odası barındıran bir çiftlik evinde yaşamakmış. "İtalyan filmlerindeki gibi... Kalabalık bir aile, keyifle sohbet edilen upuzun bir masa, ruha ve göze hitap eden enfes yemekler... Tüm sevdiklerimle aynı arazide yaşayacağım ama herkesin kendine ait bir evi de olacak" diye neşeyle anlatmayı sürdürüyor kurduğu ev hayalini. Dahil olduğu her projede uzun saatler çalışması nedeniyle evinden ayrı kaldığı için yapmak istediklerini gerçekleştirme fırsatı bulamadığından bahsediyor.

DAĞINIKLIĞA TAHAMMÜLÜM YOK

Bej ve gri ile renklendirilen salonda mobilya ve aksesuarların çoğu Mudo Concept ve Four & More'dan seçilmiş. Ahşabın eve sıcaklık katan bir malzeme olduğunu belirtiyor. Salonda kitaplarının durduğu ahşap sehpayı ve lambasının yer aldığı kütüğü bu yüzden özellikle tercih etmiş. Moru sevdiğinden annesi salonu için bu renk bir halı hediye etmiş. "Mor renk, para ve bereket de getiriyormuş bir eve" diye belirtiyor hemen. Salonundaki L keten kanepeyi, beyaz ahşap barı ve yatak odasındaki beyaz lake makyaj masasını kendi çizip marangoza uygulatmış. "Bu konuda babama çekmişim. O da evindeki her şeyi kendi çizer ve yaptırır" diyor gülerek. Başak burcunun karakteristik titizlikleri onda da yok değil tabii. "Her şey yerli yerinde dursun isterim. Dağınıklığa tahammülüm yok" diyor.

HER ÖĞÜNÜMDE ACI BİBER YERİM

Mutfağa girip yemek yapmayı ve arkadaşlarını ağırlamayı çok seviyor. Film geceleri düzenliyor daha çok evinde. "Amelie", "Fight Club", "Delicatessen", "Leon", "Başkalarının Hayatı", "Avatar", ?"Cahil Periler", "Dot the I" ve "Deep Blue" en sevdiği filmlermiş. "Pek dizi seyredemiyorum, çünkü öyle bir vaktim olmuyor" diye belirtiyor. Sinema kuşağı öncesi bir İzmirli olarak önden zeytinyağlı yemekler ikram etmeyi ihmal etmiyormuş arkadaşlarına tabii ki. Makarna ve salata yapma konusunda da hiç fena olmadığını ekliyor. Arka balkonunda avokado ve acı biberlerden yetiştirdiğini söylüyor. ?"İkisine de bayılırım. Her öğünümde mutlaka acı biber yerim. Biri cilde iyi geliyor, diğeri metabolizmayı hızlandırıyor. Toprakla uğraşmayı seviyorum. Belki de çiftlik evini bu yüzden hayal ediyorum yıllardır" diyor.

MİSKİNLİK ZAMANI

Set nedeniyle sabah erken uyanmaya alışmış Ece Uslu. Şimdi özlediği pijamalarını ve sabahlığını giyerek evde miskinlik yapma zamanı onun için. "Menemen, beyaz peynir, salatalık ve domatesten oluşan bir kahvaltı benim için en mükellef olan. Ardından kendime gelmek için mutlaka Türk kahvemi içmeliyim" diyor.

360 derece İstanbul

Ivana Sert, Levent'te yaşadığı rezidansın kapılarını InStyle Home dergisine açtı. Kıyafet seçimlerinde öne çıkan renkli ve sıra dışı ayrıntı merakını evinin dekorasyonuna da yansıtan Sert, İstanbul'u keyifle seyrettiği konforlu bir yaşam alanı yaratmış.

Ivana Sert, yaşamak için Levent'in merkezinde konumlanan bir rezidansın en üst katını seçmiş. 360 derece İstanbul manzarasına hakim bu daireye sekiz yıl önce oğlu Ateş'le taşınmış."Burası benim şu anki yaşam tempoma çok uygun bir konumda. Şehir merkezinde olmayı seviyorum. Evimin altında alışveriş merkezi, çiçekçim ve kuaförüm var. İleride, orman içinde havuzlu ve bahçeli bir evde yaşamak gibi bir hayalim de var tabii" diye anlatmaya başlıyor salonundaki geniş ve rahat görünen kanepesinde otururken...

350 m2'lik panoramik İstanbul manzaralı daire, geniş ve ferah bir mutfağa açılan bir salon, dört yatak odası ve üç banyodan oluşuyor.

BU DAİREYİ TAMAMEN KENDİM DEKORE ETTİM

Evinin dekorasyonuna gelince... Yıllar öncesinden başlayan bir dekorasyon merakı olduğunu söylüyor Ivana Sert. Sırbistan'da birkaç ev dekore etmişliği bile var. Oğlu Ateş'in doğumu için Amerika'da olduğu yıllarda, Santa Monica'da yaşadığı evi de kendi dekore etmiş.

Evde kadife kumaşlar ve koyu pastel renklerin hakimiyeti söz konusu. Sadece koyu ahşap yemek masasının üzerinde turuncu büyük simetrik cam aydınlatmalar dikkat çekiyor.

Evini dekore ederken sıcaklığı ve rahatlığı öne çıkarmaya çalıştığını anlatıyor. Bu yüzden zeminde koyu ahşap, döşemelerde kadife kumaş tercih etmiş.

"Biraz oryantal bir tarzı da oldu evin" diye belirtiyor.

Bu ev bana huzur verdi

Eski Türkiye güzellerinden Şebnem Dinçgör, oğlu Kerim'le yaşadığı Çubuklu Vadi'deki villasının kapılarını InStyle Home dergisine açtı.

Sabahın erken saatleri... Şebnem Dinçgör'ün orman manzaralı Çubuklu Vadi'deki evinden içeri giriyoruz. Sabah sporunu yapmış, tüm dinçliği ile karşılıyor bizi...

Sitede birkaç ev gezmiş ama en çok bu evden etkilenmiş: "İçine girdiğim anda huzur verdi. Tadilat işlerine girmemi gerektirecek bir durum olmadı pek. Sinema alanını spor salonu, jakuzi ve sauna olarak değiştirdim. Bir de misafir banyosu ile kendi yatak odamda birkaç değişiklik yaptım o kadar..."

550 m2'lik, üç katlı, önü havuzlu, içi asansörlü villanın giriş katında, kış bahçesine de geçiş sağlayan büyük ve aydınlık bir salon, geniş beyaz bir mutfak, misafir tuvaleti ile misafir ve personel odaları bulunuyor. Hemen yanında spor salonu ile SPA havasında tasarlanmış bölüm var.

Asma kat oğlu Kerim'in yaşam alanı olarak düzenlenmiş. Burada içinde banyosu bulunan ve üst bahçeye bakan bir yatak odası ile önünde oturma alanı olan bir asma kat var. En üst katta ise orman manzaralı yatak odası yer alıyor. Yatak odasının yanında büyük, açık bir banyo ve geniş giyinme alanları bulunuyor.

Evin zemininde genel olarak beyaz parlak mermer ile koyu ahşap parkeler kullanılmış. Açık krem rengi duvar kağıtları da aydınlık görüntüyü pekiştirmiş. Evin güzel ışık almasında mimarının boydan boya cam pencere kullanması etkili olmuş...

Tamamen kendi ilgilendiği evinin dekorasyonunu dört ayda tamamlamış. Evde heykel ve resim gibi sanat parçaları görmeyi sevdiğini anlatan Dinçgör, Kemal Önsoy'un bir tablosunu yemek odasının duvarına, Amalfi'den aldığı balerinli çalışmayı da salondaki şömine üzerine asmış. "Benim de bir zamanlar bale yapmışlığım var. Bunu gördüğüm anda çok sevdim. Resme bakarak yürürseniz, balerinin kendi etrafında döndüğünü göreceksiniz" diyor.

Kız kardeşi Çiğdem Seyrek ve oğlu Kerim, en sıkı seyahat arkadaşları onun. "Aile bağlarına çok önem veririm. Ailemle, özellikle de kız kardeşimle görüşmediğim tek günüm olmaz" diyor gözleri parlayarak. Evden misafir hiç eksik olmuyor. Kışın arkadaşlarıyla genelde kış bahçesinde oturmayı tercih ediyormuş. "Orayı herkes sıcak buluyor ve seviyor" diye belirtiyor Dinçgör.

Şebnem Dinçgör, haftanın altı günü spor yapıyor. Ve "Yemek yemek için spor yapanlardanım ben aslında" diyor ne kadar iştahlı olduğunu anlatmak için... Fiziğinin sırrını sebze ağırlı beslenmeye bağlıyor.

Evdeyken vaktinin çoğunu yatak odasında geçiriyormuş Şebnem Dinçgör. "Yatağıma uzanıp bilgisayarımdan dizi veya film izlemeye bayılırım. Bu aklınıza gelen tüm yabancı diziler olabilir" diyor.

KAR KÜRELİ EV

Oyuncu-model Sedef Avcı ve Kıvanç Kasabalı çiftinin Kandilli'deki yeni evi, özenle hazırlanmış yılbaşı ağacı, renkli kar küreleri ve cana yakın sevimli köpeği Oscar ile insanı yeni yıl havasına sokuyor. InStyle Home dergisi o sıcak eve konuk oldu.

Sedef Avcı-Kıvanç Kasabalı çifti, Golden Retriever cinsi sevimli köpekleri Oscar ile beş ay önce taşınmış Kandilli'deki bu eve... "Buradan aile dostumuz Mete abi sayesinde haberdar olmuştuk. Bizim için uygun olduğunu düşünüp, gelip görmemizi istemişti hemen" diye anlatmaya başlıyor Avcı salonundaki yılbaşı ağacının ışığını yakarken... Çamın yanındaki cam vitrinde yıllardır biriktirdiği kar küreleri göze çarpıyor. Bu merakı Richard Gere ile Diane Lane'in "Sadakatsiz" filmini izlediği zaman başlamış. ?"Orada pek dekoratif amaca hizmet etmemişti doğrusu" diye anlatmaya devam ediyor güzel oyuncu tüm sempatikliği ile...

100 m2'lik daire, salona açılan mini bir mutfak, iki oda ve bir banyodan oluşuyor. "Küçük olduğu için buranın sade ve ferah gözükmesi bizim için öncelikli oldu ve içinde çok şey değişti" diye söze giriyor Kıvanç Kasabalı da... Daha önceki evleri buradan büyük olduğundan taşınırken birçok eşyayı elemek zorunda kalmışlar.

Kanepenin yanındaki mozaik taşlı masayı Bozcaada'dan almışlar. "İkimiz de oraya bayılırız. Genelde Aliki Konukevi'nde kalırız. Bu masayı orada görüp çok beğenmiştik. Salona güzel renk kattı"diyor.

Şu sıralar iş konusunda ikisi de rahat bir dönemde oldukları için kendilerine vakit ayırabildiklerinden bahsediyor. Avcı, en son çektiği ve 14 Şubat'ta vizyona girecek olan "Romantik Komedi 2" den söz ediyor sonra... "Keyifli bir film oldu, çekirdek kadro yine ilki ile aynı. Ama sürpriz isimler de var tabii" diyor, başka da sır vermiyor. Sabahları erken kalkan bir çift onlar. "Buraya taşındıktan sonra yeni yerler keşfetmeye açık olduk. Ayrıca sabahları engebeli parkurlar bularak uzun yürüyüşlere de başladık beraber" diyor Kasabalı...

Bursa Uludağ Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu olan Kasabalı, eğer evde ise vaktinin çoğunu balkonda çalışarak geçirdiğinden bahsediyor. "Bu da ayrı bir adrenalin" diyor gülerek. Aklımıza Michael Douglas'ın Wallstreet'te gaddar bir broker'ı canlandırdığı "Money Never Sleeps" filmi geliyor. "En sevdiğim filmlerden biridir. Bakın öyle bir rolü çok severek oynayabilirim işte" diyor gülerek. Sahiplerinin konukseverliğinin yanı sıra renkli yılbaşı ağacı, insanı oyalayan kar küreleri ve leziz cupcake'leri ile burası yılbaşı coşkusunu insana şimdiden güzel hissettiren sıcak bir ev doğrusu...

Çiftin bu yılbaşı için planları nedir, merak edip soruyoruz. Henüz kesin karar vermediklerini söyleyip ekliyorlar: "Geçen yıl Stuttgart'a, çok yakın arkadaşlarımızı ziyarete gitmiştik. Sonra da otomobille İsviçre ve Fransa'yı dolaşmıştık. Yine buna benzer bir program yapabiliriz. Ya da yeni yılı evimizde dostlarımızla geçiririz."

EDA'NIN EVİ

Tasarım ve kişiye özel stil danışmanlığı yapan Eda Taşpınar, Baltalimanı'ndaki evinin kapılarını InStyle Home dergisine açtı. Kıyafetlere olduğu kadar mobilyalarına da kişiliğini katmayı seven Taşpınar, kendi gibi renkli ve özgür ruhlu bir ev yaratmış.

Eda Taşpınar'ın Baltalimanı'ndaki evi, tıpkı moda duruşu kadar renkli, çarpıcı ve orijinal... Eklektik tarzdaki evin dekorasyon ayrıntıları ilham verici olduğu kadar düşündürücü de... Üç yıl önce taşındığı bu apartman dairesi, sahip olduğu Boğaz manzarası ile onu ilk görüşte çarpmış. Bir gazete ilanından görüp çok beğenmiş evi. "İçine girdiğim anda pozitif enerjisi beni etkilemişti. Ön cepheden Boğaz'a, yatak odasından ise tam istediğim gibi yemyeşil bir koruya bakıyordu" diyor.

Hâl böyle olunca işin sırrını sormanın bir önemi kalmıyor diye düşünüyoruz. "Tabii gece 23.00 ile 01.00 arası yatakta ve uykuda olmam şart. İyi hormonlar o zaman diliminde iş başında çünkü" diye bir açıklama yapıyor ve bizi şaşırtmayı başarıyor.

Kırmızı metal dolabı dergi yaprakları ile kaplayıp, üzerini siyah sprey boya ile boyayarak babaannesinden hediye kristal karafları, Haaz'dan aldığı renkli objeleri üzerine yerleştirmiş. Arkasındaki duvarda Hırvat bir heykeltıraşın çalışmaları asılı.

Digitürk'ün 435 Nu Jazz kanalı hep açıkmış bu evde. "Ben yokken de müzik çalar burada. Sessiz eve girmeyi hiç sevmem öyle" diyor Taşpınar. Gündüz iyi ışık alan ev, akşamları mumlarla dramatik bir atmosfere bürüyormuş. "Kokulu muma alerjim var. Parfüm de kullanamıyorum o yüzden. Kitap okurken biraz sıkıntı oluyor ışık o kadar" diyor.

Eda Taşpınar'ın mutfakla arası pek iyi değilmiş. "Hiç anlamam yemek yapmaktan. Gittiğim restoranlarda aynı yemekleri yerim yıllardır" diyor içtenlikle. Kıyı ve Dragon favori restoranlarından...

VOLKAN VE ZEYNEP'İN MUHTEŞEM EVİ

Fenerbahçe ve milli takım kalecisi Volkan Demirel ile eşi Zeynep, evlerinin kapısını ELLE dergisine açtı. Ünlü çift, çekim sonrası gerçekleşen söyleşide de futboldan ev hayatlarına pek çok şey anlattı.

Ünlü kaleci ve eşi Zeynep Demirel'in evlerine vardığımızda ekibimizi kapıda fanatik bir taraftar karşıladı! Jack Russel cinsi Keeper bizlere önce oyuncağını getirdi; sonra çubuklu formasıyla poz verdi.

Kaleci olmak zor mu?

Bu soruma "İlk bakışta öyle gözükmez ama kaleci olmak hem zordur hem de büyük sorumluluktur. Futboldan anlamayanlar 'kaleci ne yapıyor ki, sadece duruyor' gibi düşünüyor. Kaleci hep bekleyendir, arkadaşları gol atar o sevinemez (gerçi ben fırsat buldukça yanlarına gidiyorum). Kaleci yalnız adamdır ve top geldiğinde, ne olursa olsun son hamleyi yapar" cevabını veriyor Volkan Demirel, sonra bir de ekleme yapıyor: "Herkes kalecilik yapamaz, özgüveninizin yüksek olması lazım. Bazı şeylerden kendinizi soyutlayabilmeniz de çok önemli."

yi bir maçın sonrasında evde bayram havası mı eser? Ve tam tersi, takım yenilirse bu durum evdeki havayı (olumsuz) etkiler mi? Ünlü kaleci "Bayram havası esmiyor ama tabii ki mutlu oluyoruz. Yenilince de mutsuzluk yaşanıyor. Öyle bir durumda biraz tatsız oluyorum, o kadar... Hiç öyle, kimse benimle konuşmasın gibi huylarım yok" cevabını veriyor.

Volkan Demirel, "Evlilik çok güzel. Bazen sorunlar da olabiliyor ama sorun olmazsa orada da bir sıkıntı vardır; herkes bir kenara çekilmiş, durumu kabullenmiş diye düşünürüm. Evlilik; kavgasıyla, üzüntüsüyle, her yönüyle çok güzel".

Opakim ilaç firmasının ve "mutlumikrop.com" web sitesinin ortağı Zeynep Mutlu, kızı Nazlı ve sevgilisi İlker İnanoğlu'yla paylaştığı Beykoz Konakları'ndaki evinde soyadına yakışır bir yaşam sürüyor. Mutlu, "Huzur bulduğum yegane yer" dediği evinin kapılarını Elle Dekorasyon'a açtı.

Tepe Grubu'nun inşa ettiği Beykoz Konakları orman evi tarzında, standart bir mimariye sahip. Mutlu-İnanoğlu çiftinin evi üç katlı, kullanım alanı 450 m2 ve beş odası bulunuyor. Giriş kat aynı zamanda yapının orta katı. Burada antre, misafir tuvaleti, giyinme odası ve banyolu ebeveyn yatak odası var. Üst katta Nazlı'nın rengarenk yatak odası, çalışma odası ve banyosu yer almakta. En alt katta ise oturma, TV, kütüphane ve yemek bölümlerinin bulunduğu salon, mutfak, misafir banyosu ve hizmetli bölümleri konumlanıyor. Buradan balkon ve bahçeye de çıkılabiliyor.

Dekorasyon benim için oldukça önemli. İçimi açan her şey, her mekan beni etkiler. Rahat koltuklar, kokulu mumlar, aynalar, fotoğraflar ve bolca sanat eseri olmazsa olmazlarımdır.

Evin büyük bir bahçesi var. Kademeli bahçede bolca yeşillik çim alan, sıklıkla da limoni, selvi ve alev ağaçları dikilmiş. Eskiden kalan kiraz ve manolya ağaçları da korunmuş.

Zeynep Mutlu: Ruh halime uyan, belli standartlara takılmayan, her an değiştirilebilen, demi-klasik ve biraz da romantik bir ev burası. İçimi ısıtan, huzur bulduğum ve mutlu olduğum yegane yer.

Zeynep Mutlu: Dekorasyon tarzım biraz karışık ve ruh halime bağlı. Bazen sakin, bazen koket, bazen de provensal. Bunların hepsini bir araya getirip antika parçalarla modernleri kombinledim.

InStyle Home ekibi, mart sayısı için oyuncu-şarkıcı Ayça Varlıer'in ailesiyle birlikte yaşadığı Anadolu Hisarı-Göksu'daki evine konuk oldu. Beyazın ağırlıkta olduğu, klasik tarzıyla öne çıkan bu müstakil villa, şu sıralar film, albüm ve tiyatro oyunu yüzünden çok yoğun bir tempoda yaşayan Varlıer için tam anlamıyla kaçış noktası...

Atv'de yayınlanan "Tozlu Yollar" dizisinin oyuncularından Burcu Kara, Arnavutköy'deki evine iki ay önce taşınmış. Vaktinin çoğunu dizi setinde geçiren Kara, keyfini yeni yeni çıkarmaya başladığı evinin kapılarını InStyle Home dergisine açtı.

Instyle Home ekibi, "Hayat Devam Ediyor" dizisinin oyuncularından Şenay Gürler'in Kanlıca'daki evine misafir oldu. Geniş bahçesinden içeri girdiğiniz anda huzur ve mutluluk yayan bu sempatik ev, ikinci dereceden tarihi eser aynı zamanda...

Dört katlı 700 m2 bahçe içinde bulunan 160 m2'lik ev, sefer tası gibi konumlanan birbirinden bağımsız mekânlardan oluşmuş. Alt katlarda yatak, çalışma odası ve banyo, bodrum katında giyinme odası ve çamaşırhane konumlanmış. Girişte açık renkte dekore edilen salon var.

Bennu Gerede'nin aile kökleri Bosna Hersek'e uzanıyor. Büyük dede Hüsrev Gerede, Atatürk'ün yaveri. Dede, Türk sinemasının ilk akla gelen yönetmenlerinden biri, aynı zamanda uzun yıllar başkonsolosluk yapmış Cemil Vafi. Eşi Reşiha Vafi, ilk tiyatro çevirmenlerinden. Anne Canan Gerede, bir tiyatrocu ve sinemacı. Baba Selçuk Gerede, Birleşmiş Milletler'de başhekim. Doğal güzellik tanımının sahibi bir kadın, başarılı bir fotoğraf sanatçısı, kendi kurallarına sahip çıkan bir anne ve bir asi olan Bennu Gerede, işte böyle bir kronolojiyi taşıyor. Sadece aile ağacında değil, evinde de. Elle Decoration dergisi, Gerede'yi dört oğluyla yaşadığı Teşvikiye'deki evinde ziyaret etti.