Şehzade Mustafa Gerçekte Nasıl Öldürüldü?
Tarihçi Bahadıroğlu'nun Şehzade'nin idamıyla ilgili açıklaması.
-
Hürrem Sultan'ın dolduruşu ile oğluna olan güvenini kaybeden Kanuni Sultan Süleyman, sağır ve dilsiz cellatlara Mustafa'yı öldürmeleri için emir verdi
-
Kanuni Sultan Süleyman ise oğlunun katledilişini perde arkasından izledi.
-
Bahadıroğlu, tarihçiler tarafından Hürrem Sultan'ın bir oyunu olarak gösterilmesine rağmen gerçeğin böyle olmadığını ve bu kararı Kanuni'nin verdiğini söyledi. İşte Tarihçi Bahadıroğlu'nun Şehzade'nin idamıyla ilgili açıklaması;
-
Tarihçiler, erkek olduğu için bir kadını öne çıkmasını hazmediyor ve bu yüzden Hürrem Sultan'a düşmanlık duyuyorlar. Kösem Sultan'a da bunu yapıldı?
Şehzade Mustafa'nın ölümünü Hürrem ve Rüstem'e ihale ediyorlar. Ama gerçek böyle değil...Şehzade'nin İran Şahı'na yazdığı mektuplar ele geçirildi. Kanuni Sultan Süleyman 46 yıllık bir padişah ve çok sağlam bir istihbarat ağı var. Ayrıca Şehzade'nin ve Şehzade'nin katiplerinin yazısını da tanır.
-
Şehzade Mustafa, Bağy suçu işlemiş. Bu, "devlete isyan" anlamına geliyor. Şimdi de olduğu gibi bu bir suç?
Kanuni, Şehzade'yi izletiyordu. Şehzade'nin İran Şahı'na yazdığı mektuplar ele geçirildi. Mektuplarda, "Babam yaşlandı, tahta benim geçmem gerekli, dedem Yavuz Sultan Selim gibi?" yazıyordu.
Sultan Süleyman, Şeyhülislam Ebussuud Efendi'ye de danışarak mahkeme kararı aldırdı ve oğlunun idamına karar verdi. -
O sıra da İran'a karşı bir savaş vardı, zaten İran'la aramız hiç iyi olmadı? Kanuni, Amasya Valisi olan oğlu Mustafa'yı "Konya'ya gidiyorum, sen de gel" dedi. Konya Ovası'na çadırlar kuruldu. Kanuni, oğlunu çadırına çağırdı, Mustafa babasını kendisini öldürtebileceğinden hiç şüphelenmediği için gitti. Babasının yanına girerken silahları alındı. O dönem şehzadeler babalarının yanına kılıçlarıyla girebilirdi, ama Mustafa'nınkiler alındı.
-
Kanuni elini öptürdü, yarım ağız halini hatırını sordu. Mustafa daha sonra kendi çadırına döndü. Burada onu 7 dilsiz cellat bekliyor ve Zal Rüstem Ağa bekliyordu. Şehzade çadıra girer girmez cellatlar üzerine çullandı, Mustafa direndi. Bir perdenin arkasında bekleyen Zal Rüstem Ağa, Şehzade'nin arkasından dolanarak boynuna kement atarak boğdu. Kanunlar gereği Hanedan ailesinden birinin kanı dökülemeyeceği için Şehzade Mustafa boğularak idam edildi.
Bu sırada Kanuni sultan Süleyman'ın çadırında ağlayarak Kuran-ı Kerim okuduğu rivayet edilir.
-
Ayrıca Şehzade Mustafa'nın adına tuğra çektirmiştir, bu padişahlık alametidir.
Üç tane padişahlık alameti vardır. Bunlar, Tura çektirmek, adına hutbe okutmak ve adına para bastırmak.. Padişah olmadan bunları yaptırmak suçtur ve cezası idamdır. Yani Şehzade Mustafa hakkında iki idam kararı vardır. -
O zaman ortaya şu soru çıkıyor, Bir şehzadenin hayatı mı, yoksa devletin düzeni mi?
Bugün baktığımızda çirkin görünüyor, ama Devletin selameti için şehzade orada şehit ediliyor."
-
-
Şehzade Mustafa´nın gerçek hayatı
Şehzade Mustafa (1515, Manisa - 6 Ekim 1553, Konya) Kanuni Sultan Süleyman'ın Mahidevran Sultan'dan olma oğlu. -
Saruhan, Amasya, Konya sancak beyliklerinde bulunmuştur. Babasının tahtına göz dikmekle suçlanmış; Nahcıvan seferi'ne giden Osmanlı ordusunun Konya'da konakladığı sırada, padişahın otağında boğdurulmuştur.
-
Katli, devlete isyan suçundan dolayıdır; ancak deliller ve şahitler konusunda tartışma bulunmaktadır. Hürrem Sultan'ın tahta kendi oğullarından birini geçirmek için Şehzade Mustafa'ya tuzak kurduğu ve ölümünü hazırladığı iddia edilmektedir.
-
1553 yılında Şehzade Mustafa'nın öldürülmesi 1.561 sayfasında Fransız trajedisi La Soltane ya Gabriel Bounin tarafından konu edinilmiştir. 1515 yılında babası Kanuni Sultan Süleyman'ın şehzadeliği sırasında Manisa'da dünyaya geldi.
-
Dedesi Yavuz Sultan Selim'in 1520'de hayatını kaybetmesi üzerine Osmanlı tahtına oturmak üzere İstanbul'a giden babasının yanında İstanbul'a gitti
-
Hürrem Sultan'ın babasının sarayına girmesinden sonra annesi Mahidevran Sultan ile Kanuni'ye dört şehzade daha doğuran Hürrem Sultan arasında, Kanuni'den sonra kendi oğullarının tahta çıkmasını sağlamak için büyük bir mücadele yaşandı.
-
Şehzade Mustafa, 1533 -1541 arasında Saruhan Sancakbeyi (Aydın sancağı ilavesiyle) olarak görev yaptı. Saruhan (Manisa), padişah adayının görev yaptığı yer kabul edilirdi, dolayısıyla Şehzade Mustafa dönemin veliaht şehzadesiydi.
-
16 Mayıs 1541'de Amasya Sancakbeyliğine atandı; Saruhan Sancakbeyliğine ise kardeşi Şehzade Mehmed getirildi. Gelen tepkiler üzerine I.Süleyman doğu topraklarının güvenliği için şehzadenin Amasya'ya gönderildiğini ve veliahtlığının sürdüğünü açıkladı.
-
Ardından, Mehmet'in beklenmedik şekilde 1543'te ölümünden sonra Saruhan Sancakbeyliğine Şehzade Selim getirilirken; Şehzade Mustafa ise 1549 yılında Konya Sancakbeyliğine atandı.
-
Şehzade Mustafa'nın şahsına dair önemli verilerden biri de Bernardo Navagero adlı İtalyan elçinin hakkında verdiği bilgilerdir. Yazdığı bir mektup aynen şu şekildedir:
-
'Şehzâde Mustafa, sultanın ilk oğlu. Annesi de Çerkes olan kadın. Şu anda Amasya'da ikamet ediyor. İranlılar'ın sınırında, İstanbul'dan 26 gün uzaklıktaki bir mesafede. Yıllık geliri 80 bin dükaya tekabül ediyor.
-
Annesi de onunla birlikte yaşıyor ve oğlunun zehirlenmesini engellemek için her türlü önlemi alıyor.Onun için en tehlikeli şeyin zehir olduğunu, başka hiçbir şeyden korkmaması gerektiğini söylüyor.Mustafa'nın annesini büyük ölçüde sevip saydığı söyleniyor
-
Herkes onu çok seviyor ve herkes babasının yerine tahta çıkmasını istiyor. Yeniçerilerin de onun hükümdar olmasını istedikleri çok açık.
-
Sultanın bütün kullarının arzusu da bu, çünkü ilk oğlu olmasından yanı sıra çok dürüst, cömert ve cesur olması da herkesin onu istemesi için yeterli sebepler.
-
Topraklarına gelen her yeniçeriye, sultanın kullarına, sadece çok iyi davranmakla, onları misafir etmekle kalmıyor, aynı zamanda çok güzel hediyeler de sunuyor.
-
İşte sahip olduğu nâmı da böyle kazanmış. Her ihtiyaçları için yeniçeriler kendisine rahatça başvurabiliyorlar ve onun idaresinden bugüne kadar kimse sultana şikâyetçi olmamış.
-
Babasına sık sık armağan olarak güzel atlar, ayrıca birkaç bin düka da gönderiyor ve bunu seve seve yaptığı çok belli.Şimdiye kadar babasına karşı hiçbir ters harekette bulunmamış.
-
Hem de başka bir kadından olan diğer kardeşlerinin babasına yakın olduklarını bildiği, hatta biri sarayda yaşadığı halde. Bu konuda çok ılımlı.Söylediğim gibi herkes babasının ardından Şehzâde Mustafa'nın hükümdar olmasını bekliyor ve istiyor.
-
Ancak değişik olaylardan dolayı şans Şehzâde Selim tarafına da düşebilir (Diğer ikisine çok fazla önem verilmemiş).Sultanın çok sevdiği annesinin planları ve çok yetkili olan Rüstem'in planları da bu doğrultuda.
-
Bu yüzden paşa en önemli mevkilere kendine yakın, onun emrinde olan kişileri yerleştiriyor.
-
Sancakların yanısıra, hem yeniçeri ağasını yerleştirdiği, hem de kardeşini kaptanıderya mevkilerine çıkardığı gibi. Paşa kaptanıderya olan kardeşinin görevden alınmaması için büyük çaba gösteriyor.
-
Bu mevkiden kardeşini alsa bile yerine çok güvendiği başka birini koyacak.Zira Mustafa'nın tahta çıkmasını engellemek için bir donanma ile onun yolunu kesmekten daha iyi bir şey yok.
-
Sultan Selim, İstanbul'a çok yakın. Hayatta kalmayı başarırsa, annesi de ölmezse, paşa da hazinenin ve sultanın paralarının sahibi olarak, kaza eseri bir ölüm ile Sultan Selim'i tahta oturtmak onlar için pek de zor olmaz.
-
Herşeyi elde eden para aracılığı ile insanların kalbindeki Sultan Mustafa sevgisini kısa sürede silip atabilir. Bu şekilde kendisi de tahtı elinde tutmaya devam etmiş olacaktır.
-
Ancak Mustafa'nın öldürülememesi durumunda ise Mustafa, hakettiği tahta çıkmak ve çıktıktan sonra da kaybetmemek için elinden geleni yapacaktır. Bu taht meselesi oldukça kanlı olacağa benziyor ve bunun felaketlerin başı olduğunu düşünüyorlar.
-
Bu konu ile ilgili olarak sultanın taht için kimi tercih ettiğini anlamak kolay değil çünkü hepsi onun oğlu ama yanında her zaman Rus karısı var ve bu kadın kendi oğullarını hep ön plana çıkarıp, sürekli Mustafa'yı kötülüyor.
-
Ama Mustafa'nın tahta çıkması konusunda pek bir şey değiştiremeyeceğini de biliyor. Sultan da bu konuda bir şey yapamaz zira kendi ağzıyla Mustafa'nın tahta çıkacağını söyledi.' Bernardo Navagero
-
Diğer bir veri ise Guillaume Postel'in Osmanlı gelenek-göreneklerini ve Osmanlı'nın siyasi durumunu anlattığı kitapta bulunmaktadır.
-
1536'da, Fransız kralı I. François, Kanuni Sultan Süleyman'la bir sözleşme imzaladı ve ardından resmi tercümanı ve tarihçisi Guillaume Postel'i yardımcı olarak Fransız elçisi olan Jean de La Forêt'in yanına, İstanbul'a gönderdi.
-
Fransız tarihçi Guillaume Postel,'De la République des Turcs'(Türklerin Cumhuriyeti) adlı kitabında Şehzade Mustafa?nın iktidarı devralabilecek yaşa ve olgunluğa ulaştığını, tedbirli, ve son derece iyi eğitimli bir şehzade olduğunu yazmaktadır.
-
Kişiliği
Mustafa, şairdir (Mahlası Muhlisî[5]), hattattır (Elyazısı: Viyana, Şark yazmaları, No:998 de nesh ile yazılmış Süleyman-name). Manisa Bozdağ da, cami, saray, türbe, çeşmeler yaptırdı. -
Irakeyn ve Korfu seferinde (1534, 1536, 1537) ve Boğdan seferinde Anadolu muhafızı, 9. seferde (1541) İstanbul muhafızı oldu. Manisa Bozdağ da, cami, saray, türbe, çeşmeler yaptırdı. Görüntüsü ve tavırlarıyla dedesi Yavuz Sultan Selim'e çok benziyordu.
-
Şehzade Mustafa'nın bilhassa Amasya'dayken ilim meclislerinde bolca bulunduğu, devrin önemli müderrislerinden dersler aldığı ifade edilir.
-
Celalzade Salih çelebi, Manisalı Senai Mehmed çelebi, Hayreddin Hızır efendi, Şems efendi, şair Lali çelebi, Karaçelebizade Hicri Mehmed Muhyiddin efendi, İstanbul kadısı, şair Muhyiddin Mehmed Hüseyni efendi gibi alimlerden dersler aldı.
-
Şehzadenin hocalarından olan Mustafa Sürûrî Efendi, Bahrü'l- Maarif ve Zahiretü'l Müluk yazıp şehzadeye sunmuştur. Şehzadenin katli üzerine de Kanuni ile alakasını kesip bir daha görüşmemiş ve kendisine verilmek istenen bütün resmi vazifeleri de reddetti
-
Kanuni Sultan Süleyman'a yazdığı bir mektupta şu ifadeler geçmektedir."Cihan padişahı babası gibi adil, atası Sultan Selim gibi yavuz ve korkusuz, büyük atası Sultan Mehmet gibi zeki. Devlet-i Aliye'nin gördüğü en parlak şehzade
-
Ailesi
Zevcesinin adı bilinmemektedir. 1525, Kırım doğumludur. Şehzade Mustafa'nın ölümünden sonra 1555 de, Pertev Mustafa Paşa ile evlendirilmiştir. -
Çocukları
Nergisşah Sultan: 1536 yılında Manisa'da doğdu. Damat Cenabi Ahmet Paşa (şair, tarihçi, Enderuni ve çeşnigirbaşı, 20 yıl kadar Anadolu Beylerbeyi) ile evlenmiştir. -
Şehzade Mehmed: 1546'da Amasya'da doğdu. Ölümü; 1553, Bursa. Şehzade Orhan: Ölümü; 1552, Konya. Şah Sultan: 1547 yılında Konya'da doğdu. 2 Ekim 1577'de öldü. Zevci Damat Abdülkerim Ağa.
-
Ölümü ve Sonrası
Taht yarışında Şehzade Mustafa'yı bertaraf edebilmek için Sadrazam Damat Rüstem Paşa tarafından sahte mektuplar ürettiği düşünülür. -
Bu mektuplar, Şehzade Mustafa'nın babası hayatta iken onun tahtına göz diktiğini ve isyan hareketlerine destekte bulunduğunu gösterir niteliktedir.
-
Başlangıçta iddialara inanmayan Kanuni, güvendiği din alimlerinden tavsiye istedi. Güvenilen bir kölenin efendisinin parasını irtikap ettiğine ve ona karşı bir tuzak kurduğuna ilişkin hayali bir hikayeyle buna karşı ne yapılması gerektiğini sordu.
-
Aslında bu, Mustafa?nın isyan hareketlerine başvurduğuna ve babasının tahtına göz diktiğine dair endişelerinin çok uzağındadır.
-
O dönemin alimlerinden olan Mehmet Ebussuud Efendi Süleyman'a şu cevabı vermiştir; "bu durumda köleye ölünceye kadar işkence yapılması uygundur.
-
Bu ifade, şeraite göre kendisine bir cinayet izninin verilmesi demektir, ancak bir fetva niteliği taşımamaktadır. Çünkü Şehzade Mustafa'nın yaşadıkları Süleyman'ın danıştığı hikayeden çok farklıdır
-
1553 yılında Veziriazam Damat Rüstem Paşa İran seferi için hareketinden sonra Aksaray taraflarına gelince, orduyu durdurdu.
-
Yeniçerilerin Şehzade Mustafa'ya yatkınlığı olduğunu ve askerin, ihtiyarlığı sebebiyle sefere çıkamayan padişahın Dimetoka da oturmasını, Mustafa'yı hükümdar olmasını istedikleri dedikodusunun yayılmakta olduğunu bildirdi.
-
Sipahiler ağası olan, Kızıl Ahmedliler den Şemsi Ağa'yı (Şemsi Paşa) İstanbul'a yolladı ve padişahın bizzat askerin başında sefere çıkmasını arz ederek, Aksaray'dan ileri gitmeyip bekledi.
-
Padişah bunu haber alınca Rüstem Paşa'yı geri çağırdı ve 1553 ağustos sonlarında kendisi İran seferine çıktı. Kütahya sancakbeyi Şehzade Bayezid'i Rumeli muhafazasında bulunmak üzere Edirne'ye gönderdi.
-
Bolvadin'e gelince Saruhan sancakbeyi Şehzade Selim orduya gelerek el öptü. Bundan sonra padişah Aktepe konağına geldiği vakit, sefere çağrılan Şehzade Mustafa orduya iltihak ederek çadırı kuruldu.
-
Ertesi gün şehzade babasının elini öpmek için otağ-ı hümayuna yürüdü. Çadıra girdiği zaman babasını göremedi, yedi dilsiz onu karşıladı ve hemen üstüne atılarak boğmak istedilerse de Mustafa bunların elinden kurtulup kaçtı.
-
Saray hademelerinden Zal Mahmud ağa arkadan yetişip şehzadeyi boğdu. Cesedi çadırın önüne bir İran halısı üzerinde bırakılmak suretiyle ölümü ilan edildi
-
Bu, aynı zamanda İran ile iş birliği yaptığı iddia edilen Şehzade Mustafa'nın durumunda bir mesaj niteliği taşıyordu. Cenazesi daha sonra Bursa?ya gönderilerek II. Murat türbesi yakınına defnedilmiştir.
-
OSMANLI TARİHİNİN EN ACI OLAYI
Kanunî'nin oğlu Şehzâde Mustafa'nın öldürülmesi Osmanlı tarihinin bugüne kadar unutulmayan en acı hadiselerinden biridir -
Olup bitenler Şehzâde Cihangir'i derinden yaraladı. Şehzâde Cihangir, kısa bir süre sonra vefat etti. Şehzâde Mustafa'nın ölümü ordu arasında derin bir üzüntü ve hoşnutsuzluk meydana getirdi.
-
Rüstem Paşa azledilip, Şehzâde Mustafa'ya yakınlığı ile bilinen Kara Ahmed Paşa veziriazamlığa getirildi. Şehzâdenin cenazesi Bursa'ya gönderilerek defnedildi.
-
Hürrem Sultan'ın kışkırtmasıyla, babasının intikamını alır gerekçesiyle Şehzâde Mustafa'nın 7-8 yaşlarındaki oğlu Şehzâde Mehmed de öldürüldü.
-
Şehzâde Mustafa öldü ama arkasından en az 5 kişi ben Şehzâde Mustafa'yım diye isyan çıkardı. Şehzâdenin katlinden kısa bir süre sonra Dobruca'da ortaya çıkan bir kişi Şehzâde Mustafa olduğunu iddia etti.
-
Şehzâdeye benzerliği ve cesareti ile etrafına Rumeli eyaletlerinden binlerce sipahiyi topladı. Düzme Mustafa bir müddet devlet güçlerini uğraştırdıktan sonra yakalanıp, İstanbul'da çengele geçirilerek öldürüldü.
-
Seyyid Lokman'ınHünernamesi'nden alınan bu minyatürde Şehzade Mustafa'nın cesedinin, idamdan sonra otağ önündeki bir çadırda teşhiri resmedilmiştir.
-
Şehzadenin hemen ayakucunda, imrahoru ve alemdarının başları gövdelerinden ayrılmış cesetleri görülmektedir.Resme göre o sırada Kanuni, otağı önünde kurulu tahtında oturmakta ve az önce işlerini bitiren cellatlardan dördü, yüzleri padişaha dönük bekliyor
-
-A.Atilla Şentürk, Şehzade Mustafa Mersiyesi, Enderun Kitabevi, s.132 (Hünername, CII, 172a, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi H. 1524)