Edebiyat Tarihinin En İyi 20 Giriş Cümlesi

İyi kitap okuyucuyu ilk cümleden etkiler.

  1. <p><b>Leo Tolstoy/ Anna Karenina - 1873</b></p>  "Bütün mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine göredir."

    Leo Tolstoy/ Anna Karenina - 1873

    "Bütün mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine göredir."

  2. <p><b>Oscar Wilde/ Dorian Gray'in Portresi - 1891</b></p>  "Stüdyo güllerin baygın kokusuyla doluydu; hafif yaz esintisi bahçedeki ağaçların arasında gezindiğinde açık kapıdan leylakların ağır kokusu ya da pembe çicek açmış diken ağaçlarının daha narin parfümü geliyordu."

    Oscar Wilde/ Dorian Gray'in Portresi - 1891

    "Stüdyo güllerin baygın kokusuyla doluydu; hafif yaz esintisi bahçedeki ağaçların arasında gezindiğinde açık kapıdan leylakların ağır kokusu ya da pembe çicek açmış diken ağaçlarının daha narin parfümü geliyordu."

  3. <p><b>1897 - H. G. Wells/ Görünmez Adam</b></p>  "Yabancı, Şubat ayının başlarında, yılın son karının yağdığı soğuk bir kış günü, keskin bir rüzgarın ve şiddetli bir karın altında, yaylaların oradan, göründüğü kadarıyla Bramblehurst İstasyonu tarafından, kalın bir eldiven gidiği elinde küçük siyah bir bavulla yürüyerek gelmişti."

    1897 - H. G. Wells/ Görünmez Adam

    "Yabancı, Şubat ayının başlarında, yılın son karının yağdığı soğuk bir kış günü, keskin bir rüzgarın ve şiddetli bir karın altında, yaylaların oradan, göründüğü kadarıyla Bramblehurst İstasyonu tarafından, kalın bir eldiven gidiği elinde küçük siyah bir bavulla yürüyerek gelmişti."

  4. <p><b>1902 - JM Barrie/ Peter Pan ve Wendy</b></p>  "Bütün çocuklar büyürler, biri hariç."

    1902 - JM Barrie/ Peter Pan ve Wendy

    "Bütün çocuklar büyürler, biri hariç."

  5. <p><b>1915 - Franz Kafka/ Dönüşüm</b></p>  "Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu."

    1915 - Franz Kafka/ Dönüşüm

    "Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu."

  6. <p><b>1925 - F.Scott-Fitzgerald/ Muhteşem Gatsby</b></p>  "Toy çağımda bir öğüt vermişti babam, hala küpedir kulağıma: "Ne zaman," demişti, "birini tenkide davranacak olsan, hatırdan çıkarma, herkes senin imkanlarında gelmemiştir dünyaya!"

    1925 - F.Scott-Fitzgerald/ Muhteşem Gatsby

    "Toy çağımda bir öğüt vermişti babam, hala küpedir kulağıma: "Ne zaman," demişti, "birini tenkide davranacak olsan, hatırdan çıkarma, herkes senin imkanlarında gelmemiştir dünyaya!"

  7. <p><b>1929 - Virginia Woolf/ Kendine Ait Bir Oda</b></p>  "Ama biz senden kadinlar ve kurmaca yazin konusunda konusmani istemistik, bunun insanin kendine ait bir odasi olmasiyla ne ilgisi var diyebilirsiniz. Aciklamaya calisacagim?."

    1929 - Virginia Woolf/ Kendine Ait Bir Oda

    "Ama biz senden kadinlar ve kurmaca yazin konusunda konusmani istemistik, bunun insanin kendine ait bir odasi olmasiyla ne ilgisi var diyebilirsiniz. Aciklamaya calisacagim?."

  8. <p><b>1947 - George Orwell/ Bin Dokuz Yüz Seksen Dört</b></p>  "Nisan ayının soğuk, ama açık bir günüydü; saatler on üçü gösteriyordu. Yıldırıcı esen rüzgardan korunabilmek için çenesini göğsüne gömmüş olan Winston Smith, hızla Zafer Konağı'nın camlı kapısından içeri süzüldü; ama bir toz bulutunun da kendisiyle birlikte içeri dalmasına engel olabilecek kadar çabuk davranamadı."

    1947 - George Orwell/ Bin Dokuz Yüz Seksen Dört

    "Nisan ayının soğuk, ama açık bir günüydü; saatler on üçü gösteriyordu. Yıldırıcı esen rüzgardan korunabilmek için çenesini göğsüne gömmüş olan Winston Smith, hızla Zafer Konağı'nın camlı kapısından içeri süzüldü; ama bir toz bulutunun da kendisiyle birlikte içeri dalmasına engel olabilecek kadar çabuk davranamadı."

  9. <p><b>1951 - Ray Bradbury/ Fahrenheit 451</b></p>  "Yakmak bir zevkti. Bazı şeylerin yitmesini, kararmasını ve değişmesini görmek özel bir zevk veriyordu. Avuçlarında, dev piton yılanını andıran bakır çinko alaşımı hortumla dünyaya zehirli gazyağı püskürtürken, kanının beyninde zonkladığını hissediyordu... Elleri, tarihin paçavralarını ve kömürleşmiş kalıntılarını yok etmek için ateş ve alevin tüm senfonilerini olağanüstü bir şekilde yöneten bir orkestra şefinin elleriydi. Duygusuz kafasında 451 numaralı sembolik başlığı, gözlerinde bundan sonra neler olacak düşüncesiyle turuncu alevler vardı."

    1951 - Ray Bradbury/ Fahrenheit 451

    "Yakmak bir zevkti. Bazı şeylerin yitmesini, kararmasını ve değişmesini görmek özel bir zevk veriyordu. Avuçlarında, dev piton yılanını andıran bakır çinko alaşımı hortumla dünyaya zehirli gazyağı püskürtürken, kanının beyninde zonkladığını hissediyordu... Elleri, tarihin paçavralarını ve kömürleşmiş kalıntılarını yok etmek için ateş ve alevin tüm senfonilerini olağanüstü bir şekilde yöneten bir orkestra şefinin elleriydi. Duygusuz kafasında 451 numaralı sembolik başlığı, gözlerinde bundan sonra neler olacak düşüncesiyle turuncu alevler vardı."

  10. <p><b>1951 - J.D. Salinger/ Çavdar Tarlasında Çocuklar</b></p>  "Anlatacaklarımı gerçekten dinleyecekseniz, herhalde önce nerede doğduğumu, rezil çocukluğumun nasıl geçtiğini, ben doğmadan önce annemle babamın nasıl tanıştıklarını, tüm o David Copperfield zırvalıklarını filan da bilmek istersiniz, ama ben pek anlatmak istemiyorum. Her şeyden önce, ben bu zımbırtılardan sıkılıyorum."

    1951 - J.D. Salinger/ Çavdar Tarlasında Çocuklar

    "Anlatacaklarımı gerçekten dinleyecekseniz, herhalde önce nerede doğduğumu, rezil çocukluğumun nasıl geçtiğini, ben doğmadan önce annemle babamın nasıl tanıştıklarını, tüm o David Copperfield zırvalıklarını filan da bilmek istersiniz, ama ben pek anlatmak istemiyorum. Her şeyden önce, ben bu zımbırtılardan sıkılıyorum."

  11. <p><b>1954 - John Ronald Reuel Tolkien/ Yüzüklerin Efendisi : Yüzük Kardeşliği</b></p>  "Çıkın Çıkmazı'ndan Bay Bilbo Baggins kısa bir süre sonra yüz on birinci yaş gününü debdebeli bir davet ile kutlayacağını ilan ettiğinde Hobbitköy'de büyük bir heyecan yaşanmış ve söylentiler alıp yürümüştü."

    1954 - John Ronald Reuel Tolkien/ Yüzüklerin Efendisi : Yüzük Kardeşliği

    "Çıkın Çıkmazı'ndan Bay Bilbo Baggins kısa bir süre sonra yüz on birinci yaş gününü debdebeli bir davet ile kutlayacağını ilan ettiğinde Hobbitköy'de büyük bir heyecan yaşanmış ve söylentiler alıp yürümüştü."

  12. <p><b>1955 - Vladimir Nabokov/ Lolita Beyaz Irktan Dul Bir Erkeğin İtirafları</b></p>  "Lolita, hayatımın ışığı. Günahım, ruhum, Lo-Li-Ta; dilin ucu damaktan dişlere doğru üç basamaklık bir yol alır, Üçüncüsünde gelir dişlere dayanır. Lo-Li-Ta"

    1955 - Vladimir Nabokov/ Lolita Beyaz Irktan Dul Bir Erkeğin İtirafları

    "Lolita, hayatımın ışığı. Günahım, ruhum, Lo-Li-Ta; dilin ucu damaktan dişlere doğru üç basamaklık bir yol alır, Üçüncüsünde gelir dişlere dayanır. Lo-Li-Ta"

  13. <p><b>1961 - Anthony Burgess/ Otomatik Portakal</b></p>  "- Söyleyin bakalım ne yapacağımızı, ha?"

    1961 - Anthony Burgess/ Otomatik Portakal

    "- Söyleyin bakalım ne yapacağımızı, ha?"

  14. <p><b>1963 - Sylvia Plath Sırça Fanus</b></p>  "Garip, boğucu bir yazdı."

    1963 - Sylvia Plath Sırça Fanus

    "Garip, boğucu bir yazdı."

  15. <p><b>1968 - Arthur C. Clarke/ Bir Uzay Efsanesi</b></p>  "Kuraklık başlayalı on milyon yıl kadar olmuş, korkunç sürüngenlerin dönemi henüz sona ermişti. Burada, bir gün Afrika olarak anılacak olan Ekvator'da, varolma savaşı vahşetin yeni bir doruğuna ulaşmış, ancak ortaya bir galip çıkmamıştı henüz. Bu çocuk, kurak topraklarda sadece küçük, çevik ve vahşi olanlar gelişebiliyor ya da hayatta kalabilme umutları olabiliyordu."

    1968 - Arthur C. Clarke/ Bir Uzay Efsanesi

    "Kuraklık başlayalı on milyon yıl kadar olmuş, korkunç sürüngenlerin dönemi henüz sona ermişti. Burada, bir gün Afrika olarak anılacak olan Ekvator'da, varolma savaşı vahşetin yeni bir doruğuna ulaşmış, ancak ortaya bir galip çıkmamıştı henüz. Bu çocuk, kurak topraklarda sadece küçük, çevik ve vahşi olanlar gelişebiliyor ya da hayatta kalabilme umutları olabiliyordu."

  16. <p><b>1969 - Mario Puzo/ Baba</b></p>  <br>"Her büyük servetin arkasında bir suç gizlidir. (Balzac)</br>  Amerigo Bonasera New york Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesinin salonunda oturmuş, adaletin yerine getirilmesini bekliyordu; kızını insafsızca yaralayan, onun şerefiyle oynayan kişilerden adaletin eliyle intikam almış olacaktı."

    1969 - Mario Puzo/ Baba


    "Her büyük servetin arkasında bir suç gizlidir. (Balzac)
    Amerigo Bonasera New york Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesinin salonunda oturmuş, adaletin yerine getirilmesini bekliyordu; kızını insafsızca yaralayan, onun şerefiyle oynayan kişilerden adaletin eliyle intikam almış olacaktı."

  17. <p><b>1978 - Douglas Adams/ Otostopçunun Galaksi Rehberi</b></p>  "Galaksinin Batı Sarmal Kolu'nun bir ucunda, haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşede, gözlerden uzak, küçük ve sarı bir güneş vardır. Bu güneşin yörüngesinde, kabaca yüz kırksekiz milyon kilometre uzağında, tamamıyla önemsiz ve mavi-yeşil renkli, küçük bir gezegen döner. Gezegenin maymun soyundan gelen canlıları öyle ilkeldir ki dijital kol saatinin hâlâ çok etkileyici bir buluş olduğunu düşünürler."

    1978 - Douglas Adams/ Otostopçunun Galaksi Rehberi

    "Galaksinin Batı Sarmal Kolu'nun bir ucunda, haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşede, gözlerden uzak, küçük ve sarı bir güneş vardır. Bu güneşin yörüngesinde, kabaca yüz kırksekiz milyon kilometre uzağında, tamamıyla önemsiz ve mavi-yeşil renkli, küçük bir gezegen döner. Gezegenin maymun soyundan gelen canlıları öyle ilkeldir ki dijital kol saatinin hâlâ çok etkileyici bir buluş olduğunu düşünürler."

  18. <p><b>1985 - Gabriel Garcia Marquez/ Kolera Günlerinde Aşk</b></p>  "Kaçınılmaz bir şeydi: Acıbadem kokusu ona mutsuz aşkların yazgısını anımsatırdı hep. Doktor Juvenal Urbino, yıllardır kendisi için önemini yitirmiş bir olayla ilgilenmek üzere koşup geldiği, hâlâ alaca ışığa gömülü odaya girdiği an ayrımına vardı bunun. Antilli göçmen, harp malulü, çocuk fotoğrafçısı, satrançta en yufka yürekli rakibi, bir altın siyanürüyle belleğin işkencelerinden kurtarmıştı kendini."

    1985 - Gabriel Garcia Marquez/ Kolera Günlerinde Aşk

    "Kaçınılmaz bir şeydi: Acıbadem kokusu ona mutsuz aşkların yazgısını anımsatırdı hep. Doktor Juvenal Urbino, yıllardır kendisi için önemini yitirmiş bir olayla ilgilenmek üzere koşup geldiği, hâlâ alaca ışığa gömülü odaya girdiği an ayrımına vardı bunun. Antilli göçmen, harp malulü, çocuk fotoğrafçısı, satrançta en yufka yürekli rakibi, bir altın siyanürüyle belleğin işkencelerinden kurtarmıştı kendini."

  19. <p><b>1989 - Woody Allen/ Tüysüz</b></p>  "Mutluluk tüylü bir şeydir"

    1989 - Woody Allen/ Tüysüz

    "Mutluluk tüylü bir şeydir"

  20. <p><b>2001 - Chuck Palahniuk/ Tıkanma</b></p>  "Eğer bunu okumaya niyetliyseniz vazgeçin."

    2001 - Chuck Palahniuk/ Tıkanma

    "Eğer bunu okumaya niyetliyseniz vazgeçin."

10 Ekim 2014