DANIŞTAY KARARI
Danıştay Onuncu Daire Başkanlığından:

Esas No: 2012/2167 Karar No: 2015/2583

Kanun Yararına Temyiz Eden: Danıştay Başsavcılığı

Davacı: Soner Kurumoğlu

Reşatbey Mah. Dörtyolağzı Özel Sancak İşhanı Kat:2 No: 79 - ADANA

Davalı: Çukurova Vergi Dairesi Müdürlüğü - ADANA

İstemin Özeti: Davacı tarafından, vadesinde ödemediği yüksek öğrenim kredi borcunun tahsili amacıyla adına düzenlenen 11.06.2010 tarih ve 20100611665050000503 sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılan dava sonucunda; davanın reddine ilişkin Adana 1. İdare Mahkemesi Hakimliği'nin 21.4.2011 tarih ve E:2010/1267, K:2011/624 sayılı kararını, itiraz istemini reddederek onayan, Adana Bölge İdare Mahkemesinin 27.07.2011 gün ve E:2011/3502, K:2011/3520 sayılı kararının, davacının başvurusu üzerine Danıştay Başsavcılığı tarafından 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51.maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmektedir.

Danıştay Tetkik Hakimi: Kamuran Bedirhan

Düşüncesi: Adana Bölge İdare Mahkemesinin 27.07.2011 gün ve E:2011/3502. K:2011/3520 sayılı kararının, 2577 sayılı Kanun'un 51. maddesine göre kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:

Dava; davacı tarafından, vadesinde ödemediği yüksek öğrenim kredi borcunun tahsili amacıyla adına düzenlenen 11.06.2010 tarih ve 20100611665050000503 sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılmıştır.

Adana 1. İdare Mahkemesi Hakimliğince; davacının 30.09.1998 tarihine kadar öğrenim kredisi aldığı, bu kredinin taksitlerinin ödeme başlangıç tarihinin 01.10.2000 tarihi olduğu, ödemenin bitiş tarihinin 30.9.2002 tarihi olduğu, davacının taksitleri ödemediğinin sabit olduğu, son taksit tarihi olan 30.09.2002 tarihinden sonra 12.10.2004 tarihinde icra takibine başlanıldığı, 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan 16.09.2009 tarih ve 20090916015050000025 sayılı tahakkuk fişinin düzenlendiği, ödeme emrinin dayanağı olan öğrenim kredisi borcuna karşı her hangi bir davanın açılmadığı, kesinleşmiş kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve anılan karar, Adana Bölge İdare Mahkemesinin 27.7.2011 tarih ve E:2011/3502, K:2011/3520 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51 .maddesinde; bölge idare mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştayca ilk derece mahkemesi olarak verilip temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği, temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde kararın, kanun yararına bozulacağı, bozma kararının, daha önce kesinleşmiş olan mahkeme veya Danıştay kararının hukuki sonuçlarını kaldırmayacağı ve bozma kararının bir örneğinin ilgili bakanlığa gönderilip, Resmi Gazete'de yayımlanacağı, kuralına yer verilmiştir.

Danıştay Başsavcılığı, ödeme emrine konu alacağın tahsil zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle Adana Bölge İdare Mahkemesi kararını kanun yararına temyiz etmiştir.

351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanunu'nun 16'ncı maddesinin ikinci fıkrasında, öğrencinin, borcunu öğrenim gördüğü öğretim kurumunun normal eğitim süresinin bitiminden itibaren iki yıl sonra başlamak üzere, kredi aldığı sürede ve aylık dönemler halinde Kuruma ödemek zorunda olduğu; 17'nci maddesinin birinci fıkrasında ise, borç taksitlerini zamanında ödemiyenlerin birinci defada borçlarının bir seneliğinin, tekrarında ise tamamının ivedilik kazanacağı; bu tarihten itibaren borcun, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre malsandıklarınca tahsil olunarak Kuruma ödeneceği düzenlemesi yer almıştır.

6183 sayılı Kanunun 37'nci maddesinde, kamu alacaklarının özel kanunlarında belli edilen zamanlarda; özel kanunlarında ödeme zamanı tesbit edilmemiş kamu alacaklarının da Maliye Bakanlığınca belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödeneceği; 55'inci maddesinde, kamu alacağını vadesinde ödemiyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 102'nci maddesinde ise, kamu alacağının, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrayacağı hükme bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; davacının almış olduğu öğrenim kredisinin geri ödeme tablosunun; 31.12.2000, 31.3.2001, 30.6.2001, 30.9.2001, 31.12.2001, 31.3.2002,30.6.2002, 30.9.2002 olarak belirlendiği, davacının vadesi belli olan öğrenim kredisini geri ödemediği, bunun üzerine söz konusu öğrenim kredisinin 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilmesi hususunun Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından Gelir İdaresi Başkanlığı Yönetim Bilgi Sistemlerine internet ortamında bildirildiği; Çukurova Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından, 16.9.2009 tarihli tahakkuk fişi ile söz konusu alacağın vade tarihinin 1.5.2009 olarak belirlendiği; akabinde de dava konusu 11.6.2010 tarihli ödeme emrinin düzenlenerek 16.8.2010 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır.

Görüldüğü üzere, davacının almış olduğu öğrenim kredisinin geri ödeme tablosunda her bir taksidin geri ödeme vadesi belirlenmiştir. Vadesi belirlenen alacak, evvelce tahakkuku yapılan alacaktır. Evvelce tahakkuk etmiş alacağın vergi dairesi tarafından yeniden tahakkuk ettirilerek 16.9.2009 tarihli tahakkuk fişi ile vade tarihinin 1.5.2009 olarak yeniden belirlenmesine ve bu şekilde yapılan işlemin, evvelce oluşan hukuki durumu etkilemesine hukuken olanak bulunmamaktadır.

Bu bakımdan, dava konusu ödeme emrine konu kamu alacağının, öğrenim kredisi borcunun, en geç son taksit tarihi olan 30.9.2002 tarihini izleyen takvim yılı başından itibaren beşinci yılın sonuna; yani 31 Aralık 2007 tarihine kadar tahsil edilmesi gerekirken, bu süre geçirildikten sonra yapılan takibatta tahsil zamanaşımı süresi bulunmaktadır.

Öte yandan; olayda, 6183 sayılı Kanunun 103'üncü maddesinde öngörülen tahsil zamanaşımını kesen hallerden herhangi birisi de bulunmamaktadır.

Bu durumda, dava konusu ödeme emrine konu alacağın tahsil zamanaşımına uğradığı görülmekte olup; dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararını onayan Bölge İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmadığından, mahkeme kararının kanun yararına bozulması gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcılığı tarafından yapılan kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile Adana Bölge İdare Mahkemesinin 27.7.2011 tarih ve E:2011/3502, K:2011/3520 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, karardan birer örneğin Danıştay Başsavcılığına ve ilgili Bakanlık olan Maliye Bakanlığına gönderilmesine ve kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasına, 27.5.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.