Dünya, savaş tehdidi altında
Ukrayna-Rusya arasındaki savaş devam ederken, Çin-Tayvan gerilimine son olarak Balkanlar eklendi.
Dünya geneli 60'ı aşkın ülke iç çatışma ve düşman unsurlarla savaş halinde. Rusya-Ukrayna savaşı ile tetiklenen fay hatlarından biri olan Balkanlarda tansiyon yeniden yükselirken bir diğer gerilim bölgesi olan Tayvan'da Çin ve Tayvan ordusu teyakkuza geçti. Yaşanan karmaşa ve büyüyen tehdidi gazetemize yorumlayan uzmanlar, dünya geneli kutuplaşmanın tarihte hiç görülmediği kadar büyüdüğünü ve kaçınılmaz bir savaşın kapıda olduğu görüşünde. Türkiye'yi de yakından ilgilendiren İran, Irak, Karabağ, Suriye, Afganistan, Balkanlar ve Libya sıcak savaş ve ve gerilimin yüksek olduğu bölgeler arasında. Afrika ve Asya blokunda ise başta Hindistan-Pakistan gerilimi ve Keşmir meselesiyle birlikte birçok ülkede iç karışıklık hakim. Her iki kıtada da ülke içi şiddet olayları ile birlikte sınır ihlalleri ve düşük yoğunluklu çatışmaların yaşandığı ülkeler var. Prof. Dr. Celalettin Yavuz, ABD-Rusya ve Çin ABD çatışmasına tarihte hiç görülmediği kadar yakınlaşıldığını savundu. Rusya ile NATO arasındaki gerilim arttıkça, çatışma alanlarının da çoğalacağını belirten Türk Silahlı Kuvvetleri eski subaylarından Prof. Dr. Yavuz "Balkanlara dikkat etmek gerekiyor. AB faktörü ve Balkan ülkelerinin AB endişesi olamasa şu an bölge çoktan kan gölüne dönerdi. Sırbistan bu denklemin en büyük sıkıntı kaynağı" diye konuştu.
ABD, TÜRKİYE'DEN VAZGEÇEMEZ
Celalettin Yavuz, Türkiye'nin çevresinde büyüyen risk haritasına ilişkin değerlendirmesinde şu tespitlerde bulundu: Dünya çok ciddi bir kutuplaşmaya sürükleniyor. Amerikan yönetimi Suriye konusunda ciddi hatalar yapıyor. Ancak Yunanistan-Dedeağaç konusu farklı. Burada ABD'nin hede kendisine bir Balkan koridoru açmak ve özellikle Romanya ve Bulgaristan'a ulaşım sağlamak. Bu noktada kesinlikle Türkiye ile ilgili bir hesapları yok ve Türkiye'yi karşılarına almayacaklar. Bunun dışındaki bütün yorumlar spekülatif. Zira Karadeniz'de Rusları dizginleyen ve Karadeniz'in halen en büyük aktörü Türkiye. Amerika'nın bu çerçevede Türkiye'yi devre dışı bırakması kendisi açısından felaket olur. Ayrıca Türkiye bu gücü sayesinde Montrö'yi gerekçe göstererek bütün taraflara kısıtlamalar getiriyor. Washington bunu birkaç defa delmeye çalıştı ancak Türkiye'den buna izin verilmedi. Dedeağaç kesin likle ABD'nin Balkan stratejisi ile ilgili taktik bir adımdır. Bununla birlikte Türkiye deniz yetki alanları, doğalgaz arama, adalar ve benzeri konularda bugüne dek geri adım atmadı, atmayacak. Yunanistan ve Türkiye arasında sıcak çatışma riski var ve gelişmeler bu ihtimali artırsa da iki ülke büyük çapta bir savaşa girmez.
"GRİ GERDEAN" BENZETMESİ
Çin'de yaşayan Türk akademisyen Nureddin Dr. Nureddin Akçay, Çin ordusunun gerçek mermiler ve Tayvan Boğazı'nı abluka altına alan son çıkışının önemli mesajlar içerdiğini belirtti. Tayvan konusunun Pekin açısından prestij niteliği taşıdığını ve ABD'ye karşı en sıcak koz olduğunu hatırlatan Akçay "Şu an Çin tamamen ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan ziyaretine kilitlendi. Çin ordusu teyakkuz durumunda. Tayvan'ı kendi toprakları olarak görüyorlar ve Tayvan ile diplomatik ilişki kuran ülkelerle tüm bağlarını kesiyorlar" şeklinde konuştu. Krizi, Pasifik'te yaşanan ve bugüne kadarki en büyük kriz olarak nitelendiren Nureddin Akçay, Tayvan meselesi için diplomaside yaygın kullanılan 'gri gergedan' benzetmesi yaparak "Her an çok ciddi bir kriz gerçeği ile yüzleşebiliriz. Çin yönetimi en geç 2030'da Tayvan'ı Çin'e katma konusunda kararlı. ABD'nin tutumu da ortada. Her iki taraf geri adım atmayacak ve bu gerilim bütün dünyayı derinden sarsacak gelişmeler doğuracaktır. Başta ekonomi olmak üzere bütün dünya böyle bir savaş sebebiyle sarsılır" dedi.
"TAYVAN, UKRAYNA OLMAZ"
Tayvan'ın başkenti Taipei'de yaşayan stratejist Hsiung Tao Tien de sorularımızı cevaplandırdı. Yıllardır bu tehditler altında yaşamaya alıştıklarını söyleyen Tien "Tayvan hiçbir biçimde Ukrayna gibi olmayacak. Çünkü Çin'de Tayvan sermayesi çok güçlü. Ek olarak Tayvan dünya çip üretiminin yüzde 70'e yakınını karşılıyor. Çin ordusunun Tayvan'ın altyapısını ve üretim potansiyelini hedef alma şansı yok gibi. Nüfusumuz 24 milyon ve 215 bin kişilik bir ordumuz var. Elbette Çin ile boy ölçüşebilecek güç değiliz ancak bu kriz her açıdan dünyayı etkileyen felaket olur" diye konuştu.
SIRP-ARNAVUT SAVAŞI ÇABASI
Gerilimin yaşandığı bir başka bölge ise Balkanlar. Arnavut Gençlik Birliği Başkanı Fatih Nebiyu, Arnavutluk, Makedonya, Bosna Hersek ve Kosova'nın harici unsurlar eliyle karıştırıldığını anlattı. Nebiyu "Sırplar Kosova yönetimini yok sayıyor. Kosova'da Albin Kurt yönetimi bir dizi karar aldı ve Sırpların kendilerine yönelik bütün uygulamalarına misli ile mukabele kararı aldı. Sırbistan yönetimi Kosova'ya kendi ilçesi, vilayeti gibi vizesiz giriş çıkış ayrıcalığı ve Kosova yönetiminin şart koştuğu plaka, denetim kuralını yok sayıyor. Burada nüfusun yüzde 3-4'lük dilimi Sırp ve dokuz Sırp belediye var. Halkımızı tahrik etmek için bu belediyeler Sırpça 'Sırbistan'a hoş geldiniz' tabelaları asıyor. Bölge çok açık bir biçimde Arnavut-Sırp savaşına itiliyor" dedi.
YENİ DAYTON DAYATMASI
Kosova halkının binlerce şehit vererek elde ettiği bağımsızlığından hiçbir biçimde vazgeçmeyeceğini ifade eden Nebiyu'ya göre Balkanlarda Müslümanlara yeni bir Dayton Anlaşması dayatılıyor. Arnavutluk ve Makedonya'nın AB üyelik süreçleri devam ettiği bilgisini veren Nebiyu "Bunun ardından NATO faslı açılacak. Rusya bu geleceği gördüğü için bölgeyi yüzde yüz kontrol ettiği Sırp lider Vuçiç ve benzerleri üzerinden karıştırmaya çalışıyor" vurgusu yaptı. Bir diğer araştırmacı Osman Atalay ise "Sırpların kaşıdığı bölge Mitrovicsa'da nüfusun önemli bir kısmı Sırp. Bu olaylarda Rus etkisi var. Moskova sahayı şekillendirmede en etkili araç olarak Ortodoks kiliseleri kullanıyor" tespitinde bulundu. Rus istihbaratı ve ekonomik gücün de olayları köpürtmede önemli yer tutuğunu kaydeden Osman Atalay; Karadağ, Bosna, Kosova, Arnavutluk ve Makedonya'da her an bir karmaşanın çıkma tehlikesi olduğunu hatırlatıyor.
YILMAZ BİLGEN