Bazı sivil toplum kuruluşları Ankara'da 'Aile Yürüyüşü' düzenleyecek
30 Ekim'de Hacı Bayram Veli Camisi'nden Melike Hatun Camisi'ne yürüyecek katılımcılar, aileyi korumaya yönelik taleplerini açıklayacak
Başkentte, bazı sivil toplum kuruluşları organizasyonunda 30 Ekim'de "Aile Yürüyüşü" yapılacak.
Ankara Sivil Toplum Platformu Sözcüsü Mücahit Akpınar, Önder İmam Hatipliler Derneği Ankara Temsilciğinde düzenlenen basın toplantısında, nesli, aileyi ve milleti hedef alan en tehlikeli saldırılardan birinin, geçmişte Lut kavmiyle anılan sapkın davranışların "değer" haline getirilmesi, örgütlü ve küresel girişimler yoluyla yaygınlaştırılması olduğunu söyledi.
Bu duruma tepki gösterenlerin nefret söylemi üretmekle suçlanabildiğini belirten Akpınar, sapkın ilişkilerin normal olmadığını ve psikolojik hastalık olduğunu ifade eden uzman görüşlerinin bile suç sayıldığını anlattı.
Akpınar, milletin, cinsel kimliği kendiliğinden sorunlu olan kişileri dışlamadığını ve şefkatle muamele ettiğini aktararak, şu görüşleri dile getirdi:
"Yaratılıştan gelen sıkıntılarını kabullenip sabredenleri, kendi içinde tedavi etmeye çalışan bir medeniyetin mensuplarıyız. Ancak bu arızaları kimlik haline getirip yücelten ve hatta sağlam insanların cinsel kimliğini bozan sapkınlıkları kabul etmemiz mümkün değildir. Peygamber Efendimiz tarafından öğretildiği şekliyle 'Bir kötülük görünce onu elimizle düzeltemiyorsak, dilimizle karşı çıkma ve en azından kalbimizle buğzetme' vazifesini ifa etme amacıyla Ankara'da hizmet veren sivil toplum gönüllüleri olarak Ankara Sivil Toplum Platformu çatısı altında harekete geçmeye karar vermiş bulunuyoruz."
Mücahit Akpınar, 30 Ekim Pazar günü saat 13.30'da Hacı Bayram Veli Camisi'nden Melike Hatun Camisi'ne kadar yürüyeceklerini ve ardından basın açıklaması yaparak taleplerini kamuoyuyla paylaşacaklarını bildirdi.
Akpınar, sivil toplum kuruluşlarının taleplerini şöyle dile getirdi:
"Sağlıklı bir üçüncü cinsiyet mümkün değildir ve arızalara karşı tedaviyi esas alan bir yaklaşım sergilenmelidir. Sapkın ilişkileri normalleştirme çabaları, hak ve özgürlük değil, toplumun bekasına kasteden örgütlü bir tehdit kabul edilmeli ve yasaklanmalıdır. Cinsel kimliğe yapılan müdahaleler sıkı kontrol altında tutulmalı, sapkın ilişkileri destekleyen ve özendiren fiiller cezalandırılmalıdır. Bilgilendirici ve koruyucu tedbirler alınmalı, eğitim ve önleme faaliyetleri yürütülmelidir."