AYM kararı ışığında; Kariyer basamakları sınavı mı, öğretmenlik mesleğinin kariyer basamaklarına ayrılması mı Anayasaya aykırı?
Anayasa Mahkemesinin 21/5/2008 tarih ve E.2004/83, K.2008/107 sayılı kararı ışığında; Kariyer basamakları sınavı mı, öğretmenlik mesleğinin kariyer basamaklarına ayrılması mı Anayasaya aykırı?
Anayasa Mahkemesi, CHP tarafından yapılan başvuru üzerine 9.11.2022 tarihinde; 14 Şubat 2022 tarih ve 31750 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanununun bazı hükümlerinin iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına esastan karar verilmesi için toplanacaktır.
Eski Kanunda ve ilgili mevzuatında Hizmet İçi Eğitimlere puan veriliyor iken yeni Kanuna göre ilgili mevzuatında ise Kariyer Basamakları Sınavına başvurabilmek için; Uzman öğretmen ve Başöğretmenlik unvanı için başvuruda bulunacak öğretmenlerin; Eğitim Öğretim ve Rehberlik Çalışmaları, Yönetime Katılım ve Araştırma ve Geliştirme Çalışmaları olmak üzere bu alanların her birinden bir görevin yapılması gerekmektedir. Uzman öğretmen unvanı için öğretmenlerin 180 saatlik, başöğretmen unvanı için ise uzman öğretmenlerin 240 saatlik eğitimi tamamlamaları gerekmektedir.
Eski Kanunda öğretmen kadro sayısı içinde, başöğretmenliğe % 10, uzman öğretmenliğe % 20 kontenjan var iken yeni Kanunda gerekli şartları taşıyan ve sınavda başarılı olan tüm öğretmenler ilgili unvana sahip olmaktadır.
Eski kanunda sınav ÖSYM'ce yapılmak iken yeni Kanunda sınavı MEB kendisi yapmaktadır.
Bilindiği üzere Eski Kanun hakkında Anayasa Mahkemesi 21/5/2008 tarih ve E.2004/83, K.2008/107 sayılı kararını vermiştir.
Bu Karar ışığında; Kariyer basamakları sınavı mı, öğretmenlik mesleğinin kariyer basamaklarına ayrılması mı Anayasaya aykırı?;
1-HİZMET İÇİ EĞİTİMLERE PUAN VERİLMESİ YÖNÜNDEN;
"Kariyer basamaklarında yükselmedeki değerlendirme puanının % 20'lik eğitim kısmı içerisinde yer alan hizmet içi eğitime katılmada öğretmenin iradesinin belirleyici olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumun, hizmet içi eğitim almak üzere görevlendirilmiş öğretmenlerin, bu kapsama alınmayanlara göre kariyer basamaklarındaki değerlendirmede öne geçmelerine ve aynı hukuksal konuma sahip öğretmenler arasında eşitsizliğe yol açacağı açıktır. Hizmetiçi eğitime katılacakların saptanmasında bu eşitsizliği giderici objektif kriterlerin yasada yer almaması nedeniyle kuraldaki "hizmet içi eğitim," ibaresi Anayasa'nın 10. maddesine aykırıdır. "
2-ÖĞRETMEN KADRO SAYISI İÇİNDE, BAŞÖĞRETMENLİĞE % 10, UZMAN ÖĞRETMENLİGE % 20 KONTANJAN VERİLMESİ YÖNÜNDEN;
"Kuralda, kariyer basamaklarında yükselme koşullarının tümünü sağlasa bile, % 20 ve % 10'luk sınırlama nedeniyle bütün öğretmenler yükselme olanağına sahip olamayacaklardır. Bakanlar Kurulu'na tanınan bu oranları bir katına kadar yükseltme yetkisinin kullanılmasında da aynı sonuçla karşılaşılabilecektir.
Anılan oranlar dolduğunda geride kalan öğretmenler, boşalma olana kadar yüzde yüz başarı elde etseler bile, uzman ve/veya başöğretmen hakkını elde edemeyeceklerdir. Bu durum ise yığılmalara, tıkanmalara ve çalışma hayatında olumsuzluklara neden olabilecektir. Öngörülen kontenjanlardaki yüzdelere giren son kişilerle aynı değerlendirme puanına sahip olanların kontenjan dışında kalmaları hali hukuk devleti ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşmamaktadır.
Bu nedenlerle kural, Anayasa'nın 2. ve 10. maddelerine aykırıdır."
1. ve 2. madde analizi; AYM'nin yukarıdaki tespitleriyle hizmetiçi eğitme verilen puanlar ile kariyer basamaklarında yükselme koşullarının tümünü sağlasa bile, % 20 ve % 10'luk sınırlama yani kontenjan getirilmesi nedeniyle o zamanki kanunun bazı maddelerini iptal etmiş kanunun belirli kurallarının iptali, diğer kurallarını veya tümünün uygulanmaması sonucunu doğurduğundan, iptal edilen fıkra ve ibarelerinin doğuracağı hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden, iptal hükümlerinin, Kararın Resmi Gazete'de Yayımlanmasından Başlayarak Bir Yıl Sonra Yürürlüğe Girmesine, Oybirliğiyle karar vermiştir.
3-SINAV YAPILMASI YÖNÜNDEN;
Dava dilekçesinde, sınavın yapılmasına ilişkin kuralın birinci fıkra için belirtilen gerekçelerle Anayasa'nın 2., 11. ve 90. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmesine rağmen;
Anayasa Mahkemesi; "5204 sayılı Yasa'nın 1. maddesinin dördüncü fıkrasında, "Sınav yılda bir defa olmak üzere ÖSYM'ce yapılır." hükmü yer almaktadır.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 6. maddesinde özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip olduğu belirtilen Yükseköğretim Kuruluna bağlı olarak kurulan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezinin (ÖSYM), anılan Yasa'nın 10. maddesinde Yükseköğretim Kurulunun tespit ettiği esaslar çerçevesinde istek üzerine yükseköğretim kurumlarına anket, doçentlik sınavları dahil her düzeyde sınav ve değerlendirme işlerini yapacağı öngörülmüştür.
Kuralda, kariyer basamaklarında ölçüt olan sınavın özerkliğe sahip Yükseköğretim Kuruluna bağlı ÖSYM tarafından yapılmasının öngörülmesinin objektif kriterlere göre sınavın yapılması amacını taşıdığı ve sınava girecekler bakımından güvence niteliğinde olduğu açıktır. Sınavın yılda bir defa olması da, yasa koyucunun takdir alanı içerisinde değerlendirilmesi gereken bir konudur.
Bu nedenle, kural Anayasa'nın 2. maddesine aykırı değildir." kararını vermiştir.
Bilendiği üzere eğitim sendikalarınca yönetmeliğin bazı maddelerin iptali ve dayanak olan Kanunun Anayasaya aykırılık iddiasıyla Danıştay'a açılan davalarda; "Öğretmenlerin gelişimlerinin sağlanması, niteliklerinin iyileştirilmesi, statülerinin yaptıkları görevin önem, güçlük ve sorumluluk derecesi çerçevesinde olması gereken seviyeye yükseltilmesi amacıyla, hizmet süresi, disiplin cezası, mesleki gelişim çalışmaları gibi objektif kriterlerin uygulanmasının, kamu personel rejiminde aranan unsurlardan olan kariyer ve liyakat esaslarıyla uyumlu bulunduğu açıktır. Bu durumda, dava konusu olan düzenlemelerde, kamu yararına, hizmet gereklerine ve üst hukuk normlarına aykırılık görülmemiştir." kararı verilmiştir.
Özetle Danıştay; öğretmenlerin kariyer basamaklarında ilerlemesinde, yazılı sınav sisteminin uygulanmasının kamu personel rejiminde aranan unsurlardan biri olan "kariyer" esasıyla uyumlu bulunduğuna karar vermiş ve dava konusu yönetmeliğin iptali istenilen maddelerin dayanağı olan Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun ilgili maddelerinin Anayasa'ya aykırı olmadığını düşünmektedir.
4-ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNİN KARİYER BASAMAKLARINA AYRILMASI YÖNÜNDEN;
Dava dilekçesinde, 5 Ekim 1966 İLO-Unesco Ortak Belgesindeki Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararında ve 14.6.1973 günlü, 1739 sayılı Yasa'nın 43. maddesinde öğretmenliğin özel bir uzmanlık mesleği olduğunun belirtilmesine rağmen öğretmenlik mesleğinin kariyer basamaklarına ayrılmasına ilişkin kuralın, Anayasa'nın 90. maddesine, kazanılmış hakları ortadan kaldırması nedeniyle Anayasa'nın 2. ve 11. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüş olmasına rağmen;
Anayasa Mahkemesi; "Öğretmenler için bilgide ve iş başarımında yarışmayı ön plana çıkaracak bir teşvik isteminin kurulması gereğinin duyulduğu, bunun sonucu olarak da adaylık döneminden sonra öğretmenlik mesleğinin, öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen olarak üç kariyer basamağa ayrıldığı ve öğretmenlerin mesleki ve kişisel gelişimlerine imkan ve fırsat tanındığı ifade edilmiştir.
1739 sayılı Yasa'nın 43. maddesinin birinci fıkrasında özel bir ihtisas mesleği olduğu belirtilen öğretmenliğin kuralla kariyer basamaklarına ayrılması, yasa koyucunun takdir alanı içerisinde olduğu gibi, getirilen yükselme sisteminin kamu personel rejiminde aranan unsurlardan birisi olan "kariyer" esasıyla da uyumlu bulunduğu açıktır.
"Öte yandan, 5204 sayılı Yasa'nın gerekçesinde belirtilen hedeflerin yanında mesleği çekici kılmayı amaçlayan bu sistemde öğretmenler bir hak kaybına da uğramamaktadırlar.
"Bu nedenlerle kural, Anayasa'nın 2. maddesine aykırı değildir." kararı vermiştir.
3. ve 4. madde analizi; AYM'nin yukarıdaki tespitlerinde kararlara katılan ve şerh düşen tüm üyelerce sınavın yapılması ile ilgili bir hukuki sorun belirtilmemiştir.
Sadece öğretmenlik mesleğinin kariyer basamaklarına ayrılmasıyla alakalı olarak şerh düşen üyeler özetle; Öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirilmesi ve kıdemli veya başarılı öğretmenlere daha geniş olanaklar tanınması için, yasa koyucunun önünde, Anayasa'ya aykırılık taşımadan da düzenlemeler yapılabilecek çok geniş bir takdir alanı bulunduğundan, Kariyer ayrımının esas alınması suretiyle öğretmenlik mesleği için farklı oranlarda mali katkı sağlanmasının, öğretmenlerin temel eğitimde kariyer basamakları ile ayrıştırılarak sınıflandırılmasına ve bu ayrımlara dayalı kuralların Anayasa'nın 2., 10. ve 42. maddelerine aykırılığına dair şerh düşmüşlerdir.
Dolayısıyla yukarıda Karar ışığında; Öğretmenlik Meslek Kanunu tartışması, kariyer basamakları sınavının Anayasaya aykırı olup olmadığına değil, öğretmenlik mesleğinin kariyer basamaklarına ayrılmasının Anayasaya aykırı olup olmadığına dair yapılacaktır.
Anayasa Mahkemesinin o tarihteki on bir üyesinden şerh düşen beş üyesinin görüşü; öğretmenlik mesleğinin kariyer basamaklarına ayrılmasının Anayasaya aykırı olduğuna dairdir. Anayasa Mahkemesi şu an on beş üyeden oluşmaktadır. Buna göre sekiz üyenin aynı görüşü taşıması halinde Öğretmenlik Kariyer Basamakları sistemi Anayasa aykırı bulunarak iptal edilebilecektir.
Ahmet KANDEMİR