Cinsel saldırı ve cinsel taciz suçlarında idareler nasıl hareket etmeli?

Danıştay 8. Dairesi, Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi'nde profesör unvanıyla öğretim üyesi olarak görev yapan davacı tarafından, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 53.maddesinin b bendinin (6-b) ve (6-c) alt bentleri uyarınca kamu görevinden çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına dair davada Cinsel saldırı ve cinsel taciz suçlarında nasıl hareket edileceğine ilişkin yol gösterdi.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 22 Ağustos 2023 00:10, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2023 14:24
Cinsel saldırı ve cinsel taciz suçlarında idareler nasıl hareket etmeli?

Danıştay 8. Dairesi, Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi'nde profesör unvanıyla öğretim üyesi olarak görev yapan davacı tarafından, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 53.maddesinin b bendinin (6-b) ve (6-c) alt bentleri uyarınca kamu görevinden çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına dair davada Cinsel saldırı ve cinsel taciz suçlarında nasıl hareket edileceğine ilişkin yol gösterdi.

Buna göre;

" Cinsel saldırı ve cinsel taciz suçlarında suç kanıtı aramanın bir çok olayın karşılıksız ve cezasız kalması gibi istenmeyen bir sonuca yol açacağı ve şikayetçinin başkasına zarar vermek için kendisine zarar vermesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı,

" Kadınların cinsel taciz veya cinsel saldırı suçlarına uğradıklarını ifşa etmelerinin kendileri için zorluk yaratacağı, böyle durumlarda kendi öz hayatlarına da zarar verdiğinden hayatın olağan akışına uygun olmayacağı,

" Cinsel suçlarda bilhassa da cinsel taciz suçunda işlenen fiilin genellikle tanıksız, delilsiz, gizli ve sadece mağdur ve failin bulunduğu şekilde işlenmesi dolayısıyla bu tür fiillerin cezasız bırakılmasının önüne geçilmesinin toplumun geleneksel yapısına uygun olduğunun kabulü ile mağdurun yaşı, kişiliği, ruh sağlığı, kendi içinde verdiği beyanlarla çelişip çelişmediği, fail ve mağdurun arasındaki ilişki, ahlaki durum ve cinsel filleri gerçekleştirenlerin savunmalarıyla çelişip çelişmediğinin araştırılması,

" Suçun oluştuğu kanaatini uyandırdığında, bu suçun cezalandırılması ve eylem sahibinin masumiyet karinesinden yararlanması gerektiği kadar mağdurun da adil yargılanma hakkını kullanması gerekmektedir.


T.C.
DANIŞTAY
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 2020/3281
Karar No: 2023/1086

İSTEMİN KONUSU:

... Bölge İdare Mahkemesi... İdari Dava Dairesinin... gün ve E:..., K:... sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: ... Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi'nde profesör unvanıyla öğretim üyesi olarak görev yapan davacı tarafından, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 53.maddesinin b bendinin (6-b) ve (6-c) alt bentleri uyarınca kamu görevinden çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına dair ... tarih ve ... sayılı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali ile yoksun kalınan özlük haklarının iadesi ile yoksun kalınan parasal haklarının yasal faiziyle ödenmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:

... İdare Mahkemesince verilen... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; davacıya isnat olunan cinsel taciz ve kamu hizmeti veya öğretim elemanı sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derece yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak fiil ve davranışlarının, dosya kapsamında toplanan delillerden ve aynı Üniversite'de bulunmak dışında herhangi bir bağlantısı olmayan tanıkların birbiriyle tutarlı ve aynı yönde beyanlarından sübuta erdiği hususunda tereddüt bulunmamakta olup, davacının kamu görevinden çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına yönelik olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılarak, davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:

Uyuşmazlıkta, dava konusu işlemin fiili sebebinin, davacının hoca-öğrenci ilişkisi dışına çıkmak suretiyle bazı kız öğrencileri ile gayri meşru ilişki içine girmesi, kız öğrencileri taciz eğiliminde olması, fakültedeki odasına gelen kız öğrencileri taciz ederek öpmeye çalışması, kız öğrencileri elde etmek için erkek öğrencilerle samimi olup onlardan bilgi toplaması; hukuki sebebinin ise 2547 sayılı Kanun'un 53. maddesinin (b) fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) ve (c) alt bentleri olduğu, soruşturma dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, öğretim üyesi olan davacıya isnat edilen kız öğrencileri taciz eğiliminde olması, fakültedeki odasına gelen kız öğrencileri taciz ederek öpmeye çalışması, kız öğrencileri elde etmek için erkek öğrencilerle samimi olup onlardan bilgi toplaması eylemleri ile ilgili olarak, adli yargıda açılmış bir soruşturma ya da kamu davasının bulunmaması, isnat edilen söz konusu eylemlerin somut delillerle ortaya konulabilecek mahiyette olmasına karşın dosyada böyle bir delilin bulunmaması, müşteki beyanlarında da bu yönde bir delilin varlığından bahsedilmemesi, dosyada yer alan tanık beyanlarının kişi, eylem, yer ve zaman unsurlarını içermeyen ve genellikle kanaat ve soyut açıklamalardan ibaret olması karşısında anılan eylemlerin her türlü şüpheden uzak, kesin, somut delillerle ortaya konulamadığının kabulü gerektiği, bu nedenle de anılan eylemler yönünden "Amire, iş arkadaşlarına, personeline, hizmetten yararlananlara veya öğrencilerine fiili saldırıda veya cinsel tacizde bulunmak" fiilin olayda sabit olduğundan bahsedilemeyeceği, öte yandan davacının M.A isimli yüksek lisans öğrencisi ile uzun süreli bir birlikteliği bulunduğunun sabit olduğu, ancak bu birlikteliğin, davacının öğretim üyeliği mesleğine yakışmayacak tarzda veya mesleğini kullanarak zorlama veya baskı yoluyla, sadece cinsel amaçlı olduğunun kesin olarak saptanamaması nedeniyle de Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre reşit olduğu anlaşılan kişiler arasında karşılıklı rızaya dayalı olduğunun kabulü gerektiği, bu nedenle de söz konusu fiilin nitelik ve ağırlık itibarıyla "Kamu hizmeti veya öğretim elemanı sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak." fiili kapsamında olmadığı sonucuna varıldığı, ancak sabit olan bahse konu eylemin 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (C) bendinin (ı) alt bendinde tanımlanan "Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak" fiilleri kapsamında değerlendirilmek suretiyle eyleme karşılık gelen disiplin cezasının uygulanabileceği, bu durumda, 2547 sayılı Kanunun 53. maddesinin (b) fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) ve (c) alt bendinde belirtilen fiilleri işlemediği anlaşılan davacının, söz konusu hükümler uyarınca cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde ve davanın reddi yönündeki Mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmediği, öte yandan, Anayasanın 125. maddesi uyarınca, hukuka aykırılığı saptanan işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının dava açma tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna varılarak, istinaf başvurusunun kabulü ile istinafa konu mahkeme kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline, tazminat isteminin kabulüne, işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının dava açma tarihi olan 30/05/2018 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davalı idare tarafından, davacı hakkında yapılan soruşturmada birçok tanık ifadesine başvurulduğu, müşteki ifadelerinin alındığı, alınan ifadelere adı geçenin hoca - öğrenci ilişkisi dışına çıkarak bazı kız öğrencileri ile gayri meşru ilişki içine girdiği, kız öğrencileri taciz eğiliminde olduğu, yönünde kanaat oluştuğu, Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı'na verilen dilekçede kayın validesinin ve baldızının ilgilinin tacizde bulunduğuna dair ifadelerinin bulunduğunun dile getirildiği, yine birçok kız öğrencinin ifadesinde, davacının kız öğrencileri odasına çağırdığı ve kız öğrencileri taciz ederek öpmeye çalıştığını ifade ettikleri, bazı erkek öğrencilerin adı geçenin kız öğrenciler hakkında konuşmalarına şahit olduklarını beyan ettikleri, özellikle kız çocuklarının eğitimlerinin bu denli önemli olduğu toplumumuzda, konumunu kişisel istekleri için araç olarak kullanılmaması gerektiği ileri sürülerek olayların sabit olduğu ve istinaf mahkemesi kararının bozulması gerektiği istenilmiştir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, hakkındaki tüm iddiaların soyut olduğu, bilgi ve belgeye dayanmadığı ileri sürülerek, temyiz isteminin reddi istenilmiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

... Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi'nde profesör unvanıyla öğretim üyesi olarak görev yapmakta iken, aynı Üniversite'de farklı dönemlerde öğrenim gören öğrencilerden... 'nın 09.06.2017 tarihli Bimer başvurusu, ...'nın 23.06.2017 tarihli şikayet dilekçesi ve ...'nin 23.06.2017 tarihli e-posta yoluyla göndermiş olduğu şikayet dilekçesinde yer alan sözlü ve yazılı(mobil telefon üzerinden mesajlaşma yoluyla) cinsel taciz iddialarında bulunulması üzerine, iddiaların gerçekliği ve durumun tespiti amacıyla Rektörlük tarafından 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 53/A maddesi uyarınca soruşturma başlatıldığı, bu kapsamda... tarih ve ... sayılı yazı ile 3 adet profesör unvanlı öğretim üyesinden teşekkül etmekte olan soruşturma komisyonunun görevlendirildiği, komisyon tarafından şikayette bulunan 3 öğrencinin yanı sıra 55 öğrenci, 26 akademik personel ve 3 adet idari personel olmak üzere toplamda 87 kişinin ifadesinin alındığı, Rektörlüğün... tarih ve ... sayılı yazısı ile davacıya zimmetlenen fakülte bilgisayarının 20.10.2017 tarihinde incelendiği, inceleme kapsamında bir kız öğrencisinin özel fotoğrafları ile kendisine ait bazı pornografik fotoğraflarına ulaşıldığı, durumun 20.10.2017 tarihinde tutanak altına alındığı, diğer taraftan... tarihli ve ... sayılı yazı ile davacıdan savunma istenildiği, söz konusu yazı ekinde davacı hakkındaki taciz iddialarıyla ilgili 17 adet sorunun davacıya yöneltildiği, davacının savunmasının alındığı, soruşturma kapsamında toplanan delillerden 13.12.2017 tarihli soruşturma raporunun hazırlandığı, soruşturma raporunda, davacının fiillerinin 2547 sayılı Kanun'un 53.maddesinin 6-b bendinde belirtilen "Amire, iş arkadaşlarına, personeline, hizmetten yararlananlara veya öğrencilerine fiili saldırıda ya da cinsel tacizde bulunmak" ve 6-c bendinde belirtilen "Kamu hizmeti veya öğretim elemanı sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derece yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" eylemine girdiğinden bahisle davacının 2547 sayılı Kanun uyarınca "Kamu görevinden çıkarma" disiplin cezasıyla cezalandırılmasının teklif edildiği ve gereğinin yapılması amacıyla Rektörlük Makamına sunulduğu, Rektörlük makamınca disiplin amiri sıfatıyla, davacının "Kamu görevinden çıkarma" disiplin cezasıyla cezalandırılmasına yönelik görüş ve istek bildirilerek dosyanın Yükseköğretim Kurumu Başkanlığı'na gönderildiği, Yükseköğretim Kurumu Yüksek Disiplin Kurulu'nca, davacının bazı kız öğrencileri ile hoca-öğrenci ilişkisi dışına çıkmak suretiyle gayri meşru ilişki içine girdiği, kız öğrencileri taciz eğiliminde olduğu, fakültesindeki odasına gelen bazı kız öğrencileri taciz ederek öpmeye çalıştığının ifade edildiği, bazı erkek öğrencilerin adı geçen kız öğrenciler hakkında konuşmalarına şahit olduklarını ve kız öğrencileri elde etmek için kendilerinden bilgi topladığını ve kendileriyle bunun için samimiyet kurduklarını ifade ettikleri, söz konusu fiillerin 2547 sayılı Kanun'un 53.maddesinin b bendinin 6-b bendinde belirtilen "Amire, iş arkadaşlarına, personeline, hizmetten yararlananlara veya öğrencilerine fiili saldırıda ya da cinsel tacizde bulunmak" ve 6-c bendinde belirtilen "Kamu hizmeti veya öğretim elemanı sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derece yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" fiilleri kapsamında davacının "Kamu görevinden çıkarma" ile cezalandırılması yönündeki Üniversite teklifinin kabulü gerektiği, ilgilinin daha önce aldığı iki adet kınama cezaları ile, fiillerin niteliği de göz önüne alınarak iyi halin kabul edilemeyeceği değerlendirmelerinde bulunularak... tarih ve ... sayılı kararı ile davacının "Kamu Görevinden Çıkarma" cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun dava konusu işlemin tesisi tarihindeki hali ile "Genel esaslar" başlıklı 53/b fıkrası: "Devlet ve vakıf yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanları, memur ve diğer personeline uygulanabilecek disiplin cezaları uyarma, kınama, aylıktan veya ücretten kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması veya birden fazla ücretten kesme, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma cezalarıdır...''

Aynı Kanunu'un 53/b-6 bendi: ''Kamu görevinden çıkarma: Kamu kurum ve kuruluşları ile vakıf yükseköğretim kurumlarında öğretim elemanı ve memur olarak bir daha atanmamak üzere kamu görevinden çıkarmadır. 657 sayılı Kanundaki fiillere ilave olarak bu Kanun kapsamındaki kamu görevlileri için kamu görevinden çıkarma cezasını gerektiren fiiller şunlardır:''

53/b-6-b alt bendi ''Amire, iş arkadaşlarına, personeline, hizmetten yararlananlara veya öğrencilerine fiili saldırıda veya cinsel tacizde bulunmak.''

53/6b-6-c bendi: ''Kamu hizmeti veya öğretim elemanı sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak..." Hükmünü taşımaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Dosyanın incelenmesinden, ... Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi'nde profesör unvanıyla öğretim üyesi olarak görev yapmakta iken, aynı Üniversite'de farklı dönemlerde öğrenim gören öğrencilerden ...'nın 09.06.2017 tarihli Bimer başvurusu, ...'nın 23.06.2017 tarihli şikayet dilekçesi ve ...'nin 23.06.2017 tarihli e-posta yoluyla göndermiş olduğu şikayet dilekçesinde yer alan sözlü ve yazılı(mobil telefon üzerinden mesajlaşma yoluyla) cinsel taciz iddialarında bulunulması üzerine, iddiaların gerçekliği ve durumun tespiti amacıyla Rektörlük tarafından 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 53/A maddesi uyarınca soruşturma başlatıldığı, bu kapsamda ... tarih ve ... sayılı yazı ile 3 adet profesör unvanlı öğretim üyesinden teşekkül etmekte olan soruşturma komisyonunun görevlendirildiği, komisyon tarafından şikayette bulunan 3 öğrencinin yanı sıra 55 öğrenci, 26 akademik personel ve 3 adet idari personel olmak üzere toplamda 87 kişinin ifadesinin alındığı, Rektörlüğün ... tarih ve ... sayılı yazısı ile davacıya zimmetlenen fakülte bilgisayarının 20.10.2017 tarihinde incelendiği, inceleme kapsamında bir kız öğrencisinin özel fotoğrafları ile kendisine ait bazı pornografik fotoğraflarına ulaşıldığı, durumun 20.10.2017 tarihinde tutanak altına alındığı, davacının eski eşi ...'nın beyanında; davacı ile 2010 yılında ayrıldıkları, 06/09/2013 'te yeniden evlendikleri çeşitli uyumsuzluklar nedeniyle 2017'de yeniden boşandıkları, eski eşinin özel durumundan kaynaklanan problemlerin yatak odalarını da etkilediği gibi evliliklerini derinden sarstığı, cinsel hayatlarının bulunmadığı, ancak kız öğrencileri taciz edecek bir mizacının da olmadığı, sert mizaçlı notu kıt bir hoca olduğunu bildirdiği, soruşturma kapsamında kız öğrencilerden alınan ifadelerde davacının; '' 1. Sınıf 2. Öğretimde ... Adında bir kız var Allah için güzel bir kız, odaya çağırdım, bizim çocuklara servis ettim kandıramadılar, geç saatlerde watsaptan mesaj attığı, cinsel içerikli konuşmalar yaptığı, odasına çağırdığı, öpmeye çalıştığı, 2010-2012 yılları arasında bir kız öğrenci ile ilişki yaşadığı, evlenme vaadinde bulunduğu, bu öğrenci ile beraber il dışı gezmelere gidildiği...'', erkek öğrencilerden alınan ifadelerde ise; davacının,'' evlerinin anahtarını istediği, evlerine gittiği, sürekli kız öğrenciler hakkında cinsel içerikli konuşmalar yaptığı, ulan mevki bizde, makam bizde, para bizde öğrencilerde ne buluyorlar...'' gibi birçok öğretim üyesi- öğrenci ilişkisine yakışmayan söz ve eylemlerde bulunduğu, mesai arkadaşlarının verdikleri ifadelerde de benzer iddiaların tekrarlandığı görülmektedir.

Cinsel saldırı ve cinsel taciz suçlarında suç kanıtı aramanın bir çok olayın karşılıksız ve cezasız kalması gibi istenmeyen bir sonuca yol açacağı ve şikayetçinin başkasına zarar vermek için kendisine zarar vermesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, kadınların cinsel taciz veya cinsel saldırı suçlarına uğradıklarını ifşa etmelerinin kendileri için zorluk yaratacağı, böyle durumlarda kendi öz hayatlarına da zarar verdiğinden hayatın olağan akışına uygun olmayacağı, cinsel suçlarda bilhassa da cinsel taciz suçunda işlenen fiilin genellikle tanıksız, delilsiz, gizli ve sadece mağdur ve failin bulunduğu şekilde işlenmesi dolayısıyla bu tür fiillerin cezasız bırakılmasının önüne geçilmesinin toplumun geleneksel yapısına uygun olduğunun kabulü ile mağdurun yaşı, kişiliği, ruh sağlığı, kendi içinde verdiği beyanlarla çelişip çelişmediği, fail ve mağdurun arasındaki ilişki, ahlaki durum ve cinsel filleri gerçekleştirenlerin savunmalarıyla çelişip çelişmediğinin araştırılması, suçun oluştuğu kanaatini uyandırdığında, bu suçun cezalandırılması ve eylem sahibinin masumiyet karinesinden yararlanması gerektiği kadar mağdurun da adil yargılanma hakkını kullanması gerekmektedir.

Uyuşmazlıkta; öğretim üyesi olan davacının kız öğrencilere yönelik cinsel içerikli söz ve davranışları hakkında kız ve erkek öğrenciler ile mesai arkadaşları tarafından verilen aleyhe ifadelerde ittifak halinde oldukları, davacı lehine olabilecek diğer beyanların ise soruşturma emrinin verildiği 29/06/2017, soruşturmanın tamamlandığı 12/12/2017 ve disiplin cezasının verildiği 22/02/2018 tarihlerinden sonra tamamının Mayıs 2018 de dosyaya girdiği, eylemlerin sabit olduğu ve disiplin cezasını gerektirdiği sonuç ve kanaatine varılmaktadır.
Bu durumda, davacının söz ve eylemlerinin, kamu hizmeti veya öğretim elemanı sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketler olduğu ve öğrencilerine cinsel tacizde bulunduğu gerekçesiyle kamu görevinden çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Bu itibarla, davanın reddi yönündeki karara yönelik yönelik istinaf isteminin kabulü, dava konusu işlemin iptali ve parasal hakların ödenmesine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,

2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... gün ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine,

4. Kesin olarak 09/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber