Diyanet: Jet imam haberleri istemiyorum

Haber Giriş : 13 Ekim 2004 18:34, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ali Bardakoğlu, ''Teravih namazı alelacele değil, usulüne uygun kılınması gereken bir namazdır. Jet imam haberlerini görmek istemiyorum'' dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, sadece Ramazan ayında değil diğer zamanlarda da camilerde kadınlara ibadet mekanları düzenlenmesi için talimat verdi. Bardakoğlu, çocukların da camideki bazı olumsuz davranışlarının hoşgörüyle karşılanması gerektiğini söyledi.

Bardakoğlu, Başkanlık Toplantı Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında Ramazan hazırlıkları hakkında bilgi verdi. Ramazan'da yurtiçi ve yurtdışında verilecek hizmetlerle ilgili olarak her yıl olduğu gibi bu yıl da genelge yayınladıklarını bildiren Bardakoğlu, Ramazan'ın, 14 Ekim Perşembe akşam kılınacak ilk teravih namazı ile başlayacağını, gece yarısından sonra da sahura kalkılacağını, ilk iftarın 15 Ekim Cuma günü yapılacağını bildirdi.

Bardakoğlu, Ramazan'ın İslam alemine barış huzur, birlik ve beraberlik getirmesi dileğinde bulunarak, müftülüklere gönderilen genelgede, vaaz ve irşat programlarının en etkili, en verimli şekilde yürütülmesi, merkezi vaaz sisteminin yeterli olmadığı yerlerde ilahiyat fakülteleri öğretim üyeleri, imam hatip liseleri meslek dersleri öğretmenleri ile din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenleri ile emekli müftü ve vaizlerin canlı vaaz etmeleri talimatını verdiğini kaydetti.

Ramazan dolayısıyla din görevlisi olmayan camiler için 3 bin 500 vekil imam hatibin atamasının yapıldığını ifade eden Ali Bardakoğlu, ''Vaaz ve hutbe okunmayan hiçbir camii kalmayacak'' dedi.

Dinin doğru ağızlardan ve ehil kişilerden öğrenilmesi gerektiğine dikkati çeken Bardakoğlu, bu kapsamda yurtdışında yaşayan vatandaşların dini konulardaki ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla da 200 din görevlisinin görevlendirildiğini belirtti.

CAMİLERDE ALINAN TEDBİRLER
Camilerdeki halılar, sarık ve cüppeler temizlendiğini, elektrik ve ısınma tesisatları ile ses cihazlarının elden geçirildiğini ve eksikliklerin giderilmesi için de çalışmaların devam ettiğini, ezan okunurken ses cihazlarının lüzumundan fazla açılmaması, cihazların sesin kulağa hoş gelecek şekilde ayarlanması konusunda müftülüklerin uyarıldığını da bildiren Bardakoğlu, kadınlara ayrılan mekanların daha geniş ve sağlıklı olması için çalışmalar yapılmasını istedi ve ''Ramazan'da camiler, cemaatle, kadınlarla, çocuklarla dolup taştığı yerlerdir'' dedi.

Ali Bardakoğlu, ''Ramazan sadece oruç tutma ayı değil, sosyalleşme için de önemlidir. Bu yüzden camilerde kadınlara mekanlar ayrılmalı, çocukların teravih namazlarına katılımlarının devamlılığı sağlanmalıdır. Çocuk, camide de çocukluğunu sürdürebilmeli. Sadece Ramazan'da değil, diğer zamanlarda da mekanlar ayarlanmalıdır'' diye konuştu.

Ramazan ayı boyunca din görevlilerinin hastane, hapishane, çocuk ıslahevi ve çocuk yuvası gibi yerleri ziyaret edeceklerini, ihtiyaç sahibi öksüz, yetim, hasta, yaşlı, fakir ve kimsesizlerle ilgilenilmesini isteyen Bardakoğlu, iftar sofralarının herkese açık olması gerektiğini söyledi.

''JET İMAM HABERLERİ İSTEMİYORUM''
Bardakoğlu, din adamlarının gösterişli iftar yemekleri vermek yerine muhtaçların gözetildiği iftar yemeklerine öncülük yapılmalarını istedi.

Ramazan boyunca bütün din görevlilerinin zaruri haller dışında hiçbir cami görevlisine izin verilmeyeceğini bildiren Bardakoğlu, teravih namazlarının usulüne uygun kılınması gerektiğini değindi. Ali Bardakoğlu, ''Teravih namazı alelacele değil, usulüne uygun kılınması gereken bir namazdır. Jet imam haberlerini görmek istemiyorum'' dedi.

Ezan genelgesine de yer veren Bardakoğlu, cami içi ve dışında hoparlörlerden okunan ezan ve Kuranı Kerim'in kulağa hoş gelmesi gerektiğini belirterek, ''Ezan, hoparlörlerin mekanik sesine kurban gitmemelidir. Ses cihazları cami inşaatlarından sonra alındığı için en ucuzu alınmaktadır. Teneke aletler, Kuran'ın ahengini bozuyor'' diye konuştu.
Bardakoğlu, bu yılki fitre bedelinin de 3 milyon 850 bin lira olarak belirlendiğini bildirdi.

AB SÜRECİNDE DİYANET
Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, AB ve Diyanet konusuna da değinerek, ''Türkiye'nin AB'ye üye olup olmaması hükümetlerin ve devletin uluslararası politikanın işidir. Diyanet'in gündeminde, Türkiye'nin AB'ye üye olması, olmaması diye bir madde yoktur'' dedi.

Bardakoğlu, Diyanet'in 20-30 yıldan beri yurtdışında yaşayan 4 milyona yakın soydaş ve vatandaşa din hizmeti sunduklarını belirterek, bin 200 civarında din görevlisinin yurtdışında hizmet verdiğini kaydetti.

Diyanet'in yurtdışındaki vatandaşların dini hayatları ile yakından ilgilendiğini hatta geç bile kaldığını ifade eden Bardakoğlu, şöyle devam etti: ''Geç kaldığı için de birçok sorun ortaya çıktı. Biz yurtdışında yaşayan kardeşlerimizin din hizmeti ihtiyacını sağlıklı biçimde karşılayalım. Biz karşılamadığımız zaman hangi sorunlara yol açacağı ortada. AB'ye üyelik bizim gündemimizde değil ama AB ile yakın ilişkiler her zaman bizim gündemimizde. AB'deki gelişmeler, hukuk müktesebatı, mahalli tavırlar bizi hep ilgilendirmiştir. Biz hizmetimizi bu ahenk içerisinde ilgili makamlarla görüşerek sürdürmeye devam ediyoruz. Bu bizim en tabii görevimiz ve sorumluluğumuz. Bu itibarla da yurtdışı hizmetlerine önem veriyoruz.'' Din hizmetleri alanında yapılan çalışmaların AB sürecinde olmadığını kaydeden Bardakoğlu, ''AB'de yaşayan vatandaşlarımızın din ihtiyaçlarını karşılama zaruretinin bir parçasıdır'' dedi.

Ali Bardakoğlu, ''Biz her yaptığımız işi, hem dinin ana kaynaklarına dayalı olarak hem de günümüzün sorunlarına, çağın ihtiyaçlarına göre yerine getirmeye çalışıyoruz. Bağımsız bir kuruluşuz. Laik ve demokratik Cumhuriyetin en önemli kurumlarından birisi olan Diyanet, laiklik ilkesinin de gereği olarak kendi alanında özgürce, fakat kamu kurumu olmanın sorumluluğu içinde hareket eder. Bunun hiçbir zaman ne siyasetle, ne hükümetle, ne de AB ile ilgisi olmamıştır, olamaz da. Biz doğru bildiğimizi, doğru zamanda yapmak zorundayız'' diye konuştu.

ALEVİLİK
Diyanet'in laik ve demokratik yapı içerisinde vatandaşlık esasına göre hizmet veren bir kamu kuruluşu olduğunu tekrarlayan Bardakoğlu, şunları kaydetti:
''Biz bütün müslümanları, bütün kardeşlerimizi kuşatan bir din anlatımına ve dini hizmet sunumuna sahibiz. Onun için de İslam dininin sahih kaynaklarına dayalı ve 14 asırlık İslam tecrübesinin ortak paydasını temsil eden bir anlatımı yapıyoruz. Bizim anlattığımız din Kanada'dan Endonezya'ya kadar bütün müslümanların ortak bilgileridir. Onun için Diyanet, Sünni bir kuruluş değildir. Sünniliği izleme veya belli bir tarikata, mezhebe karşı tavır alma gibi tavır içinde kesinlikle olamaz. Biz kamu kuruluşuyuz, vatandaşlık esasına göre, bilgi ve liyakate göre bilgi üretiyoruz, dini hizmet sunuyoruz. Böyle olunca da Aleviler bizim kardeşlerimizdir. Herkes gibi onlarda bizim kardeşlerimizdir ve İslam'ın içindedir. İslam'ın kültür tarihi içinden çıkmış birçok farklı anlayışlar vardır. Bizim bunların hepsini kuşatmamız lazım, zaten kuşatıyoruz. Bu bakımdan da İslam dininin hiç bir alt inanç grubunun kendini farklı, ayrı gören gruplarının incitilmesine, rencide edilmesine razı olamayız.''

KURAN'IN TEFSİRİ

Ezan tartışması ve diğer genelgelerin ne AB ile ne de siyasetle bir ilgisi bulunduğunu ifade eden Bardakoğlu, ''Ezan ve Kuran'ın en güzel şekilde okunması bizim hedeflerimizden biridir'' diye konuştu.

Kuran'ı Kerim tefsir çalışmalarına ilişkin olarak da Bardakoğlu, Kuran'ı Kerim'in her asırda, her çağda insana hitap ettiğini ve anlaşılmasının rahmet ve hidayet vesilesi olduğuna inandıklarını belirterek, ''Kuran'ın rahmet ve hidayet kaynağı olması bizim onu anlamamıza bağlıdır. Biz bunu yapamazsak, Kuran'ı Kerim durduğu yerden bize ışık tutmaz. Tefsirlerde, Kuran'ı Kerim'i anlama çabasının en tabii ve en önemli bir parçasıdır'' dedi.

Bardakoğlu, Diyanet'in birkaç sene önce 4 ilahiyat fakültesi uzmanına tefsir siparişi verdiğini ve bu çalışmanın tamamlandığını bildirdi.

Bardakoğlu, ''Bu tefsir, Diyanet'in resmi tefsiri değildir. Çünkü tefsir, kurumlara ait olmaz. Tefsir, şahısların ve yazanların tefsiri olur. Biz, bu alanda yapılacak çalışmaları destekliyoruz'' diye konuştu.

''DİN VE DİYANET ÜZERİNDEN SİYASET SONA ERMEDİ''

Bardakoğlu, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir soru üzerine hac kontenjanın artırılmasına ilişkin çalışmaların sürdüğünü belirten Bardakoğlu, ezan genelgesi ile ilgili tartışmalarla ilgili olarak da şunları söyledi:
''Cami içi ve dışındaki hoparlörlerin kullanılması, ezanın güzel şekilde etrafa yayılması konusunda öteden beri titizlik gösteriyoruz. Türkiye'de din ve Diyanet üzerinden siyaset adedi henüz sona ermedi. Zaman zaman kutsal değerleri ve konuları en gündelik tartışmalarda ve sıradan siyasi tartışmalarda kullanabiliyorlar. Bu genelge, hoparlör ayarının yapılması talebidir.'' Bardakoğlu, din ve Diyanet üzerinden yapılan siyasetin en çok yapanlara zarar verdiğini kaydetti.

Bardakoğlu, AB sürecinde Diyanet'in vizyonu üzerine bir başka soruya karşılık, Diyanet'in kendini gözden geçirmesinin daha anlamlı, daha etkili ve kalıcı hizmetlerin nasıl sunulacağı konusunun tartışması ve bu yönde görüşmelerin devam etmesi gerektiğini söyledi.

Ali Bardakoğlu, AB'nin de İslam dini konusunda sağlıklı, doğru bilgi üreten, vatandaşlık esasına göre, laik ve demokratik yapıya göre doğru din hizmeti sunan toparlayıcı bütünleştirici bir kurum aradığını ifade ederek, ''Zannedersem, Avrupa'nın İslam alanında buna ihtiyacı var. Biz de o hazırlık içindeyiz'' diye konuştu.
AA

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber