Eğitim Sen, yönetici atamaya dava açtı
ANKARA.
Yürütmenin durdurulması istemlidir.
DAVACI : EĞİTİM SEN (Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası)
Cinnah Cad. Willy Brant Sok. No:13 Çankaya / ANKARA.
DAVALI : Milli Eğitim Bakanlığı. Bakanlıklar / ANKARA.
VEKİLLERİ : Av. Zühal ÇOLAK, Av. Mahmut Nedim Eldem , Av. Necmiye BAŞEL,
Av. Mehmet Rüştü TİRYAKİ. ( Davacı ile aynı adresteler)
DAVA KONUSU : 24 Nisan 2008 gün ve 26856 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış
olan, Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliği'nin;
11/1. maddesinin (c) ve (ç) bentlerinin,12/1. maddesindeki "bir yıl",
"iki yıl" ve "üç yıl" ibarelerinin, 18 /1. maddesinin
(ç) bendinin, 21/1. maddesinin (b) bendinin, Geçici 2. maddesinin 1. fıkrasındaki
"müdür yardımcılığı için" ve "sınavların geçerlik süresi ile
sınırlı olmak kaydıyla" ibareleri ile Ek-2 Yönetici Değerlendirme Formu'nun
yürütmesinin durdurulması ve iptali istemidir.
SÜRE : Davaya konu yönetmelik 24.04.2008 günlü Resmi Gazetede yayımlandığından,
davamız süresinde açılmaktadır.
....
YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI, İPTALİNİ İSTEDİĞİMİZ DÜZENLEMELER VE HUKUKSAL DEĞERLENDİRMELERİMİZ :
1. Dava konusu yönetmeliğin "Son üç yıllık hizmet süresi içinde, yöneticilik
görevleri olanların yöneticilik görevi adli veya idari soruşturma sonucu üzerinden
alınmamış olmak" biçimindeki 11/1-ç maddesi suiistimale, kötüye kullanılmaya,
öznel değerlendirmelere sonuna değin açık ve memur güvencesini yok sayar niteliktedir.
İdarenin yada amirlerin sevmedikleri, siyasal yandaş olmayan eğitim kurumu
yöneticilerinden kısa yoldan kurtulmalarına, dolayısıyla siyasal kadrolaşmaya
olanak verecek, keyfi ve kasıtlı soruşturmalarla görevden almalara meşruiyet
kazandıracaktır.
Öte yandan bu düzenleme masumluk karinesini ve hukukun üstünlüğü ilkesini
de yok saymakta, yargı kararı ile ortadan kaldırılma olasılığı olan bir idari
kararla yöneticilik görevinden alma işlemini veri saymaktadır. Ki ileride
iptal bile edilecek olsa söz konusu idari görevden alma işlemi, olası iptal
kararını da işlevsiz kılacak, idari kararla yöneticilik görevinden alınacak
üyelerimiz için telafisi imkansız zararlara yol açacak niteliktedir. Düzenleme
bu biçimiyle hukuka aykırıdır, yürütmesi durdurulmalı ve iptal edilmelidir.
2. Dava konusu yönetmeliğin, 12/1. maddesindeki "? bir yıl" , "?iki yıl" ve "?üç yıl" ibareleri konuya ilişkin bundan önceki, birçok hükmüne yürütmenin durdurulması kararı verilmiş olan, 13 nisan 2007 gün ve 26492 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama Yönetmeliği'nin 8. maddesinin 1/a bendine de, kendi dönemlerinde yapılan atamalarla yönetici yapılmış yandaşların önünü açmak, onları daha kısa sürede bir üst yönetici pozisyonuna taşımak ve siyasal kadrolaşmayı hızlandırmak amacıyla konulmuş, önceki yönetmelikteki daha uzun olan süreler o amaçla kısaltılmıştı.
O yönetmeliğe ilişkin olarak açtığımız davada Danıştay İkinci Dairesi 30.04.2007
gün ve 2007/1198 sayılı kararıyla bu düzenlemenin de yürütmesini durdurmuştu.
Söz konusu kararla hukuka aykırılığı sabit düzenlemenin dava konusu yönetmeliğe
de konulması hukukla ve Danıştay'la inatlaşmak, idari yargı kararını uygulamamak
ve "yargı kararı da olsa ben bildiğimi yaparım, siyasal kadrolaşma amacımın
önünde engel tanımam" demektir. Ki bu keyfi ve hukuk tanımaz bir tavırdır.
Sözü edilen Danıştay kararına ve hukuka aykırı düzenlemenin yürütmesi durdurulmalı
ve dava sonunda da düzenleme iptal edilmelidir.
3. Yönetmeliğin dava konusu 18/1-ç maddesindeki "Görev yapmakta oldukları
eğitim kurumları herhangi bir nedenle kapatılanların" biçimindeki
düzenleme hukuka uygun olarak kazanılmış hakları yok sayar , yönetilenin yönetime
güvenini sarsıcı ve memur güvencesini tanımaz, dolayısıyla kamu yararı ve
hizmet gerekleri ile de bağdaşmaz niteliktedir. Oysa kazanılmış haklara saygı
idare hukukunun en temel ilkelerinden biridir.
Söz konusu düzenleme aynı yönetmeliğin 19/1. maddesine de aykırıdır. Yönetmelikte
19/1. madde varken, dava konusu 18/1-ç maddesi olmamalıdır. Bu haliyle sözü
edilen yönetmelik hükümleri bir birini yok saymaktadır. Öte yandan 18/1-ç
maddesindeki bu muğlak ifadeli ve gereksiz düzenleme, siyasi saikle davranacak
kötü niyetli yöneticiler elinde 19/1. maddedeki hükmü işlevsiz kılma amacıyla
da kullanılabilecek niteliktedir. Siyasal kadrolaşmayı birincil amaç belleyen
üst yöneticiler, yöneticisi olduğu okulu bir biçimde kapanmış olan eski yöneticiyi
sevmiyor, ondan kurtulmak ve onu bir daha eğitim kurumu yöneticisi olarak
görmek istemiyorlarsa " çok isterdik ama, senin durumuna uygun bir boş
kadro bulamadık , üzgünüz ama yöneticilik göreviniz sona erdi !..." mazeretinin
arkasına sığınabilirler. Dava konusu hüküm, bu durumla karşılaşacak üyelerimiz
için telafisi imkansız zararlara neden olacaktır. Yürütmesi durdurulmalı ve
dava sonunda da iptal edilmelidir.
4. Dava konusu yönetmeliğin "Yöneticilik görevinden alınması gerekenler
ihtiyaç bulunan eğitim kurumlarına öğretmen olarak" atanırlar biçimindeki
21/1. maddesinin b bendi de hukuka aykırıdır. Öncelikle, kazanılmış bir hakkın;
herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın idari bir tasarrufla geri alınması
kabul edilemez. Söz konusu düzenlemeye göre; idarenin güdümündeki bir soruşturmacının
soruşturma sonunda yapacağı teklif yönetimce uygun görülerek, yasal düzenlemelere
uygun bir biçimde eğitim kurumu yöneticisi olmuş bir üyemiz yönetim görevinden
alınacak, ihtiyaç bulunan eğitim kurumuna öğretmen olarak atanacaktır. Burada
soruşturmacıya ve yöneticiye tanınan taktir yetkisi sınırsızdır. Oysa taktir
yetkisinin kullanılması ancak hukuk sınırları içinde ve asla keyfiliğe meydan
vermeyecek biçimde olmalıdır. Bir yöneticinin yöneticilik görevinden alınması
gerektiğine karar verecek üst yöneticiye verilen, objektif ölçütlere bağlanmamış,
sınırsız taktir yetkisi hukuk devleti ile bağdaşmaz. Soruşturmacı, eğitim
kurumu yöneticisinin yönetim görevinden alınmasını hangi ölçütlere göre teklif
edecek? Yönetici soruşturmacının teklifi ile ne kadar bağlı olacak? Bunlar
belli değil. Yılların eğitim kurumu yöneticisi, hakkında kesinleşmiş bir yargı
kararı olmaksızın, bir anlık keyfi kararla öğretmen yapılabilecektir. Bu durumu
hukuka bağlı devlet düzeni ile bağdaştırmak olası değildir.
Kaldı ki, yapılan soruşturma nedeniyle açılacak olası bir dava sonunda soruşturulan
aklansa bile, ilgilisi ayrıca bir dava açıp, karar alıp, uygulatıncaya değin,
yöneticilik görevine dönemeyecek, yasal yollarla elde ettiği eğitim kurumu
yöneticiliğinden yıllarca uzak kalacak, maddi ve manevi zararlara uğrayacaktır.
Öte yandan dava konusu maddede "ihtiyaç bulunan eğitim kurumlarına"
denilerek idarecilik görevinden alınan kişinin görev yeri dışında bir başka
yerleşim yerine atanmasına da kapı aralanmaktadır. Ki bu aralık kapı kötü
niyetli yöneticilere; soruşturmayla görevden alınan eğitim kurumu yöneticisini
verilecek disiplin cezasından ayrı olarak ikinci kez cezalandırma, yani sürgün
etme olanağı da verecektir. Dava konusu yasal düzenleme bu nedenle de hukuka
aykırıdır. Yürütmesi durdurulmalı ve dava sonunda da iptal edilmelidir.
5 . Dava konusu yönetmeliğin Geçici 2. maddesindeki "müdür yardımcılığı
için" ibaresi hukuka aykırıdır. Bu ibare daha önce sınav kazanmış
olan müdür yardımcılarının bu haklarını saklı tutar gibi yaparken, müdürlük
için yapılan müdürlük düzey belirleme sınavını kazanan müdür adaylarının kazanılmış
haklarını yok saymaktadır. Bu durum anayasal eşitlik ilkesine aykırı olduğu
gibi, kazanılmış haklara saygı ilkesini de ihlal eder niteliktedir. Sözü edilen
"müdür yardımcılığı için" ibaresinin yürütmesi durdurulur ve ibare
iptal edilirse, müdür yardımcısı adayları ile birlikte düzey belirleme sınavını
kazanmış müdür adayları da kazanılmış haklarını kullanabileceklerdir.
Maddedeki "sınavların geçerlik süresi ile sınırlı olmak kaydıyla"
ibaresi de Hukuka aykırıdır. Çünkü, davalı idare 11.01.2004 günlü yönetmelikle
öngörülen müdür yardımcılığı sınavını kazanan adaylara başvuru olanağı vermemiştir.
26.05.2005 yılında yapılan sınavı kazanan adaylar zamanında atanmamışlar,
davalı idarenin yarattığı olumsuz durum nedeniyle ve kendi kusurları olmaksızın,
söz konusu yönetmeliğin 16. maddesindeki sınavların iki yıllık geçerlik süresini
geçirmişlerdir. 30.06.2006 yılında yapılan sınavın geçerlik süresi de dolmak
üzeredir, 15 Temmuz 2008'de dola-caktır.
Öte yandan 2006 yılında yapılan bu müdür yardımcılığı sınavının birçok sorusu
Ankara 9. ve 4. İdare Mahkemelerince iptal edildiğinden, davalı bakanlık sınav
sonuçlarını iptal edilen soruları yok sayarak yeniden değerlendirmiş ve değerlendirme
sonuçlarını Ocak 2008'de ilan etmiştir. Yeniden değerlendirme sonunda önceden
sınavı kazanamadığı bildirilen bir çok aday sınavı kazanmış, sınavı kazandığı
bildirilen kırk kadar adayın da son değerlendirmeye göre sınavı kazanamadığı
saptanmıştı. Aynı sınavın iki sorusu da Ankara 6. İdare Mahkemesince daha
sonra iptal edilmiş, bu iptal kararına göre ise Bakanlıkça yeni bir değerlendirme
henüz yapılmamıştır.
Dava konusu geçici 2. maddede sınav sonuçlarının geçerlik süresinin sonuçların
ilk ilan edildiği tarihte mi, soru iptallerinden sonraki yeni değerlendirme
tarihinden mi geçerli olacağına ilişkin bir hüküm de yoktur. Düzenleme eksik
ve konuya açıklık getirmekten uzaktır.
Davalı idare sınav yapmakta ve değerlendirmedeki beceriksizliği ile atama
ve ilgili diğer işlemlerindeki kendi kusurlarının sorumluluğunu bu eğitim
yöneticisi adaylarına yüklemekte, faturasını sınav kazandığı halde başvurusu
alınmadığı yada ataması yapılmadığı için sınav sonucunun geçerlik süresi kendi
kusuru dışındaki nedenlerle dolan adaylara çıkartmakta, onları mağdur etmektedir.
Ki bu adayların çok büyük çoğunluğu bizim sendikamız üyeleridir. İşin davalı
bakanlıkça bu denli karmaşık hale getirilmesi ve sürüncemede bırakılmasının
bu nedenle ve bizim üyelerimizi yönetici yapmamak amaçlı olduğu kanısındayız.
Tüm bu nedenlerle geçici 2. maddedeki "sınavların geçerlik süresi ile
sınırlı olmak kaydıyla" ibaresi de hukuka aykırıdır. Kazanılmış hakların
kaybedilmesine neden olacaktır, hakkını kaybedenler telafisi çok güç zararlara
uğrayacaktır. Yürütmesi durdurulmalı ve iptal edilmelidir.
6 . Davalı idare, eğitim kurumu yöneticilerini seçerken, Danıştay 2. Dairesi'nin
"sınav yapılmasının objektif değerlendirmenin ön koşulu"
olduğuna ilişkin ve ayrıca "Kamu hizmetinin etkin ve süratli bir şekilde
yürütülmesinin sağlanması amacıyla, liyakatin ; kriterleri objektif olarak
belirlenmiş bir yazılı sınavla saptanması gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır"
görüşü ve yerleşik Danıştay içtihatları doğrultusunda sınav yapması hukuka
saygının gereği iken, bundan özellikle kaçındığı için, dava konusu yönetmeliğe
değerlendirme formunu koymuştur.
Söz konusu Danıştay kararına karşın bu yönetmeliğe sınav koşulunun konulmaması
bir eksik düzenlemedir, tek başına bir hukuka aykırılıktır. Bunun yanında
dava konusu yönetmeliğin eki, Ek-2 Yönetici Değerlendirme Formu tümüyle önceki
Danıştay kararlarını, Danıştay'ın yerleşmiş içtihatlarını, kariyer ve liyakat
ilkelerini yok sayar, mesleki deneyim ve kendini geliştirme için ek eğitim
alma çabalarını önemsemez niteliktedir. Yürütmesinin durdurulması ve iptalini
istediğimiz Ek-2 Yönetici Değerlendirme Formunda takdire dayalı değerlendirmelerde
verilen puanlar çok yüksek tutulmuş, üst yöneticilerin taktir hakları çok
genişletilmiştir. Söz konusu form davalı idarenin sayısız Danıştay ve idare
mahkemeleri kararları ile sabit siyasal kadrolaşma amacına hizmet etsin, "benim
adamımı, siyasal yandaşımı eğitim yöneticisi yapmama yardımcı olsun"
diye hazırlanmıştır. Hukuka aykırıdır. Örneğin;
a ) Formun, "Eğitimi" bölümünde Yüksek Lisans ve doktoraya
3 - 8 arasında puanlar verilirken, "Ödüller, Sicil, ceza" bölümündeki
aylıkla ödül, taktir ve teşekkür bölümünde, son üç yılın sicil ortalaması
90 ve yukarı olanlara 10 puan, 76-85 olanlara 8 puan verilmektedir. Oysa son
6 yılın sicil ortalaması 90 ve üzeri olanlar zaten kademe ilerlemesi ile ödüllendirilmekte,
sicili iyi derecenin altında olmamak da bu yönetmelikle yönetici adaylığı
için ön koşul sayılmaktadır. Ödüller bir kez daha ödüllendirilmektedir. Çünkü
son üç yılın sicilleri kendi atadıkları yö-neticilerce verilmiştir. Davalı
yönetime göre yüksek lisans ve doktora yapmaksa o kadar önemli değildir !...
Aynı biçimde, her aylıkla ödül ayrıca 8 puanla, her takdir belgesi 5 puanla
değerlendirilirken, bunlar değerlendirme puanı bakımından yüksek lisans ve
doktoraya eşdeğer sayılmakta, her teşekkür belgesi de 3 puanla değerlendirilmektedir.
Ki, yüksek lisans için en az iki yıl, doktora için en az dört yıl ek eğitim
almak gerekirken, eğitim yöneticisi yapılmak istenen yandaş öğretmene aynı
yıl içinde üç kez teşekkür ve takdir belgesi verilerek - süre sınırı yok -
daha çok değerlendirme puanı kazanması sağlanabilir, bu düzenleme ile istenilen
yandaş öğretmen eğitim yöneticisi yapılabilir. Tersine, formun "Aldığı
Cezalar" bölümünde , öğretmene verilmiş olan disiplin cezaları için yüksek
eksi puanlar verilerek, kendi dönemlerinde birçoğu yanlı soruşturmalarla cezalandırılmış
üyelerimiz bir kez daha cezalandırılmakta, yüksek eksi puanlarla yönetici
olmalarının önü kesilmek istenilmektedir.
b ) Yönetici Değerlendirme Formu'nun "Kariyer" bölümünde uzman
öğretmenlik ve başöğretmenlik için verilen puanlar hem düşük tutulmakta, hem
de formun altındaki tek yıldızla işaretlenmiş açıklama ile yüksek lisans ve
doktora yapmış uzman öğretmenlere sözü edilen puanların ayrıca verilmeyeceği
belirtilmektedir. Yani, ya uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik değerlendirilecek
yada yüksek lisans ve doktora. Çünkü bu kalemlerin davalı idarece kontrol
altında tutulması, siyasal yandaşlara kolayca kariyer kazandırma, yüksek lisans
ve doktora yaptırma olanağı yoktur. Zaten davalı idarece kariyer ve liyakatin
de önemi yoktur. Yasal bir zorunluluk olduğu için kariyer ve liyakate önem
verileceği kabul edilmiş gibi yapılmakta, ama bunların içi boşaltılmaktadır.
c ) Formun " Ek puan" bölümünde kurucu müdür olarak görev
yapanlara verilecek ek puan da hiçbir özellik aranmadan yapılan kurucu müdür
görevlendirmesinde, özellikle seçilmiş, ileride müdür yapılmak istenen o kurucu
müdüre ek olarak 5 puan verilmesi de kadrolaşma amaçlı ve siyasal yandaşı
koruyup kollama için kullanılacak niteliktedir. Bu niteliği ile de hukuka
aykırıdır. Yürütmesi durdurulmalı ve iptal edilmelidir.
ç ) Formun "Yönetim Hizmetleri" bölümünün 1. , 3. ve 5. sırasındaki
vekaleten görevlendirilmiş kişilerin bu görevleri için verilen puanlarla,
2. , 4. ve 6. sıradaki asaleten yapılan görevlere verilen puanlar arasında
çok az fark vardır. Bunlar neredeyse bir birine eşit puanlarla değerlendirilmektedir.
7. sıradaki Eğitim Kurumu Yöneticiliğinde Görevlendirme olarak geçen süreler
için verilen 1 puan da çok fazladır. Ki bu iki durum da hukuka aykırıdır.
Amaç özellikle son zamandaki, yürütmesi durdurulan bir önceki yönetmelikle
yapılan atamaları geri alınan, halen vekaleten görevlendirilmiş , büyük bir
çoğunluğu davalı idare yandaşı eğitim yöneticisi adayını koruyup, kollamak,
bunları asaleten eğitim kurumu yöneticisi yapabilmektir.
d ) Öte yandan, formda vekaleten ve görevlendirme biçiminde yürütülen eğitim
kurumu yöneticiliği yüksek puanlarla değerlendirilirken, müdür yetkili öğretmenlikte,
zor koşullarda geçen eğitim kurumu yöneticiliği süreleri için puan verilmesi
düşünülmemiştir bile. Bu bir eksik düzenlemedir, formu hukuken sakatlamaktadır.
e ) Kariyer ve liyakate, özellikle mesleki deneyime hiç değer verilmediğinin
bir kanıtı da Formun son sırasındaki " öğretmenlikte geçen sürelerin
her yılı için" 0.1 puan gibi, çok küçük, sonucu etkilemeyecek biçimde
değerlendirme yapılmış olması da davalı idarenin neyi önemsediğinin karinesidir.
Amaç bakımından hukuka aykırılığın da kanıtıdır.
f ) Ek.2 Yönetici Değerlendirme Formu için dava dilekçemizin bu bölümünde ileri
sürdüğümüz hukuksal gerekçelerimiz Dairenizce yeterli bulunur, formun istediğimiz
maddelerinin tümü yada büyük bir bölümü için yürütmenin durdurulması ve iptal
kararı verilerse, formun diğer maddelerinin de uygulanabilirliği ve işlevselliği
kalmayacağından söz konusu formun tümü için yürütmenin durdurulması ve iptal
kararı verilmesini istiyoruz.
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI İSTEMİMİZİN GEREKÇESİ: Dava konusu maddelerde ileri
sürdüğümüz hukuka aykırılıklar çok açıktır, ilk bakışta görülmektedir. Bilindiği
gibi, davalı idare de idari yargı kararlarına uymamayı, olup bitti yaratmayı
siyasal kadrolaşma amacının gereği saymaktadır. Eğitim kurumu yöneticiliğinde
halen yaşanan kargaşanın temelinde bu vardır. Bu davamızda kısa sürede yürütmenin
durdurulması kararı verilmez ise aynı kargaşa yinelenecek, özellikle üyelerimiz
açısından telafisi çok zor zararlar oluşacaktır. İdari Yargılama Usul Yasasının
öngördüğü koşullar birlikte oluşmuştur. O nedenle olası iptal kararınızdan
önce yürütmenin durdurulmasını da istiyoruz.
DELİLLER :
1 . Dava konusu Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliği.
(Ek.1)
2 . Danıştay İkinci Dairesi'nin 2004/8022 , 2006/493, 2006/878, 2007/1198,
2007/2022, 2007/2076 esas sayılı ve ilgili öteki kararları.
3. Her türlü yasal delil.
HUKUKSAL NEDENLER :
1 . İdari Yargılama Usulü Kanunu,
2 . Devlet Memurları Kanunu.
3 . Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun.
4 . Dilekçemizde sözü edilen idari yargı kararları.
5 . İlgili öteki yasal düzenlemeler.
SONUÇ VE İSTEM :
Açıkladığımız ve Mahkemenizin kendiliğinden gözeteceği diğer gerektirici nedenle,
dava konusu 24 Nisan 2008 gün ve 26856 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan,
Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliği'nin; 11/1.
maddesinin (c) ve (ç) bentlerinin, 12/1. maddesindeki "bir yıl",
"iki yıl" ve "üç yıl" ibarelerinin, 18 /1. maddesinin
(ç) bendinin, 21/1. maddesinin (b) bendinin, Geçici 2. maddesinin 1. fıkrasındaki
"müdür yardımcılığı için" ve "sınavların geçerlik süresi ile
sınırlı olmak kaydıyla" ibareleri ile Ek-2 Yönetici Değerlendirme Formu'nun
yürütmesinin durdurulması ve iptali ile yargılama giderlerinin davalı idareden
alınmasına karar verilmesini vekil edenimiz adına saygılarımızla dileriz.
08.05.2008
DAVACI VEKİLLERİ
Av. Zühal Çolak Av. Mahmut Nedim ELDEM
Av. Necmiye BAŞEL Av. Mehmet Rüştü Tiryaki
EKLERİ : Onaylı vekaletname örneği
2 örnek Yönetmelik.