Sözleşmeli eğitmen olarak istihdam edilen iktisat bölümü mezunu davayı kaybetti

Danıştay 12. Dairesi, Belediye Başkanlığında 5393 sayılı Kanun'un 49. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tam zamanlı sözleşmeli eğitmen olarak görev yapan davacının, hizmetine ihtiyaç kalmadığından bahisle sözleşmesinin feshedilmesi işlemini hukuka uygun buldu.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 10 Temmuz 2024 00:10, Son Güncelleme : 04 Temmuz 2024 11:20
Sözleşmeli eğitmen olarak istihdam edilen iktisat bölümü mezunu davayı kaybetti

İlk derece mahkemesince yapılan tespitler önemlidir

5393 sayılı Kanunun 49. maddesinin üçüncü fıkrasında hangi uzman ve teknik personellerin sözleşmeli olarak istihdam edilebileceğinin örnekleme yoluyla sayıldığı, anılan düzenleme uyarınca istihdam edilecek kişinin uzman ve teknik personel niteliğini haiz olması gerektiği, Germencik Belediye Başkanlığında eğitmen kadrosuna ilişkin görevleri yürütmek üzere sözleşmeli personel olarak istihdam edilen davacının iktisat bölümü mezunu olduğu, yani eğitmen olarak görev yapmasına imkan verecek nitelikte ön lisans ve lisans mezuniyeti bulunmadığı, her ne kadar Türk Halk Oyunları Yöre Oyunları Öğreticisi ile İşaret Dili Öğretici ve Tercüman Eğitimi programlarına ilişkin kurs bitirme belgesi mevcut ise de, söz konusu belgelerin davacının eğitim alanında uzman niteliğini taşıması için yeterli olmadığı, ayrıca eğitmen kadrosuna ilişkin görevleri yürütmek üzere sözleşme imzalanarak istihdam edilen davacının davalı Belediyede görev yapmaya başladığı 15/07/2015 tarihinden itibaren hiçbir eğitim ve öğretim faaliyetinde bulunmadığı.

İstinaf bu kararı bozmuştur

Danıştay: Davacının hizmetine ihtiyaç duyulmadığı açıktır

Bu durumda, 5393 sayılı Kanunun 49. maddesinin üçüncü fıkrasında hangi uzman ve teknik personellerin sözleşmeli olarak istihdam edilebileceğinin örnekleme yoluyla sayıldığı, davalı Belediyede eğitmen kadrosuna ilişkin görevleri yürütmek üzere sözleşmeli personel olarak istihdam edilen davacının iktisat bölümü (ön lisans) mezunu olduğu, yani eğitmen olarak görev yapmasına imkan verecek nitelikte uzman ya da teknik eğitimi bulunmadığı, her ne kadar Türk Halk Oyunları Yöre Oyunları Öğreticisi ile İşaret Dili Öğretici ve Tercüman Eğitimi programlarına ilişkin kurs bitirme belgesi mevcut ise de söz konusu belgelerin davacının eğitim alanında uzman niteliğini taşıması için yeterli olmadığı, keza eğitmen kadrosuna ilişkin görevleri yürütmek üzere sözleşme imzalanmasına rağmen 15/07/2015 tarihinden itibaren hiçbir eğitim ve öğretim faaliyetinde bulunmadığı gibi, 2019 yılı içerisinde bahsi geçen konularda eğitim ve öğretim faaliyeti planlanmadığının belirtilmesi karşısında, eğitmen kadrosuna ilişkin görevleri yürütmek üzere davalı Belediyede davacının hizmetine ihtiyaç duyulmadığının açıktır.

T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2020/4106
Karar No: 2023/5792

İSTEMİN KONUSU:
. Bölge Mahkemesi... İdari Dava Dairesinin. tarih ve E:., K:. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
..Belediye Başkanlığında 5393 sayılı Kanun'un 49. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tam zamanlı sözleşmeli eğitmen olarak görev yapan davacının, hizmetine ihtiyaç kalmadığından bahisle sözleşmesinin 01/07/2019 tarihi itibarıyla feshedilmesine ilişkin . tarih ve . sayılı ihtarname ile aynı yöndeki Germencik Belediye Başkanlığının. tarih ve . sayılı işleminin iptali ile anılan işlemler nedeniyle karar kesinleşinceye kadar yoksun kalınan tüm parasal ve özlük hakların mevduata uygulanan en yüksek faizle birlikte ödenmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
... İdare Mahkemesince verilen. tarih ve E:., K:. sayılı kararla; 5393 sayılı Kanunun 49. maddesinin üçüncü fıkrasında hangi uzman ve teknik personellerin sözleşmeli olarak istihdam edilebileceğinin örnekleme yoluyla sayıldığı, anılan düzenleme uyarınca istihdam edilecek kişinin uzman ve teknik personel niteliğini haiz olması gerektiği, Germencik Belediye Başkanlığında eğitmen kadrosuna ilişkin görevleri yürütmek üzere sözleşmeli personel olarak istihdam edilen davacının iktisat bölümü mezunu olduğu, yani eğitmen olarak görev yapmasına imkan verecek nitelikte ön lisans ve lisans mezuniyeti bulunmadığı, her ne kadar Türk Halk Oyunları Yöre Oyunları Öğreticisi ile İşaret Dili Öğretici ve Tercüman Eğitimi programlarına ilişkin kurs bitirme belgesi mevcut ise de, söz konusu belgelerin davacının eğitim alanında uzman niteliğini taşıması için yeterli olmadığı, ayrıca eğitmen kadrosuna ilişkin görevleri yürütmek üzere sözleşme imzalanarak istihdam edilen davacının davalı Belediyede görev yapmaya başladığı 15/07/2015 tarihinden itibaren hiçbir eğitim ve öğretim faaliyetinde bulunmadığı, nitekim davacının da aksini iddia etmediği; kaldı ki, uyuşmazlık konusu işleme dayanak teşkil eden Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü ile İşletme Müdürlüğünün ilgili yazılarında da 01/01/2015 tarihinden itibaren günümüze kadar Türk Halk Oyunları Yöre Oyunları Öğreticisi ile İşaret Dili Öğretici ve Tercüman Eğitimi alanlarında eğitim ve öğretim faaliyetinde bulunulmadığının ve 2019 yılı içerisinde bahsi geçen konularda eğitim ve öğretim faaliyeti planlanmadığının belirtildiği, o halde eğitmen kadrosuna ilişkin görevleri yürütmek üzere davacının hizmetine ihtiyaç duyulmadığının açık olduğu gibi sözleşmesi feshedildikten sonra eğitmen kadrosuna kimsenin alınmamasının ve Belediyedeki eğitmen kadrolarının boş olmasının da söz konusu belediyede eğitmene ihtiyaç duyulmadığını gösterdiği, davacı tarafından uzmanlık ve teknik bilgi gerektirmeyen başkaca görevlerin yürütülmesinin, eğitmen kadrosuyla ilgili olarak imzalanan sözleşmenin devam ettirilmesini gerektirmediği, aksi durumun kabulünün uzmanlık ve teknik bilgi isteyen konularla sınırlı olarak sözleşmeli personel çalıştırmaya imkan veren 5393 sayılı Kanunun 49. maddesinin üçüncü fıkrasının amacıyla bağdaşmayacağı ve personel istihdamında eşitsizliğe yol açacağı, bir başka deyişle eğitmen olarak sözleşme imzalanan davacının farklı unvanda veya pozisyonda çalıştırılması yönünde zorunluluk bulunmadığı bütün olarak değerlendirildiğinde, eğitmen olarak davacının hizmetine ihtiyaç duyulmaması şeklindeki haklı nedene istinaden kamu yararına ve hizmet gerekleri kapsamında tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
. Bölge Mahkemesi... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu olayda, her ne kadar davalı idarece, davacının kadro unvanı olan eğitmen kadrosunun faaliyet alanı bulunmadığından bahisle Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına ilişkin Esaslar'ın Ek 6/d maddesinde yer alan "hizmetinin gerektirdiği pozisyona ihtiyaç kalmaması" düzenlemesi gereği sözleşmesi feshedilmiş ise de, davalı idarenin savunması ekinde sunulan bilgi ve belgelerden, davacının ilk işe giriş tarihi olan 15/07/2015 tarihinden itibaren davalı idarenin İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğünde farklı görevlerde çalışmasına karar verildiği ve bu görevle ilgili davacının hizmetine ihtiyaç kalmadığı yönünde herhangi bir sebep gösterilmediği, bu durumda, hizmetine ihtiyaç duyulduğu için 01/01/2019 tarihi ile 31/12/2019 tarihleri arasında kendisiyle bir yıllık sözleşme imzalanan davacının, aradan kısa bir süre geçtikten sonra hizmetine duyulan ihtiyacın ne şekilde sona erdiğinin davalı idarece somut bilgi ve belgelerle ortaya konulamadığı, davacının eğitmen kadrosunda değil de en baştan itibaren İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğünde görevlendirilmesinin tek başına sözleşmesinin feshini gerektirmediği gözetildiğinde, sözleşmesinin feshedilerek görevine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen idare mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmadığından bahisle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline, tazminat isteminin kabulü ile, iptal edilen işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı maddi kayıplarının dava açma tarihi olan 25/06/2019 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davacının eğitmen unvanıyla sözleşmeli personel olarak çalıştığı dönemde ve sözleşmesinin feshinden sonra belediyede eğitim faaliyeti planlanmadığı ve eğitim yapılmadığı, bu durumun kurumda eğitmen kadrosuna ihtiyaç olmadığının delili oduğu, davacının "eğitmen" görev tanımına uygun iş ve işlemleri yürütmediği, Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar'ın eki 4 sayılı cetvelde eğitici unvanı kadrosunun tanımında en az lisans mezunu ya da Turizm Otelcilik Meslek Lisesi ya da dengi okul mezunu olmak, kadroyla ilgili literatürü takip edebilecek düzeyde yabancı dil bilmek gerektiğinin belirtildiği, davacının ise iktisat bölümü ön lisans mezunu olduğu ve sözleşmesi süresince yabancı dil bildiğine dair sertifikayı özlük dosyasına sunmadığı, davacı siyasi saiklerle iş akdinin feshedildiğini iddia etmekteyse de davacının ilk sözleşmesinin imzalandığı tarihte babasının belediye meclisi üyesi ve başkan vekili olduğundan, babası vasıtasıyla eğitmen kadrosunda çalışacak personele ilişkin asgari şartları taşımamasına rağmen işe alındığı, sözleşmesi süresince kendi iş tanımına uygun iş ve görevlerde hiçbir zaman çalışmadığını kendisinin de ikrar ettiği, davacının kadrosunun gerektirdiği vasfı haiz olmadığı, eğitmen kadrosunda çalıştırılmasına rağmen hiçbir zaman eğitim faaliyeti yapılmadığı ve planlanmadığından, davacının hizmetinin gerektirdiği pozisyona ihtiyaç kalmadığından sözleşmesinin feshedildiği, sözleşme feshi aşamasında idarenin ihtiyaç durumu, performans, hizmetin gerekleri ve kamu yararı gözetildiğinden, sözleşmesinin feshi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Görev yaptığı süre içerisinde yetersiz veya başarısız olduğu yönünde hiçbir tespitte bulunulmadığı, hizmetine duyulan ihtiyacın ne şekilde ortadan kalktığının somut olarak ortaya konulmadığı, siyasi saiklerle tesis edildiğinden dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu belirtilerek, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK H KİMİ : .
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya aykırı olan Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı, 08/09/2008 tarihinde Anadolu Üniversitesi, İktisat Fakültesi, İktisat Bölümündeki dört yıl süreli öğrenimin ilk iki yılını tamamlayarak ön lisans diplomasını alan, daha sonra 22/05/2015-21/06/2015 tarihleri arasında düzenlenen 160 saatlik Türk Halk Oyunları Yöre Oyunları Öğreticisi programını ve 21/03/2016 - 30/05/2016 tarihleri arasında düzenlenen 200 saatlik İşaret Dili Öğretici ve Tercüman Eğitimi programını tamamlayan davacı ile davalı idare arasında ilk defa 15/07/2015 tarihinde münhal 7. dereceli eğitmen kadro unvanına ilişkin görevleri yürütmek üzere tam zamanlı hizmet sözleşmesi imzalandığı ve sözleşmesinin feshedildiği 01/07/2019 tarihine kadar eğitmen kadro unvanı ile 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında sözleşmelerinin yenilendiği, davacının sözleşme süresince değişik tarihlerde davalı idarenin İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğünde müdür vekili ve harcama yetkilisi olarak farklı görevlerde görevlendirildiği, davalı idare tarafından eğitmen kadrosunun faaliyet alanı bulunmadığından Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların Ek 6/d maddesinde yer alan "Hizmetinin gerektirdiği pozisyona ihtiyaç kalmaması" hükmü gerekçe gösterilerek, 01/07/2019 tarihi itibariyle davacının sözleşmesinin feshi üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun ''Norm kadro ve personel istihdamı'' başlıklı 49. maddesinin üçüncü fıkrasında, ''Belediye ve bağlı kuruluşlarında, norm kadroya uygun olarak çevre, sağlık, veterinerlik, teknik, hukuk, ekonomi, bilişim ve iletişim, planlama, araştırma ve geliştirme, eğitim ve danışmanlık alanlarında avukat, mimar, mühendis, şehir ve bölge plancısı, çözümleyici ve programcı, tabip, uzman tabip, ebe, hemşire, veteriner, kimyager, teknisyen ve tekniker gibi uzman ve teknik personel yıllık sözleşme ile çalıştırılabilir.... Bu personelin, yürütecekleri hizmetler için ihdas edilmiş kadro unvanının gerektirdiği nitelikleri taşımaları şarttır. ...'' hükmü öngörülmüştür.
06/06/1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edildikten sonra 28/06/1978 tarih ve 16330 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar'ın 1. maddesinde; "Bu Esaslar, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası hükmü uyarınca kamu idare, kurum ve kuruluşlarında mali yılla sınırlı olarak sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileri hakkında uygulanır." denildikten sonra 7. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde; personelin hizmetine gerek kalmaması, sözleşmesinin feshedilmesini veya yenilenmemesini gerektiren nedenler arasında sayılmış olup, Ek 6. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde; personelin hizmetinin gerektirdiği pozisyona ihtiyaç kalmaması, sözleşmenin feshine imkan veren sebeplerden biri olarak gösterilmiş olup; 22/11/2010 tarih ve 2010/1169 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik 15. maddesinde ise; bu Esaslara eklenen Sözleşmeli Personel Pozisyon Unvanları ile Asgari Nitelikleri Gösterir (4) sayılı Cetvelde belirtilenler dışında sözleşmeli personel pozisyonlarının kullanılamayacağı ve talepte bulunulamayacağı, kurumların, söz konusu Cetvelde belirlenen asgari niteliklere, hizmetin gereği ilave nitelikler belirleyebilecekleri kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı ile davalı idare arasında ilk defa 15/07/2015 tarihinde eğitmen kadro unvanına ilişkin görevleri yürütmek üzere tam zamanlı hizmet sözleşmesi imzalanarak sözleşmesinin fesih tarihi olan 01/07/2019 tarihine kadar eğitmen kadro unvanı ile her yıl sözleşmelerin yenilendiği, davacının sözleşme süresince değişik tarihlerde davalı idarenin İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğünde müdür vekili ve harcama yetkilisi olarak farklı görevlerde çalıştırıldığı, ancak eğitmen kadrosunun faaliyet alanı bulunmadığından bahisle Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların Ek 6/d maddesinde yer alan "Hizmetinin gerektirdiği pozisyona ihtiyaç kalmaması" hükmü gerekçe gösterilerek, 01/07/2019 tarihi itibarıyla davacının sözleşmesinin feshedildiği, uyuşmazlığın da eğitmen kadrosunda istihdam edilen davacının, idarenin bu alanda faaliyetinin bulunmaması nedeniyle sözleşmesinin feshedilip feshedilemeyeceği hususundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

Anadolu Üniversitesi, İktisat Fakültesi, İktisat Bölümü'ndeki dört yıl süreli öğrenimin ilk iki yılını 08/09/2008 tarihinde tamamlayarak ön lisans diploması alan ve Türk Halk Oyunları Yöre Oyunları Öğreticisi ile İşaret Dili Öğretici ve Tercüman Eğitimi programlarını bitirerek adına kurs bitirme belgesi tanzim edilen davacıyla, sözleşmeli personel olarak eğitmen kadro unvanına ilişkin görevleri yürütmek üzere ilk kez 15/07/2015-31/12/2015 dönemine ilişkin sözleşme imzalandığı, 2019 yılına kadar sözleşmesinin yenilendiği dönemlerde istihdam edildiği süreçte, İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü ile İşletme Müdürlüğünde çeşitli sebeplerle muhtelif dönemlerde müdür vekili, harcama yetkilisi, taşıt kayıt yetkilisi gibi bazı görevleri yürüttüğü, ancak bulunduğu eğitmen kadrosuna ilişkin herhangi bir kurs verdiğini ya da eğitim öğretim faaliyetinde bulunduğunu gösteren herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, davacının sözleşmesi feshedildikten sonra münhal 7. dereceli eğitmen kadrosunda istihdam edilmek üzere alım yapılmadığı ve mevcut durum itibarıyla davalı Belediyedeki eğitmen kadrolarının boş olduğu görülmektedir.

Sözleşmeli personelin mesleğe bağlılığı, iş görme kabiliyeti, çalışma derecesi ile iş sahiplerine karşı muamelelerinin yetersiz olması gibi nedenlerle hizmetine ihtiyaç duyulmaması veya görev yaptığı kadroda herhangi bir kimsenin hizmetine gerek kalmaması halinde idarece sözleşmenin feshedilebileceği ya da yenilenmeyeceği hususunda idareler takdir yetkisine sahip ise de, mutlak nitelikte olmayan takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğu ve bu yönüyle yargı denetimine tabi bulunduğu kuşkusuzdur. Dolayısıyla personelin sözleşmesinin feshedilmesinin haklı sebeplere dayanması gerekmektedir.

Bu durumda, 5393 sayılı Kanunun 49. maddesinin üçüncü fıkrasında hangi uzman ve teknik personellerin sözleşmeli olarak istihdam edilebileceğinin örnekleme yoluyla sayıldığı, davalı Belediyede eğitmen kadrosuna ilişkin görevleri yürütmek üzere sözleşmeli personel olarak istihdam edilen davacının iktisat bölümü (ön lisans) mezunu olduğu, yani eğitmen olarak görev yapmasına imkan verecek nitelikte uzman ya da teknik eğitimi bulunmadığı, her ne kadar Türk Halk Oyunları Yöre Oyunları Öğreticisi ile İşaret Dili Öğretici ve Tercüman Eğitimi programlarına ilişkin kurs bitirme belgesi mevcut ise de söz konusu belgelerin davacının eğitim alanında uzman niteliğini taşıması için yeterli olmadığı, keza eğitmen kadrosuna ilişkin görevleri yürütmek üzere sözleşme imzalanmasına rağmen 15/07/2015 tarihinden itibaren hiçbir eğitim ve öğretim faaliyetinde bulunmadığı gibi, 2019 yılı içerisinde bahsi geçen konularda eğitim ve öğretim faaliyeti planlanmadığının belirtilmesi karşısında, eğitmen kadrosuna ilişkin görevleri yürütmek üzere davalı Belediyede davacının hizmetine ihtiyaç duyulmadığının açık olduğu, aksi durumun kabulünün uzmanlık ve teknik bilgi isteyen konularla sınırlı olarak sözleşmeli personel çalıştırmaya imkan veren 5393 sayılı Kanunun 49. maddesinin üçüncü fıkrasının amacıyla bağdaşmayacağı ve personel istihdamında eşitsizliğe yol açacağı, eğitmen olarak sözleşme imzalanan davacının farklı unvanda veya pozisyonda çalıştırılması yönünde davalı idarenin zorlanamayacağı hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının hizmetine ihtiyaç duyulmaması yolundaki haklı nedene istinaden, kamu yararına ve hizmet gerekleri kapsamında tesis edildiği sonucuna varılan dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile dava konusu işlemin iptali, tazminat isteminin kabulü, iptal edilen işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı maddi kayıplarının dava açma tarihi olan 25/06/2019 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılması ve dava konusu işlemin iptali, tazminat isteminin kabulü, iptal edilen işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı maddi kayıplarının dava açma tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolundaki temyize konu . Bölge Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın . Bölge Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 09/11/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber