Çevre Bakanlığı izni olmaksızın belediyelerde özel kalem müdürlüğüne yapılan atama kamu zararı sayılır mı?

İlgili Bakanlıktan izin alınmadan belediyelerde özel kalem müdürlüğüne yapılan atama Sayıştay Temyiz Kurulunca verilmiş olan 2018 ve 2023 tarihli kararlarında kamu zararı sayılmış iken 2020 tarihli kararında kamu zararı olarak görülmemiştir.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 03 Ağustos 2024 00:10, Son Güncelleme : 23 Temmuz 2024 10:18
Çevre Bakanlığı izni olmaksızın belediyelerde özel kalem müdürlüğüne yapılan atama kamu zararı sayılır mı?

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "istisnai memurluklar" başlıklı 59'uncu maddesi aşağıdaki şekilde hüküm altına alınmıştır.

".....Özel Kalem Müdürlüklerine ...... bu Kanunun atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve dereceye yükselmesine ilişkin hükümleriyle bağlı olmaksızın tahsis edilmiş derece aylığı ile memur atanabilir.

Birinci fıkrada sayılan memurların bulundukları bu kadrolar emeklilik aylığının hesabında ve diğer memurluklara naklen atanmalarında herhangi bir sınıf için kazanılmış hak sayılmaz. Bu görevlerde bulunan memurların emeklilik kıdemleri yürümekte devam eder."

İçişleri Bakanlığı'nın Genelgesinde (Tarih: 03.06.2009, Sayı: B.05.0.MAH.0.08.01.00/900-14626, Genelge No: 2009/50); " Özel kalem müdürlüğü kadrolarına yapılacak açıktan atamalar, Bakanlığımız izni ile yapılacaktır. Bu kadrolara yapılacak atamalarda, kadro derecesi ve görevin özellikleri de dikkate alınarak yükseköğretim mezunlarına öncelik verilecektir. 657 sayılı Kanunun 59'uncu maddesi kapsamında tanınan atama yetkisi, sınırsız bir yetki olmayıp, bu yetkinin memuriyete sınavsız girişin bir yöntemi gibi kullanımına hukuken imkan bulunmamaktadır." Denilmiştir.

11.09.2018 tarihli 2018/7 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi'nde; 657 sayılı Kanunun 59 ve 61/A maddelerine göre yapılacak açıktan atama işlemleri için Cumhurbaşkanlığı'ndan izin alınması gerektiği belirtilmiştir.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü tarafından 2023 yılında yayımlanan Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Bunların Üyesi Oldukları Mahalli İdare Birlikleri Personel İstihdam Rehberinin 2- Özellik Arz Eden Diğer Personel İstihdam Türleri, C) Özel kalem müdürü atama işlemleri başlığında aynen şu hususlara yer verilmiştir.

" İstisnai memurluklar arasında sayılan özel kalem müdürü kadrosu ile ilgili olarak 657 sayılı Kanunun 59'uncu maddesinde sayılan unvanlar arasında özel kalem müdürü kadrosuna yer verilmiştir.

Bu kapsamda, Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmelik çerçevesinde özel kalem müdürü kadrolarına, Bakanlığımızdan izin alınmak suretiyle atamaya yetkili amir tarafından atama yapılabilmektedir."
Bu bilgilere göre, belediyelere özel kalem müdürü atamalarında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan izin alınması gerekmektedir.

Sayıştay Temyiz Kurulu oyçokluğuyla vermiş olduğu bir kararında (Tutanak Tarihi: 28.02.2018, Tutanak No: 44142); İçişleri Bakanlığı'nın açık genelgesine rağmen izin alınmaksızın yapılan ve sakat olan bu idari işlemin geçersiz olduğu ve söz konusu kişiye yapılan ödemelerin kamu zararı oluşturduğu açıktır şeklinde hüküm kurmuştur.

Sayıştay Temyiz Kurulunun bir kararında (Yılı: 2016, Dairesi: 7, Dosya No: 44793, Tutanak No: 47409, Tutanak Tarihi: 17.06.2020);

Konu: İçişleri Bakanlığından izin alınmadan özel kalem müdürlüğüne açıktan atama yapılması

5-47 sayılı İlamın 16. Maddesi ile, İçişleri Bakanlığından izin alınmadan özel kalem müdürlüğüne açıktan atanan .'a ödenen . TL için, izin alınmama hususunun bildirilmesini teminen konunun İçişleri Bakanlığına yazılmasına karar verilmiştir.

Başsavcılık tarafından İlamın 12, 13, 14, 15, 16 ve 17. maddeleri için ortak temyiz dilekçesi verilmiştir.

Sayıştay Başsavcılığı'nın temyiz talebine karşılık olarak Sorumlular, İlamın 12, 13, 14, 15, 16 ve 17. maddeleri için ortak dilekçe vermişlerdir.

Dosyadaki mevcut belgelerin okunup, incelenmesinden sonra;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ

47 sayılı İlamın 16. Maddesi ile, İçişleri Bakanlığından izin alınmadan özel kalem müdürlüğüne açıktan atanan .'a ödenen . TL için, izin alınmama hususunun bildirilmesini teminen konunun İçişleri Bakanlığına yazılmasına karar verilmiştir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanun'unun "İstisnai memurluklar" başlıklı 59'uncu maddesinde, "...özel kalem müdürlüklerine,.. bu Kanunun atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve dereceye yükselmesine ilişkin hükümleriyle bağlı olmaksızın tahsis edilmiş derece aylığı ile memur atanabilir.

Birinci fıkrada sayılan memurların bulundukları bu kadrolar emeklilik aylığının hesabında ve diğer memurluklara naklen atanmalarında herhangi bir sınıf için kazanılmış hak sayılmaz. Bu görevlerde bulunan memurların emeklilik kıdemleri yürümekte devam eder." Denilmiştir.

Bu hükümlere bakıldığında istisnai memuriyetin, kanun koyucunun, Devlet memurluğu kadrolarına atanma usulünün istisnası olarak idareye tanıdığı esnek bir atama şekli olduğu anlaşılmaktadır.

Öte yandan, İçişleri Bakanlığının 03.06.2009 gün ve B.05.0.MAH.0.08.01.00/900-14626 sayılı özel kalem müdürü konulu Genelgesinde;

"Özel kalem müdürlüğü kadrolarına atanacakların, öncelikle belediyede çalışan memurlar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurlar arasından seçilmesi esastır. Memurlar arasından yapılacak atamalarda, Bakanlığımızdan izin alınmayacaktır.

Özel kalem müdürlüğü kadrolarına yapılacak açıktan atamalar, Bakanlığımız izni ile yapılacaktır. Bu kadrolara yapılacak açıktan atamalarda, kadro derecesi ve görevin özellikleri de dikkate alınarak yükseköğrenim mezunlarına öncelik verilecektir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 59 uncu maddesi kapsamında tanınan atama yetkisi, sınırsız bir yetki olmayıp, bu yetkinin memuriyete sınavsız girişin bir yöntemi gibi kullanımına hukuken imkan bulunmamaktadır." ifadeleri yer almıştır.

Rapor dosyası ve eki belgelerin incelenmesi neticesinde; Lise mezunu .'ın, İçişleri Bakanlığından atama izni alınmadan 15.03.2012 tarihinde Özel Kalem Müdürlüğüne atandığı, daha sonra 18.05.2012 tarihinde Özel Kalem Müdürlüğünden memurluğa atandığı görülmüştür.

Her ne kadar söz konusu genelgede özel kalem müdürlüğü kadrosuna açıktan bir atama gerçekleştirmek için İçişleri Bakanlığından izin alınması gerektiğine karar verilmişse de,

Yasama organı tarafından çıkartılan kanunlarla, yürütme organı tarafından çıkartılan diğer uygulayıcı düzenlemelerin aynı hiyerarşide kabul edilmelerini gerektiren ya da bunu haklı gösteren bir neden olmadığı gibi, hukuk devleti ilkesi ve uygulayıcı kuralların işlevleri göz önünde bulundurulduğunda kanunla tanınmış bir hakkın genelge ile kısıtlanmış olması, Sayıştay yargısı açısından yapılan harcamaya kamu zararı diyebilmek için yeterli değildir.

5018 sayılı Kanunun 71'inci maddesinde kamu zararının "Kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunması" şeklinde tanımlandığı da göz önünde bulundurulduğunda öncelikle mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemin tespit edilmesi gerekir. Oysa üst norm niteliğindeki Kanuna aykırılıktan da söz edilemeyeceği açıktır.

Yargısal bir hüküm verebilmek açısından ortada "Mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması", "hizmet karşılığı olarak belirlenen tutardan fazla ödeme yapılması" veya "hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek fiyatla alınması" gerekir. Söz konusu atama işlemiyle adı geçen kişinin fiili olarak çalışmasının karşılığı olarak aldığı maaşların kamu zararı olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.

Bakanlığın genelge ile yaptığı idari düzenleme ve buna uyma zorunluluğunun yaptırımı yargısal değil, yine idari olmalıdır. Bu nedenle genelgeye aykırılığı tespit edilen işlem, gereği için bakanlığına bildirilebilir. Nitekim, İlamda da aynı şekilde, istisnai memurluk kadrolarının, Devlet memurluğuna girmede esas olan sınav sistemini aşmaya yönelik olarak diğer memur kadrolarına naklen atanma amacıyla kullanılması, Anayasa ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile getirilmiş bulunan kanun önünde eşitlik ve kamu görevi hizmetine girmede eşitlik ile liyakat ilkesinin ihlali anlamına geldiğinden ve bu yolla Devlet memurluğu kadrolarının liyakat esasına uymayan ve bu kadroların gerektirdiği niteliklere sahip bulunmayan kişilerin atanmasına imkan sağlayabileceğinden, söz konusu hususun araştırılması ve "izin alınmama" hususunun da Bakanlığa bildirilmesi için konunun İçişleri Bakanlığına yazılmasına karar verilmiştir.

Bu itibarla, 47 sayılı İlamın 16. Maddesi ile verilen kararın TASDİKİNE, (. Daire Başkanı ., Üyeler ., ., ., . ile .'ün aşağıda yazılı karşı oy gerekçelerine karşı) oyçokluğu ile, Karar verildiği 17.06.2020 tarih ve 47409 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.

Karşı oy gerekçesi

. Daire Başkanı ., Üyeler ., ., ., . ile .'ün karşı oy gerekçesi

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "İstisnai memurluklar" başlıklı 59'uncu maddesinde; "Özel kalem müdürlüklerine, . bu Kanunun atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve dereceye yükselmesine ilişkin hükümleriyle bağlı olmaksızın tahsis edilmiş derece aylığı ile memur atanabilir.

Birinci fıkrada sayılan memurların bulundukları bu kadrolar emeklilik aylığının hesabında ve diğer memurluklara naklen atanmalarında herhangi bir sınıf için kazanılmış hak sayılmaz. Bu görevlerde bulunan memurların emeklilik kıdemleri yürümekte devam eder." Denilmiş ve İçişleri Bakanlığının 3.6.2009 gün ve B.05.0.MAH.0.08.01.00/900-14626 sayılı özel kalem müdürü konulu Genelgesinde;

"Özel kalem müdürlüğü kadrolarına atanacakların, öncelikle belediyede çalışan memurlar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurlar arasından seçilmesi esastır. Memurlar arasından yapılacak atamalarda, Bakanlığımızdan izin alınmayacaktır.

Özel kalem müdürlüğü kadrolarına yapılacak açıktan atamalar, Bakanlığımız izni ile yapılacaktır. Bu kadrolara yapılacak açıktan atamalarda, kadro derecesi ve görevin özellikleri de dikkate alınarak yükseköğrenim mezunlarına öncelik verilecektir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 59 uncu maddesi kapsamında tanınan atama yetkisi, sınırsız bir yetki olmayıp, bu yetkinin memuriyete sınavsız girişin bir yöntemi gibi kullanımına hukuken imkan bulunmamaktadır." ifadeleri yer almıştır.

Bilindiği üzere Anayasanın "Mahalli idareler" başlıklı 127.maddesinin beşinci fıkrasında;

"Merkezi idare, mahalli idareler üzerinde, mahalli hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idari vesayet yetkisine sahiptir."

Düzenlemesi yer almış olup anılan düzenleme çerçevesinde 3152 sayılı İçişleri Bakanlığı Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanunun çeşitli maddelerinde bu konuya ilişkin ayrıntılı düzenlemeler yer almıştır. Anılan Kanunun;

"Amaç" başlıklı 1.maddesinde; "Bu Kanunun amacı, yurdun iç güvenliğinin ve asayişinin sağlanması, kamu düzeninin ve genel ahlakın korunması, mülki idare bölümlerinin kurulması, kaldırılması ve düzenlenmesi ile ilgili çalışmaların yapılması, mahalli idarelerin yönlendirilmesi, kaçakçılığın men ve takibi, yurt sathında sivil savunma, nüfus ve vatandaşlık hizmetlerinin yürütülmesi için İçişleri Bakanlığının kurulmasına, teşkilat ve görevlerine ilişkin esasları düzenlemektir."

"Görev" başlıklı 2. Maddesinde; "İçişleri Bakanlığının görevleri şunlardır:

(.)

g) Ülkenin idari bölümlere ayrılması, il ve ilçelerin genel idarelerini, mahalli idareleri ve bunların merkezi idare ile olan alaka ve münasebetlerini düzenlemek",

"Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü" başlıklı 11.maddesinde; "Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır:

(.)

b) Bakanlığın mahalli idareler üzerinde sahip olduğu vesayet yetkisinin mevzuat hükümleri gereğince uygulanmasını sağlamak,

(.)

f) Mahalli idarelerin teşkilat, araç ve kadro standartlarını tespit etmek",

"Bakanlığın düzenleme görev ve yetkisi" başlıklı 33.maddesinde ise; "Bakanlık, kanunla yerine getirmekle yükümlü oldukları hizmetleri; tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge ve diğer idari metinlerle düzenlemekle görevli ve yetkilidir."

Düzenlemeleri yer almaktadır.

Kanunun söz konusu düzenlemelerini incelediğimizde, İçişleri Bakanlığının mahalli idareler ile ilgili olarak; mahalli idareleri yönlendirmek, mahalli idareleri düzenlemek, mahalli idarelerin teşkilat ve kadro standartlarını tespit etmek, gibi görev ve yetkileri bulunmaktadır. Yine aynı Kanuna göre Bakanlık, kanunla yerine getirmekle yükümlü oldukları hizmetleri; tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge ve diğer idari metinlerle düzenlemekle görevli ve yetkili kılınmıştır.

Yukarıda yer alan yasal düzenlemeleri dikkate aldığımızda Bakanlık tarafından yayımlanan Genelge uyarınca Özel kalem müdürlüğü kadrolarına yapılacak açıktan atamalarda, Bakanlığın izninin alınması zorunludur.

Yapılan inceleme neticesinde; .'ın 657 sayılı Kanunun 59'uncu maddesine göre açıktan özel kalem müdürlüğüne atandığı, ancak açıktan özel kalem müdürlüğüne yapılan atama için İçişleri Bakanlığı'nın izni gerektiği halde alınmadığı anlaşılmıştır.

Sonuç olarak İçişleri Bakanlığının açık genelgesine rağmen izin alınmaksızın yapılan ve sakat olan bu idari işlemin geçersiz olduğu ve söz konusu kişiye yapılan ödemelerin kamu zararı oluşturduğu açıktır.

Bu itibarla, yukarıda yazılı gerekçelerle söz konusu ödeme kamu zararı teşkil ettiğinden tazmin hükmü tesis edilmesi için, Başsavcılık temyiz talebinin kabul edilerek, 47 sayılı ilamın 16' ıncı maddesi ile verilen hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekir.

Sayıştay 1. Dairenin bir kararında (Yılı: 2018, Karar No: 10779, İlam No:68, Tutanak Tarihi: 16.01.2020);

" Diğer taraftan, . tarihi itibarıyla kıdem tazminatı ödenerek iş akdi feshedilen adı geçen kişi . tarihinde İçişleri Bakanlığından gerekli izin alınmadan Özel Kalem Müdürü olarak atanmıştır.

İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün 03.06.2009 tarihli ve B.05.0.MAH.0.08.01.00/900-14626 sayılı özel kalem müdürü konulu Genelgesinde, "Özel kalem müdürlüğüne atanacakların öncelikle belediyede çalışan memurlar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurlar arasından seçilmesi esastır. Memurlar arasından yapılacak atamalarda Bakanlığımızdan izin alınmayacaktır. Özel kalem müdürlüğü kadrolarına yapılacak açıktan atamalar, Bakanlığımız izni ile yapılacaktır. Bu kadrolara yapılan açıktan atamalarda, kadro derecesi ve görevin özellikleri de dikkate alınarak yükseköğrenim mezunlarına öncelik verilecektir." denilmektedir.

Buna göre, Özel Kalem Müdürlüğü kadrosuna yapılacak açıktan atamalarda atanacak kişiler için İçişleri Bakanlığından izin alınması zorunludur. Ancak buna uyulmamış ve açıktan atama olan söz konusu atama için İçişleri Bakanlığından izin alınmamıştır.

Ayrıca, iş akdi feshi ile özel kalem müdürlüğüne atama işlemlerinin bir gün ara ile yapılması, verilen görevleri layıkıyla yerine getirmediği gerekçesiyle iş akdi feshedilen kişinin bir gün sonra özel kalem müdürü olarak atanması hususları çelişkili olup işlemlerin muvazaalı olduğu kanaatine varılmıştır.

Bu itibarla, kamu zararı tutarı . TL'nin Üst Yönetici . ile Harcama Yetkilisi . ve Gerçekleştirme Görevlisi .'a müştereken ve müteselsilen 6085 sayılı Sayıştay Kanunu'nun 53'üncü maddesi gereği işleyecek faizleri ile birlikte ödettirilmesine"

Şeklinde hüküm tesis ettirilmiştir. Bu Karar, Sayıştay Temyiz Kurulunun Kararı ile (Yılı: 2018, Dairesi: 1, Dosya No: 47122, Tutanak No: 52965, Tutanak Tarihi: 11.01.2023) aşağıdaki şekilde tasdik edilmiştir.

" 68 sayılı ilamın 5 inci maddesi ile, görevini tam olarak yerine getirmediği gerekçesiyle iş akdi feshedilen işçiye kıdem tazminatı ödenmesi ve aynı kişinin İçişleri Bakanlığı'ndan izin alınmadan Özel Kalem Müdürü ve daha sonra da memur olarak atanması sonucu oluşan ...-TL kamu zararının sorumlularca tazminine karar verilmiştir. Bu hüküm, 08.09.2021 tarih ve 49947 tutanak numaralı Temyiz Kurulu Kararı ile tasdik edilmiştir.

Harcama Yetkilisi ...' nin karar düzeltme dilekçesinde özetle;

"... ... Belediyesinde işçi olarak çalışan ...'ın iş akdi, görevlerini tam olarak yerine getirmediği gerekçesiyle Belediye tarafından ... tarihi itibariyle haklı fesih sebebi ile feshedilmesine rağmen kendisine kıdem tazminatı ödenmesi nedeniyle ... TL kamu zararı oluştuğu, aynı kişinin iş akdinin feshinden 1 gün sonra ... tarihinde aynı Belediyede İçişleri Bakanlığı'ndan izin alınmadan Özel kalem Müdürü olarak, daha sonra da ... tarihinde Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni olarak atanması konusu ile ilgili olarak,

Sayıştay kararında kamu zararının iki gerekçeye dayandırıldığı, kararda sorgu belgesine karşın yazılı savunmamızda ifade edilen hususların tam olarak gözetilmediği; dolayısıyla da haksız ve hiçbir kanıt ya da belgeye dayanmaksızın muvazaa gibi niyet okumaya dayalı bir şekilde hüküm kurulduğu, Önceki yazılı savunmalarında da yer aldığı üzere birbirinden bağımsız iki idari işlemin mevcut olduğu,

Birincisi; İçişleri Bakanlığının 3.6.2009 gün ve B.05.0.MAH.0.08.01.00/900-14626?sayılı genelgesine aykırı hareket edildiği ve bakanlıktan atama izni alınmadığından bahsedilmekte olduğu,

Halbuki İdarenin ... tarih ve ... sayılı yazı ile İçişleri Bakanlığına atama izin talep yazısını yazmış olduğu, (EK-1) Ancak bakanlıkça olumsuz herhangi bir cevabi yazı yazılmamış olup idarenin ...'ın özel kalem müdürlüğüne atamasını ... tarihinde yapmış olduğu, (EK-2) Yani İçişleri Bakanlığına izin talep yazısı yazıldıktan iki yıl sonra atama işleminin yapılmış olduğu,

Kaldı ki; Yasama organı tarafından çıkartılan kanunlarla, yürütme tarafından çıkartılan diğer uygulayıcı düzenlemelerin aynı hiyerarşide kabul edilmelerini gerektiren ya da bunu haklı gösteren bir neden olmadığı gibi, hukuk devleti ilkesi ve uygulayıcı kuralların işlevleri göz önünde bulundurulduğunda kanunla tanınmış bir hakkın genelge ile kısıtlanmış olmasının yeterli bir neden olmaması gerektiği,

Ayrıca 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 58'inci maddesinde asli memurluğa atanma ile ilgili, 59'uncu maddede ise, istisnai memurluklara atanma konusundaki hükümlerin ihdas edildiği, 59'uncu maddesinin birinci fıkrasında, bu fıkrada unvanı sayılan kadrolara, 657 sayılı Kanunun atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve derece yükselmesine ilişkin hükümleriyle bağlı olmaksızın tahsis edilmiş derece aylığı ile memur atanabileceği, ikinci fıkrasında ise, birinci fıkrada sayılan memurların bulunduktan bu kadroların emeklilik aylığı hesabında ve diğer memurluklara naklen atanmalarında herhangi bir sınıf için kazanılmış hak sayılmayacağının hüküm altına alınmış olduğu,

Aynı Kanunun 60 inci maddesi hükmüne göre, istisnai Devlet memurluklarına bu Kanunun 48'inci maddesinde yazılı genel şartları taşıyan kimselerden atama yapılabilmekte, Kanunun 61 inci maddesi hükmüne göre de, istisnai memurluklara atananlar hakkında bu Kanunun atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi dışında kalan bütün hükümlerinin uygulanmasının gerekmekte olduğu,

Bu hükümlere bakıldığında istisnai memuriyetin, kanun koyucunun, Devlet memurluğu kadrolarına atanma usulünün istisnası olarak idareye tanıdığı esnek bir atama şekli olduğu,

Yine İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün 03.06.2009 tarihli ve B.05.0.MAH.0.08.01.00/900-14626 sayılı Özel Kalem Müdürü konulu Genelgesinde, "Özel kalem müdürlüğüne atanacakların öncelikle belediyede çalışan memurlar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurlar arasından seçilmesi esastır." denilmekte olduğu, ayrıca Kamu kurumlarında bazı görevlerin memurlar eliyle yürütülmesinin bir zorunluluk olup Sayıştay denetimlerinde de önemle üzerinde durulduğu, ...'ın, yaklaşık 15 yıldır Belediyenin en önemli birimi olan Mali Hizmetler Müdürlüğünde çalışmakta olup Belediyenin bütçesi ile kesin hesap ve stratejik plan vb. hassas iş ve işlemlerini bizzat yürütmekte olduğu, Yapılmış olan bu atamanın İçişleri Bakanlığı genelgesinin ruhuna uygunluğu ile birlikte kişinin yapmakta olduğu görevlerin de memur eliyle yürütülmesi açısından önem arz etmekte olduğu,

Nitekim konuya örnek teşkil etmesi anlamında; Sayıştay Temyiz Kurulu'nun 28/02/2018 tarih ve 44142 tutanak sayılı kararı (EK-3) ile; İçişleri Bakanlığının açık genelgesine rağmen izin alınmaksızın yapılan ve sakat olan bu idari işlemin geçersiz olduğu gerekçesi ile bozulması nedeniyle ilgili Dairede yeniden görüşülmesi neticesinde, söz konusu ödemenin fiilen çalışılma karşılığı olarak yapıldığı ve bahsi geçen genelgeye aykırı olarak yapılan işlemin İçişleri Bakanlığına bildirilmiş olmasının yeterli olduğu gerekçeleri ile toplam ... TL'ye yeniden ilişilecek bir husus bulunmadığı hükmü verildiği,

Sonuç olarak idarenin ...'ın Özel Kalem Müdürlüğüne atanması işleminin yürürlükteki yasa ve mevzuatlara göre yapılmış olup, konu ile ilgili İçişleri Bakanlığına atanma işleminden iki yıl önce bildirilmiş olduğu, ayrıca Sayıştay Temyiz Kurulunun 28/02/2018 tarih ve 44142 tutanak sayılı kararının tam da bu konuya örnek bir karar olduğu,

Bu itibarla, sorumlunun karar düzeltilmesine ilişkin talebinin reddi ile 68 sayılı ilamın 5 nci maddesi ile verilen tazmin hükmünün tasdikine ilişkin 08.09.2021 tarih ve 49947 tutanak numaralı Temyiz Kurulu ilamının DÜZELTİLMESİNE MAHAL OLMADIĞINA, (.. Daire Başkanı ..., .. Daire Başkanı ..., üyeler ., ..., ..., ..., ..., ...'in karşı oylarına karşı) oyçokluğu ile,

11.01.2023 tarihinde karar verildi."

Tüm bu bilgilere göre değerlendirme yapacak olursak;

Belediyelerde özel kalem müdürü atamalarında 657 sayılı Kanunda veya başka bir kanunda ilgili makamlardan izin alınmasını düzenleyen bir düzenleme bulunmamaktadır.

Anayasası'nın 128'inci maddesinde; memurların nitelik, atanma, ödev, yetki, hak ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği belirtilmiştir.

Kamu Denetçiliği Kurumunun 29.02.2026 tarihli 2015/4570 sayılı kararında, yürütme organlarının daha önce kanunla düzenlenmemiş bir alanda kanuna dayanmadan, tüzük, yönetmelik veya başka bir isimle düzenleyici işlem yapması mümkün değildir şeklinde karar vermiştir.

Cumhurbaşkanlığı, İçişleri Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yukarıda belirtildiği üzere belediyelerde özel kalem müdürü atamaları izne tabi kılınmış ve en son izin merci belediyeler açısından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak belirlenmiştir.

Bu durumunun Anayasa'nın 128'inci maddesine aykırı olduğu ilk etapta ifade edilmiş olsa dahi henüz Anayasa'ya aykırılığı noktasında Anayasa Mahkemesine gidilmemiştir.

Yukarıda yer verilen Sayıştay Temyiz Kurulu Kararlarından 2018/44142 ve 2023/52965 sayılı kararlar izin alınmadan yapılan atamaları kamu zararı olarak kabul ederken, 2020/47409 sayılı karar kamu zararı olarak görmemektedir.

Tüm yapılan bu açıklamalar çerçevesinde, herhangi bir düzenleyici işlemin dayanağının kanuna dayanması gerekir. Bu çalışma konumuzda da kanuni düzenlemenin getirilmesi özel kalem müdürü ataması şartlarını sağlayan tüm belediyelerin tek düzeyde hareket etmesini sağlayacak ve tereddütler ortadan kalkacaktır. Şu hususu da belirtmekte yarar var. Elbette, kurumlar belediyeler de hiyerarşi sisteminde Cumhurbaşkanlığı'nın ve Bakanlıklarının yayımlamış oldukları iç ve genel düzenlemelerine uygun hareket etmeleri de gerekir.

Ama en nihayetinde, sadece belediyelerde değil diğer kurum ve kuruluşlarda özel kalem müdürlüklerine yapılacak atamaların da istisnai memurluktan çıkarılması adalet ve eşitlik ilkelerine uygun düşecektir. Eğer, istisnai memurluktan çıkartılmak istenmiyorsa en azından kanunla sayısı, izin merci, şartları (şartları derken adı üzerine "özel" şartlar, zorlaştırılmış şartlar konulmalıdır) ve diğer hususları Anayasa'nın temel ilkelerine uygun olarak düzenlenmelidir. Toplumun vicdanını sızlatacak şekilde düzenlemelerden kaçınılmalıdır. Kamuya yapılacak (buna kamu şirketleri de dahil edilmelidir) tüm alımların merkezi sınav sistemine tabi tutulması temennimizdir.



Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber