Güvenlik soruşturmasının yapılmadığı sonradan tespit edilenlerin görevine son verilebilir mi?

Danıştay 2. Dairesi, güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmaksızın ve sonucun Valilik bünyesinde bulunan Değerlendirme Komisyonunca değerlendirilmeksizin yapılan işe alımın usulsüz olduğundan bahisle görevine son verilmesine ilişkin işlemi hukuka aykırı bularak iptal etti.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 15 Ağustos 2024 00:10, Son Güncelleme : 12 Ağustos 2024 10:29
Güvenlik soruşturmasının yapılmadığı sonradan tespit edilenlerin görevine son verilebilir mi?

İlgililerin güvenlik soruşturması yapılıp yapılmadığını bilmeleri mümkün değildir

Uygulamada güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırmalarında kişilerin başvuruları kabul edildikten sonra ilgili idare tarafından gizlilik içerisinde yapıldığından kişilerin çoğu zaman güvenlik soruşturmasının yapılıp yapılmadığından haberlerinin olmamasının hayatın olağan akışına uygun olduğu; bu nedenle, davalı idare bünyesinde işçi olarak çalışmak üzere başvuruda bulunan ve işe başlatılarak belirli bir süre görev yapan davacının, davalı idare bünyesinde güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmadan ve sonucu değerlendirilmeden işe başlatılmasından haberinin olmayabileceği ve bu nedenle de herhangi bir kusurunun bulunmadığının kabulü gerekir.

İlgililer görevde iken bu eksiklik tamamlanabilir

Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırmasında esas olanın kişiler hakkında yapılacak araştırma ve değerlendirme neticesinde elde edilecek sonucun olduğu ve kişiler hakkında görevlerine devam ederken de bu şartın her zaman idare tarafından yerine getirebileceğinin açık olduğu; ilgililerin güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmadan işe başladıklarının tespit edildikten sonra davalı idarece ilgililer hakkında, yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yaptırılarak ve sonucu yine yürürlükte mevzuat hükümlerine göre belirlenecek Değerlendirme Komisyonunca değerlendirilerek ortaya çıkan sonuca göre ilgililerin görevine son verilebilecektir.

T.C.

DANIŞTAY

ONİKİNCİ DAİRE

Esas No: 2020/2529

Karar No: 2024/1152

DAVANIN KONUSU:

1- . Belediye Başkanlığı. Anonim Şirketinde işçi olarak görev yapan davacı hakkında güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmaksızın ve sonucun Valilik bünyesinde bulunan Değerlendirme Komisyonunca değerlendirilmeksizin yapılan işe alımın usulsüz olduğundan bahisle görevine son verilmesine ilişkin

a- . Belediye Başkanlığı İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğünün . tarih ve . sayılı işleminin iptali ile,

b- Bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının doğduğu tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, özlük haklarının iadesine karar verilmesi,

2- İşlemin dayanağı İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları ile Bunların Üyesi Olduğu Mahalli İdare Birliklerinin Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmetlerinin Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı 2018/11608 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının,

a- 4. maddesinin birinci fıkrasının altıncı bendinin, "Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak" hükmünün, b- 4. maddesinin üçüncü fıkrasının, "Birinci fıkranın altıncı bendine ilişkin soruşturma ve/veya araştırma talepleri ilgili valilik aracılığıyla yetkili mercilerden istenir. İntikal eden güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması sonuçları 14/02/2000 tarihli ve 2000/284 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliğine göre illerde valilikler bünyesinde teşkil edilen değerlendirme komisyonunca değerlendirilir. Ancak vali tarafından uygun görülmesi halinde sonuçların değerlendirilmesi ilgili idare bünyesinde anılan Yönetmeliğe göre teşkil edilen değerlendirme komisyonuna bırakılabilir. Şirketin ortakları arasında birden fazla idare bulunması durumunda değerlendirme yetkisinin bırakılacağı idare vali tarafından belirlenir." hükmünün iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI:

Kamu hizmetine girme hakkına ilişkin koşullardan olarak gösterilen güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması hususunun kanunla düzenlenmesi gerektiği, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendine eklenen (8) nolu alt bendin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24/07/2019 tarih ve E:2018/73, K:2019/65 sayılı kararında bu hususu açıkça vurguladığı, dava konusu Usul ve Esasların dayanağı 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 20. maddesinde güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması hususunun yer almadığı, bu sebeple Usul ve Esasların dava konusu hükümlerinin Anayasaya aykırı olduğu, kazanılmış hak ve istikrar ilkesinin ihlal edildiği, idarenin kendi sorumluluğunu yerine getirmemesinin sonuçlarının pasif konumda bulunan tarafa yüklenmesinin hakkaniyete uygun olmadığı, idarece düzeltilebilir nitelikte bir işlemin geriye alınmasının istikrar ilkesini zedelediği, dava konusu göreve son verme işleminin hukuken kabul edilebilir bir sebebinin bulunmadığı ileri sürülmektedir.

DAVALI CUMHURBAŞKANLIĞININ SAVUNMASI:

Anayasanın 128. maddesinde, Devletin asli ve sürekli işlerinin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütüleceğinin ve buna ilişkin hususların kanunla düzenlenmesi gerektiğinin belirtildiği; ancak, işçi statüsünde bulunan kişilerin diğer kamu görevlisi kapsamında olmadığı, işçilerin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenlenme zorunluluğu bulunmadığı; bu kapsamda, uyuşmazlığa konu Usul ve Esasların üst hukuk normlarına aykırı olmadığı, Usul ve Esaslar'da Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği'ne göre değerlendirme yapılacağının belirtildiği ve kuralın belirlilik esasına ve Anayasa Mahkemesinin 2018/73 esas sayılı dosyasında verilen karar gerekçesine uygun olduğu savunulmaktadır.

DAVALI YENİŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞININ SAVUNMASI:

Davacının, İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları ile Bunların Üyesi Olduğu Mahalli İdare Birliklerinin Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmetlerinin Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esasların hükmüne aykırı olarak, hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmaksızın ve Valilik bünyesinde bulunan Değerlendirme Komisyonunca değerlendirilmeksizin işe alındığının anlaşılması üzerine tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması sonucunda işe alımda esas alınacak kişisel veri niteliğindeki bilgilerin alınmasına, kullanılmasına, işlenmesine yönelik güvenceler ve temel ilkeler kanunla belirlenmeksizin, bunların alınmasına ve kullanılmasına izin verilmesine ilişkin dava konusu Usul ve Esasların iptali istenilen hükümlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı; buna göre, davacının görevine son verilmesine ilişkin bireysel işlemde de hukuka uygunluk bulunmadığından, dava konusu bireysel işlem ve dayanağı niteliğindeki Usul ve Esasların dava konusu hükümlerinin iptaline; öte yandan, hukuka aykırılığı saptanan işlemler nedeniyle ve Anayasa'nın 125. maddesi uyarınca, davacının yoksun kaldığı parasal haklarının davacının görevine son verildiği tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle davacıya ödenmesine, özlük haklarının iadesine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI DÜŞÜNCESİ:

Davacı tarafından, . Belediye Başkanlığı İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğünün .tarih ve . sayılı yazısı ile görevine son verilmesi yönünde tesis edilen işlem ile işlemin dayanağı olan İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları ile Bunların Üyesi Olduğu Mahalli İdare Birliklerinin Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmetlerinin Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı 2018/11608 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 4. maddesi (1). fıkrasının 6. nolu bendi ile (3). fıkrasının iptali, işine son verildiği tarihten itibaren yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
.
Bir hiyerarşik normlar sistemi olan hukuk düzeninde, alt düzeydeki normların, yürürlüklerini üst düzeydeki normlardan aldığı kuşkusuzdur. Normlar hiyerarşisinin en üstünde evrensel hukuk ilkeleri ve Anayasa bulunmakta, daha sonra gelen kanunlar ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleri yürürlüğünü Anayasa'dan, yönetmelikler ise yürürlüğünü kanun ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinden almaktadır. Dolayısıyla; bir normun, kendisinden daha üst konumda bulunan ve dayanağını oluşturan bir norma aykırı veya bunu değiştirici nitelikte bir hüküm getirmesi mümkün bulunmamaktadır.

Kamu hizmetinin etkin ve verimli şekilde yürütülebilmesi için gerekli önlemleri almakla ve bu kapsamda kanunlara uygun genel düzenleyici işlemler ihdas etme ile mükellef olan idarenin; dava konusu İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları ile Bunların Üyesi Olduğu Mahalli İdare Birliklerinin Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmetlerinin Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esaslarla getirdiği hükümlerle, düzenleme yapma konusunda sahip olduğu takdir yetkisini yürütülen hizmetin özelliklerine uygun olarak kamu yararı ve hizmet gereklerini gözeterek üst hukuk normlarına aykırı olmayacak şekilde kullandığı görülmektedir.
Buna göre, dava konusu bireysel işlem ile Bakanlar Kurulu Kararıyla yapılan düzenlemelerin iptali isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ:

. Belediye Başkanlığı . Anonim Şirketinde işçi olarak 02/07/2019 tarihinde göreve başlatılan davacı hakkında güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmaksızın ve sonucun Valilik bünyesinde bulunan Değerlendirme Komisyonunca değerlendirilmeksizin yapılan işe alımın usulsüz olduğundan bahisle 20/11/2019 tarihi itibarıyla görevine son verilmiştir.

Bunun üzerine, davacının görevine son verilmesine ilişkin . Belediye Başkanlığı İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğünün . tarih ve . sayılı işleminin iptali ve işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının doğduğu tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ek 20. maddesinde, bu madde kapsamındaki şirketlerde çalıştırılacak işçilerin işe alımı, ilk defa alınacak işçilere ilişkin belirlenecek ölçütlere ilişkin usul ve esasların belirlenmesi konusunda yetki Cumhurbaşkanına bırakılmış ve bu kapsamda uyuşmazlığa konu Usul ve Esasların 4. maddesinin birinci fıkrasının altıncı bendinde, gerek dayanak 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye, gerekse de güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmasına ilişkin yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine uygun olarak, güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olması şirket personeli olarak alınacaklar için bir şart olarak düzenlenmiştir.

Kamu hizmetinin etkin ve verimli şekilde yürütülebilmesi için gerekli önlemleri almakla ve bu kapsamda kanunlara uygun genel düzenleyici işlemler ihdas etme ile mükellef olan idarenin, dava konusu İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları ile Bunların Üyesi Olduğu Mahalli İdare Birliklerinin Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmetlerinin Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esasların 4. maddesinin birinci fıkrasının altıncı bendinin getirdiği hükümlerle, kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla görevlendirilecek personelin atanmadan önce, bu kişilerle ilgili güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılması hususundaki düzenleme yapmak konusunda sahip olduğu takdir yetkisini yürütülen hizmetin özelliklerine uygun olarak ve kamu yararını gözeterek üst hukuk normlarına aykırı olmayacak şekilde kullandığı sonucuna varılmış, düzenlemede hukuka aykırılık görülmemiştir.

Dava, Usul ve Esasların 4. maddesinin üçüncü fıkrası yönünden incelendiğinde;

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, idari dava türleri arasında sayılan iptal davası; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan dava olarak tanımlanmış; "Dilekçeler üzerine ilk inceleme" başlıklı 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendinde, dava dilekçesinin, ehliyet yönünden inceleneceği belirtilmiş; "İlk inceleme üzerine verilecek karar" başlıklı 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde ise, 14. maddenin üçüncü fıkrasının (c) bendine aykırılığın mevcut olması durumunda davanın reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.

İptal davalarında dava açma koşullarından biri olan menfaat ihlali; kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşmektedir. İptal davasında, ehliyet koşulunun varlığı için iptali istenilen işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişki kurulabilmesi zorunludur.

Gerçek veya tüzel kişilerin, idari işlemleri, iptal davası yoluyla yargı önüne getirmeleri durumunda, idari işlem ile menfaat ilgilerinin bulunup bulunmadığı belirlenirken, davacı tarafın idari işlem karşısındaki durumunun ortaya konulması gerekmektedir.

Uyuşmazlıkta, Usul ve Esasların iptali istenilen 4. maddesinin üçüncü fıkrasının, ilgililer hakkında yaptırılacak güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırmasının ne şekilde yapılacağına ve sonuçlarının kimler tarafından nasıl değerlendirileceğine ilişkin olduğu ve davacı hakkında henüz yapılmış bir güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması bulunmadığı; bir başka ifadeyle, söz konusu madde hükmünün henüz davacıya yönelik olarak uygulanmadığı dikkate alındığında, anılan düzenlemenin iptalini istemekte davacının kişisel, meşru ve güncel bir menfaati bulunmadığı açık olduğundan, davanın bu kısmının ehliyet yönünden reddi gerekmektedir.

Dava, . Belediye Başkanlığı İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğünün . tarih ve . sayılı işleminin iptali ile işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal haklarının doğduğu tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemi yönünden incelendiğinde;

Uyuşmazlığın İş Kanunu hükümlerine tabi hizmet sözleşmesinin feshi olarak nitelendirilebileceği görülmekte ise de, davacının iş akdinin sona erdirilmesine ilişkin dava konusu işlemin dayanağı 4857 sayılı İş Kanunu olmayıp, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 20. maddesine dayanılarak çıkarılan İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları İle Bunların Üyesi Olduğu Mahalli İdare Birliklerinin Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmetlerinin Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esaslar'ın 4. maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde belirtilen güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak şartı sağlanmadan işe alınmasından kaynaklandığı, dolayısıyla davalı idare tarafından kamu gücü kullanılarak ve tek taraflı olarak tesis edilen dava konusu işlemde özel hukuk normunun uygulanma imkanının bulunmadığı görülmektedir.

Hukuki belirlilik ve hukuk güvenliği ilkelerinin Anayasa ile güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin temel unsurlarından olduğu, yasal düzenlemelerin ve yönetsel işlemlerin hem kişiler, hem idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerektiği, mevcut bir hukuki durumun her zaman devam edeceği düşünülmese de, her zaman kişilerin hukuki durumunun süreceğine olan güveni dolayısıyla hayal kırıklığına uğratılmaması gerektiğinden bu durumun her zaman göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır.

Uyuşmazlıkta, davacının, . Belediye Başkanlığı ..Anonim Şirketi üzerinden işçi kadrosunda işe alımı yapılarak Özel Kalem Müdürlüğünde şoför olarak 02/07/2019 tarihinden itibaren iş başı yapmak üzere görevlendirildiği, davacının davalı idare bünyesinde şirket personeli olarak geçici görev yaptığı, daha sonra davacının İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları ile Bunların Üyesi Olduğu Mahalli İdari Birliklerinin Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmetlerin Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esasların 4. maddesi uyarınca güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmadan ve Valilik bünyesinde teşkil eden Değerlendirme Komisyonunca değerlendirilmeden işe alındığından bahisle dava konusu işlemle 20/11/2019 tarihi itibariye görevine son verildiği, yukarıda yer verilen 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 20. maddesi dayanarak alınarak çıkarılan İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları İle Bunların Üyesi Olduğu Mahalli İdare Birliklerinin Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmetlerinin Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esaslar'ın 4. maddesinde şirket personelinde aranacak şartların tek tek sayılmak suretiyle belirlendiği ve bu şartlar arasında güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak ve güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunun Valilik bünyesinde teşkil eden Değerlendirme Komisyonunca değerlendirilmek şartının bulunduğu; ancak, güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırmasında esas olanın kişiler hakkında yapılacak araştırma ve değerlendirme neticesinde elde edilecek sonucun olduğu ve kişiler hakkında görevlerine devam ederken de bu şartın her zaman idare tarafından yerine getirebileceğinin açık olduğu; ilgililerin güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmadan işe başladıklarının tespit edildikten sonra davalı idarece ilgililer hakkında, yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yaptırılarak ve sonucu yine yürürlükte mevzuat hükümlerine göre belirlenecek Değerlendirme Komisyonunca değerlendirilerek ortaya çıkan sonuca göre ilgililerin görevine son verilebileceği; uygulamada güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırmalarında kişilerin başvuruları kabul edildikten sonra ilgili idare tarafından gizlilik içerisinde yapıldığından kişilerin çoğu zaman güvenlik soruşturmasının yapılıp yapılmadığından haberlerinin olmamasının hayatın olağan akışına uygun olduğu; bu nedenle, davalı idare bünyesinde işçi olarak çalışmak üzere başvuruda bulunan ve işe başlatılarak belirli bir süre görev yapan davacının, davalı idare bünyesinde güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmadan ve sonucu değerlendirilmeden işe başlatılmasından haberinin olmayabileceği ve bu nedenle de herhangi bir kusurunun bulunmadığının kabulü gerekeceği;

aksine düşüncenin ise, hakkaniyet ve nesafet kurallarıyla bağdaşmayacağı hususları da göz önüne alındığında, davalı idarece ilgililerin hak kaybına yol açacak şekilde, diğer bir ifadeyle ilgililerin Anayasa ile güvence altına alınan çalışma hakkına halel getirecek şekilde mevzuat hükümlerinin yorumlanamayacağı açıktır.

Bu durumda, davalı idare bünyesinde işçi olarak çalışmak üzere başvuruda bulunanan ve işe başlatılarak belirli süre görev yapan davacının, davalı idare bünyesinde güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmadan işe başlatılmasında herhangi bir kusurunun bulunmadığı, güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırmasında esas olanın kişiler hakkında yapılacak araştırma ve değerlendirme neticesinde elde edilecek sonucun olduğu ve kişiler hakkında görevlerine devam ederken de bu şartın her zaman idare tarafından yerine getirebileceği; davalı idare tarafından da, davacının mevcut durumunun tespit edildikten sonra davacının güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırmasını yaparak ve sonucun, yürürlükteki mevzuat hükümlerince teşkil ettirilecek değerlendirme komisyonunca değerlendirilerek ortaya çıkan duruma göre davacının görevine son verebileceği; aksi düşüncenin ise, hakkaniyet ve nesafet kurallarıyla bağdaşmayacağı gibi hukuki belirlilik ve hukuk güvenliği ilkesine aykırı olacağı anlaşıldığından, ilgili mevzuat hükümlerinin amacına da ters düşecek biçimde uygulamadan yola çıkarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Öte yandan, hukuka aykırılığı saptanan bireysel işlem nedeniyle ve Anayasa'nın 125. maddesi uyarınca, davacının yoksun kaldığı parasal haklarının dava tarihi olan 02/01/2020 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, özlük haklarının iadesine karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1. Dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesinin birinci fıkrasının altıncı bendi yönünden DAVANIN REDDİNE,

2. Dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesinin üçüncü fıkrası yönünden DAVANIN EHLİYET YÖNÜNDEN REDDİNE,

3. . Belediye Başkanlığı İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğünün . tarih ve . sayılı işleminin İPTALİNE, bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının dava tarihi olan 02/01/2020 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ÖDENMESİNE, özlük haklarının İADESİNE,

4. Dava kısmen ret, kısmen ehliyet ret ve kısmen iptal, kabul ile sonuçlandığından ayrıntısı aşağıda gösterilen 273,10.-TL yargılama giderinin yarısı olan 136,55.-TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına, yargılama giderinin diğer yarısı olan 136,55.-TL'nin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,

5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 17.100,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, 17.100,00.-TL vekalet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,

6. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,

7. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 07/03/2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber