Cevdet Yılmaz: Tehdit oluşturacak hiçbir yapıya izin vermeyiz
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Suriye'de Türkiye'nin bekasına tehdit oluşturacak hiçbir yapıya izin vermeyeceklerini söyledi. Yılmaz, "Tüm kesimleri kapsayan bir çözüm oluşmadığı sürece, Suriye'ye huzur gelmeyecek" dedi.
AK Parti Mamak 8. Olağan İlçe Kongresi'nde konuşan Yılmaz, AK Parti'nin siyasete kazandırdığı en temel unsurlardan birinin devletle milleti buluşturmak olduğunu söyledi.
Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Büyük kongremizde Cumhurbaşkanı'mızın yapacağı konuşma, Türkiye'de yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır. Birçok hadiseye kadar birçok badireyi atlatmış bir ülke olarak yeni bir döneme geçişimizin çok önemli bir kırılma noktasını temsil edecektir ve orada Cumhurbaşkanı'mız yeni Türkiye'yle ilgili çok önemli fikirlerini, vizyonlarını milletimizle paylaşacaktır."
Türkiye'yi yatırımla, istihdamla, üretimle, ihracatla büyütmeye devam edeceğini vurgulyan Yılmaz, milletin, dolayısıyla AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın da en temel sorununun enflasyon olduğunu belirtti.
Hazirandan bugüne enflasyon oranında 27 puana yakın düşüş gerçekleştiğini bildiren Yılmaz, "Bu süreç önümüzdeki dönemde de devam edecek ve inşallah gelecek sene bugünlere geldiğimizde, gelecek yılın sonbaharında diyelim artık 20'li rakamlardan bahseder hale geleceğiz ve temel amacımız yeniden tek haneli rakamlara ulaşmaktır. Tek haneli rakamlarla ülkemizi yine AK Parti buluşturacak inşallah." ifadelerini kullandı.
"TEK TEMENNİMİZ SURİYE'YE HUZURUN GELMESİ"
Yılmaz, Suriye'de yaşanan gelişmelere ilişkin, Suriye'de tüm tarafları kucaklayan birçözümün gelmesi gerektiğini belirterek, "Türkiye olarak bizim tek bir temennimiz var. Suriye'ye huzurun gelmesi, istikrarın gelmesi ve hem Suriye'de yaşayan kardeşlerimiz için hem Türkiye için çok daha olumlu bir ortamın oluşması. Bunun da yolu bellidir: Suriye'deki tüm kesimleri kucaklayan bir siyasi çözüm oluşturulması. Suriye'deki tüm kesimleri kapsayan bir çözüm oluşmadığı sürece Suriye'ye huzur gelmeyecektir." diye konuştu.
Türkiye'nin Suriye'deki gelişmeleri yakından takip ettiğini ve diplomatik olarak her türlü çabayı gösterdiğini belirten Yılmaz, "Suriye ile ilgili bir diğer hassasiyetimiz şu; Suriye'de yapılanarak Türkiye'ye yönelik, halkımıza yönelik, milli bekamıza yönelik hareketler içinde olan yapılara da hiçbir şekilde müsamaha göstermeyiz, müsaade etmeyiz. Türkiye bu çerçevede Suriye'nin toprak bütünlüğünden, egemenliğinden yana bir ülkedir. Komşusunda sadece ve sadece huzur ister, istikrar ister, orada yaşayan hangi kimlikten olursa olsun tüm Suriyeli kardeşlerimizin huzur içinde olmasını ister ve bundan sonra da aynı anlayışla inşallah devam edeceğiz."
TERÖRÜN ÜLKEMİZDE MARJİNALLEŞTİĞİ DÖNEMDEYİZ
Türkiye'nin, Filistin için tüm çabalarını sürdüreceğini vurgulayan Yılmaz, birtakım çevrelerin Filistin'de yaşananlar ve İsrail'in yaptığı akılalmaz, insanlık dışı hadiseler üzerinden Türkiye'de siyasi istismar yapmaya çalıştığını belirtti.
Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:
"Onlara en güzel cevabı Filistinli kardeşlerimiz veriyor. Daha geçenlerde Filistin Başbakanı ile bir telefon görüşmem oldu. İstanbul'a gelmişti. Ankara'ya gelemedi ama bir telefon görüşmemiz oldu. Orada yine yetkililerimizle görüşmeler yaptılar. 'Recep Tayyip Erdoğan'a ve Türkiye'ye şükran diliyoruz.' dediler.
İsrail yönetiminin Cumhurbaşkanı'mızı, Türkiye'yi hedef alan bu kadar açıklamaları ortadayken, Cumhurbaşkanı'mızın hayatı ortadayken, bütün bir ömrü boyunca Filistin davası için yaptığı mücadele ortadayken, Türkiye'nin ticareti kesmekten tutun soykırım davasına müdahil olma kararına, insani yardımlarda en önde gelen ülke olmasından tüm diplomatik platformlarda Filistin davası için her türlü bedeli göze alarak mücadele eden bir ülke olmasına rağmen birtakım çevrelerin istismarlarını da yine aziz milletimizin takdirine bırakıyoruz.
Yıllar yılı bu terör belasıyla hem kaynaklarımızı sömürdüler hem de insanlarımızı birbirine düşman etmeye çalıştılar. Çok şükür milletimiz bu tuzağa düşmedi.
Türkiye'de terör örgütlerine karşı amansız bir mücadeleyle bugün geldiğimiz dönemde terörün ülkemizde marjinalleştiği bir dönemdeyiz. İşte bu dönemin kıymetini iyi bilmemiz lazım. Kalıcı bir şekilde, tekrar dönme ihtimali olmayacak bir şekilde, bu terör belasından en güçlü olduğumuz dönemde ülkemizi kurtarmamız lazım."