Müfettiş yardımcılığı kadrosuna atanmak isteyen öğretmene Danıştay'dan olumsuz karar
Danıştay 2. Dairesi, yardımcısı (İngilizce öğretmeni) olarak görev yapan davacı tarafından; boş bulunan müfettiş yardımcılığı kadrolarından birine atanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlem ile anılan işlemin dayanağı olarak gösterilen Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Yönetmeliği'nin 29. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "sınav sonuçlarının ilanı tarihinden itibaren bir yıllık süre içerisinde" ibaresi ile aynı maddenin 5. fıkrasının iptali istemini reddetti.
Davacının iddiası
11/01/2009 tarihinde yapılan Milli Eğitim Bakanlığı Müfettiş Yardımcılığı sınavını İngilizce branşında birinci yedek olarak kazandığı, kendisiyle beraber sınava girip asaleten kazananların yardımcılık sürecini tamamlayıp müfettişlik kadrolarına atandığı, yardımcılık kadrolarının boşaldığı, anılan tarihten itibaren yeni bir sınav yapılmadığı, boş bulunan müfettiş yardımcılığı kadrolarından birine atanma talebinde bulunduğu, davalı İdarenin talebini reddettiği, ret işleminin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 51 ve 52. maddelerine aykırı olduğu, işlem ile kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı davranıldığı, özlük haklarının açıkça ihlal edildiği ileri sürülmüştür.
Danıştay: Yedeklerin atanma süresi konusunda süre konulmaması belirsizliğe
yol açar
İdarenin, personel planlaması, kamu hizmetinin aksatılmadan ve daha nitelikli
personel eliyle verimli bir şekilde yürütülmesi gibi hususları dikkate alarak
hangi aralıklarla sınav yapacağı, boşalan kadrolara daha önceki sınavda yedek
olarak kazananlardan atama yapıp yapmayacağı, atama yapacak ise hangi sürede
ve şartlarda atama yapacağı konusunda takdir yetkisi bulunmaktadır. İptali istenilen
düzenlemenin amacının ise her zaman sınav yapılması imkanının bulunmaması, diğer
taraftan kamu hizmetinin aksatılmadan verimli ve etkin bir şekilde yürütülmesi
ihtiyacı dikkate alınarak, sınavı kazanmış ve kontenjana girememe sebebiyle
atanmaya hak kazanamamış personele hem kamu yararına hem de kişi yararına olacak
şekilde, yeniden sınava girmeden belirli bir süre içinde atanabilme imkanı tanınması,
ayrıca sınavda başarılı olup yedek sırada bulunan ilgililerin atanmasının uzun
ve belirsiz bir sürece bağlanmasının, personelin kariyer planlaması yapmasını
engellememesi olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Tüzüğü'nde
ve anılan Tüzük'ün dayanağı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun'da müfettişlik sınavını yedek olarak kazananların sınav puanlarının
ne kadar süre ile geçerli olacağı konusunda açık bir hüküm bulunmadığı da gözönüne
alındığında iptali istenilen düzenlemelerde üst hukuk normlarına ve üst paragrafta
açıklanan nedenlerle kamu yararı ile hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı
sonucuna varılmıştır.
T.C.
DANIŞTAY
İKİNCİ DAİRE
Esas No: 2021/15135
Karar No: 2024/2919
DAVANIN KONUSU:
... Lisesinde müdür yardımcısı (İngilizce öğretmeni) olarak görev yapan davacı
tarafından; boş bulunan müfettiş yardımcılığı kadrolarından birine atanması
istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin ... günlü, ... sayılı Milli Eğitim
Bakanlığı Rehberlik ve Denetim Başkanlığı işlemi ile anılan işlemin dayanağı
olarak gösterilen Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Yönetmeliği'nin 29. maddesinin
4. fıkrasında yer alan "sınav sonuçlarının ilanı tarihinden itibaren bir
yıllık süre içerisinde" ibaresi ile aynı maddenin 5. fıkrasının iptali
istenilmiştir.
YARGILAMA SÜRECİ:
İşbu davada Danıştay İkinci Dairesince verilen 02/01/2019 günlü, E:2016/637,
K:2019/26 sayılı kararla; Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Yönetmeliği'nin
29. maddesi, 4. fıkrasında yer alan "sınav sonuçlarının ilanı tarihinden
itibaren bir yıllık süre içerisinde" ibaresi ile 5. fıkrasının iptali istemi
hakkında karar verilmesine yer olmadığına; davacının boş bulunan müfettiş yardımcılığı
kadrolarından birine atanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin
iptali istemine yönelik olarak ise davanın reddine karar verilmiş; yargılama
giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davalı İdare lehine vekalet ücretine
hükmedilmiştir.
Anılan kararın; karar verilmesine yer olmadığına yönelik kısmı temyiz edilmeksizin
kesinleşmiş; davanın reddine yönelik kısmı ile yargılama giderlerine ilişkin
kısmı ise, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 19/10/2020 günlü, E:2019/774,
K:2020/1876 sayılı kararı ile "... davaya konu idari işlemin hukuka uygunluk
denetimini yapmakla görevli idari yargı merciince, 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinde
sayılan unsurlar yönünden, işlemin hukuka aykırı olup olmadığına dair yargısal
denetim yapılması ve bu denetim sonucunda varılan kararın gerekçeli olarak ortaya
konulması gerekmekte iken, Daire kararında, bireysel işlem yönünden dava konusu
düzenlemenin hukuka uygun olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılmaksızın,
davanın reddine karar verildiğinden, Daire kararının davanın reddine ilişkin
kısmında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Davacının yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden temyiz istemine gelince;
Kısmen karar verilmesine yer olmadığı ve kısmen davanın reddi ile neticelenen
bu davada, Daire kararının karar verilmesine yer olmadığına yönelik kısmı hakkında
temyiz isteminde bulunulmadığından, kararın bu kısmının kesinleştiği göz önünde
bulundurulduğunda, davalı idarenin yargılama giderlerinden bu kısım nedeniyle
doğan bir sorumluluğu bulunduğu ve davacı lehine bu kısım nedeniyle vekalet
ücretine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır." gerekçesiyle bozulmuş
ve bu kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosya Dairemize gönderilmiştir.
DAVACININ İDDİALARI: Davacı tarafından; 11/01/2009 tarihinde yapılan Milli Eğitim Bakanlığı Müfettiş Yardımcılığı sınavını İngilizce branşında birinci yedek olarak kazandığı, kendisiyle beraber sınava girip asaleten kazananların yardımcılık sürecini tamamlayıp müfettişlik kadrolarına atandığı, yardımcılık kadrolarının boşaldığı, anılan tarihten itibaren yeni bir sınav yapılmadığı, boş bulunan müfettiş yardımcılığı kadrolarından birine atanma talebinde bulunduğu, davalı İdarenin talebini reddettiği, ret işleminin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 51 ve 52. maddelerine aykırı olduğu, işlem ile kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı davranıldığı, özlük haklarının açıkça ihlal edildiği ileri sürülmüştür.
DAVALININ SAVUNMASI: Davacının katıldığı sınavdan sonra 17/10/2010 tarihinde yeni bir sınav yapıldığı, davacının branşı olan "İngilizce" branşında ihtiyaç olmadığı için başvuru alınmadığı, dava konusu işlemin mevzuatın amir hükümleri gereği tesis edildiği, işlemin usul ve hukuka uygun olduğu, yasal dayanağı bulunmayan davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ :...
DÜŞÜNCESİ : Davacının, boş bulunan müfettiş yardımcılığı kadrolarından birine
atanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemin iptali
istemi yönünden davanın reddine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma
kararına uyularak yargılama giderlerinin yarısının davalı idareden alınarak
davacıya verilmesine ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği
düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : ...
DÜŞÜNCESİ : Dava, Adana ili, Kozan ilçesi, ... Lisesinde müdür yardımcısı (İngilizce
öğretmeni) olarak görev yapan davacı tarafından; boş bulunan müfettiş yardımcılığı
kadrolarından birine atanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin ...
tarih ve ... sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik ve Denetim Başkanlığı işlemi
ile anılan işlemin dayanağı olarak gösterilen Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş
Kurulu Yönetmeliği'nin 29. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "sınav sonuçlarının
ilanı tarihinden itibaren bir yıllık süre içerisinde" ibaresi ile 5. fıkrasının
iptali istemi ile açılmıştır.
Davacı tarafından, 11/01/2009 tarihinde yapılan Milli Eğitim Bakanlığı Müfettiş
Yardımcılığı sınavını İngilizce branşında birinci yedek olarak kazandığı, kendisiyle
beraber sınava girip asaleten kazananların yardımcılık sürecini tamamlayıp müfettişlik
kadrolarına atandığı, yardımcılık kadrolarının boşaldığı, anılan tarihten itibaren
yeni bir sınav yapılmadığı belirtilerek boş bulunan müfettiş yardımcılığı kadrolarından
birine atanması gerektiği, ret işleminin dayanağını oluşturan yönetmelik hükmünün
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 51 ve 52. maddelerine aykırı olduğu,
dava konusu idari işlem ile kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı davranıldığı
ileri sürülmüştür.
Danıştay İkinci Dairesinin 02/01/2019 tarih ve E:2016/637, K:2019/26 sayılı
kararıyla, dava konusu Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Yönetmeliği'nin;
24/05/2014 tarih ve 29009 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren
Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik ve Denetim Başkanlığı ile Maarif Müfettişleri
Başkanlıkları Yönetmeliği ile yürürlükten kaldırılması nedeniyle davanın Yönetmelik
maddelerine ilişkin kısmının konusuz kaldığı gerekçesiyle dava konusu Yönetmeliğin
iptali istenen maddelerine ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına,
davacının, boş bulunan müfettiş yardımcılığı kadrosuna atanma talebinin reddine
ilişkin işlemin iptali istemi yönünden ise davanın reddine karar verildiği,
bu kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri
Kurulunun 19/10/2020 tarih ve E.2019/774:K.2020/1876 sayılı kararı ile, Daire
kararında bireysel işlem yönünden dava konusu düzenlemenin hukuka uygun olup
olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılmaksızın, davanın reddine karar verildiğinden,
Daire kararının davanın reddine ilişkin kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı,
Daire kararının karar verilmesine yer olmadığına yönelik kısmına ilişkin olarak
davalı idarenin yargılama giderlerinden doğan bir sorumluluğu bulunduğu ve davacı
lehine bu kısım nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilerek
temyize konu kararın davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretine
ilişkin kısımlarının bozulmasına karar verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesinin beşinci fıkrası
uyarınca, temyiz üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen kararlara
uyulması zorunlu olduğundan, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun bozma
gerekçesi gözetilerek dosyanın incelenmesine geçildi.
3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında kanunun
"Teftiş Kurulu Başkanlığı" başlıklı 27/2. maddesinde "Teftiş
Kurulunun ve Müfettişlerinin görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usulleri
tüzükle düzenlenir."hükmüne yer verilmiş,19/12/1993 tarih ve 21501 sayılı
resmi gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Tüzüğünün 38.
maddesinde tüzüğün uygulanmasına ilişkin hususların yönetmelik ile düzenleneceği
belirtilmiştir.
14/09/2011 tarih ve 28054 sayılı resmi gazetede yayımlanan 652 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin 44. Maddesi ile 30/4/1992 tarihli ve 3797 sayılı Milli
Eğitim Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
Ancak 652 sayılı KHK'nin Geçici 6. Maddesinde, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin
uygulanmasına ilişkin düzenlemelerin bir yıl içinde yürürlüğe konulacağı, bu
düzenlemeler yürürlüğe girinceye kadar mevcut düzenlemelerin bu Kanun Hükmünde
Kararnameye aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı belirtilmiştir.
5 Ağustos 2014 tarih ve 29079 sayılı resmi gazetede yayımlanan 08/07/2014 tarih
ve 2014/6603 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile "Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş
Kurulu Tüzüğü yürürlükten kaldırılmıştır.
Dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Tüzüğünün 38. Maddesi uyarınca
hazırlanan Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Yönetmeliği'nin dava konusu
idari işlemin tesis edildiği tarih itibariyle yürürlükte olduğu anlaşılmaktadır.
Anılan yönetmeliğin "Müfettiş Yardımcılığına Atanma" başlıklı 14.
maddesinde;
"Milli Eğitim Bakanlığı müfettiş yardımcılığına atanabilmek için giriş
sınavını kazanmak şarttır.
Giriş sınavı, yazılı ve sözlü olmak üzere iki bölümden oluşur. Sözlü sınavına
girebilmek için yazılı sınavı kazanmış olmak gerekir.
...
Başkanlıkça gerekli görüldüğü takdirde, Giriş Sınavı Kurulunun kararını da almak
suretiyle, Başkanın önerisi ve Bakanın onayıyla eleme sınavı giriş sınavının
yazılı-test bölümü olarak kabul edilebilir. Bu durumda adaylar, bu Yönetmeliğin
ilgili hükümleri çerçevesinde sadece sözlü sınavına alınırlar." hükmüne,
"Müfettiş Yardımcılığına Giriş Sınavı Şartları" başlıklı 17/b maddesinde
"b) Fakülte veya en az dört yıllık yüksekokul mezunu olup, Bakanlığa bağlı
okullarda branşında en az on yıl öğretmenlik veya branşında beş yıl öğretmenlik
yaptıktan sonra Bakanlık teşkilatında veya okullarda en az üç yıl yöneticilik
görevi yapmış Bakanlık mensubu olmak veya Hukuk, Siyasal Bilgiler, İktisat,
İşletme, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinden veya bunlara denkliği yetkili
makamca kabul edilen yurt içi veya yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarından
mezun olmak," hükmüne ve "Giriş Sınav Sonuçlarının Duyurulması ve
Atama" başlıklı 29. maddesinde;
"(1) Giriş sınavı sonuç listesi, sınavların bitimini takip eden ilk beş
iş günü içinde Bakanlık merkez binasında ilan edilir ve adaylara da sonuç, yazılı
olarak bildirilir.
...
(4) Sınavda başarılı olanların sayısının ilan edilen kadro sayısından fazla
olması halinde, bu durumda olanlar yedek olarak sınavı kazanmış sayılırlar.
Sınavı yedek olarak kazananların, sınav sonuçlarının ilanı tarihinden itibaren
bir yıllık süre içerisinde, aynı branştan kadro boşalması ya da yeni kadro temin
edilmesi nedeniyle, müfettiş yardımcısı alınmasına ihtiyaç doğması halinde sınav
sonuç listesindeki başarı sırasına göre atamaları yapılabilir.
(5) Sınav sonuç listelerinin ilanından bir yıl sonra sınav sonuçları hiçbir
şekilde kazanılmış hak sayılmaz.
(6) ..." hükmüne yer verilmiştir.
Davacı tarafından her ne kadar Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Yönetmeliği'nin
29/4,5 inci fıkralarının 657 sayılı kanunun 51 ve 52. maddelerine aykırı olduğu
ileri sürülmüş,657 sayılı kanunun 51. maddesinde, İlan edilen sınav sonuçlarının
müteakip sınav tarihine kadar geçerli olacağı, 52. Maddesinde de müteakip sınav
dönemine kadar kurumların acil ihtiyaçlarının sınavlara girip kazanmış ancak
yeterli kadro olmaması nedeni ile ataması yapılamayanlardan yayımlanan başarı
sırasına göre karşılanabileceği belirtilmiş ise de;
Öncelikle belirtmek gerekir ki, 657 sayılı kanunun sınav sonuçları ve kurumların
memur ihtiyaçlarınn karşılama şekline ilişkin 51 ve 52. maddelerinin anılan
kanunun "Devlet Memurluğuna Alınma" başlığı altındaki 3. Kısımında
yer aldığı, yine aynı başlık altındaki 46,48 inci maddelerinde devlet memurluğuna
alınma şartları ve boş kadrolara ilişkin hususların düzenlenmiş olduğu dikkate
alındığında, 657 sayılı Kanunun 51 ve 52. maddelerindeki hükümlerin ilk defa
sınavla devlet memurluğuna atanacaklara ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. 3797
sayılı kanuna dayanılarak çıkarılan yukarıda belirtilen tüzük ve bu tüzükle
verilen yetkiye dayanılarak yürürlüğe konulan Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş
Kurulu Yönetmeliğinin 17/b maddesinde müfettiş yardımcılarının (Denetmen yardımcıları)
öğretmenlik yapmış personel arasından seçildiği dikkate alındığında dava konusu
olayda 657 sayılı Kanunun 51 ve 52. maddelerinin uygulanmasına imkan bulunmamaktadır.
Dava konusu yönetmeliğin özel kanun niteliğindeki 3797 sayılı yasanın verdiği
yetkiye dayanılarak çıkarılan Teftiş Kurulu Tüzüğünün 38. Maddesi uyarınca yürürlüğe
konulduğu,3797 kanunda ve Teftiş Kurulu Tüzüğünde müfettiş yardımcılığı sınavını
yedek olarak kazananların sınav puanlarının ne kadarlık bir süre ile geçerli
olacağı konusunda açık bir hükme yer verilmediği, dolayısıyla bu hususun yönetmelikle
düzenlemesi konusunda idareye takdir yetkisi tanındığı anlaşılmaktadır
Ancak; idareye tanınan bu takdir yetkisinin, idarenin keyfi olarak hareket edebileceği
anlamına gelmeyeceği de izahtan varestedir. Zira, takdir yetkisi ancak hukuk
kuralları içinde hareket özgürlüğü demek olduğundan, yasa koyucu tarafından
idareye tanınan bu yetkinin başta kamu yararı olmak üzere hizmet gereklerine,
hukuk devleti, hukuk güvenliği ve kazanılmış haklara riayet ilkelerine uygun
olarak kullanılması gerekmektedir.
Hukuk devleti ilkesinin ön koşullarından biri olan hukuk güvenliği ile kişilerin
hukuki güvenliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Hukuk güvenliği ilkesi, hukuk
normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete
güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici
yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılmaktadır.
Dava konusu yönetmelik hükümleri incelendiğinde, sınavı yedek olarak kazananların,
sınav sonuçlarının ilanı tarihinden itibaren bir yıllık süre içerisinde müfettiş
yardımcısı alınmasına ihtiyaç doğması halinde sınav sonuç listesindeki başarı
sırasına göre atanabileceklerine ve Sınav sonuç listelerinin ilanından bir yıl
sonra sınav sonuçlarının hiçbir şekilde kazanılmış hak sayılmayacağına ilişkin
düzenlemelerin; boş kadro bulunması halinde idarenin bu kadrolar için her zaman
zaman sınav yapma imkanı bulunmayabileceği, kamunun hizmet ihtiyacının bir an
evvel karşılanması gereği göz önüne alındığında, sınavı yedek olarak kazananların
sınav geçerlik süresinin bir yıl ile sınırlanmasının makul, ölçülü ve kamu yararı
kişi yararı dengesine uygun olduğu, aksinin kabulü halinde müfettiş yardımcılığı
sınavına giriş hakkı bulunan diğer personelin uzun süre bu sınava girip müfettiş
yardımcısı olarak atanabilme imkanından yoksun kalabileceği açıktır. Dolayısıyla
dava konusu yönetmelik hükümlerinin idarenin takdir yetkisi çerçevesinde düzenlendiği,
dava konusu yönetmelik hükümlerinde üst hukuk normlarına ve hukuka aykırılık
bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, 11/01/2009 tarihinde yazılı kısmı,
23/02/2009-04/03/2009 tarihleri arasında ise sözlü kısmı yapılan Milli Eğitim
Bakanlığı Müfettiş Yardımcılığı sınavına İngilizce branşından katıldığı, 71,655
puanla başarılı olduğu; ancak başarılı olanların sayısının, atama yapılacak
kadro sayısından fazla olması nedeni ile atanmaya hak kazanamadığı, başka bir
deyişle sınavı yedek olarak kazanmış sayıldığı, İdareye yaptığı 25/11/2013 tarihli
başvuru ile İngilizce branşından sınava katılarak müfettiş yardımcılığı kadrolarına
atananların mevzuata belirlenen süreleri tamamlayarak müfettiş kadrolarına atandığını
belirterek, kendisinin boşalan müfettiş yardımcılığı kadrolarından birine atanma
talebinde bulunduğu, davalı Bakanlıkça; talebin Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş
Kurulu Yönetmeliği'nin 29. maddesi, 4. ve 5. fıkraları gerekçe gösterilerek
reddedilmesi üzerine görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca; 17/10/2010 tarihinde yeni
bir müfettiş yardımcılığı sınavı yapıldığı,ancak yapılan sınavda ihtiyaç/kadro
bulunmadığı için İngilizce branşına yer verilmediği ve bu branşta sınav yapılmadığı,
Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Yönetmeliği'nin 29. maddesinin 4. ve 5.
fıkralarına göre sınavı yedek olarak kazananların, sınav sonuçlarının ilanı
tarihinden itibaren bir yıllık süre içerisinde, aynı branştan kadro boşalması
ya da yeni kadro temin edilmesi nedeniyle, müfettiş yardımcısı alınmasına ihtiyaç
doğması halinde sınav sonuç listesindeki başarı sırasına göre atamalarının yapılabileceği,
sınav sonuç listelerinin ilanından bir yıl sonra sınav sonuçlarının hiçbir şekilde
kazanılmış hak sayılamayacağı, davacının girdiği müfettiş yardımcılığı sınav
sonucunun ilanından itibaren bir yıllık süre geçtikten sonra talepte bulunduğu
gibi, davacının talep ettiği branşta müfettiş yardımcısı ihtiyacı bulunduğu
yönünde idarece bir tespit de yapılmamış olduğu göz önüne alındığında, davacının
boş olduğunu ileri sürdüğü müfettiş yardımcılığı kadrosuna atanma talebinin
reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Danıştay İkinci Dairesinin 02/01/2019 tarih ve E:2016/637, K:2019/26 sayılı
kararıyla, kısmen karar verilmesine yer olmadığı ve kısmen davanın reddi ile
neticelenen bu davada, Daire kararının karar verilmesine yer olmadığına yönelik
kısmı hakkında temyiz isteminde bulunulmadığından, kararın bu kısmının kesinleştiği
göz önünde bulundurulduğunda, davalı idarenin yargılama giderlerinden bu kısım
nedeniyle doğan bir sorumluluğu bulunduğu ve davacı lehine bu kısım nedeniyle
vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle,
1. Davacının, boş bulunan müfettiş yardımcılığı kadrolarından birine atanması
istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik
ve Denetim Başkanlığı'nın ... tarih ve ... sayılı işleminin iptali istemine
yönelik davanın reddine,
2. Danıştay İkinci Dairesinin 02/01/2019 tarih ve E:2016/637, K:2019/26 sayılı
kararının , karar verilmesine yer olmadığına yönelik kesinleşmiş olan bu kısımına
ilişkin olarak davacı lehine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesine
karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun
05/03/2020 günlü, E:2018/1638, K:2020/599 sayılı bozma kararına uyularak, bozulan
kısım yönünden Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelendikten
sonra gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ:
Davacı, Adana ili, Kozan ilçesi, Bucak Lisesinde müdür yardımcısı (İngilizce
öğretmeni) olarak görev yapmakta iken 11/01/2009 tarihinde yazılı kısmı, 23/02/2009-04/03/2009
tarihleri arasında ise sözlü kısmı yapılan Milli Eğitim Bakanlığı Müfettiş Yardımcılığı
sınavına İngilizce branşından katılmış, 71,655 puanla başarılı olmuş ancak başarılı
olanların sayısının, atama yapılacak kadro sayısından fazla olması nedeni ile
atanmaya hak kazanamamıştır. İdareye yaptığı 25/11/2013 tarihli başvuru ile
İngilizce branşından sınava katılarak müfettiş yardımcılığı kadrolarına atananların
mevzuatta belirlenen süreleri tamamlayarak müfettiş kadrolarına atandığını belirterek,
kendisinin boşalan müfettiş yardımcılığı kadrolarından birine atanma talebinde
bulunmuş, davalı İdarece, atanma isteminin Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu
Yönetmeliği'nin 29. maddesinin 4. ve 5. fıkraları gerekçe gösterilerek reddedilmesi
üzerine incelenen dava açılmıştır.
Bu arada, Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca, 17/10/2010 tarihinde
yeni bir müfettiş yardımcılığı sınavı yapılmış, bu sınavda ihtiyaç/kadro bulunmadığı
için İngilizce branşına yer verilmemiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Her ne kadar iptali istenilen düzenleyici işlemler yönünden karar verilmesine
yer olmadığına karar verilmiş ve bu kısım kesinleşmiş ise de; davacının boşalan
müfettiş yardımcılığı kadrolarından birine atanma talebinin reddine ilişkin
işlemin iptali isteminin çözüme kavuşturulabilmesi için öncelikle anılan düzenlemenin
hukuka uygunluk denetiminin yapılması gerekmektedir.
Anayasa'nın davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan haliyle 124. maddesi uyarınca,
Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren
kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak
şartıyla yönetmelikler çıkarabilirler. Yönetmeliklerin Anayasa, yasa, tüzük
ve hukukun genel ilkelerine aykırı hükümler içermemesi ve öngörülen biçim ve
yetki koşullarına uyularak çıkarılması dışında, söz konusu düzenleme yetkisinin
kullanılmasına kamu hukuku yönünden herhangi bir engel bulunmadığı açıktır.
Dava konusu işlem tarihi itibarıyla yürürlükte olan Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş
Kurulu Yönetmeliği, Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Tüzüğü'nün 38. maddesine
dayanılarak hazırlanmış olup Tüzüğün uygulanmasına ilişkin hususların yönetmelikle
düzenleneceğini hüküm altına almıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Yönetmeliği'nin "Giriş Sınav Sonuçlarının
Duyurulması ve Atama" başlıklı 29. maddesinde;
"(1) Giriş sınavı sonuç listesi, sınavların bitimini takip eden ilk beş
iş günü içinde Bakanlık merkez binasında ilan edilir ve adaylara da sonuç, yazılı
olarak bildirilir.
(2) Giriş sınavında başarı gösterenlerin atamalarında giriş sınav sonuç listesindeki
sıralama esas alınır.
(3) Ataması yapılıp da on beş gün içerisinde göreve başlamayanların yerine giriş
sınavı sonuç listesindeki sıralama dikkate alınmak suretiyle atama yapılır.
(4) Sınavda başarılı olanların sayısının ilan edilen kadro sayısından fazla
olması halinde, bu durumda olanlar yedek olarak sınavı kazanmış sayılırlar.
Sınavı yedek olarak kazananların, sınav sonuçlarının ilanı tarihinden itibaren
bir yıllık süre içerisinde, aynı branştan kadro boşalması ya da yeni kadro temin
edilmesi nedeniyle, müfettiş yardımcısı alınmasına ihtiyaç doğması halinde sınav
sonuç listesindeki başarı sırasına göre atamaları yapılabilir.
(5) Sınav sonuç listelerinin ilanından bir yıl sonra sınav sonuçları hiçbir
şekilde kazanılmış hak sayılmaz.
... " hükmüne yer verilmiştir.
İdarenin, personel planlaması, kamu hizmetinin aksatılmadan ve daha nitelikli
personel eliyle verimli bir şekilde yürütülmesi gibi hususları dikkate alarak
hangi aralıklarla sınav yapacağı, boşalan kadrolara daha önceki sınavda yedek
olarak kazananlardan atama yapıp yapmayacağı, atama yapacak ise hangi sürede
ve şartlarda atama yapacağı konusunda takdir yetkisi bulunmaktadır. İptali istenilen
düzenlemenin amacının ise her zaman sınav yapılması imkanının bulunmaması, diğer
taraftan kamu hizmetinin aksatılmadan verimli ve etkin bir şekilde yürütülmesi
ihtiyacı dikkate alınarak, sınavı kazanmış ve kontenjana girememe sebebiyle
atanmaya hak kazanamamış personele hem kamu yararına hem de kişi yararına olacak
şekilde, yeniden sınava girmeden belirli bir süre içinde atanabilme imkanı tanınması,
ayrıca sınavda başarılı olup yedek sırada bulunan ilgililerin atanmasının uzun
ve belirsiz bir sürece bağlanmasının, personelin kariyer planlaması yapmasını
engellememesi olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Tüzüğü'nde
ve anılan Tüzük'ün dayanağı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun'da müfettişlik sınavını yedek olarak kazananların sınav puanlarının
ne kadar süre ile geçerli olacağı konusunda açık bir hüküm bulunmadığı da gözönüne
alındığında iptali istenilen düzenlemelerde üst hukuk normlarına ve üst paragrafta
açıklanan nedenlerle kamu yararı ile hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı
sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, usul ve hukuka uygun bulunan düzenlemeler uyarınca tesis edilen
dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Yargılama giderleri yönünden yapılan incelemede ise;
2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 38. maddesinde, idari dava daireleri tarafından
ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdari Dava Daireleri
Kurulunca temyizen inceleneceği belirtilmiş; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu'nun 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay Dava Daireleri kararlarına
karşı Danıştayda temyiz yoluna başvurulabileceği; 49. maddesinin 4. fıkrasında,
Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde
bu madde ile ısrar hariç 50. madde hükümlerinin kıyasen uygulanacağı hükme bağlanmış
olup, Danıştay Dava Dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca temyizen bozulması halinde, Danıştay
Dava Dairelerine ısrar olanağı tanınmamıştır.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 19/10/2020 günlü, E:2019/774, K:2020/1876
sayılı kararı ile "... Davacının yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden
temyiz istemine gelince; kısmen karar verilmesine yer olmadığı ve kısmen davanın
reddi ile neticelenen bu davada, Daire kararının karar verilmesine yer olmadığına
yönelik kısmı hakkında temyiz isteminde bulunulmadığından, kararın bu kısmının
kesinleştiği göz önünde bulundurulduğunda, davalı idarenin yargılama giderlerinden
bu kısım nedeniyle doğan bir sorumluluğu bulunduğu ve davacı lehine bu kısım
nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır."
gerekçesi ile Dairemizce verilen 02/01/2019 günlü, E:2016/637, K:2019/26 sayılı
kararın yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin kısmı bozulduğundan;
yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılması ve davacı lehine vekalet
ücretine hükmedilmesi gerekmekte olup; avukatlık ücretinin, Dairemizce ilk kararın
verildiği 02/01/2019 tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine
göre belirlenmesi gerekmektedir.
Öte yandan, Dairemizce verilen ilk kararda davanın reddine ilişkin kısım nedeniyle
davalı İdare lehine vekalet ücretine hükmedilmiş ise de, bu kısmın bozulması
ve bozma kararı üzerine yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmesi
nedeniyle davalı İdare lehine işbu karar tarihi itibarıyla yürürlükte olan Avukatlık
Asgari Ücret Tarifesi uyarınca yeniden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının boş bulunan müfettiş yardımcılığı kadrolarından birine atanması
istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin ...günlü, ... sayılı işlemin iptali
istemi yönünden DAVANIN REDDİNE;
2. Dava, sonuç olarak kısmen karar verilmesine yer olmadığı, kısmen ret ile
sonuçlandığından; ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...-TL yargılama giderinin,
...-TL'lik kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,...-TL'lik kısmının davalı
idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin kararın kesinleşmesinden
sonra davacıya iadesine,
3. Bakılan davanın temyiz edilmeksizin kesinleşen (karar verilmesine yer olmadığına
ilişkin) kısmı için ilk karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari
Ücret Tarifesine göre belirlenen...-TL vekalet ücretinin davalı İdareden alınarak
davacıya verilmesine,
4. Bakılan davanın, davanın reddine ilişkin kısmı için işbu karar tarihi itibarıyla
yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen ...-TL
vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı İdareye verilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari
Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 15/05/2024 tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.