Bütçe Kanunu Genel Kurul'da: 7 ve 8. maddeler kabul edildi
Bütçe kanunu teklifinin 7. ve 8. maddeleri kabul edildi. Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı; "2018 yılında Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık bütçeleri toplamının merkezi yönetim bütçesi içindeki oranı binde 32 iken 2025 yılında Cumhurbaşkanlığı bütçesi için öngörülen oran binde 11 düzeyindedir. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı için bütçede yüksek tutarda kaynak tahsisi gerçeği yansıtmamaktadır" dedi.
Genel Kurulda milletvekilleri, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 7 ve 8'inci maddeleri üzerinde söz alarak görüşlerini dile getirdi.
Saadet Partisi İzmir Milletvekili Mustafa Bilici, yüzde 30'lar seviyesinde yapılacak bir zammın asgari ücretliyi hayattan koparacağını savunarak, "Bunun adı enflasyonla mücadele değil, garibanla mücadeledir." dedi.
Bilici, asgari ücret hususunda 30 bin liranın altında verilecek hiçbir rakamın vatandaşın yarasına merhem olmayacağını söyledi.
"2 emekli maaşının bir açlık sınırı etmediği düzen, 2024 yılı Türkiye ekonomik düzenidir." diyen Bilici, bunun kabul edilebilir bir durum olmadığını ifade etti.
Bilici, açlık sınırının altında kalan bir emekli maaşının, emekli maaşı değil, "insani yardım ücreti" olabileceğini savundu.
- "Asgari ücret, açlık sınırının değil, yoksulluk sınırının üzerine çıkmalı"
İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, büyüme rakamlarının arkasında sürekli daha da derinleşen yoksulluk, işsizlik ve gelir adaletsizliği olduğunu iddia ederek, "Bu mu sizin milli ekonomi anlayışınız, bu mu sizin büyümeden anladığınız? Siyasetçinin birinci görevi milletini anlamak ve derdine derman olmaktır ama AK Parti iktidarı milletten tamamen kopmuştur." dedi.
Asgari ücretin açlık sınırının değil, yoksulluk sınırının üzerine çıkması gerektiğini söyleyen Öztürk, "Gençlere iş imkanı sağlanmalı, beyin göçü durdurulmalıdır." diye konuştu.
- "Cumhur İttifakı, Türk siyasi tarihinin önemli dönüm noktalarından biri"
MHP Yozgat Milletvekili İbrahim Ethem Sedef, Cumhur İttifakı'nın Türk siyasi tarihinin önemli dönüm noktalarından biri olduğunu dile getirerek, bu ittifak sayesinde Türkiye'nin güçlü bir liderlikle yönetildiğini ve uluslararası arenada dünden daha etkili bir şekilde temsil edildiğini belirtti.
Cumhur İttifakı'nın, milli çıkarları koruma ve Türkiye'yi daha da ileriye taşıma hedefiyle oluşturulduğunu belirten Sedef, "Cumhur İttifakı, 'önce ülkem ve milletim' anlayışının siyasi temsil makamıdır; siyasi ahlak ve erdemin simgesidir; milletimizin ruh kökünden doğmuş, kutlu iradesiyle doğrulmuş, istiklal ve istikbal hedefleriyle devleşmiş Türkiye'nin güvencesi, milli bekamızın yılmaz bekçisidir." diye konuştu.
- "Şam'da yeni ve düzgün bir idari yapının kurulması için çeşitli destekler verilecek"
AK Parti Ankara Milletvekili Lütfiye Selva Çam, Suriye'de Baas rejiminin devrilmesine ilişkin, "Suriye'deki eli kanlı, zalim yönetim devrildi. İnşallah, bundan sonra da Şam'da yeni ve düzgün bir idari yapının kurulması için çeşitli destekler verilecek. Tıpkı Libya'da, Irak'ta, Sudan'da, Gine'de, Nijer'de veya sıkıntıları olan diğer pek çok yerde olduğu gibi." ifadesini kullandı.
Ekonomide yaşanan konjonktürel iniş ve çıkışların etkisinde kalmadan hep pozitif bir yaklaşım sergilediklerini söyleyen Çam, "Hükümetimizin yürütmekte olduğu enflasyonla mücadelede Orta Vadeli Program'ın başarıya ulaşması için özveriyle çalıştık, çabaladık. İnşallah 2025 yılı itibarıyla tüm bu gayretlerin karşılığını millet olarak hep birlikte alacağız." dedi.
Çam, milletin büyük bir ferasetle 22 yıldır merkezi hükümetin idaresini AK Parti'ye teslim ettiğini belirterek, "Son 6 yıldır da ağırlıklı olarak yerel yönetimleri emaneten size verip gözlem yapıyor. 'Bakalım nasıl bir performans gösterecekler?' diye izlemede, aynı finans sektöründeki kredi notları gibi. Farkındaysanız Ankara başta olmak üzere, izlemede olan kredi notunuz şu sıralar sürekli düşüşte." diye konuştu.
"Yaptırmıyorlar, engelliyorlar" siyasetiyle geçen 5 yılın sonunda sığınacak bu bahanenin de ortadan kalktığını ifade eden Çam, "Hizmet için harcanması gereken paraları, konser adı altında birilerine aktaran, sağa sola rant dağıtan, Ankaralının parasını çar çur eden, sonra da devlete olan borçlarını ödemeyen, 'suyu bedava dağıtacağım' diye seçimlerde vadetmesine rağmen fahiş zamlar yapan bu zihniyete, heveslenseniz de milletimiz ne parlamentoyu ne de Cumhurbaşkanlığını emanet eder." değerlendirmesinde bulundu.
Çam, "Milletimizi birbirinden uzaklaştıracak her türlü ayırımcı lisana karşı parlamentomuzu işbirliği yapmaya davet ediyorum." dedi.
- "Her bir bütçenin bir kurgusu, bir mantığı vardır"
CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, bütçenin yalnızca gelir-gider dengesi olmadığını, bütçe tarihine bakıldığında Cumhuriyet tarihi boyunca her bir bütçenin bir kurgusu, bir mantığı ve toplumsal ihtiyaçlara göre de bir önceliği olduğunu dile getirdi.
İsmet İnönü'nün "Milli Şef" diye anılmasının en büyük gerekçelerinden birisinin Cumhuriyet'in ilk döneminde bütün maden ocaklarının ve limanların kamulaştırılmasından ve uyguladığı politikalardan kaynaklandığını söyleyen Erol, Süleyman Demirel'in "Barajlar kralı" diye, Bülent Ecevit'in "Karaoğlan" diye adlandırıldığını hatırlattı.
Genel Kurulda Başkanlık Divanı'nın hemen arkasındaki "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" yazısına dikkati çeken Erol, "Peki, sizce egemenlik kayıtsız şartsız milletin mi? Şimdi, DEM Parti'li milletvekilleri yine bana tepki verebilir; Cumhuriyet Halk Partisinin her milletvekili devletçidir, milliyetçidir, terör karşıtıdır. Evet, siyaset yaparken milletvekili de olabilirsiniz, belediye başkanı da olabilirsiniz, kamuda yönetici de olabilirsiniz, kamuda görev yaparken görevinizi kötüye de kullanabilirsiniz, suç da işleyebilirsiniz, kayyum da atayabilirsiniz ama her şeyin bir kuralı var." ifadesini kullandı.
Bunun üzerine söz alan Dem Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, "Hangi partinin ideolojik, felsefi, siyasi çizgisi nedir, ne değildir bizi ilgilendirmez. Kendi partilerinin içindeki bir meseledir, orada tartışabilirler. Ama kalkıp kendi partilerine dair bir şey söylerken 'DEM Parti'li arkadaşlar şimdi bize tepki verecek.' Neyle ilgili tepki vereceğiz? Neyi kastediyorsunuz? Neye gönderme yapıyorsunuz? Dolayısıyla, iktidara karşı konuşurken, yollardan bahsederken, köprülerden, hastanelerden bahsederken araya bir terör lafı saplayıp, ondan sonra da dönüp 'DEM Parti'li arkadaşlar, bize bunlar kızacaklar.' Ya, DEM Parti'li arkadaşların ne söylediği ortada, DEM Parti'li arkadaşların neye karşı olduğu, neyin yanında olduğu da ortada, bu sizin haddiniz değil. Siz eğer iktidarı eleştirmeye gücünüz yetmiyor da buradan u dönüşleri arıyorsanız o dönüş bu DEM Parti sıralarından geçmez." dedi.
- "Planlı üretim Türkiye'nin 81 ili 925 ilçesinde uygulanmaya başlandı"
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
"Planlı üretim için Mersin'in pilot il olması ve çiftçilerin alternatif ürünlere yönlendirilmesine" ilişkin öneriye Yumaklı, "Planlı üretim için herhangi bir pilot il seçilmedi çünkü planlı üretim 1 Eylül 2024 itibarıyla Türkiye'nin 81 ili 925 ilçesinde uygulanmaya başlandı. Alternatif ürünlere yönelik Mersin'de çalışma yapılmasını söylemiştiniz. 7 Mayıs'ta bütün sektör temsilcilerinin katılımıyla bir Turunçgil Çalıştayı yapıldı ve bu konular orada ele alındı." diye konuştu.
Yumaklı, kamu idareleri bütçelerinde yer alıp almadığına bakılmaksızın özel hesaplar dahil tüm kamu hesaplarının, fonların, kaynakların ve faaliyetlerin Sayıştay denetimine tabi olduğunu vurgulayarak, "Bu kapsamda Meclis adına denetim işlevini yürüten Sayıştay Başkanlığı özel hesaplar da dahil olmak üzere kamu kaynaklarının kullanımına ilişkin denetim çalışmalarını yürütmektedir." ifadesini kullandı.
2025 yılı bütçesinde Cumhurbaşkanlığı bütçesine 16 milyar 928 milyon lira ödenek tahsisi öngörüldüğünü belirten Yumaklı, şunları kaydetti:
"Bu tutarın 6 milyar 200 milyon lirası barışı destekleme ve koruma giderleri için, 1 milyar 588 milyon lirası Cumhurbaşkanlığına bağlı ofislere yapılan Hazine yardımları için ve 681 milyon lirası da acil destek giderleri için ilgili kurumlara aktarılmaktadır. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı bütçesinin yüzde 50'si oranındaki kısım doğrudan Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı ile ilgili giderleri kapsamamaktadır. 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık bütçeleri toplamının merkezi yönetim bütçesi içindeki oranı binde 32 iken 2025 yılında Cumhurbaşkanlığı bütçesi için öngörülen oran binde 11 düzeyindedir. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı için bütçede yüksek tutarda kaynak tahsisi gerçeği yansıtmamaktadır."
Daha sonra 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 7. ve 8'inci maddeleri kabul edildi.