İDDK, MEB daire başkanının şube müdürü olarak atanmasını hukuka aykırı buldu

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğünde daire başkanı olarak görev yapmakta iken, Temel Eğitim Genel Müdürlüğüne (Personel Genel Müdürlüğü Koordinasyon Biriminde görev yapmak üzere) şube müdürü olarak atanmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı işleminin hukuka aykırı olduğuna hükmetti.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 19 Ocak 2025 14:00, Son Güncelleme : 11 Ocak 2025 13:22
İDDK, MEB daire başkanının şube müdürü olarak atanmasını hukuka aykırı buldu

İlk derece mahkemesi: İşlem hukuka aykırıdır
Daire başkanı olarak görev yapan davacı hakkında yapılmış herhangi bir soruşturma veya verilmiş bir disiplin cezasının olduğu yönünde savunma dilekçesi ve eklerinde herhangi bir bilginin bulunmadığı, davacının daire başkanlığı görevini yürüttüğü yaklaşık iki aylık süre içinde başarısız olduğuna yönelik somut bir bilgi veya belgenin ortaya konulmamıştır.

İstinaf: İşlem hukuka uygundur
Uyuşmazlık konusu olayda, idarenin mevzuat uyarınca sahip olduğu takdir yetkisini, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı kullandığına dair hukuken geçerli herhangi bir belge ve bilginin bulunmadığı, davacının geçmiş hizmetleri dikkate alındığında, kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek davalı idarece kamu hizmetinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi için tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Danıştay İkinci Dairesi bu kararı onamış ama ilk derece mahkemesi kararda ısrar etmiştir.

İDDK: İşlem hukuka aykırıdır
Bu durumda, liyakat ve kariyer ilkelerine uygun olarak daire başkanlığı kadrosuna atandığı sonucuna varılan davacının, davalı idarece görevinden alınmasını gerektirecek haklı bir sebep ortaya konulamadığından, takdir yetkisi kapsamında kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak davacının daire başkanlığı görevinden alınarak, şube müdürü kadrosuna atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.


T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2024/323
Karar No: 2024/1409

İSTEMİN KONUSU:
... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
Davacı tarafından, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğünde daire başkanı olarak görev yapmakta iken, Temel Eğitim Genel Müdürlüğüne (Personel Genel Müdürlüğü Koordinasyon Biriminde görev yapmak üzere) şube müdürü olarak atanmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanlığının ... tarih ve ... sayılı işleminin iptali ile işlem nedeniyle mahrum kaldığı mali ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; daire başkanı olarak görev yapan davacı hakkında yapılmış herhangi bir soruşturma veya verilmiş bir disiplin cezasının olduğu yönünde savunma dilekçesi ve eklerinde herhangi bir bilginin bulunmadığı, davacının daire başkanlığı görevini yürüttüğü yaklaşık iki aylık süre içinde başarısız olduğuna yönelik somut bir bilgi veya belgenin ortaya konulmadığı, dolayısıyla naklen atama konusunda idareye tanınan takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanıldığını gösterecek herhangi bir somut gerekçe gösterilmediği anlaşıldığından, salt takdir yetkisine dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle; işlemin iptaline, davacının dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının davacıya ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; uyuşmazlık konusu olayda, idarenin mevzuat uyarınca sahip olduğu takdir yetkisini, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı kullandığına dair hukuken geçerli herhangi bir belge ve bilginin bulunmadığı, davacının geçmiş hizmetleri dikkate alındığında, kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek davalı idarece kamu hizmetinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi için tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle; davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulüne, İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına; davanın reddine karar verilmiştir.

Daire kararının özeti:
Danıştay İkinci Dairesinin 03/05/2023 tarih ve E:2023/1660, K:2023/2483 sayılı kararıyla;
Uyuşmazlık konusu olayda, davacının geçmiş hizmetlerinin değerlendirilmesinden, kariyer ve liyakat ilkelerine uygun olarak daire başkanlığına atandığı, daire başkanı olarak görev yaptığı süre zarfında, söz konusu göreviyle ilgili hakkında hiçbir adli ve idari soruşturma açılmadığı gibi disiplin cezası da almadığı ve görevinde başarısız veya yetersiz olduğu yönünde nesnel ve hukuken kabul edilebilir bilgi ve belgenin dosyada bulunmadığının görüldüğü,
Bu durumda, davacının görevinden alınmasını gerektirecek somut bir tespitin davalı idarece sunulamaması karşısında, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak davacının daire başkanlığı görevinden alınarak, şube müdürü olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık; işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, davanın reddine dair ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen kararda ise hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti:
... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; Danıştay İkinci Dairesi'nin bozma kararına uyulmayarak, istinaf başvurusunun kabulü, kararın kaldırılması, davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davacı tarafından, daire başkanı olarak görev yaptığı süreçte herhangi bir disiplin cezası veya olumsuz sicil almadığı, kariyer ve liyakat bakımından yetersiz bulunduğuna dair herhangi bir tespit veya uyarının mevcut olmadığı, davacının daire başkanlığından alınmasına ilişkin işlemde herhangi bir hukuki sebebin ortaya konmadığı, davacının görevden alınmasını gerektirecek objektif hiçbir neden bulunmadığı, görevini başarılı bir şekilde yürüttüğü halde idarenin takdir yetkisini hizmet gereklerine aykırı şekilde keyfi olarak kullandığı, ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin davalı idare istinaf başvurusunun kabulü ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davalı idare tarafından, ısrar kararının hukuka ve usule uygun bulunduğu, davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı, istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin reddi ile ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı; 2002 yılında öğretmen olarak göreve başlamış, Bartın Merkez Kızılelma Çok Programlı Lisesine sırasıyla 2008 yılında müdür vekili, 2010 yılında müdür yardımcısı olarak görevlendirildiği, görevde yükselme yazılı ve sözlü sınavı ile 21/04/2014 tarihinde Bartın İl Milli Eğitim Müdürlüğünde şube müdürlüğü kadrosuna atandığı, 06/04/2017 tarihinde Bartın İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı olarak görevlendirildiği, 09/08/2019 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğüne şube müdürü, 06/08/2021 tarihinde de, Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğünde daire başkanı olarak atandığı, bilahare ... tarih ve ... sayılı dava konusu işlemle Temel Eğitim Genel Müdürlüğüne (Personel Genel Müdürlüğü Koordinasyon Biriminde görev yapmak üzere) şube müdürü olarak atandığı anlaşılmaktadır.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 76. maddesinin 1. fıkrasında "Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler." hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen madde ile memurların naklen atanmaları konusunda idareye tanınan takdir yetkisinin kullanımının, mutlak ve sınırsız olmayıp kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğu ve bu açıdan yargı denetimine tabi bulunduğu İdare Hukukunun bilinen ilkelerindendir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca, bir idari işlem, dava konusu edilmesi halinde diğer unsurları yanında sebep unsuru yönünden de yargı merciince hukuka uygunluk denetimine tabi tutulacak olup, sebep unsuru, idareyi işlem tesis etmeye sevk eden maddi veya hukuki durumlardır. İdare hukukunda sebepsiz idari işlemin olamayacağı, idarenin tüm işlemlerinin, idari faaliyetlerin nihai amacı olan kamu yararını gerçekleştirmeye yönelen bir sebebe dayanması gerektiği, bu anlamda, hakkında idari işlem tesis edilenlerce hukuka aykırılık iddialarının etkin bir biçimde ileri sürülebilmesi ve yargı mercii tarafından idari işlemin hukuki denetiminin gerçekleştirilebilmesi için idarece, tesis edilen işlemin maddi ve hukuki sebeplerinin ortaya konulması gerektiği açıktır.
Somut uyuşmazlıkta; davacının geçmiş hizmetlerinin değerlendirilmesinde, 2002 yılında öğretmen olarak göreve başladığı, Bartın Kızılelma Çok Programlı Lisesinde Müdür Yardımcısı iken, görevde yükselme sınavı ile şube müdürlüğü görevine atandığı, Bartın İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı görevinde bulunduğu, daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı Merkez Teşkilatına şube müdürü olarak atamasının yapıldığı, 06/08/2021 tarihinde de, Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğünde Daire Başkanı olarak atamasının yapıldığı, yaklaşık 2 ay görev yaptıktan sonra, daire başkanlığı görevinden alınmasını gerektirecek herhangi bir sebep gösterilmeksizin ve performansını gösterebileceği bir süre görevde kalmadan 23/09/2021 tarihinde takdir yetkisine dayalı olarak bu görevinden alınıp Personel Genel Müdürlüğüne şube müdürü olarak atanmak suretiyle dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, liyakat ve kariyer ilkelerine uygun olarak daire başkanlığı kadrosuna atandığı sonucuna varılan davacının, davalı idarece görevinden alınmasını gerektirecek haklı bir sebep ortaya konulamadığından, takdir yetkisi kapsamında kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak davacının daire başkanlığı görevinden alınarak, şube müdürü kadrosuna atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddi yolundaki ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline, davacının dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının davacıya ödenmesine ve özlük haklarının iadesine ilişkin ... İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulü, kararın kaldırılması, davanın reddi yolundaki ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin temyize konu ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 25/06/2024 tarihinde kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.


KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin temyize konu ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının, usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber