Danıştay: Tevhiden cezalandırmayı ortadan kaldıracak şekilde karar verilemez
Danıştay 12. Dairesi güncel kararında, disiplin amir veya kurullarının tevhiden cezalandırma yoluna başvurarak verecekleri cezaların idari yargı yerlerince hukuka uygunluk değerlendirmesi yapılırken de her eylemin ayrı ayrı değerlendirilerek karar verilmesi gerekmekle birlikte, cezalandırılan kişinin lehine idare tarafından yapılan uygulamayı (tevhiden cezalandırmayı) ortadan kaldıracak şekilde karar verilmesi hukuka uygun olmayacaktır, dedi.
![Danıştay: Tevhiden cezalandırmayı ortadan kaldıracak şekilde karar verilemez](http://www.memurlar.net/common/news/images/1125360/danistay-tevhiden-cezalandirmayi-ortadan-kaldiracak-sekilde-karar-verilemez.jpg)
Cezalarda Tevhid (birleştirilerek tek ceza verilmesi) etmek zorunlu mudur?
MEB, Yüksek Disiplin Kuruluna gönderilen dosyalara dair genelge yayımladı
Danıştay: "Tevhiden cezalandırma" yöntemi Kanunda yer almamakla birlikte uygulamada yerleşik hale gelmiştir.
. İlköğretim Okulu Müdürü olan davacının, 1702 sayılı Kanun'un 22/3. maddesi uyarınca bir günlük maaş kesimi cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin . İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün 13.04.2007 gün ve 693 sayılı işleminin iptali ile bu işlem nedeniyle maaşından yapıldığı ileri sürülen kesintinin, kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununda düzenlenmeyen "tevhiden cezalandırma" yöntemi, soruşturma raporlarında getirilen teklifler ve verilen cezalarla uygulama kazanmıştır. Yapılan soruşturmalarda her bir eylem için hukuki nitelendirmenin ayrı ayrı yapılması gerekmekle birlikte, sonuçta tek bir disiplin cezası teklifinde bulunulması mümkün olduğu gibi disiplin cezası vermeye yetkili disiplin amir veya kurullarının da fiilin sübuta erdiğine kanaat getirmeleri halinde tek bir ceza veya soruşturmacı teklifine bağlı kalmaksızın ayrı ayrı ceza verebilmeleri de mümkündür.
Disiplin amir veya kurullarının tevhiden cezalandırma yoluna başvurarak verecekleri cezaların idari yargı yerlerince hukuka uygunluk değerlendirmesi yapılırken de her eylemin ayrı ayrı değerlendirilerek karar verilmesi gerekmekle birlikte, cezalandırılan kişinin lehine idare tarafından yapılan uygulamayı (tevhiden cezalandırmayı) ortadan kaldıracak şekilde karar verilmesi hukuka uygun olmayacaktır.
T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE
Esas : 2010/3594
Karar : 2014/7463
Tarih : 14.11.2024
İstemin Özeti:
Ankara 16. İdare Mahkemesince verilen 30/10/2009 tarihli ve E:2007/1451; K:2009/1317 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti:
Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi:
Temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava; . İlköğretim Okulu Müdürü olan davacının, 1702 sayılı Kanun'un 22/3. maddesi
uyarınca bir günlük maaş kesimi cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin .. İlçe
Milli Eğitim Müdürlüğü'nün 13.04.2007 gün ve 693 sayılı işleminin iptali ile
bu işlem nedeniyle maaşından yapıldığı ileri sürülen kesintinin, kesinti tarihinden
itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle
açılmıştır.
İdare Mahkemesince; 1702 sayılı İlk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi Tecziyeleri Hakkında Kanun'da düzenlenmeyen "tevhiden cezalandırma" yönteminin, soruşturma raporlarında getirilen teklifler ve verilen cezalarla uygulama kazandığı, yapılan soruşturmalarla getirilen tekliflerin her bir eylem için hukuki nitelendirilmesinin yapılarak disiplin cezası teklifinde bulunulması, disiplin cezası vermeye yetkili disiplin amir ve kurullarının da fiillerin sübuta erdiğine kanaat getirmeleri halinde disiplin cezaları vermeleri gerekirken, yasal olmayan tevhiden cezalandırma yönteminin, davacının işlediği iddia edilen fiillere uygulanarak teklifte bulunulmasında ve bu teklif doğrultusunda tesis edilen disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davacının maaşından yapılan kesintinin davanın açıldığı tarih olan 10.05.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek
temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; . İlköğretim Okulu Müdürü olan davacı hakkında
düzenlenen 05.03.2007 tarih ve 410/08-10 sayılı soruşturma raporunda özetle;
derslerle ilgili araç-gereçlerin temini için ilgili makamlarla yazışmadığı,
okula rehber öğretmen görevlendirilmesi, kurs düzenleme konularında ilgili makamlarla
yazışma yapmadığı, öğrenci velileri ile ilgili yapılması gereken veli toplantılarını
yapmadığı, öğretmen sicil defterinin işlenmediği, 8/A sınıfının bazı günlerinde
ders defterinin ilgili bölümlerinin yazılmadığı halde bir işlem yapmadığı, 2001
yılından sonra hiçbir öğretmenin dersini izlemediği, 2006-2007 öğretim yılına
ait yıllık çalışma programını yapmadığı, zümre öğretmenleri kurulunun toplantılarını
yapmadığı, karar defterini düzenlemediği, öğretmenler kurulu toplantılarının
yönetmeliğin öngördüğü sayıda ve sürede yapmadığı, aday Türkçe Öğretmeni .'e
rehber öğretmen görevlendirmediği, derslerini izlemediği, okulda seçmeli ders
olarak seçilen derslerin öğretmenler kurulunda belirlenmediği, 2006 yılının
demirbaş sayımını yapmadığı,
demirbaş defterlerinde yönetmeliğe uygun düşüm yapılmadığı, 19.12.2003 tarihinden sonra temin edilen demirbaşların kayıtlarının yapılmadığı, ücretli seçmeli ders olarak 6. sınıf spor etkinlikleri derslerine 19.09.2006, 26.09.2006, 28.09.2006, 03.10.2006, 05.10.2006 tarihlerinde girmediği halde ücret aldığı, 5/A sınıfındaki maaş karşılığı girilmesi gereken Beden Eğitimi dersine 20.09.2006 ve 27.09.2006 tarihlerinde girmediği iddialarının sübuta erdiğinden bahisle okul müdürü (davacı) hakkında disiplin yönünden; tevhiden 1702 sayılı Kanunun 22. maddesinin 3. fıkrası uyarınca bir günlük maaş kesimi cezası ile tecziyesinin önerilmesi üzerine anılan soruşturma raporu esas alınarak söz konusu fiiller için tevhiden 1702 sayılı Kanunun 22/3. maddesi uyarınca bir günlük maaş kesimi cezasına yönelik dava konusu işlemin tesis edildiği, bu işlemin iptali ile yapıldığı ileri sürülen kesintinin kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununda düzenlenmeyen "tevhiden cezalandırma" yöntemi, soruşturma raporlarında getirilen teklifler ve verilen cezalarla uygulama kazanmıştır. Yapılan soruşturmalarda her bir eylem için hukuki nitelendirmenin ayrı ayrı yapılması gerekmekle birlikte, sonuçta tek bir disiplin cezası teklifinde bulunulması mümkün olduğu gibi disiplin cezası vermeye yetkili disiplin amir veya kurullarının da fiilin sübuta erdiğine kanaat getirmeleri halinde tek bir ceza veya soruşturmacı teklifine bağlı kalmaksızın ayrı ayrı ceza verebilmeleri de mümkündür. Disiplin amir veya kurullarının tevhiden cezalandırma yoluna başvurarak verecekleri cezaların idari yargı yerlerince hukuka uygunluk değerlendirmesi yapılırken de her eylemin ayrı ayrı değerlendirilerek karar verilmesi gerekmekle birlikte, cezalandırılan kişinin lehine idare tarafından yapılan uygulamayı (tevhiden cezalandırmayı) ortadan kaldıracak şekilde karar verilmesi hukuka uygun olmayacaktır.
Nitekim Anayasal bir hak olan "hak arama hürriyeti" gereği kanuni yollara başvuran kişilerin durumlarını daha da ağırlaştıracak şekilde karar verilmesine hukuken olanak bulunmadığından, ilgililere idare tarafından yalnızca bir ceza verilmesinin bu kişiler lehine bir durum olması karşısında, bu disiplin cezasının iptali istemiyle açılan davalarda tevhiden ceza verilemeyeceği ve her fiil için ayrı ceza verilmesi gerektiği yolunda karar verilmesi, dava açan kişiler aleyhine sonuçlar doğuracağından söz konusu Anayasal hakka aykırılık teşkil edeceği açıktır.
Bu durumda; İdare Mahkemesince disiplin cezasının esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken tevhiden cezalandırmanın mümkün olmadığından bahisle dava konusu işlemin iptal ile davacının tazminat isteminin kabulü yolundaki kararda hukuki isabet görülmemiştir
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının
bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine,
bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi
yolu açık olmak üzere 14/11/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.