Disiplin soruşturma dosyası imha edilen kamu görevlisine ceza verilemez mi?

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptığı döneme ilişkin eylemleri nedeniyle hakkında başlatılan disiplin soruşturması neticesinde, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 69. maddesinin son fıkrası uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemi hukuka uygun buldu.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 10 Şubat 2025 00:10, Son Güncelleme : 06 Şubat 2025 09:41
Disiplin soruşturma dosyası imha edilen kamu görevlisine ceza verilemez mi?

Danıştay 5. Dairesi: Soruşturma dosyası imha olduğu için fiilin sübuta erdiğinden bahsedilemez

Bir idari yaptırım olan disiplin cezasının verilebilmesi için cezanın dayanağı olan fiilin hiç bir şüpheye yer vermeyecek şekilde saptanması gerektiği, bu belirlemeyi yapabilmek için tarafsız ve usulüne uygun olarak yapılacak olan bir soruşturma sonucunda düzenlenen disiplin soruşturma raporunun bulunması gerektiği, disiplin cezası vermeye yetkili amir ve kurulların , disiplin cezasına esas fiilin kişi tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini ancak soruşturma raporunu değerlendirerek tespit edebilecekleri,
Bu itibarla, davalı idarece dava konusu disiplin cezasının dayanağı olan (2.102.3.84.1997) sayılı soruşturma raporunun imha edildiği belirtilerek dava dosyasına sunulmamıştır.

Bakanlık: Bu iptal gerekçesi olamaz

Adalet Bakanlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı ile Bağlı Kuruluşları Arşiv Yönetmeliği hükümleri uyarınca yapılan imha işlemi sonucunda doğan eksiklik nedeniyle soruşturma raporunun bulunamadığı hususunun iptal gerekçeleri arasında sayılmasının hukuka uygun olmadığı, HSK Genel Kurulunun mahkeme olarak görev yapmadığı ve kararlarını gerekçeli olacak şekilde yazmak zorunluluğu bulunmadığı, meslekten çıkarma kararı okunduğunda görüleceği üzere, davacıya isnat edilen eylemlerin tek tek belirlendiği.

İDDK: Eylemlerin sübuta erdiği açıktır

Soruşturma konusunu oluşturan ve disiplin cezasını gerektiren hal ve fiillerin sübut bulduğu kanaatine ulaşılmıştır. Bu nedenle davacı hakkında 2802 sayılı Kanun'un 69. maddesinin son fıkrası uyarınca verilen meslekten çıkarma cezasına ilişkin kararın kaldırılması talebinin reddine ilişkin dava konusu Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.

T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2022/3395
Karar No: 2024/1837

İSTEMİN KONUSU:
Danıştay Beşinci Dairesinin 07/03/2022 tarih ve E:2018/1058, K:2022/764 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
Davacının, geçici olarak. Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptığı döneme ilişkin eylemleri nedeniyle hakkında başlatılan disiplin soruşturması neticesinde, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 69. maddesinin son fıkrası uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin... tarih ve ... sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu kararının kaldırılması istemiyle 6087 sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanunu'nun Geçici 3. maddesi kapsamında idareye yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun... tarih ve... sayılı kararının iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti:
Danıştay Beşinci Dairesinin 07/03/2022 tarih ve E:2018/1058, K:2022/764 sayılı kararıyla;
İptal davalarının idari işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı oldukları iddiasıyla iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olduğu, idari işlemin de idarenin kamu gücü kullanarak tek taraflı olarak tesis ettiği hukuki sonuç doğuran işlem olduğu, idareyi işlem yapmaya sevk eden hukuki ve maddi etkenlerin ise idari işlemin sebep unsurunu oluşturduğu, görülmekte olan davada davalı idareyi dava konusu işlemi yapmaya sevk eden hukuki sebebin, davacı hakkında mezkur iddiaların sübuta erdiğine ilişkin değerlendirmesi olduğu, dolayısıyla dava konusu işlemin sebep unsuru yönünden hukuki denetiminin yapılabilmesinin bu değerlendirmeyi doğrulayan maddi sebeplerin davalı idarece somut şekilde ortaya konulmasına ve izah edilmesine bağlı olduğu, bu konudaki yükümlülüğün ise dava konusu işlemi tesis eden davalı idareye ait olduğu,
Bu bağlamda, bir idari yaptırım olan disiplin cezasının verilebilmesi için cezanın dayanağı olan fiilin hiç bir şüpheye yer vermeyecek şekilde saptanması gerektiği, bu belirlemeyi yapabilmek için tarafsız ve usulüne uygun olarak yapılacak olan bir soruşturma sonucunda düzenlenen disiplin soruşturma raporunun bulunması gerektiği, disiplin cezası vermeye yetkili amir ve kurulların , disiplin cezasına esas fiilin kişi tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini ancak soruşturma raporunu değerlendirerek tespit edebilecekleri,
Bu itibarla, davalı idarece dava konusu disiplin cezasının dayanağı olan (2.102.3.84.1997) sayılı soruşturma raporunun imha edildiği belirtilerek dava dosyasına sunulmadığı gibi, davacının meslekten çıkarılmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu kararı ile işbu kararın kaldırılması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin ... tarih ve ... Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurul kararlarında da, davacıya atılı eylemlerin davacı tarafından işlendiğine ilişkin hukuken kabul edilebilir, objektif, her türlü şüpheden uzak somut delillerle net bir şekilde ortaya konulmadığı, dolayısıyla anılan kararların dayanaksız ve gerekçesiz olduğu anlaşıldığından, davacının 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 69. maddesinin son fıkrası uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... tarih ve... sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu kararının kaldırılması istemiyle 6087 sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanunu'nun Geçici 3. maddesi kapsamında idareye yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin... tarih ve ... Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurul kararında hukuka uygunluk görülmediği,
Diğer taraftan, davacı tarafından ... Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptığı dönemde gerçekleştirdiği eylemleri nedeniyle 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 69. maddesinin son fıkrası uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... tarih ve... sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu kararının kaldırılması istemiyle 6087 sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanunu'nun Geçici 3. maddesi kapsamında idareye yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin... tarih ve... Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada, Dairelerinin... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla da anılan işlemin iptaline karar verildiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davalı idare tarafından, Adalet Bakanlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı ile Bağlı Kuruluşları Arşiv Yönetmeliği hükümleri uyarınca yapılan imha işlemi sonucunda doğan eksiklik nedeniyle soruşturma raporunun bulunamadığı hususunun iptal gerekçeleri arasında sayılmasının hukuka uygun olmadığı, HSK Genel Kurulunun mahkeme olarak görev yapmadığı ve kararlarını gerekçeli olacak şekilde yazmak zorunluluğu bulunmadığı, meslekten çıkarma kararı okunduğunda görüleceği üzere, davacıya isnat edilen eylemlerin tek tek belirlendiği, davacının süresinde savunmasını göndermediği belirtildiğinden, buna ilişkin verilecek cevaplar da bulunmadığından söz konusu kararın uzun yazılmadığı, davacının eyleminin niteliği, ağırlığı, yoğunluğu ve mesleki ve etik değerler karşısındaki durumu dikkate alındığında mesleğin şeref ve onurunu ve memuriyet nüfuz ve itibarını bozacak nitelikte olduğu, bu nedenle 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 69. maddesinin son fıkrası uyarınca "meslekten çıkarma" cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin kararın ve bu kararın kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin kararın hukuka uygun olduğu, Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davacı tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'NUN DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
... Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptığı dönemde 05/01/1996 ve 06/01/1996 tarihlerinde "evinde fiilin fenalığını müdrik olmayan ve mukavemete muktedir bulunmayan sağır ve dilsiz 12/03/1976 doğumlu ...'nın rızası tahtında livata suretiyle müteselsilen ırzına geçtiği" iddiası nedeniyle hakkında disiplin soruşturması başlatılan davacının, geçici olarak görevlendirildiği . Cumhuriyet Savcısı olduğu dönemde "koltuk altında dışarıdan görünür şekilde tabanca taşıdığı ve bu yüzden halk arasında kovboy lakabıyla anıldığı, yanında kalan ... isimli kişi aracılığıyla koyun alıp sevkiyat yaparak kazanç getirici faaliyette bulunduğu, ... isimli yirmi yaşlarındaki gençle birlikte kaldığı, cadde ve sokaklarda bu kişi ile öpüşerek kolkola sarmaş dolaş gezdiği, böylece adı geçenle livata yaptığı yolunda söylenti ve kanaatin yayılmasına sebep olduğu" iddialarının soruşturulması amacıyla yapılan (2-102-384-1997) sayılı disiplin soruşturması kapsamında toplanan deliller ve dinlenilen tanık ifadeleri dikkate alınarak Hakimler ve Savcılar Kurulunun ... tarih ve ... sayılı kararı ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 69. maddesinin son fıkrası uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Davacının anılan karara karşı yapmış olduğu yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulunun 14/09/1998 tarih ve 1998/228 sayılı kararı itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Anayasa'nın 159. maddesinde 07/05/2010 tarih ve 5982 sayılı Kanun'un 22. maddesi ile yapılan değişiklikle hakim ve savcılara verilecek meslekten çıkarma cezalarına karşı yargı yolunun açılması üzerine davacı tarafından; 18/12/2010 tarih ve 27789 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6087 sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca söz konusu meslekten çıkarma cezasının kaldırılması istemiyle başvuruda bulunulmuştur.
Davacının başvurusu, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun ... tarih ve ... sayılı kararı ile reddedilmiştir. Anılan karara karşı davacı tarafından, tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde yeniden inceleme talebinde bulunulmamış ve karar 04/08/2012 tarihinde kesinleşmiştir.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2082 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun meslekten çıkarma cezasının düzenlendiği 69. maddesinin son fıkrasında, "Disiplin cezasının uygulanmasını gerektiren fiil suç teşkil etmezse ve hükümlülüğü gerektirmese bile mesleğin şeref ve onurunu ve memuriyet nüfuz ve itibarını bozacak nitelikte görüldüğü takdirde de meslekten çıkarma cezası verilir." kuralına yer verilmiştir.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonunun 23 Nisan 2003 tarihli oturumunda kabul edilen ve Hakimler ve Savcılar Kurulunun 27/06/2006 tarih ve 315 sayılı kararı ile benimsenmiş bulunan Bangalor Yargı Etiği İlkelerinde de, bağımsızlık, tarafsızlık, doğruluk, dürüstlük, eşitlik, ehliyet ve liyakat korunan değerler olarak sayılmış olup, hakimlerin herhangi bir yerden herhangi bir sebeple doğrudan ya da dolaylı olarak gelebilecek her türlü dış etki, rüşvet, baskı, tehdit ve müdahaleden uzak şekilde, olaylara ilişkin kendi değerlendirmelerine dayanarak ve hukuka dair kendi vicdani anlayışları ile uygun biçimde yargı işlevini bağımsız olarak yerine getirmeleri gerektiği; yargı görevlerini tarafsız, önyargısız ve iltimassız olarak yerine getirmek zorunda oldukları; mahkeme içerisinde ve dışında, halkın, hukukçuların ve dava taraflarının yargı ve hakim tarafsızlığına duyduğu güveni koruyacak ve artıracak davranışlar içerisinde olmaları gerektiği; davranışlarının makul bir kişinin gözünde tasvip edilir nitelikte olmasını sağlamaları ve hal ve davranış tarzlarının, insanların yargının doğruluğuna ilişkin inancını kuvvetlendirici nitelikte olması gerektiği; yalnızca adaleti sağlamakla kalmamaları, bu görüntüyü yansıtılmak zorunda da oldukları; sıradan bir vatandaşın ağır olarak nitelendirebileceği kişisel sınırlamaları kabul etmek durumunda oldukları ve bunu özgürce ve kendi iradeleriyle yapmaları gerektiği; ailelerinin, sosyal ilişkilerinin veya diğer ilişkilerinin, hakim olarak mesleki davranışlarını veya kararlarını uygunsuz bir şekilde etkilemesine izin vermemeleri gerektiği; yargı görevinin yerine getirilmesinde herhangi bir kimsenin kendilerini uygunsuz bir şekilde etkileyebileceği izlenimine yol açmamaları ve başkalarının böyle bir izlenime yol açmasına müsaade etmemeleri gerektiği; özetle, hakimlerin yargı vazifesinin onuruyla uyumlu bir tarzda davranmak zorunda oldukları belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; ... Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptığı sırada 05/01/1996 ve 06/01/1996 tarihlerinde "evinde fiilin fenalığını müdrik olmayan ve mukavemete muktedir bulunmayan sağır ve dilsiz 12/03/1976 doğumlu ...'nın rızası tahtında livata suretiyle müteselsilen ırzına geçtiği" iddiası nedeniyle hakkında disiplin soruşturması başlatılan davacının, geçici olarak görevlendirildiği . Cumhuriyet Savcısı olduğu dönemde "koltuk altında dışarıdan görünür şekilde tabanca taşıdığı ve bu yüzden halk arasında kovboy lakabıyla anıldığı, yanında kalan ... isimli kişi araclığıyla koyun alıp sevkiyat yaparak kazanç getiren faaliyette bulunduğu, ... isimli yirmi yaşlarındaki gençle birlikte kaldığı, cadde ve sokaklarda bu kişi ile öpüşerek kolkola sarmaş dolaş gezdiği, böylece adı geçenle livata yaptığı yolunda söylenti ve kanaatin yayılmasına sebep olduğu" iddialarının soruşturulması amacıyla yapılan (2-102-384-1997) sayılı disiplin soruşturması kapsamında toplanan deliller ve dinlenilen tanık ifadeleri dikkate alınarak soruşturmaya konu eylemlerinin sübuta erdiği ve başka bir disiplin soruşturması nedeniyle ... tarih ve ... sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu kararıyla 2802 sayılı Kanunu'nun 69/son maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilen davacının, Hakimler ve Savcılar Kurulunun 08/06/1998 tarih ve 1998/210 sayılı kararı ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 69. maddesinin son fıkrası uyarınca ikinci kez meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından, soruşturma konusunu oluşturan ve disiplin cezasını gerektiren hal ve fiillerin sübut bulduğu kanaatine ulaşılmıştır. Bu nedenle davacı hakkında 2802 sayılı Kanun'un 69. maddesinin son fıkrası uyarınca verilen meslekten çıkarma cezasına ilişkin kararın kaldırılması talebinin reddine ilişkin dava konusu Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun ... tarih ve ... sayılı kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yolundaki Daire kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 07/03/2022 tarih ve E:2018/1058, K:2022/764 sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Danıştay Beşinci Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 02/10/2024 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.


KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber