En kısa ay belki Şubat'tı ama tarihin en uzun acısını yazdı
İki yıl önce, 6 Şubat'ta dokuz saat arayla meydana gelen iki deprem, Türkiye'ye en uzun günü yaşattı. Resmi verilere göre en az 53 bin 537 kişinin yaşamını yitirdiği afetin sancıları hala sürüyor. Depremde yaşananlar ve tartışılanlar bugün de konuşulmaya devam ediyor
6 Şubat 2023'te saat 4.17'de AFAD'a göre 7.7 büyüklüğünde merkezi Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi olan bir deprem meydana geldi. Bu depremden yaklaşık dokuz saat sonra ise büyüklüğü 7.6 olan Elbistan merkezli bir deprem daha meydana geldi. Depremlerden Kahramanmaraş, Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa etkilendi. Suriye de depremlerin etkisiyle sarsıldı.
Depremler sonucunda Türkiye'de resmi rakamlara göre en az 53 bin 537, Suriye'de ise en az 8 bin 476 kişi hayatını kaybetti. Toplam 122 binden fazla kişi ise yaralandı. Depremlerin ardından büyüklüğü 6.7'ye ulaşan 45 binden fazla artçı sarsıntı gerçekleşti.
Birçok tarihi yapı da dahil ilk gün 39 binden fazla bina yıkıldı, 11 ilde toplam 518 bin konut yıkıldı veya ağır hasar aldı. Ayrıca 128 bin 778 konut ise orta derecede hasar aldı. Afet sonrası 2 milyondan fazla kişi barınma sorunu yaşarken en az 5 milyon kişi farklı bölgelere göç etti. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), depremler sonucu Türkiye'de 658 bin, Suriye'de ise 170 bin çalışanın geçim olanaklarını kaybettiğini duyurdu.
Türkiye hükümeti, deprem bölgesi için doğal afet ve salgın gibi acil durumlarda uluslararası kuruluş ve ülkelerden yardım çağrılarını kapsayan en yüksek acil durum olan 4. seviye alarm ilan edildiğini açıkladı. Dünya Sağlık Örgütü, depremler için 3. seviye acil durum ilan etti. Ayrıca depremlerden etkilenen 10 ilde 3 ay süreyle olağanüstü hal ilan edildi.
102 ülke Türkiye'ye yardım teklifinde bulunurken 94 ülkeden gelen 141 binden fazla kişi arama kurtarma çalışmalarına dahil oldu. Onlarca ülke ilk yardım malzemesi, teçhizat, sağlık ekibi gönderdi ve taziye mesajları yayımladı. Ayrıca Ermenistan-Türkiye sınırı yardım sevkiyatı için otuz yıl aradan sonra ilk kez açıldı.
Neler yaşandı, neler tartışıldı?
Deprem vergisi: 1999 depreminden sonra yürürlüğe giren ve kamuoyunda "deprem vergisi" olarak bilinen "Özel İletişim Vergisi", Türkiye'yi depreme hazırlamak, kentsel dönüşüm projelerini hayata geçirmek ve ilk yardım, arama-kurtarma faaliyetlerini geliştirmek hedefiyle toplanıyor. AK Parti iktidarında kalıcı hale getirilen bu vergiden, 2003-2022 yılları arasında 36.2 milyar lira gelir elde edildi. 2011 yılında Van'da yaşanan depremin ardından, dönemin AK Parti Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Deprem vergileri nereye harcandı?" sorusunu "Sonuçta bunlar 74 milyonun servetidir. Deprem vergisi adı altındaki vergiden çok sürekli hale gelmiş ÖTV vs. var. Bu vergiler bizim sağlığımıza gidiyor. Diyorsunuz ki 'bu çerçevede 44 milyar liralık vergi topladınız, nereye gitti?' Sadece bir yıllık vatandaşın sağlığı için yaptığımız harcama 44 milyar lira. Bu, duble yollara gidiyor, demiryollarına, havayollarına, çiftçimize, eğitime gidiyor." diyerek cevaplamıştı.
AFAD: Afet durumlarında kurumlar arası koordinasyon sağlamak ve arama-kurtarma faaliyetlerini yürütme göreviyle kurulan AFAD, arama-kurtarma faaliyetlerinde yaşanan koordinasyonsuzluk gibi nedenlerle depremde yerle bir olan birçok ile çok geç müdahale edebilldi ve bu nedenle binlerce insan enkazdan kurtarılamadı. AFAD'ın depreme müdahalede yaşadığı yetersizliklerin nedenleri arasında bütçe ve persone yetersizliği, bütçe ve teknik eleman yetersizliği gibi nedenler sıralandı. Ek olarak AFAD'ın karar alma mekanizmasında yapılan bazı değişiklikler de kurumun hareket kabiliyetini önemli ölçüde azalttı. Bunlardan ilki, TSK'nın Afet ve Acil Durum Kurulu'ndan çıkarılması. Ordunun, depremin ilk günlerinde sahaya inerek müdahale edememesinin en önemli sebeplerinden biri de bu.
Yapı denetimi: Depremde hayatını kaybedenlerin enkaz altında kaldıkları binaların müteahhitleri ve inşaat firmalarının sahipleri hızlı bir şekilde gözaltına alınmaya ve tutuklanmaya başlandı. Ancak bu binaları onaylayan belediye yetkilileri veya yapı denetim sistemini özel şirketlere devredenler sorumluluk almadı.
İmar afları: AK Parti döneminde 9 kez imar affı çıkarıldı. Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilediği 10 ilde imar affı kapsamında verilen yapı kayıt belgesi sayısı ise 294 bin 166 oldu. Bunlar 10 ile göre şöyle sıralanıyor: "Adana'da 59 bin 247, Adıyaman'da 10 bin 629, Diyarbakır'da 14 bin 719, Gaziantep'te 40 bin 224, Hatay'da 56 bin 464, Kahramanmaraş'ta 39 bin 58, Kilis'te 4 bin 897, Malatya'da 22 bin 299, Osmaniye'de 21 bin 107, Şanlıurfa'da 25 bin 521 yapı kayıt belgesi."
Kızılay çadır skandalı: Kızılay, depremin üçüncü gününde AHBAP'a 46 milyon TL'lik çadır satışı yaptı. Olayı ortaya çıkmasının ardından AHBAP da bu satışı doğruladı. Dönemin Kızılay Başkanı Kerem Kınık, Twitter hesabından konuyla ilgili açıklama yaptı. Maliyeti fiyatına çadırları verdiklerini, bölgeye "halihazırda çadır gönderildiğini" söyledi. Bu açıklamalardan kısa süre sonra Kınık görevinden ayrıldı.
Erişim kısıtlamaları: Depremin ilk gününde sosyal medyada kısıtlama getirildi. Saatler süren kısıtlama nedeniyle insanlar yakınlarına ulaşamadı, gelişmeleri takip edemedi. Şebekelerin yetersizliği nedeniyle arama ve SMS gönderme işlemleri gerçekleştirilemezken, enkaz altındakiler ve yakınları sosyal medyadan haberleşti ve çağrıda bulundu. Söz konusu erişim kısıtlamasıyla bu da engellenmiş oldu.
Yıkılan yollar: Yolların yıkılması nedeniyle arama kurtarma ekipleri şehirlere giremedi, enkaz altındaki süre uzadı. Yıkılan Hatay Havalimanı'na sevkiyatlar çok geç sağlandı.