İzmir Körfezi'nin 'aşırı' kirliliği 4 mevsim sürüyor
Balık ölümleri ve kötü kokuyla gündeme gelen İzmir Körfezi ile kıyılarında 2 yıl süren çalışmalar, körfezde her mevsim kirlilik olduğunu ortaya koydu.
![İzmir Körfezi'nin 'aşırı' kirliliği 4 mevsim sürüyor](http://www.memurlar.net/common/news/images/1126778/izmir-korfezi-nin-asiri-kirliligi-4-mevsim-suruyor.jpg)
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferah Sayım ve ekibi, 2022'de "İzmir Kıyılarında Sahil Çöpü ve Sahil Yüzey Kumu Mikroplastik Kirlilik Düzeyinin Belirlenmesi" projesini başlattı.
TÜBİTAK'ın Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında desteklenen projede yılın her mevsimi, körfez ve kıyısında belirlenmiş 80 örnekleme noktasından 2 bin civarında su, sahil çöpü, kum ve sediment (tortu) örneklemesi alındı.
Numuneler makro ve mikroplastik açısından 10 farklı kirlilik ve kirlilik yükü göstergesine göre değerlendirildi.
Çalışmalarda, yaz aylarında kötü koku ve balık ölümleriyle gündeme gelen İzmir Körfezi'nin, sudaki mikroplastik yükü açısından potansiyel ekolojik riski gösteren PERI indeksine göre "aşırı kirli" olduğu ve bu kirliliğin sadece yaz aylarında değil her mevsim sürdüğü tespit edildi. Kirlilik birikimi ve yükü gösteren 9 indeks de "kirli" ile "çok kirli" sonuçları verdi.
"Düşük oksijen seviyeleri kısır döngü yaratıyor"
Proje yürütücüsü Prof. Dr. Sayım, çalışmanın İzmir Körfezi'ndeki makro ve mikroplastiklerin durumunu tespit ettiğini söyledi.
Mikroplastiklerin, gözle görülen plastiklerin parçalanmasıyla oluştuğunu anlatan Sayım, "Bunlar 5 milimetreden küçük plastik parçacıklardır. İzmir Körfezi'nde en fazla polietilen tipi mikroplastikler tespit edilmiş olup, bunların da kaynağını çoğunlukla naylon poşetler oluşturmaktadır." dedi.
Prof. Dr. Sayım, kirliliğin potansiyel ekolojik riskini gösteren PERI'ye göre İzmir Körfezi'nin aşırı derecede kirli çıktığını belirterek, mikroplastik kirliliği açısından İzmir kıyılarının ciddi ekolojik risk potansiyeli taşıdığını, bu kirliliğin ekolojik dengenin bozulmasına sebep olduğunu ifade etti.
Balık ölümlerinin de körfez ekosisteminin ekolojik dengesinin bozulduğunun ve sudaki oksijenin tükendiğinin göstergesi olduğunu vurgulayan Sayım, şöyle konuştu:
"Suya aşırı miktarda besin elementleri dahil oluyor. Nitrit, nitrat, amonyum ve fosfor gibi besleyici elementlerin ortamda çok fazla artması sonucu alg ve fitoplankton popülasyonları aşırı derece büyüyor. Bu şekilde biyokütlede olağanüstü artış meydana geliyor ve bunların parçalanma süreçleri sonunda da ortamdaki oksijen seviyesi azalıyor, dolayısıyla oksijen azlığı nedeniyle toplu balık ölümleri görünüyor. Düşük oksijen seviyeleri, aynı zamanda mikroplastiklerin sudaki parçalanma sürecini de yavaşlatarak bir kısır döngü yaratıyor. Aşırı kirli sonucu veren PERI indeksinin haricinde kullandığımız diğer tüm indekslere göre de İzmir Körfezi kirli ve çok kirli çıktı. İzmir Körfezi ciddi mikroplastik kirliliği baskısı altında bulunmaktadır."
"Acısı yazın çıkıyor"
Araştırma kapsamında saha çalışmaları yapan Dr. Alper Ertaş da körfezde en fazla plastik poşetler, şişe kapağı ve sigara izmaritleri olan makroplastikle karşılaştıklarını söyledi.
Mikroplastik analizlerinde ise en çok filament tipiyle karşılaştıklarını aktaran Ertaş, "İzmir körfezinin iç kısmındaki her 5 litrede 1610 mikroplastik partikül var. Bunun içerisindeki filament genellikle tekstil ürünlerinden, balıkçılık ağlarının aşınıp parçalanmasıyla ve atık su arıtma tesislerinden kaynaklı mikroplastiktir. Mikroplastiklerin boyutları çoğunlukla 250-2500 mikrometre arasında göze çarpmıştır. Balıkların bunu besin olarak yutmasıyla balıklara zarar veriyor." ifadelerini kullandı.
Ertaş, makroplastiklerle ilgili 3, mikroplastiklerle ilgili 7 indeksten kirli sonuç aldıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Makroplastiklere baktığımızda İnciraltı Kent Ormanı, Güzelbahçe ve Urla kıyısı gibi körfeze yakın kısımlar çok kirli olarak sınıflandırıldı. İndekslere göre 4 mevsim kirlilik sürüyor. Körfezdeki yaz aylarında durumun daha kritik hale gelmesinin nedeni plastiğin parçalanma sürecinin hızlanmasından kaynaklı. Körfezde kış aylarında yaz aylarına göre daha fazla mikroplastik girdisi oluyor. Çünkü aşırı yağışlar ve rüzgar neticesinde atık su arıtma tesislerinin kapasitesi aşıyor. Dolayısıyla mikroplastikler atık suyla körfeze giriyor ve acısı yazın çıkıyor. Yazın hem koku ve balıklara daha fazla etkisi oluyor."