Kurum dışında teşhir yolu ile cinsel taciz suçu hangi disiplin cezasını gerektirir?
Danıştay 12. Dairesi, davacının, "teşhir yolu ile cinsel taciz" eylemin, "hizmet dışında" Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranış olduğu hususları gözetilmeksizin, eksik nitelendirme ve değerlendirme sonucu tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığına hükmetti.

Olay
Rehber öğretmeni olarak görev yapan davacının, "16/06/2018 tarihinde saat 23:30 civarında aynı apartmanın üst katında oturan komşusu .'nin apartmana girdiği ve zorunlu olarak kendisinin dairesinin kapısından geçtiği esnada cinsel organını sergileyerek, çıplak vaziyette dairesinin açık olan kapısına doğru yürüyerek, çıplak vaziyette kendisini teşhir ettiği ve teşhir yolu ile .'ye tacizde bulunduğu" iddiası üzerine disiplin soruşturması başlatılarak 06/03/2020 tarihinde soruşturmacı görevlendirildiği, soruşturmacı tarafından düzenlenen 10/03/2020 tarihli soruşturma raporunda özetle; "..'nin Konya İli . Anadolu Lisesi rehber öğretmenliği görevini yürütürken öğrencisine karşı "çocuğa karşı cinsel istismar" suçunu işlediğinden bahisle mahkumiyet kararı verilmesinin ardından rehber öğretmeni olarak atandığı, burada görev yaptığı sırada ikamet ettiği apartmandaki üst komşusu olan .'ye karşı "teşhir yolu ile cinsel taciz" suçunu işlediğinden bahisle yargılandığı ve Manavgat 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/10/2019 tarih ve E:2019/690, K:2019/1527 sayılı kararı ile hakkında 9 ay hapis cezası verilmiştir.
Danıştay: Hizmet içinde olduğuna ilişkin delil yok
İkamet ettiği apartmandaki üst komşusuna karşı "teşhir yolu ile cinsel taciz" suçunu işlediğinden bahisle yargılandığı ve hakkında 9 ay hapis cezası verildiği, uyuşmazlıkta; dava konusu işleme esas alınan, davacının teşhir yoluyla cinsel taciz fiilini, okul içerisinde veya okul dışında öğrencilerine, iş arkadaşlarına veya amirlerine karşı işlendiğine dair delil, tespit veya tanık ifadelerinin de bulunmadığı, bu durumda; davacının üzerine atılı bulunan ve dava konusu işleme esas alınan eylemin "hizmet içinde" ve kamu görevine ilişkin olmadığını belirti.
T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2021/7746
Karar No: 2022/4134
KONUSU:
Konya Bölge İdare Mahkemesi 1.İdari Dairesinin 06/10/2021 tarih ve E:2021/743, K:2021/1448 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava Konusu İstem:
Antalya İli, Manavgat İlçesinde, rehber öğretmen olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun 27/04/2020 tarih ve E.6586366 sayılı işleminin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Antalya 5. İdare Mahkemesinin 29/12/2020 tarih ve E:2020/382, K:2020/1171 sayılı kararıyla; davacı hakkında disiplin cezasına konu fiil nedeniyle yapılan ceza yargılaması sonucunda Manavgat 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 24/10/2019 tarih ve E:2019/690, K:2019/1527 sayılı kararı ile "teşhir suretiyle cinsel taciz" suçunu işlediği sabit olduğundan bahisle 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve söz konusu kararın kesinleştiğinin anlaşıldığı; dava ve soruşturma dosyasının incelenmesinden, davacının üst kat komşusu olan 'ye yönelik eylemlerinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca "memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" kapsamında kaldığı sonucuna ulaşıldığından, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararında hukuka aykırılık görülmediği; bu durumda, davacının dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının tazmini isteminin kabulüne de hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti:
Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Ceza mahkemesinin tebligatı usulsüz yapıldığından istinafa başvuramadığı, disiplin soruşturması 6 ay geçtikten sonra başlatıldığından zamanaşımına uğradığı, kendisine iftira atıldığı, ifadelerin çelişkili olduğu, suç işleme kastı olmadığı, yüz kızartıcı suçların sayılması konusunda idareye geniş takdir yetkisi verildiği, orantılılık ilkesinin dikkate alınması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Dava konusu işlemin mevzuat hükümlerine uygun olduğu belirtilerek, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Dosyanın incelenmesinden, rehber öğretmeni olarak görev yapan davacının, "16/06/2018 tarihinde saat 23:30 civarında aynı apartmanın üst katında oturan komşusu .'nin apartmana girdiği ve zorunlu olarak kendisinin dairesinin kapısından geçtiği esnada cinsel organını sergileyerek, çıplak vaziyette dairesinin açık olan kapısına doğru yürüyerek, çıplak vaziyette kendisini teşhir ettiği ve teşhir yolu ile .'ye tacizde bulunduğu" iddiası üzerine disiplin soruşturması başlatılarak 06/03/2020 tarihinde soruşturmacı görevlendirildiği, soruşturmacı tarafından düzenlenen 10/03/2020 tarihli soruşturma raporunda özetle; "..'nin Konya İli . Anadolu Lisesi rehber öğretmenliği görevini yürütürken öğrencisine karşı "çocuğa karşı cinsel istismar" suçunu işlediğinden bahisle mahkumiyet kararı verilmesinin ardından rehber öğretmeni olarak atandığı, burada görev yaptığı sırada ikamet ettiği apartmandaki üst komşusu olan .'ye karşı "teşhir yolu ile cinsel taciz" suçunu işlediğinden bahisle yargılandığı ve Manavgat 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/10/2019 tarih ve E:2019/690, K:2019/1527 sayılı kararı ile hakkında 9 ay hapis cezası verildiği; .'nin söz konusu eyleminin toplumumuzun her sosyal grubu tarafından kabul edilemez ve yüz kızartıcı, şerefe yönelik bir davranış olarak kabul edildiği, teşhir yoluyla cinsel taciz suçunun şeref ve haysiyet kırıcı, utanç verici nitelikte olduğunun değerlendirildiği ve davacının söz konusu fiili nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasının teklif edildiği, Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunca davacının son savunması alındıktan sonra Yüksek Disiplin Kurulu'nun 27/04/2020 tarih ve 2020/91 sayılı kararıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi üzerine, bu kararın iptali ve yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ile Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesinin konuya ilişkin düzenlemeleri birlikte değerlendirildiğinde; kişilerin özel hayatına müdahale; bir başka ifadeyle, bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın, ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilecektir.
Bakılan uyuşmazlıkta; dava konusu işleme esas alınan, davacının teşhir yoluyla cinsel taciz fiilini, okul içerisinde veya okul dışında öğrencilerine, iş arkadaşlarına veya amirlerine karşı işlendiğine dair hakkında delil, tespit veya tanık ifadelerinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; davacının üzerine atılı bulunan ve dava konusu işleme esas alınan eylemin "hizmet içinde" ve kamu görevine ilişkin olmadığı; söz konusu eylemin, "hizmet dışında" Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranış olduğu hususları gözetilmeksizin, eksik nitelendirme ve değerlendirme sonucu tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk; davanın reddine ilişkin Antalya 5. İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmadığından, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Konya Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının Temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare
Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 06/10/2021 tarih ve E:2021/743, K:2021/1448 sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan 97,70 TL yürütmenin durdurulması harcının davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 23/06/2022 tarihinde, kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.