Mesleğe kabul edilmeyen hakim/savcı adaylarının mali hakları hangi kadroya göre ödenir?
Danıştay 5. Dairesi, Hakimler ve Savcılar Kurulunca savcılık mesleğine kabul edilmemesine ilişkin kararın kesinleşmesi üzerine savcı adaylığı statüsü kendiliğinden sona eren davacının maaş ve özlük haklarından yararlandırılmayacağı yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığına hükmetti

İlk derece: Bu statü sona erdirilmeden idarece maaş ve özlük haklarına dokunulamaz
Adalet Bakanlığı'nca hakim ve savcı adayı olarak atanan kişilerin staj sonunda Hakimler ve Savcılar Kurulu'nca verilecek karar uyarınca hakimlik ve savcılık mesleğine kabul edilmemesi halinde adaylığın kendiliğinden sona ermeyeceği, mesleğe kabul edilmeme kararının sadece kişinin hakim ve savcı statüsüne girmesine engel olacağı, adaylık statüsünün ise yetki ve usulde paralellik ilkesi gereği 2802 sayılı Yasa'nın 12. maddesi uyarınca hakim ve savcı adayı olarak atama yapan Makamca adaylığın sona erdirilmesine karar verilmesi halinde sona ereceği ve bu kararın sonucu olarak da ilgilinin maaş ve özlük haklarından yararlanma durumunun ortadan kalkacak olması karşısında adaylık statüsü sona erdirilmeden davacının maaş ve özlük haklarından yararlandırılmamasına yönelik tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırıdır.
Danıştay 5. Daire: Bu statü kabul edilmeme kararı neticesinde kendiliğinden
sona erer
Hakim/savcı adaylığı döneminin, hakimliğe/savcılığa atanmak üzere tamamlanması gereken zorunlu bir dönem ve mesleğe hazırlanmak amacına yönelik geçici bir süre olduğu, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda mesleğe kabul edilmeme sonrasında işlem tesis edilmesine yönelik bir düzenleme bulunmadığı, hakim/savcı adaylığı statüsünün, ilgililerin hakimlik/savcılık mesleğine kabulü üzerine atamasının yapılarak göreve başlaması ya da hakimlik/savcılık mesleğine kabul edilmemesi durumunda, kabul edilmeme kararının kesinleşmesi üzerine kendiliğinden sona erdiği, zira hakim/savcı adaylığı statüsünün mesleğe atanmaya yönelik bir statü niteliğinde olduğu, mesleğe kabulü yapılmayan adayların süresiz bir şekilde hakim/savcı adaylığı statüsünde bulundurulmasının bu unvanın niteliğiyle bağdaşmayacağı,
T.C.
DANIŞTAY
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2020/2622
Karar No: 2021/5051
İSTEMİN KONUSU:
Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. İdare Dava Dairesi'nin 15/11/2019 tarihli ve
E:2019/1408; K:2019/1790 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava Konusu İstem:
Yozgat Cumhuriyet Savcı adayı olarak görev yapmakta iken Hakimler ve Savcılar
Kurulu İkinci Dairesinin 18/07/2017 tarih ve 2017/1388 sayılı kararıyla mesleğe
kabul edilmemesine karar verilen davacı tarafından, anılan karara yaptığı itirazın
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/11/2018 tarih ve 2018/494 sayılı
kararıyla reddi üzerine maaş ve özlük haklarından yararlandırılmamasına ilişkin
Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün 20/11/2018 tarih ve 83617103- E.5519/39241
sayılı işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Yozgat İdare Mahkemesince verilen 09/07/2019 tarihli ve E:2019/86, K:2019/386
sayılı kararda; Adalet Bakanlığı'nca hakim ve savcı adayı olarak atanan kişilerin
staj sonunda Hakimler ve Savcılar Kurulu'nca verilecek karar uyarınca hakimlik
ve savcılık mesleğine kabul edilmemesi halinde adaylığın kendiliğinden sona
ermeyeceği, mesleğe kabul edilmeme kararının sadece kişinin hakim ve savcı statüsüne
girmesine engel olacağı, adaylık statüsünün ise yetki ve usulde paralellik ilkesi
gereği 2802 sayılı Yasa'nın 12. maddesi uyarınca hakim ve savcı adayı olarak
atama yapan Makamca adaylığın sona erdirilmesine karar verilmesi halinde sona
ereceği ve bu kararın sonucu olarak da ilgilinin maaş ve özlük haklarından yararlanma
durumunun ortadan kalkacak olması karşısında adaylık statüsü sona erdirilmeden
davacının maaş ve özlük haklarından yararlandırılmamasına yönelik tesis edilen
dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin
iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti:
Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. İdare Dava Dairesi'nin 15/11/2019 tarih ve E:2019/1408;
K:2019/1790 sayılı kararında; idare mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun
olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun
reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davalı idare tarafından, hakim adaylığı statüsünün geçici nitelikte bulunduğu,
mesleğe kabul edilmemesi üzerine söz konusu statünün kendiliğinden sona ereceği,
bu nedenle davacının özlük haklarından yararlandırılmamasına ilişkin işlemde
hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek Bölge İdare Mahkemesi kararının
bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:
657 sayılı Devlet Memurları Kanununda yer verilen kurallara uygun olarak memuriyete
girmiş ve adaylık süreci tamamlanarak asaleti onaylanmış bir kişinin, Kanunun
98. maddesinde sayılan hususlar gerçekleşmedikçe memur statüsünde olduğu açık
olup, hakimlik sınavını kazanarak anılan Kanunun 74. madde hükmü işletilmek
suretiyle kurumlar arası nakil yoluyla hakim adaylığına başlayan kişinin artık
memur adaylığı söz konusu olmayıp, hakim veya savcı mesleğine yönelik aday olup,
bu sürecin hakimlik mesleğine kabul ile sonuçlanmaması sadece ve sadece buradaki
hakim adaylığı sürecini sonlandıracağı, bu nedenle Devlet Memurları Kanununun
98. maddesinde yazılı hallerden biri bulunmaksızın davacının memuriyet görevinin
sona erdirilmesi sonucunu doğuran dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı
sonucuna varılarak, temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının
onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten
ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
19. Dönem Adli Yargı Cumhuriyet Savcı Adayı olan ve adaylık süresini ve eğitimini
tamamlayan davacının, Hakimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesi'nin 18/07/2017
tarih ve 2017/1388 sayılı kararıyla Milli Güvenlik Kurulu'nca Devletin milli
güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum ve gruplardan
FETÖ/PDY ile iltisak veya irtibatı bulunduğu ve bu durumun 2802 sayılı Kanun'un
8/j maddesi kapsamında değerlendirilerek mesleğe kabul edilmediği, anılan karara
karşı yapılan itirazın Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu'nun 07/11/2018
tarih ve 2018/494 sayılı kararıyla reddedildiği, bu karar üzerine davacının
maaş ve özlük haklarından yararlandırılmamasına ilişkin uyuşmazlık konusu 20/11/2018
tarih ve 83617103-E.5519/39241 sayılı işlemin iptali istemiyle temyizen incelenen
dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun "Adaylık" başlıklı 7.
maddesinde; "Adaylık dönemini geçirip aşağıdaki koşullara uygun olarak
ehliyetini kanıtlamış olmadıkça, hiç kimse hakimlik ve savcılığa atanamaz.
...
Adaylar, Devlet Memurları Kanunundaki Genel İdare Hizmetleri Sınıfına dahil
olup, hakimlik ve savcılığın sınıf ve derecelerine dahil değildirler ve haklarında,
Devlet Memurları Kanununun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır."
hükmüne,
"Adaylık süresi içinde göreve son verme" başlıklı 12. maddesinde;
"Adayın;
a) Adaylığa atanma niteliklerinden herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması,
b) Adaylığa alındıktan sonra bu niteliklerden herhangi birini yitirmesi, c)
Adaylık süresi içindeki davranışlarında hakimlikle bağdaşmayacak tutumları,
göreve devamsızlığı, bilgi ve iş yapma kabiliyeti bakımından yeterli olmadığının
tespit edilmesi,
Hallerinde adaylığına Adalet Bakanlığınca son verilir.
Haklarındaki soruşturma veya kovuşturma nedeniyle adaylıklarına son verilenlerden
takipsizlik kararı veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair karar
veya beraat hükmü verilenler, Kanunda belirtilen niteliklere sahip olmaları
koşuluyla yeniden adaylığa alınabilirler." hükmüne, "Atama" başlıklı
13. maddesinde ise; "Meslek öncesi eğitim sonunda yapılan yazılı ve sözlü
sınav neticesinde başarılı olan ve mani hali olmayan, erkekler için askerliğini
yaptığını veya askerlikle ilişiği olmadığını belgeleyen adayların mesleğe kabullerine
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir." hükmüne; 657 sayılı
Devlet Memurları Kanununun, "Memurluğun sona ermesi" başlıklı 98.
maddesinde ise; "Devlet memurlarının
a) Bu kanun hükümlerine göre memurluktan çıkarılması;
b) Memurluğa alınma şartlarından her hangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması
veya memurlukları sırasında bu şartlardan her hangi birini kaybetmesi;
c) Memurluktan çekilmesi;
ç) İstek, yaş haddi, malullük sebeplerinden biri ile emekliye ayrılması; d)
Ölümü;
Hallerinde memurluğu sona erer." hükmüne; "Deyimler" başlıklı
147.
Maddesinde ise, "Bu Kanunda geçen;
A) Aylık: Bu Kanuna tabi kurumlarda görevlendirilen memurlara hizmetlerinin
karşılığında, kadroya dayanılarak ay itibariyle ödenen parayı, ... İfade eder"
hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan 6087 sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanununun, "Yeniden
İnceleme, İtiraz ve Yargı Yolu" başlıklı 33. maddesinde, " ... (2)
Dairelerin kararlarına karşı, Başkan veya ilgililer, tebliğ tarihinden itibaren
on gün içinde, kararı veren daireden yeniden inceleme talebinde bulunabilir.
(3) Dairelerin yeniden inceleme talebi üzerine verdiği kararlara karşı, Başkan
veya ilgililer tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde, Genel Kurula itiraz
edebilir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir..." hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda anılan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, hakim/savcı adaylığı
dönemi, hakim ve savcılığa atanmak üzere tamamlanması gereken zorunlu bir dönem
olup; bu dönemin ilgililerin mesleğe hazırlanması amacına yönelik geçici bir
süre olduğu açıktır.
Yukarıda aktarılan 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun "Adaylık
süresi içinde göreve son verme" başlıklı 12. maddesinde; göreve son verilmesini
gerektirir durumlar açıkça belirtilmiş olup, bunlar arasında mesleğe kabul edilmeme
sonrası işlem tesis edilmesine yönelik bir düzenleme yer almamaktadır.
Hakim/savcı adaylığı statüsünün ilgililerin hakim/savcılık mesleğine kabulü
üzerine atamasının yapılarak göreve başlaması ya da hakim/savcılık mesleğine
kabul edilmemesi durumunda kabul edilmeme kararının kesinleşmesi üzerine kendiliğinden
sona erdiği, zira hakim/ savcı adaylığı statüsünün mesleğe atanmaya yönelik
bir statü niteliğinde olduğu, Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından mesleğe
kabulü yapılmayan adayların süresiz bir şekilde hakim/savcı adaylığı statüsünde
bulundurulmasının, bu unvanın niteliğiyle bağdaşmayacağı da açıktır.
Bu durumda, davacının mesleğe kabul edilmemesine ilişkin karara karşı yaptığı
itirazın Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/11/2018 gün ve 2018/494
sayılı kararıyla reddedildiği, böylece davacının mesleğe kabul edilmemesi işleminin
kesinleştiği, davacının adaylık statüsünün, mesleğe kabul edilmemesine ilişkin
kararın kesinleşmesi üzerine kendiliğinden sona ereceği dolayısıyla kadrosu
ile ilişkisinin kesildiği açık olup; bu nedenle kamu görevi sona eren davacıya
bu hususun ve bu hususun sonucu olan maaş ve özlük haklarından yararlandırılmayacağına
ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik
istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge Mahkemesi kararının
bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki Yozgat İdare Mahkemesinin
09/07/2019 tarihli ve E:2019/86, K:2019/386 sayılı kararına karşı yapılan istinaf
başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. İdare
Dava Dairesi'nin 15/11/2019 tarihli, E:2019/1408; K:2019/1790 sayılı kararının
BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3.
İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 30/12//2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin
olarak karar verildi.
KARŞI OY
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerin hiçbirine uymadığından, istemin
reddi ile temyize konu Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. İdare Dava Dairesi'nin
15/11/2019 günlü, E:2019/1408; K:2019/1790 sayılı kararının onanmasına karar
verilmesi gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.