Bakan Tunç'tan 'umut hakkı' açıklaması

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, basın mensuplarıyla iftarda bir araya geldi. Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Tunç, İmralı'nın terör örgütüne silah bırakma çağrısının ardından gündeme gelen "Umut hakkı" iddialarına yanıt verdi. Bakan Tunç, ölüm cezası müebbete çevrilen suçluların, koşullu salıverilme hakkına sahip olamayacağını belirtti.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 18 Mart 2025 20:30, Son Güncelleme : 18 Mart 2025 20:25
Bakan Tunç'tan 'umut hakkı' açıklaması

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ın, Nevruz Bayramı için bir mesaj iletme talebi olması halinde bunun değerlendirileceğini belirterek,

Nevruzu kutlamak için bir mektup gönderecekse zaten o mektubun bu çağrının ruhuna uygun olması lazım ki yoksa çağrının bir anlamı kalmaz. Çağrıyı bu sefer siz yırtıp atmış olursunuz

dedi. Süreçle ilgili şu anda terör örgütünün kendini feshetmesi, silahları bırakması konusuna odaklandıklarını söyleyen Tunç, Diğer konularla ilgili herhangi bir çalışma yok diye konuştu.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un Gazetecilerle İftar Buluşması

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, gazetecilerle iftarda bir araya geldi, soruları yanıtladı.

DEM Parti heyetinin yaptığı görüşmeler ve sürece ilişkin, Öcalan'ın tecrit koşullarının düzenlenmesi gibi talepleri var. Bu taleplerle ilgili yasal düzenlemeler gündeme gelecek mi

sorusu üzerine Tunç, Önce tecridi düzeltelim, orada bir tecrit yok. Öncelikle İmralı'da bir tecrit yok, geçmişte de 'tecrit var, sağlık sorunu var' dediler, hepsinin dezenformasyon olduğu ortaya çıktı dedi.

Öcalan'ın Çağrısı ve Terör Örgütünün Silah Bırakması

Hükümlülerin cezaevindeki şartlarının belli olduğunu ifade eden Tunç, Yani hükümlüye göre bir şart, bir ayrım söz konusu değil. Orada sağlık şartları, yeme, içme, barınma şartları hepsi mevzuatımıza uygun şekilde yürütülüyor ifadesini kullandı.Terör örgütü PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısında bir ön şart olmadığının DEM Partililer tarafından da dile getirildiğini aktaran Tunç, Öcalan'ın çağrısının öncelikle terör örgütünün silah bırakmasına, kendini feshetmesine yönelik olduğunu vurguladı.

Sürecin Akamete Uğramaması Gerekiyor

Terör örgütü PKK'nın yöneticilerinden Cemil Bayık'ın,

Silah bırakmamızın tek şartı, Abdullah Öcalan'ın gelip kongreyi toplaması

şeklinde açıklama yaptığının hatırlatılması üzerine Adalet Bakanı Tunç, şunları söyledi: İmralı'nın çağrısında bir şart söz konusu değil. Eğer silah bırakma şartı yerine getirilmezse terörle mücadele devam eder. O noktada devletin terörle mücadeleden vazgeçmesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Buradaki hedefimiz, bu ülkeyi terörden kurtarmak. 'Bundan sonraki adımlar ne olabilir' şeklinde bir tartışma doğru değil. Bu sürecin akamete uğramaması lazım. Bu hepimiz için önemli. İnsanlar umutlu, heyecanlı, 'artık çocuklarımız kaçırılmasın, birlik beraberlik içerisinde önümüze bakalım' diyorlar, hepimiz bunu istiyoruz. Demokratik siyaset kanalları açık. Eğer çağrının muhatabı olumlu cevap verirse Türkiye'de terör sonlandırılmış olur. Bundan daha önemli bir aşama söz konusu olamaz.

Kişiye Yönelik Düzenlemeler ve Yargı Reformu

Kişiye yönelik bir düzenleme, iyileştirme söz konusu değil. Mevzuatımızda sürekli iyileştirmeler yapıyoruz, yargı reformu strateji belgesi açıklıyoruz, 'mevzuatımızda iyileştirmeler olacak' diyoruz. Mesela 'hasta hükümlüler cezaevinde ölmesin, bu insan haklarına aykırı' diyoruz. Buna benzer düzenlemelerin bir genel af şeklinde yorumlanması doğru değil. 'Kovid izniyle ilgili bir çalışma olabilir' dedik. Hemen af mı geliyor şeklinde yorumlara neden oldu.

Gündemde Af Söz Konusu Değil

Açık cezaevindeki hükümlülerin Kovid-19 salgını dönemindeki tahliyelerine ilişkin düzenlemeden 31 Temmuz 2023 itibarıyla cezası kesinleşen ve cezaevinde bulunanların yararlandığını hatırlatan Tunç, o tarihte henüz cezası kesinleşmemiş, hapse girmemiş olanların,

yargılamadaki gecikmeden dolayı bundan yararlanamadım, benim de yararlanmamı sağlayın

şeklinde müracaatları bulunduğunu aktardı. Bu talepler doğrultusunda bir düzenleme yapılabileceğini belirten Tunç, Bu bir af değil, bu tamamen 31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla daha önceden suç işlediği halde sonradan cezaevine girenlere yönelik bir düzenleme olabilir. Gündemde af söz konusu değil

Öcalan'a Umut Hakkı Verilir mi?

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Abdullah Öcalan'ın 'Umut Hakkı'ndan yararlandırılmasının mümkün olup olmadığının sorulması üzerine, umut hakkının şu an mevzuatta, kanunlarda yer almadığını vurguladı.Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan hükümlülerin, koşullu salıverilme süresinin belli olduğunu, bu durumdakilerin iyi halli ise 30 yıl dolduğunda tahliye olacağını, birden fazla ağırlaştırılmış müebbet varsa daha farklı bir durumun uygulandığını hatırlatan Tunç, ölüm cezasından çevrilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının ise koşullu salıvermesinin olmadığına dair ceza infaz kanununda özel bir hükmün yer aldığını vurguladı.Tunç şöyle devam etti: Şu an da bizim konuşacağımız konu, terör örgütünün kendini feshetmesi, silahları bırakması. Bizim şu anda tüm odaklandığımız konu bu. Çağrıda herhangi şart, koşullu salıverilme ya da bir 'Umut Hakkı' talebi söz konusu değil. Burada terör örgüt elebaşının örgüte yönelik bir çağrısı var. Buradaki muhatap devlet değil, örgüttür. Dolayısıyla örgüt bunu nasıl değerlendirecek hep beraber göreceğiz. Değerlendirirse terör bitmiş olur, değerlendirmezse de terörle mücadele devam eder. Diğer konularla ilgili herhangi bir çalışma da yok.

Bir Video ile Canlı Bağlantı İmkanı Yok

Bakan Tunç,

PKK açıklama yaptı, çağrıya uyacaklarını söylediler, kongre toplanacaksa Öcalan da olsun dediler. Bu talebe uzaktan teknoloji kullanılarak imkan oluşturulacak mı?

sorusu üzerine, ceza infaz mevzuatında hükümlülerin yakınlarıyla ve dışarıyla nasıl görüşeceğinin belli şartlara göre yapıldığını vurguladı. Tunç şunları söyledi:Mektup gönderebilir, telefon ile görüşebilir. Bunlar mevzuatta olan hususlar. Ama bir video ile canlı bağlantı ile temas kurması söz konusu değil. Mektup gönderebilir. Hükümlüler mektup yazabilir, hükümlülere de mektup yazılabilir. Böyle bir talep yok şu anda. Talep olursa mektup ile ilgili değerlendirme yapılabilir. Nevruzu kutlamak için bir mektup gönderecekse zaten o mektubun bu çağrının ruhuna uygun olması lazım ki yoksa çağrının bir anlamı kalmaz. Çağrıyı bu sefer siz yırtıp atmış olursunuz. Dolayısıyla bunun sınırlarını aşmayan bir mesaj olabilir. O çağrının dışına taşan farklı bir şey olursa sürece zarar veren bir açıklama olur. Dolayısıyla o yola girilmez diye düşünüyorum.

Öcalan ile Son Görüşmede Video Çekildi

Sorular üzerine DEM Parti İmralı heyetinin terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'la İmralı Adası'ndaki cezaevinde yaptığı son görüşmede video çekildiğini açıklayan Tunç, Fotoğraf da çekildi video da alındı. Video tamamen devletin güvenliği ve istihbaratı açısından çektiği bir video dedi.

İmamoğlu'nun Açıklamalarına Yanıt

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun hakkında açılan davalarla ilgili yaptığı açıklamaların hatırlatılması üzerine şöyle konuştu:İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik konuşmaları çok çirkin ifadeler. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı'na yönelik bir Belediye Başkanı'nın o şekilde ifadeler kullanması gerçekten CHP adına da kendisi adına da bir talihsizlik. Sürekli kendisine karşı bir yargı tacizi varmış algısı oluşturmaya çalışıyor. Yargılandığı konular belli. Birisi Yüksek Seçim Kurulu üyelerine söylediği ifade. İstinafta devam eden bir süreç. 'İstinaf niye karar vermiyor? Bir an önce karar versin.' İstinaf ne zaman karar vereceğini sana sormayacak. Hem tarafsız ve bağımsız yargı diyorsun hem de 'benim hakkımda kararı çabuk ver' diyorsun.

Diploma ile İlgili Durumlar

Diğeri Ordu Valisine söylediği kelime. Buradan biz söyleyemiyoruz ama o söylüyor. Yargıtay'da o davadan ceza almıştı. Para cezasına çevrildi. En son Esenyurt Belediye Başkanı ile ilgili soruşturma sonrasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ile ilgili ve Sayın Cumhurbaşkanımız ile ilgili sözleri üzerine açılan dava bir de diplomayla ilgili var. Diploma ile ilgili de kimin şikayetçi olduğu ortada.Yargının yürüttüğü soruşturmaları hedef alarak yargı mensuplarına yönelik tehditkar ifadeler ve yakışıksız kelimeler kullanırsanız bu olmaz. Bunu milletimiz de tasvip etmez. Sizin savunmanız var, itiraz mekanizmaları var, kararların verildiği anda başvuracağınız başka yollar var. Burada özellikle yargının yürüttüğü soruşturmalar üzerinden bir mağduriyet algısı oluşturup 'beni engellemek istiyorlar' gibi bir durumun içerisine giriyor. Hep birlikte görüyoruz; o aday adaylığı toplantılarındaki kullandığı ifadeler kabul edilebilir ifadeler değil.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, Gazze'ye yönelik saldırıları kınadı. "Gazze'ye yönelik vahşi ve insanlık dışı saldırılar düzenleyerek kadınları, çocukları ve sivilleri bilinçli şekilde hedef alan, savaş suçu işleyen işgalci İsrail'i şiddetle lanetliyor ve kınıyorum" ifadelerini kullanan Tunç, bu saldırıların uluslararası hukuku, insan haklarını ve temel insani değerleri ihlal ettiğini belirtti. İsrail'in, ramazan ayında gerçekleştirdiği katliamlarla devlet terörünün en kanlı örneklerinden birini sergilediğini vurguladı.

İsrail'in Saldırıları ve Uluslararası Hukuk

İsrail'in sivil yerleşim alanlarını, hastaneleri, ibadethaneleri ve mülteci kamplarını hedef alarak uluslararası hukuku ihlal ettiğini ifade eden Tunç, bu eylemlerin 1948 Soykırım Sözleşmesi, Cenevre Sözleşmeleri ve Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü kapsamında açıkça savaş suçları teşkil ettiğini belirtti. Bu durumun yalnızca Filistin halkına değil, insanlığın ortak vicdanına karşı işlenmiş bir suç olduğunu vurguladı.

Uluslararası Toplumun Rolü

Adalet Bakanı Tunç, ateşkes çağrılarını ve uluslararası toplumun uyarılarını yok sayan İsrail'e karşı Birleşmiş Milletler, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve uluslararası toplumun derhal somut adımlar atması gerektiğini belirtti. İsrail'in cezasızlık zırhının kırılması ve sorumluların savaş suçlusu olarak yargılanması gerektiğini ifade etti.Filistinli kardeşlerine Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileyen Tunç, Türkiye'nin Filistin halkının haklı davasında ve onurlu direnişlerinde daima yanlarında olmaya devam edeceğini belirtti. Filistin toprakları ve Filistinli kardeşlerimiz özgürlüğüne kavuşuncaya kadar her platformda mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber