Ankara'da Ziyaretçileri Geçmişe Götüren Müze: Radyo ve İletişim Müzesi'ne Yoğun İlgi
Ankara'nın Altındağ ilçesinde girişimci Mehmet Emin Ayaz tarafından kurulan Türkiye'nin nadir tematik müzelerinden biri olan Radyo ve İletişim Müzesi, nostaljik atmosferi ve zengin koleksiyonuyla ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor. Başkentin ilk radyo ve iletişim müzesi olma özelliğini taşıyan bu özel mekan, aynı zamanda geçmişe dair unutulmaya yüz tutmuş iletişim araçlarını gün yüzüne çıkarıyor.
Ankara Altındağ'da açılan Radyo ve İletişim Müzesi, nostaljik radyo ve telefon koleksiyonuyla ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Radyo ve İletişim Müzesi, Ankara'nın Altındağ ilçesinde, girişimci Mehmet Emin Ayaz tarafından eski bir konakta kuruldu. Başkentin ilk radyo ve iletişim müzesi olma özelliği taşıyan bu müzede, radyo, telefon, telsiz ve çağrı cihazı gibi geçmişin önemli iletişim araçları sergileniyor. Müze, açıldığı günden bu yana büyük ilgi görüyor ve ziyaretçilerine nostaljik bir yolculuk sunuyor.
1000'e Yakın Obje Sergileniyor
Eski bir Ankara konağında kurulan müzede 1000'e yakın iletişim objesi sergileniyor. Müzede; radyo, telefon, telsiz, çağrı cihazı, gramofon, posta pulu, jeton ve tarihi gazeteler gibi birçok iletişim aracı yer alıyor. Ayaz, müzeyi kurma fikrinin 5-6 radyodan oluşan küçük bir koleksiyonla başladığını, ardından müze eksikliğini fark ederek koleksiyonunu genişlettiğini belirtiyor.
En Eski Parça 1909 Tarihli Duvar Telefonu
Müzede sergilenen en dikkat çekici parçalardan biri, 1909 yılına ait, Rusya'da İsveç patentiyle üretilmiş bir duvar telefonu. Bu cihazın Osmanlı döneminde Doğu Anadolu'da haberleşme amacıyla kullanıldığı belirtiliyor. Ayrıca, 1969 yılında "Ayda Torba Unutuldu" manşetiyle çıkan Milliyet Gazetesi de müzenin ilgi çeken nadir parçaları arasında yer alıyor...
"Radyo Bir Hayaldir, Bir Tiyatrodur"
Mehmet Emin Ayaz, müzenin kuruluş amacını şu sözlerle açıklıyor:
"Radyo bir hayaldir, radyo bir tiyatrodur, radyo bir haberdir. Onun için herkesin hayatında bir radyo vardır. Bu duyguları yansıtmak, unutturmamak için bu müzeyi kurduk." Ayaz, özellikle Z kuşağının geçmişin iletişim kültürünü tanıması açısından müzenin eğitici yönüne dikkat çekiyor.
"Telefon Vuslattır"
Ayaz, telefonun geçmişteki duygusal anlamını da şu sözlerle özetliyor:
"Telefon vuslat ve kavuşmadır. İnsanlar çaldığında heyecanlanırdı. O duyguyu yeniden yaşatmak istedik."
13 Şubat Dünya Radyo Günü'nde Ziyarete Açıldı
İlk kez 13 Şubat Dünya Radyo Günü'nde kapılarını açan müze, kısa sürede yoğun ilgiyle karşılaştı. Müzenin özellikle eski radyolar, sahra telefonları, çantalı cihazlar gibi nostaljik objeleri büyük beğeni topluyor. Bahçesinde bulunan eski telefon kulübesi ise ziyaretçilerin nostaljik fotoğraflar çektirdiği bir alan haline geldi.
Konağın Kapıları Ankara Kültürüne de Açık
Ayaz, müzenin yalnızca bir iletişim aracı sergileme yeri olmadığını vurgulayarak, "Ziyaretçiler hem tarihi iletişim araçlarını hem de Ankara'nın kültürel mirası olan Ankara Tarihi konağını tanıma imkanı buluyor," ifadelerini kullandı.
3 Ayda 1500 Ziyaretçi
Müze, son 3 ayda 1500'ü aşkın ziyaretçi ağırladı. Özellikle öğrencilere yönelik indirimli giriş imkanı sunuluyor. Bahçede kitap okuma alanları da bulunan müze, yalnızca görsel değil, kültürel bir deneyim alanı sunuyor.
Geçmişle bağ kurmak isteyenler için nostaljik bir zaman yolculuğu sunan Radyo ve İletişim Müzesi, her yaştan ziyaretçisini bekliyor.
Fatih ARSLAN