TİSK, hastane devrine ve aile hekimliğine karşı
TİSK, SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devri ve sosyal güvenlik yasa
tasarıları konusunda hükümete sert uyarılarda bulundu. SSK hastanelerinin devriyle
hizmetlerde 'kaos' yaşanacağına dikkat çeken TİSK, maliyetlerin 2 katına çıkacağını
belirtti.
TİSK, SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devrine ilişkin tasarı ile ilgili olarak bir rapor hazırladı. Raporda, hükümetin sosyal güvenlik ve sağlık sistemine getireceği radikal reformlar eleştirildi.
'Aile hekimi yok'
Bakanlara ve milletvekillerine gönderilen raporda, SSK hastanelerine ilişkin
düzenlemenin sosyal güvenlik reformunun bir parçası olduğu ve temelinin aile
hekimliğine dayandığı vurgulandı. Türkiye'de hizmet verecek aile hekimi bulunmadığına
dikkat çekilen raporda, aile hekimliği düzenlemesi, AKP'nin faciaya neden olan
'hızlandırılmış tren' uygulamasına benzetildi. TİSK'in raporunda, "Gelişmiş
ülkelerde 800 kişiye bir aile hekimi düştüğü dikkate alındığında, Türkiye'nin
ihtiyacının 90 bin olduğu ortaya çıkmaktadır. Çalışma pratisyen hekimlerin aile
hekimi şeklinde görevlendirileceği yönündedir ki, bunun adı 'aile hekimliği'
değil 'hızlandırılmış aile hekimliği' olur" denildi. SSK hastanelerinin
gerçek sahibinin işçi ve işveren olduğu hatırlatılan raporda; satış, hibe, takas
gibi mülkiyetin el değiştirmesi sonucunu doğuran hukuki tasarrufların iki taraflı
olduğu belirtilerek şöyle denildi:
"Bu olayda iki taraf yoktur. Hem devreden hem de devralan hükümettir. Öte
yandan taslakta önce devir işlemi yapılmakta, daha sonra rayiç bedelin belirleneceği
öngörülmektedir. Bu fevkalade yanlış bir uygulamadır. SSK sağlık tesisleri,
işçi ve işverence ödenen primlerle oluşturulmuştur. Taslakta her ne kadar devir
karşılığında bedelin Hazine'ce ödendiği söylense de karşılığın Hazine'de olmadığı
bütçede böyle bir ödeme öngörülmediği açıktır. Söz konusu işlemin kâğıt üzerinde
olacağı; gerçekte bir ödemenin yapılmayacağı aşikârdır"
Devir işleminin sağlık hizmetlerinde 'kaos'a neden olacağı belirtilen raporda, maliyetlerin artacağı da örneklerle anlatıldı. 2003 yılı verilerine göre, kişi başına sağlık harcamasının SSK'da 186 milyon 206 bin 897 lira, Bağ-Kur'da 512 milyon lira, Emekli Sandığı'nda ise 995 milyon 718 bin lira olduğu vurgulanan raporda, "SSK'nın yaklaşık hasta başı maliyeti yıllık 110 ABD Doları'yken, Sağlık Bakanlığı'nda bu rakam yaklaşık 2 katına çıkmaktadır. Aynı maliyet yapısıyla hizmetlerin tek elde toplanması, SSK'nın mali yapısı açısından büyük sorunlara yol açacak" denildi.
Harcamalar artacak
TİSK, 2005 yılında SSK'nın harcamalarının 4.2 katrilyon lira artacağını belirtirken,
bu artışın önümüzdeki yıllarda işçi ve işverenler üzerine yeni bir prim yükü
olarak döneceğini öne sürdü. TİSK'in raporunda, devir 'el konma' olarak nitelenirken,
Kamu Yönetimi Reformu ile birlikte hastanelerin il özel idarelerine devredileceği,
bunun ardından da SSK'nın parasızlık nedeniyle sağlık hizmeti satın alamaz hale
geleceği belirtildi.
radikal