Vakıfbank, 25-30 yıl vâdeli ev kredisi verecek
Vakıfbank Genel Müdürü Ahmet Kacar, gelecek yılki hedeflerini ''Türkiye'nin
ilk 3 bankası arasına girmek'' olarak özetlerken, Vakıfbank olarak 'ipoteğe
dayalı uzun dönemli konut kredisi (mortgage) sisteminin içinde yer almak istediklerini
vurguladı. Kacar, genel müdürlük olarak, tedricen İstanbul'a taşınma arzuları
olduğunu da belirtti.
Genel Müdür Kacar, 2004 için bütün alanlarda projeksiyon olarak öngördükleri
hedeflere, eksiksiz olarak ulaştıklarını söyledi. Kacar, 2005 yılında Türkiye'nin
ilk 3 bankası arasına girme hedefini yorumlarken, ''Nedir ilk 3 dediğimiz? İş
Bankası, Akbank ve Vakıfbank. Ziraat Bankası'nı katarsak da hedefimiz, 2005
yılında ilk 4 banka içine girmek. İlk 3'ten Ziraat Bankası'nı çıkartıyorum,
çünkü Ziraat Bankası bizimle ölçek düzeyinde değil, hizmet itibariyle de fark
taşıyoruz'' dedi.
Vakıfbank olarak gelecek yıl, esnaf kredisine de talip olduklarını belirten
Kacar, aslında zaten yıllardır esnafa kredi verdiklerini ama esnaf kefalet kooperatiflerinin
garantisiyle çalışmadıklarını söyledi.
Esnafın uygun koşullarda, istediği bankadan kredi alabilmesi gerektiğini anlatan
Kacar, ''biz, esnafın kendi garantisiyle çalışıyorduk. Şimdi 2005'ten itibaren
Vakıfbank'ı esnaf kefalet kooperatiflerinin garantörlüğüyle esnafın tamamına
daha geniş yelpazeyle ve daha uygun koşullarla kredi verebilir hale getirmek
istiyoruz'' diye konuştu.
Son zamanlarda, kamuoyunda sıkça konuşulan ipoteğe dayalı uzun dönemli konut
kredisi (mortgage) konusunda da düşüncelerini açıklayan Genel Müdür Kacar, mortgage
sistemini Banka olarak başından beri desteklediklerini ve şu anda da zaten konut
edindirmeye yönelik ipotekli kredilerde en büyük bankalardan biri olduklarını
söyledi.
Vakıfbank'ın geçmiş yıllarda, 20 yıla varan vadelerle uzun vadeli konut kredileri
verdiğini hatırlatan Kacar, ''Dolayısıyla bu sistem, attığımız tohumların sonucu
ortaya çıktı'' dedi. Bu konuda bankaların en büyük sıkıntısının, kaynak yapısının
kısa vadeli olması olduğunu ifade eden Kacar, konuyla ilgili şunları kaydetti:
''Yani biz 2 ay vadeli mevduatla, 20 yıl vadeli konut kredisi veriyoruz. Bu
banka için bir riskti. Dolayısıyla bu riski bertaraf etmek için de limitleri
belirli düzeyde tutuyorduk. Meselâ geçen sene 300 trilyon lira ile bu sene de
500 trilyon lira ile sınırlandırdık. Dolayısıyla bu sınırlandırmadan kurtulabilmemiz
için, ülkenin de bu mortgage dediğimiz ipoteğe dayalı gayrimenkul kredi mekanizmasının,
en iyi şekilde işlemesi lâzım. Bunun için yapılan çalışmalara Banka olarak aktif
bir şekilde katılıyoruz ve sistemin içinde yer almak istiyoruz. Çünkü bizim
müşteri potansiyelimiz bu konuda çok iyi.''
2005'in bankacılık sektörü için ''iyi bir yıl'' olacağını umduğunu, fakat sektördeki
büyümenin sürdürebilir olması için bankaların çok titiz davranması gerektiğini
belirten Kacar, bu çerçevede vatandaşlar nezdinde sıkıntıya yol açan kredi kartı
faiz oranları meselesinin de çözülmesi gerektiğini dile getirdi.
Özellikle yeni Bankalar Yasası ile kredi kartları faiz oranlarında gerekli
düzenlemenin yapılması gerektiği kaydeden Kacar, konuyla ilgili şunları söyledi:
''Burada faizler biraz yüksek. 2005 yılında kredi kartı faizlerinin yüzde 3'lerin
altına çekilmesini umuyorum. Biz bu konuda Banka olarak doğrusu rahatsızlık
hissediyoruz. Kredi kartların faizlerin ciddi yüksek olduğuna inanıyoruz. Ve
bunun için de sektörün bir an önce ortak adım atmasını arzu ediyoruz. 2005 yılı
içerisinde kredi kartı faizlerinin diğer kredilerde olduğu gibi bunların artık
makul ölçülere çekilmesi arzusundayız. Aksi taktirde bu yüksek faizler ödenemez
duruma gelir. Bu da bankacılık için başka bir sıkıntıya sebep olur. Onun için
umudumuz tüm bankalar ortak bir karar alır da, 2005 yılının daha başlarında
bu kredi kartı faizlerini aşağı çekeriz.''
Öte yandan Vakıfbank Genel Müdürlüğü olarak İstanbul'a gitme arzuları bulunduğunu,
çünkü bir finans merkezi olan İstanbul'da daha güçlü olmak gerektiğini belirten
Kacar, ''dolayısıyla ânîden değil ama tedrîcen İstanbul'a gitme arzumuz var.
Çünkü bankamızın bünyesine baktığınız zaman bilançomuzun içerisinde Ankara'nın
payı yüzde 50, İstanbul'daki payımız çok düşük. Dolayısıyla İstanbul'da daha
güçlü olmamız lazım'' dedi.
netgazete