Zorunlu Emeklilik Yaşına İlişkin İlginç Gelişmeler
Zorunlu Emeklilik Yaşına İlişkin İlginç Gelişmeler
Bilindiği üzere 59. Hükümet tarafından zorunlu emeklilik yaşı 61'e düşürülmüş
ve bu çerçevede 3000'e yakın kişi emekli edilmiştir. Ancak, Anayasanın sadece
hakim ve savcılara ilişkin bir yaş belirlemesi yapmış olmasına rağmen, Anayasa
Mahkemesi 61 yaş düzenlemesi hakkında yürürlüğün durdurulmasına karar vererek,
hakimlik ve savcılık teminatı olarak görülen 65 yaş düzenlemesini tüm memurlara
şamil kılmıştır. Bu düzenleme akabinde sanki Anayasa Mahkemesi ilk defa yürütmeyi
durdurma kararı vermiş gibi Başbakanlıkça uygulamada tereddüde düşülmüş ve Danıştaydan
istişari görüş istenilmiştir. Bu uygulama Başbakanlıkta hiç hukuk müşaviri
olmadığı izlenimi doğurmaktadır. Oysaki mevzuatımızda, verilen yürütmeyi durdurma
kararlarına karşı istikrar kazanmış uygulama örnekleri ve Danıştay Genel Kurul
Kararları bulunmaktadır. Danıştay Başkanlığı da vermiş olduğu görüşte zorunlu
emekli edilenlerin emekli edildikleri tarih itibariyle göreve döndürülmeleri
gerektiğini belirtmiştir. Anayasanın hükmü açıktır. Anayasa Mahkemesi kararları
geriye yürümez. Bütün bu olanlar, hükümetin ne kadar hasas bir konuya el atmış
olduğunu (özellikle Türk Dışişleri hariciyesinin etkinliği bağlamında)
ve bu uğurda tüm hukuk sisteminin alt üst edilebileceğini göstermektedir. Bu
konuya ilişkin olarak ayrıntılar için tıklayın.
Anayasa Mahkemesi 1993 yılından bu yana Yürürlüğü Durdurma Kararları almaktadır. Mahkemenin bugüne kadar aldığı bu baptaki kararları görmek için tıklayın. Anayasa Mahkemesi yürürlüğü durdurma kararlarını, alt mahkemlerin yetkilerini üst mahkemlerin kullanabileceği çıkarsaması ile kullanmaya başlamıştır.
Anayasamızın "Anayasa Mahkemesinin kararları" başlıklı 153. maddesinde "Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz.
Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez.
Kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.
İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet Meclisi, iptal kararının ortaya çıkardığı hukukî boşluğu dolduracak kanun tasarı veya teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar.
İptal kararları geriye yürümez.
Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar." hükmü yer almaktadır.
Madde de görüldüğü üzere İptal kararları geriye yürümemektedir. Bu husus çok açık olup bunun sorulacak herhangi bir yönü de yoktur.
Diğer taraftan yürürlüğün durdurulması kararı ise yürürlüğü durdurulan mevzuat uyarınca yeni işlem tesisinin yapılmayacağı anlamına gelmektedir.
Dolaysıyla, usulüne uygun olarak yürürlüğe konulan bir mevzuat uyarınca yürürlükte olduğu dönemde tesis edilen hukuki işlemlere karşı bu işlemlerin yargı kararı olmaksızın geçersiz olduğunu söylemek mümkün değildir.
Diğer taraftan önemli olan ve ilgi çeken bir diğer husus ise; idare hukukunda istikrar kazanmış ve Anayasal yargıda ise 1993 yılından bu yana uygulanmakta olan yürürlüğün/yürütmenin durdurulması kararlarının kamuda uygulanması istikrar bulmuş iken Başbakanlık Hukuk Müşavirliğinin tereddüde düşmesi ve Danıştay Başkanlığından görüş talebinde bulunması anlaşılamamıştır. Acaba Başbakanlık bugüne kadar hiç yürütmeyi/yürürlüğün durdurulması kararı uygulamamış mıdır? Acaba Hukuk Müşavirliğinde bu kararlara ilişkin gelişme seyrini bilen Hukuk Müşaviri bulunmamakta mıdır?