Kanserle savaşta en önemli silah; erken teşhis

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 02 Nisan 2009 15:01, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57

Kanserle savaşta en önemli silah; erken teşhis

AYDIN - BSK Aydın Anka Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Filiz Canlı Turan, 1-7 Nisan Dünya Kanser Haftası nedeniyle yaptığı açıklamasında kanser hastalıklarının tedavisinde erken tanının önemine dikkat çekti.

Birçok kanser türünün erken tanı konması halinde tedavi edilebileceğine işaret eden Dr. Turan, tanısı erken konulabilen, dolayısıyla tedavi şansı daha yüksek olan ve toplumda en sık görülen kanser türleri arasında kadınlarda meme ve rahim ağzı, erkeklerde prostat, hem erkek hem de kadınlarda ise kalın barsak kanserinin olduğunu açıkladı.

Kanserin tanısı ne kadar erken konulursa tedavide başarı oranının da o kadar yüksek olduğuna dikkat çeken Dr. Filiz Canlı Turan, ?Sağlıklı kişilerin belirli aralıklarla yaptıracakları muayene ve tetkiklerle kanserin erken tanımlanması mümkün. Erken tanıda amaç, toplumda sık görülen ve erken tanındığı zaman yapılacak tedavi ile hastalığın tamamen yok edilme şansı yüksek olan kanser türleri üzerine yoğunlaşmaktır. Tanısı erken konulabilen, dolayısıyla tedavi şansı daha yüksek olan ve toplumda en sık görülen kanserler arasında kadınlarda meme kanseri ve rahim ağzı kanseri geliyor. Erkeklerde ise prostat kanseri ve hem erkek hem kadınlarda ise kalın barsak kanseri ve deri kanserleri bu gruba giren kanser türleridir. Akciğer kanseri en sık görülen kanser türüdür. Akciğer kanserinde önemli olan korunmadır. Korunmanın yolu da sigara içmemekten geçmektedir? dedi.

HER SAĞLIKLI KİŞİ YILDA BİR KEZ MUAYENEDEN GEÇMELİ

Kanserin tanısında en önemli basamağın muayene olduğunun altını çizen Dr. Turan, ?Öncelikle doktor hastayı tepeden tırnağa muayene etmelidir. Bu nedenle her sağlıklı kişinin yılda en az bir kere tepeden tırnağa muayeneden geçmesinde fayda vardır. Kanser genellikle 40'lı yaşlardan sonra sıklığı artan bir hastalıktır. Çocukluk yaşında ya da, gençlerde de görülür ancak bu oran yetişkinlerde görülenlere göre daha azdır. Kanser aslında orta ve ileri yaş hastalığıdır. Bu nedenle 40'lı yaşlardan sonra özellikle kansere yönelik tarama testlerinin yapılmasını öneriyoruz. Ama ailesinde sık kanser görülenlerde ?özellikle meme ve barsak kanserinde- bu daha erken dönemlere de alınabilir? diye konuştu.

Sağlıklı kadınlar dahi 35 yaşından sonra her yıl düzenli meme muayenesi olması gerektiğine de değinen Turan, şöyle konuştu: ?Düzenli meme muayenesi şart; tüm bayanlar 18 yaşından itibaren her ay adetin bitiminden sonra kendileri elle meme muayenesi yapmalıdır. 30 yaşından itibaren belli aralıklarla doktor muayenesi ve meme usg yapılması uygundur.40 yaşından sonra ise her sağlıklı bayanın yılda bir meme muayenesi, mamografi ve meme usg ile taramasının yapılması gereklidir?


Rahim kanserinde erken teşhis önemli

DENİZLİ - Denizli Devlet Hastanesi Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) hekimi Dr. Serap Bayur, tüm kadınları rahim ağzı kanserine karşı önlem almaya çağırdı.

Denizli'de ilk PAP smear tarama çalışmalarının 1996 yılında İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde başladığını belirten Dr. Serap Bayur, 2003 yılında KETEM'in Denizli Devlet Hastanesi bünyesinde faaliyete başlamasıyla çalışmaların devam ettiğini söyledi.

KETEM'de, yıllık sekiz bin PAP Smear taraması yapıldığını ifade eden ve PAP Smear testinin hayat kurtaran bir tetkik olduğunu söyleyen Bayur, rahim ağzı kanserinde erken teşhisin çok önemli olduğunu anlattı. Kadınların bilinçli hareket ederek rahim ağzı kanserini önleyebileceklerini belirten Bayur, PAP smear testinin rahim ağzı kanserinin tespit ve tedavisinde son derece önemli olduğunu şöyle anlattı: "Vücut dokularının yenilenmesi nedeniyle kaçınılmaz olarak yüzeylerden hücreler dökülmektedir. Bu dökülen hücrelerin toplanıp özel işlemlerden geçirildikten sonra mikroskop altında incelenmesine sitolojik inceleme denir. Bu işlemin en çok uygulandığı alan rahim ağzından yani serviksten alınan örneklerdir. Servikal hücrelerin bu şekilde toplanması işlemine smear adı verilir."

Smear testinin, rahim ağzının kötü huylu veya kötü huylu bir hastalığa dönüşme potansiyeli olan değişikliklerini saptamak amacıyla yapılan bir tarama testi olduğunu anlatan Bayur, şöyle konuştu: "Tarama testleri hastalık bulguları taşımayan normal insanlarda yapılan tetkiklerdir. Smear testinin pozitif yani anormal çıkması, bir problem olduğunu ve tanıya yönelik ileri tetkik yapılması gerektiğine işaret eder. Bundan 20-25 yıl önce genital kansere bağlı ölümlerde serviks kanseri birinci sırayı alırken, smear testinin devlet politikaları ile teşviki sonucu dördüncü sıraya düşmüştür. Bunca önleme rağmen her yıl yeni serviks kanseri olgusu ortaya çıkmaktadır. Yapılan araştırmalarda bu kadınların yarısında ya hayatları boyunca hiç sitolojik inceleme yapılmadığı ya da son beş yıl içinde testin tekrarlanmadığı görülmektedir."

Smear alınması yönteminin son derece basit bir yöntem olduğunu belirten Dr. Serap Bayur, sözlerine şöyle devam etti: "Serviks kanseri sık rastlanan kanserlerden biri olduğuna, bu test sayesinde hastalık ve buna bağlı ölümlerde yüksek oranda azalma saptandığına göre, serviksi olan bütün kadınların taranması gerekiyor. Ancak rahim ağzının kanser tanısı hariç bir nedenle rahmi tamamen alınan kadınlarda smear testine gerek yoktur."

Smear alınmasından önce 24 saat süre ile cinsel ilişkide bulunulmamasının sonuçların daha güvenilir olmasına yardımcı olacağını anlatan Dr. Serap Bayur, şunları söyledi: "Smear alınmasından önce en az 72 saat süre ile herhangi bir vajinal muayene yapılmamalı, vajinal krem ya da ilaç kullanılmamalı, vajinal duş yapılmamalıdır. Test için en ideal zaman adet kanaması bittikten sonra 5-10 günlerdir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber