Başörtüsü takan asistan bir doktoru kütüphanede görevlendirdiğini övünerek anlattı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 02 Haziran 2009 07:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başörtüsü yasağını savundu: Türbanlı doktoru kütüphanede görevlendirdim

Uyguladığı başörtüsü yasağıyla hafızalara kazınan Ergenekon davasının tutuksuz sanıklarından Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, kendisini 'hayatını demokrasi, barış ve insan haklarına adamış biri' olarak tanımladı. Başörtüsü takan asistan bir doktoru kütüphanede görevlendirdiğini övünerek anlattı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen davanın dünkü duruşmasında savunma sırası Kemal Alemdaroğlu'ndaydı. Alemdaroğlu, 'Ergenekon terör örgütü üyeliğini ve yöneticiliğini asla kabul etmediğini' söyledi. Sanık durumunda olanların 5-6'sı dışında çoğunu tanımadığını savundu. İddianamede emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile İlhan Selçuk arasındaki irtibatı kendisinin sağladığının iddia edildiğini anlattı. "Veli Küçük'ü tanımam. Mahkeme salonunda tanışma fırsatım da olmadı. Ta ki bugünkü duruşma başlamadan beş dakika öncesine kadar..." dedi.

Başörtüsü yasağıyla tanınan Kemal Alemdaroğlu'nun, hayatı boyunca bütün hukuka aykırılıklarla ve insan hakları ihlalleriyle mücadele ettiğini söylemesi dikkat çekti. "Ulu önder Atatürk'ün kurduğu laik demokratik Türk devletinde ne yazık ki cumhuriyet savcıları hayali terör örgütü oluşturarak Türk aydınlarını suçlamaktadır." dedi. Kendini demokrasi kahramanı ilan ederek şunları söyledi: "Evet ben üniversitede türban yasağını uygulayarak darbe yapmıştım! Daha rektör olmadan önce tıp fakültesi cerrahi kliniği servisinde türbanlı doktoru kütüphanede görevlendirdim."

İddianamede, görevi döneminde üniversitenin eğitim-öğretim açılış törenlerinde yaptığı konuşmaların bile suç delili olarak yer aldığını öne süren Kemal Alemdaroğlu, kamuya açık şekilde yapılan bu konuşmaların hiçbir şekilde suç niteliği taşımadığını ileri sürdü.

SADECE ENDİŞELERİMİ DİLE GETİRDİM

Alemdaroğlu, "Bunu çok iyi bilen sayın savcılar, türban sabıkam nedeniyle kendilerini zorlayarak beni sözde terör örgütü içine sokarak kamuoyunda küçük düşmemi, itibar kaybetmemi amaçlamışlardır. Hayatını demokrasi, barış ve insan haklarına adamış biri olarak terör örgütüne dahil edilmem siyasi bir komplodur. Türkiye'nin irtica ortamına sürüklenmemesi için siyasi düşüncelerimi her platformda ifade ettim. Benim rejim ve ülke ile ilgili birtakım kaygılar duymam, bunları dile getirmem en demokratik hakkım olup, hiçbir şekilde suç oluşturmamaktadır. Asıl darbe, bu tür demokratik ifade özgürlüğünün sınırlandırılması, bunlara varsayımsal sonuçlar bağlanarak kişiler üzerinde baskı oluşturulmasıdır." dedi.

'Ordu göreve' pankartı açanlar öğrencilerim

Kemal Alemdaroğlu, ADD ile Ankara Üniversitesi'nin düzenlediği bir mitingde 'Ordu göreve' pankartı açılması ile ilgili suçlamalara da kendince cevap verdi. Pankartı açanların kendi üniversitesinin öğrencileri olduğunu doğrulayarak şöyle konuştu: "O yürüyüşte en öndeydim. 'Ordu göreve' pankartı açan küçük bir öğrenci grubunun benim üniversitemin öğrencisi olması beni bağlamaz."

Dosya gidiyor ama İP'e başsavcı dava açmıyor

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in İşçi Partisi'nin faaliyetleriyle ilgili Kemal Alemdaroğlu'na soru sormasına sinirlenen Doğu Perinçek söz alarak şunları söyledi: "Sorulan sorularla yasal değilmiş gibi gösterilemez. Haddi değil. Bu soruyu soramaz. İtiraz ediyorum. Beni dinleyeceksiniz. İP yasal bir partidir. Çırpınıyorlar, Yargıtay cumhuriyet savcısına dosyalar gönderiyorlar. Açmıyor Yargıtay başsavcısı (kapatma davasını kastediyor)."

Darbe teşebbüsü sorularını cevaplayamadı

Kemal Alemdaroğlu, Ümit Sayın ile yaptığı darbe teşebbüsü görüşmesine ilişkin soruları cevaplamada zorlandı. Alemdaroğlu, Silahlı Kuvvetler'in alt kademelerinden bir şey beklenmesine dair ifadelerini şöyle açıkladı: "Hekim olarak Sayın'ı dinledim. Psikolojisi bozulduğu için rahatlatmak istedim. Alttan gelecek sözü ile halkın sandığa giderek seçimle sorunların halledilmesini kastediyorum."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber