2009 yılı uzlaştırma kurulu kararının tam metni

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 10 Eylül 2009 00:02, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

UZLAŞTIRMA KURULU KARARI
Karar No : 2009/1

Kamu İşveren Kurulu ile yetkili kamu görevlileri konfederasyonlarının 2009 yılında 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun 28 ve devamı maddeleri uyarınca yürüttükleri toplu görüşmenin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Memur Sendikaları Konfederasyonu (MEMUR-SEN) ile Türkiye Kamu Çalışanları Konfederasyonunun (TÜRKİYE KAMU-SEN) anılan Kanunun 35. maddesinde gösterilen sürede Uzlaştırma Kurulunu toplantıya çağırmaları üzerine Kurul, 3 Eylül 2009 tarihinde Yargıtay 9. Hukuk (İş) Dairesi ve Yüksek Hakem Kurulu Başkanı Dr. Mustafa KILIÇOĞLU'nun başkanlığında Üniversitelerarası Kurulca seçilen üyeler Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Sarper SÜZEK, Çankaya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Maliye öğretim üyesi Prof. Dr. Üstün DİKEÇ, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ, Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. A.Nurhan SÜRAL'in katılımı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Yüksek Hakem Kurulu toplantı salonunda toplanmış, 05 Eylül 2009 tarihinde çalışmalarını sonlandırmıştır.

I. UYUŞMAZLIĞIN KONUSU VE TARAFLARIN GÖRÜŞLERİ

1. 28.08.2009 Tarihli Uyuşmazlık Tutanağı
?2009 yılı toplu görüşmelerinde Kamu İşveren Kurulu, yetkili sendika ve konfederasyonlara,
- Kamu görevlilerinin aylık ve ücretlerinde 2010 yılının birinci altı aylık döneminde % 2,5 ve ikinci altı aylık döneminde % 2,5 oranında artış olacak şekilde zam yapılması,
- Yılın her bir yarısı için gerçekleşen enflasyon oranının anılan dönemlerde yapılan artış oranını aşması halinde, gerçekleşen enflasyon oranı ile söz konusu artış oranı arasındaki farkın ilk altı ay için 01/07/2010, ikinci altı ay için ise 01/01/2011 tarihinden geçerli olacak şekilde kamu görevlilerinin aylık ve ücretlerine enflasyon farkı olarak yansıtılması, önerisinde bulunmuştur.

Bu öneri üzerinde taraflar arasında anlaşma sağlanamamıştır.

Ancak taraflar;
a) Kamu görevlilerinin toplu sözleşme ve grev talebine ilişkin olarak; talebin kamu görevlilerinin statüsü, farklı pozisyonlarda çalışan kamu görevlilerinin durumu, anayasal boyutunun derinlemesine ve detaylı bir çalışmayı gerekli kılması sebebiyle konunun tüm yönlerinin 2010 yılı başında ilgili tarafların ve akademik çevrelerin katılımı ile değerlendirileceği bir çalıştay düzenlenmesi,

b) Tutanağa ekli I sayılı listede yer alan konuların gerçekleştirilmesi,

c) Tutanağa ekli II sayılı listede yer alan ve üzerinde yürütülecek çalışmayı müteakip değerlendirme yapılmasına ihtiyaç duyulan konular üzerinde gerekli çalışmaların yapılması,?
konularında anlaşma sağlanmıştır.

2. Kurulumuza Sunulan Dilekçeler

Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonunun 31.08.2009 tarihli dilekçe içeriğinde mali ve sosyal haklara ilişkin öncelikle kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerinde seyyanen net 100.-(Yüz)TL+100.-(Yüz)TL zam yapılması öngörülmüştür. Tablo halinde gösterilen isteklerde; ek ödeme oranlarının, toplu görüşme priminin, ek göstergelerin, ek ders gösterge rakamlarının artırımı istenilmiştir. Sosyal hak ve yardımlar konusunda aile yardımı, kira yardımı, giyecek ve yiyecek yardımları, tüm çalışanların yemekten ücretsiz yararlandırılması gibi talepler yanında sosyal güvenlik primi, vergi ve harcırah ve diğer konularda düzenlemeler önerilmiştir.

Memur Sendikaları Konfederasyonunun 01.09.2009 tarihli başvuru dilekçesinde teklifler ve talepler dört ana başlık altında sunulmuştur. Özetle kamu görevlilerinin toplu sözleşme ve grev hakkı önündeki engellerin kaldırılması, kamu görevlilerine yönelik siyaset yasağı ve seçilme hakkına ilişkin sınırlamaların kaldırılması, emeklilere sendika kurma ve sendikalara üye olma hakkının tanınması istenmiştir. Mali haklara ilişkin olarak ücretlerin 2010 yılında % 11 artırılması, ek ödeme oranlarının, toplu görüşme priminin artırılması, sosyal hak ve yardımların iyileştirilmesi, tedavi, ilaç, protez giderlerinde katılım payı uygulamasının sona erdirilmesi, öğretim yılına hazırlık ödeneğinin ayırım yapılmaksızın tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödeme yapılması, atama, yer değiştirme, sicil, disiplin hukukuna ve istihdam uygulamalarına ilişkin teklif ve taleplerde bulunulmuştur.

3. Tarafların Sözlü Açıklamaları

Konfederasyon sözcüleri başvuru dilekçelerindeki isteklerini tüm ayrıntılarıyla Kurul önünde sunmuşlardır. Özellikle kamu görevlilerinin çalışma koşullarındaki ve ücretlerindeki yetersizlikler, sendika üyeliğinin riskleri ve mali açıdan olumsuzluklar dile getirilmiştir. Bu bağlamda denge tazminatı, ek göstergeler, toplu iş sözleşmesi primi artırımı öne çıkarılmıştır. 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun uluslararası sözleşmeler göz önünde tutulduğunda yetersiz olduğu, grev hakkı ile güçlendirilmiş toplu iş sözleşmesi düzenine geçilmesi gereği vurgulanmıştır. Toplumun emekliler de dahil olmak üzere tüm kesimlerinde sendikalaşma önündeki engellerin kaldırılması önerilmiştir.

Kamu İşveren Kurulu temsilcileri, özellikle, küresel krizin ülkemiz açısından gerçekleşen olumsuzlukları ve bu olumsuzluklara rağmen önerilen % 2,5 + % 2,5 yapılacak ücretlerdeki artışın mali açıdan bir fedakarlık olduğu, bunun üstünde belirlenecek bir oranın bütçeye büyük yükler getirmesi nedeniyle diğer kalemlerde kısıntıya gidileceği belirtildikten sonra mali tablolar ışığında vardıkları sonucun haklılığını savunmuşlardır.

4. Uyuşmazlık Konularının Tespiti

Uyuşmazlık, uyuşmazlık tutanağı içeriği, konfederasyonların başvuru dilekçelerinde yer alan somut istekler konusunda toplanmaktadır.

II. DEĞERLENDİRME

Anayasanın 2. maddesinde yer alan sosyal devlet ilkesi, çalışanlara insanlık onuruna uygun bir yaşam seviyesi sağlanmasını öngörür. Anayasanın 5. maddesi uyarınca da devletin temel amaç ve görevleri, kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleri ile bağdaşmayacak surette sınırlayan ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaktır. Anayasa hukukunda temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasında pozitif statü hakları önem kazanır. Anılan haklar devlete yurttaşlara hizmet verme yükümlülüğü yüklemektedir. 1982 Anayasasının 41- 65 maddeleri pozitif statü haklarını düzenlemektedir. Özellikle 49. maddede devletin, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları korumak, çalışmayı desteklemek ve işsizliği önlemeye elverişli ekonomik ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alacağını belirtmiştir. 51. maddede sendika kurma hakkı öngörülmüştür. 53. maddesi uyarınca, işçilere ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkı tanınmıştır. Bunun anlamı, çalışanların sosyal ve ekonomik haklarının korunması ve belirli oranda geliştirilmesidir. Her ne kadar, kamu görevlilerine toplu iş sözleşmesi hakkı tanınmayıp toplu görüşme hakkı verilmiş ise de, anılan hüküm sosyal devlet ilkesi çerçevesinde yorumlandığında aynı görüşün kamu görevlileri hakkında da geçerli olduğu kabul edilmelidir. 54. maddede grev hakkı düzenlenmiştir. 55. maddede çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirlerin alınacağı vurgulanmıştır.

Anayasanın 11.maddesi gereğince, anayasa ilke ve kuralları yasama, yürütme, yargı ve kişileri bağlayıcı niteliktedir. Anayasanın yukarıda belirtilen ilke ve kuralları anılan hüküm uyarınca sosyal devlet ve sosyal hakların gerçekleştirilmesinde gerek siyasi iktidarları gerek Uzlaştırma Kurulumuzu bağlayıcı niteliktedir. Bu nedenle, toplu görüşmeler sonucunda kamu görevlilerine sağlanacak ücret ve çalışma koşulları sosyal devlet ilkesine uygun olarak, Anayasanın 65. maddesi çerçevesinde ekonomik ve sosyal hakların belirli oranda geliştirilmesi ve ülkemizde gelir dağılımının daha adil hale getirilmesi için, sadece enflasyon artış oranlarının izlenmesi değil, az da olsa çalışanlara belirli bir refah payının verilmesini de gerektirmektedir.

Her ne kadar anayasal ve yasal değişiklikleri zorunlu kılmakta ise de Uzlaştırma Kurulumuzca, kamu görevlileri üst kuruluşlarına memurlar adına toplu görüşme yerine - uluslararası hukuktaki gelişmelere de uygun olarak- toplu sözleşme hakkının tanınmasını ve anlaşmazlık konularının zorunlu tahkim yoluyla Kurul tarafından bağlayıcı şekilde çözümlenmesi temenni edilmektedir. Bu yönde bir hukuki gelişme olduğu takdirde Uzlaştırma Kurulunun yapısında yeni hukuki düzenlemelere gidilmesi ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin Başkanı yanında, konu ile ilgili öğretim üyeleri ile idare ve kamu görevlileri konfederasyonlarının eşit sayıda temsilinin sağlanması uygun olacaktır.

Anayasamızın 10. maddesinde kanun önünde eşitlik kavramına yer verilmiştir. Söz konusu eşitlik mutlak eşitliktir. Öte yandan aynı durumda bulunan kişilerin aynı işleme tabi tutulması ve farklı durumdaki kişilerin farklı işlemlere tabi tutulması nispi eşitlik kavramını ortaya koymaktadır. Denge tazminatı nispi eşitlik açısından son derece önem arz etmektedir. Süreç içerisinde denge tazminatında bir iyileştirme gözlemleniyor ise de bunun bugün için yetersizliği açıktır. Ancak, bu durumun tam olarak düzeltilmesi yasal karar alma süresi içerisinde mümkün gözükmemektedir. Toplu iş sözleşmesi priminin önceki düzenlemeleri Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş, fakat, gerekçesi henüz yazılmamıştır. Bu konuda Kurulumuzca bir karar alınması, yargı kararlarına saygı açısından uygun görülmemiştir. Ek gösterge ve diğer mali hakların da çalışanların nitelikleri açısından ayrı ayrı ele alınması gerektiğinden rakamsal değerlendirilme yapılması sağlıklı olmayacaktır.

Ülkemizde 2008 yılı sonunda başlayan ve etkisini yoğun bir şekilde hissettiren ekonomik ve mali krizi gidermek için hükümet tarafından arka arkaya uygulamaya konulan teşvik programları ve Avrupa Birliği ülkelerinden Türkiye'ye yönelik mal ve hizmet talebinin tekrar artmaya başlaması ve ayrıca uluslararası düzeyde küresel krizin Haziran 2009'dan itibaren iyileşme sürecine girmesi nedeniyle iç ve dış talep ve buna bağlı olarak 2009 ortalarına kadar giderek azalan enflasyon oranı tekrar artmaya başlamıştır. Türkiye İstatistik Kurumunun 2010 yılı ilk altı aylık enflasyon oranı reel verilerinde aylar itibariyle azalış görülmekle birlikte ortalama % 7.03 gerçekleşmiştir. Merkez Bankası raporlarına göre 2010 yılı için enflasyon oranı yapılan revizyon işlemi sonucu % 5.3 olarak belirlenmiş ayrıca Maliye Bakanlığı raporlarında enflasyon oranı % 6.5 olarak gerçekleşeceği öngörülmüştür.

Gerek hükümet düzeyinde gerek Merkez Bankası çalışmalarında yapılan bu revizyon işlemleri sonucu önceden öngörülen enflasyon oranları artırılmıştır. İzlenen maliye politikası çerçevesinde çalışan kesimin enflasyona ezdirilmemesi hedeflendiğinden 2010 yılı için ücret artış oranının artırılması gerektiği kanısındayız.

III. SONUÇ

Kurulumuzca yukarıda belirtilen anayasal, yasal ve mali gerekçelerle 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun 35.maddesi gereğince, 2010 yılının ilk altı ayında aylık ve ücretlerin % 4, ikinci altı ayında % 4 artırılması gerektiğine, anılan bu artışın enflasyon artışının altında kalması halinde aradaki farkın aylık ve ücret ödemelerine yansıtılmasına 05.09.2009 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.

Dr. Mustafa KILIÇOĞLU
Başkan
Prof.Dr.Sarper SÜZEK Prof.Dr.Üstün DİKEÇ
Prof.Dr.Zehra ODYAKMAZ Prof.Dr.A.Nurhan SÜRAL

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber