YÖK, Dicle Üniversitesi'nin Kürtçe bölüm talebini reddetti

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 11 Eylül 2009 11:28, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

YÖK, Dicle Üniversitesi'ni veto etti

Dicle Üniversitesi'nin 'Kürtçe bölüm' talebi YÖK tarafından reddedildi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Mardin Artuklu Üniversitesinde ''Türkiye'de Yaşayan Diller'' adı altında bir enstitü kurulmasının kararlaştırıldığını belirtmiş, enstitüde sadece Kürtçe değil, Farsça, Arapça, Süryanice gibi programların da açılabileceğini açıklamıştı.

YÖK: Dicle Üniversitesi'ne, Kürtçe bölüm için dışarıdan talep geldi

YÖK Başkan Vekili İzzet Özgenç, Mardin Artuklu Üniversitesi'nde Türkiye'de Yaşayan Diller Enstitüsü kurulması kararıyla ilgili, "Bu konuda YÖK; teröre bulaşanları, terörü kalkan olarak kullananları, terörü araç olarak kullananları hiçbir şekilde muhatap kabul etmemiştir." dedi.

Özgenç, Dicle Üniversitesi Rektörlüğü'nün, Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü kurulması yönünde dışarıdan gelen talebi YÖK'e bildirdiğini ifade ederek, "Bu taleplerin siyasi iradeye bağlı talep olduğu ortadadır." diye konuştu.

Eğitim muhabirleriyle bir araya gelen Özgenç, anayasanın 42. maddesinde 'Türk vatandaşlarına Türkçe'den başka hiçbir dil ana dil olarak okutulamaz' hükmü bulunduğunu hatırlattı.

Özgenç, Yükseköğretim Kurulu'nun anayasal bir kuruluş olduğunu ve anayasanın hükümleri ile kendini bağlı hissettiğini söyledi. Üniversitelerde öğretim faaliyeti olarak Türkçe'den başka bir dilin ana dil olarak öğretilmesine izin veremeyeceklerini kaydeden Özgenç, "Ancak, Türkçe'den başka diğer dillerin, Türkiye Cumhuriyet sınırları içerisinde yaşayan diller olarak araştırılmasına yönelik bir faaliyet icrasına izin vermemiz gerekir. Bunlar bizim kültür zenginliğimizin birer parçasıdırlar. Türkiye sınırları içerisinde yer alan ancak konuşulmayan dillerde araştırma yapılabilir. Öğretim ile bilimsel araştırmanın birbirine karıştırılmaması gerekir. Şu anda izin verilen bir enstitü kurulmasıdır ve bu enstitü Türkiye'de yaşayan dilleri araştırmaya yönelik bir enstitüdür. Bu enstitünün kuruluşunda herhangi bir dil kısıtlaması yapılmamıştır." şeklinde konuştu.

Özgenç, enstitüde, bir dile ilişkin dilbilgisi kurallarının araştırılabileceğini, varsa edebiyat zenginliklerinin ortaya çıkartılabileceğini, bir dilin öğretilebilmesi için hangi teknik yöntemlerin kullanılması gerektiği hususunda bilimsel çalışmalar yapılabileceğini aktardı.

Türkiye'de Yaşayan Diller Enstitüsü konusunda karar alırken, bilimsel olarak hareket ettiklerini vurgulayan Özgenç, şunları söyledi: "YÖK, gelen taleplerin kabulü yönünde bir karar verirken şu hassasiyeti göstermiştir. Teröre bulaşmış olan, terörü araç olarak kullanan, terör ile bir şekilde ilişki içine girmiş olan bir siyasi iradenin talebinin kabulü yönünde bir karar vermeme yönünde hassasiyet göstermiştir. Bu konuda YÖK, teröre bulaşanları, terörü kalkan olarak kullananları, terörü araç olarak kullananları hiçbir şekilde muhatap kabul etmemiştir. Bunların taleplerine cevap mahiyetinde de hiçbir karar almamıştır."

Özgenç, bir gazetecinin, "Terörü bir araç olarak kullananları muhatap almadık dediniz, böyle bir talep size geldi mi?" şeklindeki sorusu üzerine şöyle devam etti: "Şöyle geldi. Dicle Üniversitesi Rektörlüğü'ne bu yönde bir talep geldi. Dicle Üniversitesi Rektörlüğü de bu talebi bize iletti. Biz bu talebi geri çevirdik. Şöyle dedik: Eğer bir üniversitede bölüm, bir ana bilim dalı, bir araştırma merkezi, bir enstitü kurulması gerekiyor ise bu üniversitenin akademik organlarında müzakere edilir. Orada bir karara bağlanır. Ondan sonra Yükseköğretim Kurulu'nun o konudaki görüşü sorulur. Yükseköğretim Kurulu olarak, üniversitenin akademik organlarında görüşülmemiş, herhangi bir şekilde karara bağlanmamış, üniversite dışından bir talebin üniversite üzerinden yükseköğretim kurumuna gönderilmesini doğru bulmadık, geri iade ettik."

"Talep neydi, kim talep etmiş?" sorusuna Özgenç, şu cevabı verdi: "Kimin talep ettiği önemli değil. Talep Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü'nün açılması yönündeydi. Bu talebi, usulüne uygun bir talep olmadığı için geri çevirdik."

Dicle Üniversitesi'ne talebin bir siyasi partiden gelip gelmediğinin sorulması üzerine Özgenç, "Ben herhangi bir şekilde bir siyasi parti ile bağlantılı açıklama yapmadım. Ama bu taleplerin bir siyasi irade olduğu, siyasi iradeye bağlı talep olduğu ortadadır." ifadesini kullandı.

Enstitü kurulması yönündeki kararın oy birliği ile alındığını ifade eden Özgenç, iki üyenin söz konusu enstitünün gelişmişlik sürecini önemli ölçüde tamamlamış büyük üniversitelerde açılması yönünde görüş beyan ettiğini aktardı.

YÖK Bbaşkan Vekili Özgenç: Kürtçe bölüm ya da ana bilim dalı üniversitelerde ayrışmaya sebep olur

YÖK Başkan Vekili İzzet Özgenç, Kürtçe bölüm ya da ana bilim dalının üniversitelerde bir kaynaşmaya değil bir ayrışmaya sebebiyet vereceğini belirtti. Özgenç, "Biz toplum kesimleri arasında ayrışmaya neden olacak bir karar alınmaması yönünde hassasiyet içindeyiz." dedi.

YÖK Başkan Vekili İzzet Özgenç, eğitim muhabirleri ile bir araya geldiği toplantıda soruları yanıtladı. Bir gazetecinin "Kürt Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı açılmış olsaydı, Anayasa'ya aykırı mı olurdu?" şeklindeki sorusu üzerine Özgenç, bölüm ya da ana bilim dalı açılmasının ortaya çıkaracağı bir takım sonuçlar olabileceğine dikkat çekti. Özgenç, dil ve edebiyatı ana bilim dallarının yabancı dillere özgü olduğuna işaret etti. Arap Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı ile İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı'nı örnek veren Özgenç, "Kürt Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı dediğimizde bu bir yabancı dil mi olacaktır, yoksa bir ana dili olarak mı dile getirilecektir. Bu yönde bir problem var. Eğer bunu biz yabancı dil olarak kabul edeceksek, hangi ülkenin yabancı dilidir? sorusu ile karşı karşıya geliriz. Bunun ana dili olarak kabul edilmiş olması halinde ise Anayasa engeli olacaktır." diye konuştu. Özgenç, 'bu tartışmaya bu aşamada girilmesinin doğru olmadığını düşündüklerini' söyledi.

Kültürel zenginlikleri araştırarak ortaya çıkarmanın, toplum olarak bütünlüğü pekiştirmesi gerektiğini kaydeden Özgenç, toplum unsurları arasında ayrışmaya gidecek bir yola girilmemesi gerektiğinin altını çizdi. Özgenç şöyle devam etti:

"Mesela, sözü edilen dil ve edebiyatını bir ana bilim dalı veya bölüm olarak kurguladık ve öğrenci kabul etmeye başladık. Buraya kim gelecek ve toplumun hangi kesimlerinden öğrenci gelecek? Böyle bir uygulamaya bugün kapının açılması üniversitelerde bir kaynaşmaya değil, bir ayrışmaya sebebiyet verecektir. Biz toplum kesimleri arasında ayrışmaya neden olacak bir karar alınmaması yönünde hassasiyet içindeyiz."

Özgenç, enstitüler bünyesinde lisansüstü öğretim yapılabilmesi için YÖK'ten ayrıca izin alınması gerektiğini kaydetti. Bununla birlikte, enstitüler bünyesinde lisans üstü öğretim yapılmasının zorunlu olmadığını da vurgulayan Özgenç, "Enstitüler bünyesinde bilimsel araştırmaların yapılması söz konusu." dedi.

Enstitü bünyesinde doktora sonrası bilimsel çalışmalar yapılabildiğini belirten Özgenç, "Akademik çalışmalar lisans, yükse lisans ve doktora ile sınırlı değil." diye konuştu. Özgenç, enstitülerde ne tür bilimse çalışmalar yapılabileceği ile ilgili şu bilgileri verdi: "Bir takım bilimsel etkinlikler şeklinde olabilir. Mesela çalışma grupları kurulur. Bu grupların belli periyot içinde belli konuları çalışarak ortaya çıkarması sağlanabilir. Bu dillere ilişkin olarak ulusal ve uluslararası düzeyde sempozyum, panel, konferans gibi bilimsel etkinlikler düzenlenebilir."

Özgenç, Türkiye'de Yaşayan Dilleri Araştırma Enstitüsü ile ilgili YÖK'ün aldığı kararın Bakanlar Kurulu için bir teklif mahiyetinde olduğunu kaydetti. Özgenç, genel kurul kararının henüz Bakanlar Kurulu'na gönderilmediğini bildirdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber