Rehber öğretmen kadrolarının, halen görev yapan sınıf öğretmenlerinden karşılanacağının açıklanmasına, Psikolojik Danışma ve Rehberlik (PDR) alan uzmanları tepki gösterdi.

Haber Giriş : 01 Temmuz 2003 13:52, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Rehber öğretmen kadrolarının, halen görev yapan sınıf öğretmenlerinden karşılanacağının açıklanmasına, Psikolojik Danışma ve Rehberlik (PDR) alan uzmanları tepki gösterdi.

PDR-DER tarafından yapılan yazılı açıklamada, Bakan Çelik, meslek etiği ve bilimsel uygulamaya davet edildi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in bazı görsel ve yazılı medya kuruluşlarına yaptığı ''Ülke çapında genel olarak boş bulunan 8 ila 10 bin arası rehber öğretmen açığını, halen görevli olan sınıf öğretmenliği kadrolarından karşılayacağız ve 2003-2004 Eğitim Öğretim yılında rehber öğretmeni olmayan okul bırakmayacağız '' açıklaması, PDR alan uzmanları tarafından tepkiyle karşılandı. Konuyla ilglili Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği (PDR-DER) Başkanı Profesör Doktor Binnur Yeşilyaprak tarafından yapılan ''Bu Davet Bizim'' başlıklı yazılı açıklamada, Milli Eğitim Bakanı Çelik'le 28 Mayıs 2003 tarihinde alanın sorunları ile ilgili görüşüldüğü ve yapılabilecek her türlü bilimsel ve etik çalışmalarda dernek olarak işbirliğine hazır olduğununun dile getirildiği vurgulandı. Çelik'in yaptığı son konuşmalarda değindiği çözüm yöntemine karşı olunduğunun altı çizilen açıklamada, ülkede yetişen her elemanın yetiştiği alanda istihdam edilmesinin, uzmanlık alanına saygı gereği olduğu kadar hizmetin niteliği açısından da son derece önemli olduğu kaydedildi. Psikolojik Danışma hizmetlerinin, öğrencilerin kendilerini gerçekleştirmelerine, eğitim sürecinden yetenek ve özelliklerine göre en üst düzeyde yararlanmalarına ve gizil güçlerini en uygun şekilde kullanmalarına ve geliştirmelerine yönelik hizmetler olduğunun belirtildiği açıklamada, ayrıca PDR hizmetlerinin genel anlamda bireyi geliştirici ve koruyu-önleyici ruh sağlığı hizmeti olduğunun da altı çizildi. Açıklamada, tüm bu hizmetlerin, bu alanda eğitim almış profosyonel kişilerce ve yeterli bir düzeyde verilmesinin, öğrencilerin psikososyal gelişimleri açısından olduğu kadar sağlıklı ve demokratik bir toplum olabilme açısından da son derece önemli olduğu vurgulandı. Öğrenciler arasında uyuşturucu madde ve sigara kullanma oranlarının hızla yükseldiği, şiddet, saldırganlık ve intihar girişimlerinin arttığı, başarının düştüğü eğitsel ve mesleki yönlendirmelerin daha da önem kazandığı bir dönemde, Bakan Çelik'in konuyla ilgili açıklama ve uygulama hazırlıklarının kaygı verici nitelikte olduğuna dikkat çekilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:

''1- İlk ve ortaöğretimdeki okul sayısı 51 bin 812'dir. Halen okullarda istihdam rehber öğretmen (psikolojik danışman) sayısı 6 bin 420'dir. Eğer Sayın Bakan her okula bir rehber öğretmen atamayı planlıyorsa bu gereksinim 8-10 bin değil, 40-45 bindir. Bu ihtiyaç 1 yılda giderilebilecek bir ihtiyaç değildir. Sayın Bakanı bir akademisyen olarak bilim adamı olma sorumluluğunu yerine getirmeye davet ediyoruz.

2- Rehberlik ve Psikolojik Danışma hizmetlerinin, üniversitelerde bu alanda eğitim görmüş elemanlarca yürütülmesi gereği Bakanlığın ilgili yönetmeliğinde kabul edilmiştir. Bu konuda bir diğer yanlış da sosyoloji ve felsefe gibi programlardan mezun olanların da rehber öğretmen kadrosuna atanabileceği uygulamasıdır.

3- Sayın Bakanı, halen tüm eğitim sisteminde 7 bin 255 kadrolu elemanı ili görev yapan ve üstelik bu sayının yaklaşık yarısının da zaten alan dışı olduğu bir meslek alanına 10 bin kişiyi başka alandan kaydırarak görevlendirdikten sonra 19 ayrı üniversitede bu alandaki akademisyenlerin 'Rehberlik ve Psikolojik Danışma' programlarında öğrenci yetiştirmeye devam etmesinin 'anlam ve amacını' düşünmeye davet ediyoruz.

4- Psikolojik Danışma ve Rehberlik alanının bir uzmanlık alanı olduğunu ilgili yönetmelik ve genelgelerle kabul eden Milli Eğitim Bakanlığı'nın her kademedeki yetkili ve ilgili bürokratlarını, bu konuda tutarlı davranması için Sayın Bakanı ikna etmeye davet ediyoruz.

5- Bu davetimiz sadece Milli Eğitim Bakanı'na ve Bakanlık yetkililerine değil. Çünkü bu sorun, sağlıklı ve demokratik bir toplum olabilme, ilgi ve yeteneklerine göre kendini geliştirebilme, çağdaş birey olabilme kaygı ve sorumluluğunu duyan herkesin hassasiyet göstermesi gereken bir konu. Bu sebeple öncelikle çocuklarını eğtim kurumlarına emanet eden milyonlarca veliyi, rehber öğretmen kadrolarının 'joker' gibi kullanılmasını protesto etmeye davet ediyoruz. Bu davet bizim''

Habervitrini

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber