Astsubaylar Merzifon'dan Ankara'ya yürüyor
Saygıdeğer Basın Mensupları
TSK ençok şehit ve gazisi bulunan assubaylar olarak Yıllarca sustuk susturulduk.
Bazen de kurumumuza saygımızdan "kol kırılır yen içinde kalır" dedik.
Kurumları yıpratanlar, haksızlıkları yazanlar değil, haksızlıkları yapanlardır
gerçeğine rağmen sorunlarımızın istismarına izin vermedik. Ama bizim vatanseverlik
duygularımız istismar edildi. Hangi adalet ve değer yargısı bu kadar ağır koşullarda
görev yapan, sorumluluk alan Assubayları ilköğretim mezunu mehter takımı elemanı
ile aynı dereceden göreve başlatır, sosyal ve ekonomik haksızlıklara uğramasına
izin verir.
Biz imtiyaz talep etmiyoruz! Etseydik, zaten şimdiye kadar haksız talepte bulunduğumuzu
dünyaya yayarlardı. O halde bu direnç neyin nesi? Bu önyargı ne zaman sona erecek?
Bizim akan kanımızı, şaşal suyu mu zannediyorlar? Yoksa bizim Yunan ordusundan
mı emekli olduğumuzumu düşünüyorlar? Haksızlıklarımızı her platformda haykırıyoruz.
Sonuç alıncaya kadar haykırmaya devam edeceğiz. Hakkımızı Hint'te de, Yemen'de
de, okyanus ötesinde de AİHM'nde de olsa almaya kararlıyız. Ama istiyoruz ki,
bunun onurunu uğrunda ölmeye yemin ettiğimiz kurumumuz yaşasın...
Yasal temsilcimiz TEMAD'ın etkin yasal eylemlerini beklerken biz de ferdi ve
küçük gruplar olarak sesimizi eylemlerle duyuracağız!
İlk adımı yürekli bir kardeşimiz, E.Asb. Sn. Tuncer KÜÇÜK gerçekleştirerek MERZİFON'DAN
ANKARA'YA yürüyecek. Gönlümüz onunla. Kendisine, yol güzergahındaki TEMAD şubelerinin
ve arkadaşlarımızın ve değerli basınımızın manevi desteği vermelerini adalet,eşitlik
ve insan onuru talepleriminizin karşılanmasını bekliyoruz . Saygılarımızla.
YÜRÜYÜŞ PROGRAMI :
05 EKİM 2009 MERZİFON'DAN HAREKET
07 EKİM 2009 ÇORUM
10 EKİM 2009 SUNGURLU
11 EKİM 2009 DELİCE
13 EKİM 2009 BALIŞEYH
14 EKİM 2009 KIRIKKALE
15 EKİM 2009 ELMADAĞ
16 EKİM 2009 MAMAK
17 EKİM 2009 ANKARA
NE İSTİYORUZ ?
Biz hiyerarşiye saygılıyız, ne daha fazlasını ne de imtiyaz istiyoruz. Bizler sadece adalet,eşitlik ve insan onuruna saygı istiyoruz.
Ne kimsenin aldığı maaşta, ne flamalı arabalarında, ne eşlerine tahsis edilen sivil plakalı sivil şoförlü araçlarında, ne saltanatlarında gözümüz var...
1. Üniversite bitirdiği halde 1 'nci derecenin dördüncü kademesine düşemeyen tek kamu görevlisiyiz.Görev koşulları ve sorumlulukları assubaylarla kıyaslanamayacak birçok devlet memurundan daha alt derece ve kademeden göreve başlatılıyoruz. Tek neden assubay oluşumuzdur. Bu durum akla, mantığa, anayasaya ve hatta insanlık anlayışına aykırıdır. MYO mezunu Emniyet Hizmetleri, meclis stenografları, ziraat ev ekonomistleri teknik hizmetleri ile Lisans mezunu olan daha birçok devlet memuru 657 sayılı Devlet memurları kanununun ortak hükümlerinde belirtilen derece ve kademelerin (görev koşulları dikkate alınarak) bir üst derecesinden göreve başlarlar. Oysa Yüksek Okul mezunu assubaylar büro memurları ile aynı derece ve kademeden göreve başlamaktadır. Adalet ve eşitlik gereği MYO mezunu assubayların 9/2 Lisans mezunlarının 8 'nci dereceden göreve başlatılarak adalet ve eşitlik sağlanmalıdır.
2. Aynı süre görev yapan, aynı tahsil süresine tabi bir emekli subayla bir emekli assubay kıyaslandığında aradaki maaş farkı %300' dür. Haksızlık yapılırken bile bir insaf olmalı.
3.Silahlı Kuvvetler'de sayısal oran ¼ civarındadır. Yani bir subaya karşı dört assubay mevcudu vardır. Daha açık bir deyimle Türk Silahlı Kuvvetleri'nde 100 subay varsa 400 assubay vardır. Ancak sosyal tesisler söz konusu olunca bunun tam tersi vardır. Ordu evlerinden askeri kamplara kadar tüm sosyal tesislerde hem nitelik yönünden hem sayısal olarak assubaylara sağlanan imkanlar subaylara tanınan imkanların üçte biri bile değildir. Sayısal durum göz önüne alındığında aradaki korkunç uçurum çok daha iyi farkedilecektir.
4.Türk Silahlı Kuvvetleri'nden Lise Mezunu olup, emekli olan albaylar mevcuttur. Daha sonra harp okulları iki, üç ve son olarak dört yıla çıkartılmıştır. Emekli olanların intibakları da yeni duruma göre düzeltilmiştir. Assubay okulları da Yüksek Okul seviyesine çıkartılmış olmasına rağmen, tüm kapılar çalınmış ancak sonuç alınamamıştır.
5.Hastanın emeklinin rütbesi olur mu? Ancak birçok askeri hastanede A-B-C poliklinik hizmetleri ile subaylar lehine ayrımcılık yapılmaktadır.
6.Lojman konusu daha da iç karartıcıdır. Burada bir oran neredeyse söz konusu değildir.Lojmanların %40' ı assubaylara %55 'i subaylara % 5' i (Jandarmada % 15 'i) uzman çavuş ve sivillere tahsis edilir. Ancak bu sayısal oranla terstir. Kısaca subaylardan arta kalan lojmanlar assubaylara verilir.
7. Emekli Sandığı Kanununun EK-70 Maddesi 1 'nci fıkra (b) bendinde yer alan gruplardaki oranlar belli bir seviyede azalmasına rağmen 3'ncü ve 2'nci derecedeki personelin oranları orantısız bir şekilde azaldığı için bu dereceden maaş alan personel 1-3 yıllık eksik hizmet için ömür boyu % 30-40 oranında eksik maaş almaktadır. Bu konu müteaddit defalar Genelkurmay ve MSB tarafından söz verilmesine rağmen düzeltilmemiştir.
8. Yürürlükteki iç hizmet kanunu ve askeri ceza 1930'lu yıllardan kalma ve çağın çok gerisindedir. Personel kanunundaki hükümler subaylara imtiyaz ve ayrıcalık tanımaktadır.
9. Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devletidir. En yüksek makam olan Cumhurbaşkanı'nın hürriyeti bağlayıcı ceza vermeye, yani hapis cezası vermeye yetkisi yoktur. Ancak Ordu'ya yeni katılmış, mesleği hukuk olmayan bir subayın kendi kararı ile hapis cezası verme yetkisi vardır. İddia makamı ve yargıç aynı kişidir. Olağanüstü durumlarda olağanüstü kararlar alınması gereği elbette ve özellikle de görevi savaşmak olan ordu için kabul edilebilir bir durumdur. Ancak, olağanüstü durumlarda olağanüstü mahkemeler oluşturulması gerekir. İnsan hak ve özgürlükleri olağanüstü durumlar söz konusu edilerek göz ardı edilemez. Kaldı ki hapis cezası yetkisi olağanüstü durumlarda değil, olağan durumlarda ve barış konuşlanması içinde de geçerlidir. AİHM bir assubayın başvurusu üzerine şahsi hürriyetin sadece mahkemelerce hakim kararı ile kısıtlanabileceğine hükmederek Türkiye'yi tazminata hükmetmesine rağmen oda hapsi cezası amirlerce verilmeye devam edilmektedir !
10. Askerlikte hiyerarşik yapı gerekli ve hatta zorunludur. Bunu üniforma taşıyan herkes bilir ve kabul eder. Ancak, askeri garnizonlarda eşlerin ve çok acıdır ki çocukların da rütbesi vardır. Karşılıklı insani saygıdan kimsenin rahatsızlık duyması söz konusu değildir. Ancak, senin baban assubay sen arka sıraya geç.. Benim babam subay ben senden önde oturacağım, burası subayların sosyal tesisi sen assubay eşi çocuğusun giremezsin,benim eşimin rütbesi seninkinden yüksek hizmet önceliği benim mantığı, ne yazık ki genç beyinlere kardeşlik yerine husumeti, sınıfsal ayrımcılığı yerleştirmektedir.Bu çağdışı düşünce ve tahakküm arzusu terkedilmelidir.
11. Kamu düzeninin işleyişi bellidir. Polisin özlük hakları İçişleri bakanlığı tarafından takip ve teklif edilir. Öğretmenlerin özlük haklarına ilişkin kanun ve teklifler Milli Eğitim Bakanlığı tarafından takip edilir. Assubayların da haklarının da Genelkurmay Başkanlığı ve MSB tarafından takip edilmesi gerekir. Ancak hem görevde olan assubaylara hem de emeklilerine ne yazık ki üvey evlat muamelesi yapılmakta, yukarıda ana hatları ile özetlenen haklara ilişkin hiçbir çalışma yapılmadığı gibi, ne yazık ki meclise kadar gelen teklifler bizzat Genelkurmay tarafından engellenmektedir !
12. Üyelerinin % 60 'ını oluşturan assubaylar OYAK ve şirketlerinde denetim ve yönetim kurullarında temsil edilmemektedir. Oysa kendi imkanları ile yüksek lisans doktora yapmış assubay mevcuttur. Oyak, emekli olanlara birikmiş aidatlarına cüzî bir nema ödeyerek kurumla ilişiklerini kesmektedir. Aidat miktarı ile orantılı hisse senedi verilmelidir. Bu konuda TEMAD (Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği) tarafından açılan dava maalesef red edilmiştir. İç Hukuk yolları tüketildiği için konu AİHM götürülmüştür..
13. Assubaylar 631 sayılı KHK gereği almaları gereken tazminatları alamamaktadırlar. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 631 sayılı KHK özüne aykırı olarak uygulama içeren 2002/3546 sayılı BKK 1 'nci maddesinin adil olmadığı gerekçesi ile iptaline karar vermiş olmasına rağmen yeni düzenlemede aynı haksızlık devam ettirilmiştir.
14. Günümüzün koşulları ve lisans mezunlarının er olarak askerlik yapmaları dikkate alınarak, assubay MYO Lisans seviyesine çıkarılmalıdır.
E.ASSUBAYLAR GÜÇBİRLİĞİ PLATFORMU