İsrail'den bir nota da Dışişleri'ne

Kaynak : Hürriyet
Haber Giriş : 16 Ekim 2009 17:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İsrail Büyükelçisi Levy yaşanan Anadolu Kartalı tatbikatı ve Ayrılık dizisi krizlerinin ardından Dışişleri Bakanlığı'na giderek İsrail hükümetinin tepkisini Türk Dışişleri'ne iletti


İsrail, TRT'de yayınlanan ve İsrail askerlerinin Gazze'deki operasyonunu anlatan diziye çok sert bir notayla protesto etti.

Notada, Ayrılık dizisi için ?bariz kışkırtma? ifadesi kullanılarak, bu dizinin Türkiye'de yaşayan Yahudiler ile Türkiye'yi ziyaret edecek İsrailli turistlerin hayatlarını tehlikeye atabileceği mesajı verildi.

Nota, bizzat İsrail Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Avigdor Liberman'ın talimatıyla Türkiye'nin Tel Aviv'deki Maslahatgüzarı Ceylan Özen'e iletildi.

Notayı, İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın Batı Avrupa'dan sorumlu genel müdür yardımcısı

Noar Gilon, bakanlığa çağırdığı Türk diplomata iletti.

Ayrılık dizisinin İsrailli askerlerini ?çocukları öldürmekten zevk alan üstün ırkın mensupları? ve ?son derece karanlık etnik kilişeler kullanarak bölgeyi kontrol etmeye çalışan İsrailli ajanları? olarak gösterdiğinin ifade edildiği notada, şöyle denildi;

?Bu tip kışkırtmalar Türkiye'deki yahudilere ve ülkeye turist olarak gelecek İsraillilere yönelik fiziksel saldırılara neden olabilir. Ayrıca, bu çirkin klişelerin bir televizyon dizisende kullanılması, büyükler kadar çocuklarca da seyredilmesi, bölgede ve tüm dünyada ülkeler ve dinlerarası barışı arayan herkesi endişelendirmelidir.?

?O ASKERLER SİZE YARDIMA GELMİŞTİ...?

Notanın son bölümü ise daha da ilginç;

1999 yılındaki Marmara depreminde İsrail'in Türk halkına yardım için ordu mensuplarını gönderdiği hatırlatılarak, şöyle denildi;

?Dizide soğuk kanlı katiller olarak gösterilen İsrail askerleri, 1999'daki yıkıcı depremin ardından en zor anlarında Türk sivillerin yardımına koşanlarla aynı askerlerdir...?


Davutoğlu'ndan İsrail'e Yanıt

ANKARA (A.A) - 16.10.2009 - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin barış istikametindeki her adımı destekleyeceğini, barışı riske atacak adımlar karşısında da tutumunu net olarak göstereceğini söyleyerek, "Gazze'deki insani trajedi bu şekilde sürerken bizim askeri bir görüntü vermemizi kimse bizden bekleyemez" dedi.

Davutoğlu, temaslarda bulunmak üzere Bosna Hersek'e gidişinden önce Esenboğa Havaalanında düzenlediği basın toplantısında soruları yanıtladı.

İsrail ile ilişkilerde ardı ardına bazı sorunlar yaşandığının belirtilmesi üzerine Davutoğlu, "herhangi bir ilişkiye bakıldığı zaman konjonktürel olarak o günlerin perspektifinden bakılmaması gerektiğini, herhangi bir dönemde yaşananları esas alarak o ilişkileri yorumlamamakta yarar olduğunu" kaydetti.

Geçen yıl tam bu aylarda Türkiye'nin Suriye ile İsrail arasındaki dolaylı görüşmelerde arabuluculuk yapacak kadar iki tarafın da güvenine sahip, İsrail ile de yoğun ilişkileri olan bir politika yürüttüğünü hatırlatan Davutoğlu, "O günkü politikalarımız ne kadar doğru ve ilkeli politikalarsa, İsrail'in politikalarını tenkit ettiğimiz dönemler de aynı istikamette ilkeli politikalardır" dedi.

Bakan Davutoğlu, daha sonra şunları kaydetti:

"Türkiye, barış istikametindeki her adımı destekleyecektir, ama barışı riske atacak adımlar karşısında da bu bölgenin en önemli aktörü olarak tutumunu net olarak gösterecektir. Maalesef Gazze saldırıları, başta Türkiye'nin yürüttüğü İsrail-Suriye görüşmeleri olmak üzere, Orta Doğu'daki barış çabalarına büyük bir darbe vurmuştur. Dolayısıyla ilişkilere bugünkü basına yansıyan kriz alametlerini esas alarak bakmak doğru değil."

İsrail Başbakanı Ehud Olmert ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen dönemde yaklaşık 5 saat görüşme yaptığını, arada böyle bir güven ilişkisi bulunduğunu anımsatan Davutoğlu, "Barış istikametine tekrar dönüldüğünde bu güven ilişkisi aynı ölçüde kurulur ve Türkiye kaldığı yerden bu görüşmeleri sürdürür, başka her türlü barış çabasının da içinde yer alır" dedi. Davutoğlu, ancak bunun işaretlerinin Türkiye tarafından ve bölgede hissedilebilir olması gerektiğini söyleyerek, gerginlik politikalarına Türkiye'nin hiçbir zaman prim vermediğini, gereksiz bir gerginliğin içine de girmediğini bildirdi.

Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ama bu kadar hassas bir dönemden geçerken Türkiye'nin askeri bir görüntü içinde, salt askeri amaçlı olarak; çünkü daha önce arama kurtarma alanında bazı ortak çalışmalar yapıldı İsrail ve Ürdün ile, ama Türkiye bölgede barış çabaları yokken, barış çabaları istediğimiz ölçüde ivme kazanmamışken, askeri görüntülü şeyler içinde olmamaya özen gösterir. Gazze'deki insani trajedi bu şekilde sürerken bizim askeri bir görüntü vermemizi kimse bizden bekleyemez. Gazze'deki trajedi duracak, barış çabaları hem Filistin, hem Suriye-İsrail ayağında tekrar hayata geçirilecek ve en önemlisi barış psikolojisi bölgeye hakim olacak. Bizim istediğimiz bu."

TRT'DEKİ DİZİ

TRT'deki "Ayrılık" dizisine İsrail'in tepki göstermesiyle ilgili olarak da Davutoğlu, her şeyden önce TRT'nin özerk bir kurum olduğunu söyleyerek şunları kaydetti:

"Belli konular geldiğinde TRT özerk kurum olarak görülüyor, belli konular geldiğinde de devletin yayın organı olarak değerlendiriliyor. Bu doğru bir şey değil. TRT özerk bir kurumdur, benim anladığım kadarıyla bu diziyi yapanlar da özel bir şirkettir. TRT, o özel şirketle bu diziyi yapmıştır. Bu tamamen o yayın politikaları içinde değerlendirilecek bir husustur."

Davutoğlu, dizinin senaristinin Dışişleri Bakanlığından danışmanlık alındığına ilişkin sözlerinin hatırlatılmasına karşılık da, bu konuyu araştırttığını belirterek, "Bakanlığımızın resmi danışmanlık gibi bir teması söz konusu değildir" dedi. Ancak yapımcının verdiği bilgilere göre İsrailli yetkililerden izin alındığını ve İsrailli yetkililerle temaslar kurulduğunu anladıklarını kaydeden Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Bizim bir danışmanlığımız söz konusu değildir. Herhangi bir başka dizi için de böyle bir şey yapmamız söz konusu değildir. Dışişleri Bakanlığı TV dizilerine danışma mercisi değildir. Bakanlık resmi politikalarını yürütür, özerk kurumlar da kendi yayın çizgilerini takip ederler, biz buna da müdahale etmeyiz. Bunu da açık şekilde söyleyeyim. Türkiye sansüre dayalı bir ülke değil. Ama bu dizinin yayın kalitesi, mesajı gibi konular, bunlar dizi uzmanlarının işi, biz siyasetçiler ya da devlet yetkililerinin görüş beyan etmelerini çok doğru bulmuyorum."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber