Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Fehmi Ulusoy, "40 hâkim her gün iş takibinde"
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Fehmi Ulusoy, Radikal'e anlattı: Her gün 40, 50 hâkim-savcı raporla Ankara'ya iş takibine geliyor. Soruşturmalarda hâkim ve savcılar bildiklerini söylemiyor
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Fehmi Ulusoy, yargıda ricayla iş bitirilmesine ve iş takibine isyan etti. Her gün 40-50 kadar hâkim ve savcının rapor alarak Ankara'ya gelip iş takibi yaptığından yakınan Ulusoy "Bir siyasinin elinden tutup gelen hâkimler istemiyoruz" dedi. Adalet Bakanlığı'nın hafta başında yayımladığı ve hâkim-savcılardan iş takibi yapmamaları, bakan ile HSYK üyelerinin adları kullanılarak yapılan 'iş bitirme' girişimlerinin önlenip gereğinin yapılmasını istediği iki genelgenin arkasından tartışmalı bir tablo çıktı.
'Bu işler çoğalıyor'
Fehmi Ulusoy, konuyla ilgili sorulara şu yanıtları verdi:
Genelgeleri ben istedim: Siyasilerin elinden tutan hâkimler: Ben anlamakta zorlanıyorum,
yapımızdan mıdır nedir bilmiyorum. Biz tavassut ve iş takibi olmasın istiyoruz.
Bu genelgeler eskiden de vardı, ancak şimdi şimdi bu işler çoğalıyor. Hâkim-savcı
kendi hakkını kendi aramasını bilmeli, oysa bir siyasiyi yanına katıyor geliyor.
Her gün 40-50 kişi rapor alıyor, görev yerinde değil, orada davalar bekliyor,
o Ankara'da geziyor. İşinin takibi için. Genelgeleri bizzat ben istedim.
'Atama toto': Atamalarda falan dışarıda toto oynanıyor, şuraya atanacak buraya
atanacak diye. Bu işi yapanlar olarak bizim haberimiz yok. Totoya göre çıktıysa
'Bak dediğim oldu', olmadıysa 'Ne yapalım uğraştım olmadı' deniyor. İş takiplerinde
menfaat temini de olabilir. Genelgelerle bunu ikaz ediyoruz. İş takip etmek
isteyen varsa tespit ettirin diyoruz.
Bağımsızlık önemli: Bakın adaletteki temel mesele HSYK'da bakanın ve müsteşarın
bulunması da değil. Asıl olarak teftiş kuruluyla, personelin bakanlığa bağlı
çalışmasıdır. Bu bağımlılık yargı bağımsızlığına aykırıdır.
Şüphelerim var: Bakın 14 müfettiş atandı yeni. Geldikleri yerlere, kıdemlerine
baktım, çoğu bu işleri hazmetmiş değiller gibime geldi. Bu tür yanlışlar haklı
sızlanmalara sebebiyet veriyor. Bu tecrübedeki adam yeterli mi? Kurulun ayrı
bir bütçesi ayrı sekretaryası olması lazım. Bu teftiş kuruluyla bağımsızlık
falan olmaz.
'Bakan bize söz verdi'
Sicil doğru mu değil mi?: Bir de hâkim-savcılar atamalarda gerçek durumu bilmiyor;
ben şuraya terfi etmeliyim, neden edemiyorum falan gibi. Ama sicil dosyasını
bilmiyor. Çünkü onu bakanlık personel genel müdürlüğü tutuyor ve bize bağlı
değil. Siciller de gerçek mi değil mi bilmiyoruz.
Taslak hazırlığı: Bakan beye bunu anlattım, teftişin bize bağlanmasının ne kadar
gerekli olduğunu anlattım. O da Anayasa değişiklikleri yapılacağını bunu değerlendirebileceklerini
belirtince biz de taslak hazırlığı başlattık.
Hâkim-savcı gerçeği saklıyor: Bir zorluk da kimse bu soruşturmalarda
bildiğini söylemiyor. Müfettişi çağırıp soruyoruz, raporda böyle, gerçekle arada
çelişki var deyince müfettiş yakınıyor; rapora geçirilmesini istemiyorlar. Sözlü
anlatıyorlar, 'Yazarsan imza atmam' diyorlar. Bunlara benim aklım ermiyor, onlar
gerçeği söylemezse bu iddiaları nasıl önleriz.
Kurul üyeleri namuslu olmalı: Bir önemli mesele de kurula gelen üyeler namuslu,
terbiyeli olmalı. Böyle olursa üye sayısı şu olmuş bu olmuş, bakan olmuş olmamış;
bağımsızlık korunur.
Önceki bakanı reddettik: Bakanların her teklifi bizden geçmez çünkü. Geçen bakan
(Hikmet Sami Türk) iki olmayacak teklif getirdi, reddedildi. Şimdiki bakanın
olmayacak benzer özel bir teklifi olmadı. Hazırladıkları taslağı da önemli ölçüde
değiştirdik, bu konuda da direnmedi.
Basın hesap sorsun: Bu konuda basın da dikkatli olmalı, gereksiz suçlamamalı,
ama gereksiz suçlanan hâkim-savcı olsa da lehine kampanya yapıp aklamamalı.
Biz, basın olsa da olmasa da bu tür iş takiplerini, tavassutları hemen izleyip
gereğini yerine getireceğiz. Ama bu sistem bizi bağlıyor bu sistemde yapacağımız
sınırlı.
'Dediğiniz iş halledildi sayın başkanım'
HSYK Başkanvekili Ulusoy, yargıda ricayla iş bitirildiğine çok çarpıcı da bir
örnek verdi: "Bakın size çok yakından örnek vereyim. Geçenlerde bir idare
mahkemesi başkanı beni aradı saygılar sunup 'Başkanım dediğiniz işi halletim'
dedi. Ben de önce boş bulunup teşekkür ettim, ama sonra anında düşündüm; ben
bu mahkeme başkanından bir şey istememiştim. Başkandan o kişinin kim olduğunu
sordum, dosya numarasını tespit edip bildirmesini istedim. Böyle bir sürü numara
var."
"Mahkeme başkanı bu kişinin kim olduğunu söyledi mi" sorusuna "O
an cevap alamadım, muhtemelen belediye başkanı mıdır nedir çözemedim" yanıtını
veren Ulusoy şöyle devam etti: "Bu tür şeyler normal değil tabii. Zaten
biz de bunun için bu işlere el atıyoruz. Bakın bir yargı bir asker kaldı kokuşmamış,
onları da kokuttuktan sonra varın gerisini siz düşünün. Yazık olur memlekete.
Bu yakınmalarımız son dönemde arttı"
Radikal