Baykal: Öğretmenlerin feryadına kulak verilmelidir

Kaynak : Hürriyet
Haber Giriş : 16 Mart 2010 14:14, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal partisinin grup toplantısında konuştu. İşte Baykal'ın konuşmasından satır başları:

Enflasyondaki kıpırdanma hem faizler hem de vatandaşın geçim düzeyi bakımından endişe vericidir.

Memurlara verilen yıllık maaş artışı 3.78 Ocak ve Şubattaki enflasyon artışı 3,32. memurlara verilen artış iki ayda gitmiştir.

Memur artık cebinden yemeye başlamıştır. Sadece resmi istatistiklere dayanarak söylüyorum.

Hepimiz biliyoruz ki enflasyon resmi istatistiklerden daha fazladır. Memur daha şimdiden darbeyi yemiştir. Emeklinin durumu daha da kötüdür.

Emeklileri zaten bu hükümet yok sayıyor. Türkiye ekonomisinde büyüme olursa da pay vermeyi reddediyor.

Önümüzdeki seçimlerde bu iktidar o emeklilerden hak ettiği silleyi yiyecektir.

ÖĞRETMENLERİN FERYADI

Öğretmenlerin eferyadına kulak verilmelidir. İhtiyaç açıktır. Devlette öğretmene ihtiyaç var evde ailelerin yanında öğrenciyle buluşamayan öğretmen tablosu var. MEB'în kendi rakamları ile 717 bin öğretmene ihtiyaç olduğunu ve 133 bin öğretmen açığının olduğunu belirtiyor. Aslında açık fazla yüzde 23'ün kadrosuz ücretli çalışmaktadır. Ders başı ücret olarak çalışmaktadırç. Güvencesi olmayan bir konumda böyle bir tabloda yer almaktadır. Diğer taraftan da diploma ellerinde 200 bin öğretmen beklemektedir.

ÜNİVERSİTE SİSTEMİ

Üniversite sınav sisteminin yanlış olduğunu ifade ediyoruz. CHP iktidarında gençlerin üniversiteye giriş sistemi köklü bir şekilde değiştirilecektir.

YÖK diyor ki ?Ben Türkiye'deki liselerden mezun olanları sınava sokarım. Ama benim karşıma ?Ben yurt dışındaki bir liseden mezun oldum' diye biri gelirse ona sınav yapmaya gerek yok. Sınav, kendi milletimize yapacağımız bir eziyet.?

Yurt dışındaki liselerden mezun olan kişiler diploma alıp gelirsen başımın üzerinde yerin var deniyor.

Bunlar alıştırma zemin yoklama girişimleri. Milletimizin haber olsun. Böyle tuzakların işletilmesini engellemektir.

Herkes sınava girecek sınav olacaksa. Sınav olmayacaksa hiç kimseye sınav olmayacak.

Öğrencileri daha ortaöğretimde yeteneklerine, becerilerine göre, hocalarının görüşlerine, ailelerinin görüşlerine göre onları yönlendir.

Yurt dışından imtiyazlı belli kesimlerin sınava girmeden üniversitelerde yer tutuma girişimi ortaya çıkmıştır.

Ama bir yandan da siz elek koymuşsunuz oradan geç geçebilirsen. Bu milletin evlatları okullara giremeyecek yurt dışından gelenler istedikleri gibi girecek.

FUTBOL MAÇI ETNİK KAVGAYA DÖNÜŞMEMELİ

Maalesef Türkiye'de spor müsabakaları zaman zaman çığırından çıkıyor. Olay Türkiye'de sıradan bir olayın ötesine geçme haline gelmiştir. Herkesin kendi kimliği vardır.

Ama futbol maçlarını etnik kavga olayına dönüştürmemek bizim temel sorumluluğumuz olmalıdır. Bu oyuna sporcular, seyirciler hiç birimiz düşmemelidir. Umarım üzüntü verici kırılganlıklara yol açacak olaylar yaşanmaz.

Türkiye olarak kendi aramızda futbol maçı yapamaz hale düşmemeliyiz. Bu oyunu hep beraber bozmalıyız.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ

Mecliste 550 milletvekili var 608 dosya var. Bu dosyaların gereği yapılmamış. Şimdi bunlara ?sen hakim seç? diyeceğiz. Kime diyeceğiz belki de kendisini yargılayacak Yüce Divanı, Anayasa Mahkemesi'ne üye atayacak milletvekillerine.

Bu yanlıştır diyorduk. İktidardan şöyle bir cevap çıktı: 608 değil 576 dosya var. O nedenle biz yanlış söylüyormuşuz. Baktım gerçekten yanlış söylüyormuşuz. 550 milletvekili ile isnat edilen suç adedi 664. isnat edilen 608 değil, 664 suç varmış.

DENİZ FENERİ

Bu iktidar neyle hatırlanacak diye kendime sorduğumda aklıma iki olay geliyor. Birincisi Deniz Feneri, ikincisi Habur olayı.

Anayasa Mahkemesi bir karar verdi: ?Sen laikliğe karşı odak noktasısın.? Bunu biz söylemiyoruz. Karar bu. Birinci noktada bir zafiyet var.

Siyasete göre TSK'yı yönlendirme arayışına girersek çok büyük sıkıntı yaşarız. Mesafeli anayasa hukuka uygun ama mesafeli bir ilişkiye ihtiyacımız var.

"ÇOK KÖTÜ ŞEYLER OLUR"

Elinizi kışlaya sokarsanız arkasından çok kötü şeyler olur.

Bu konuda son zamanlarda maalesef sıkıntılı günler yaşıyoruz.

?HERKES KENDİ İŞİNİ YAPACAKTIR?

Türkiye'de ordu-siyaset ilişkisinin sorunlu bir geçmişi var ama bunlar Türkiye'yi yeni sorunlarla karşı karşıya bırakmamalıdır.

12 Mart 71 ve 12 Eylül 1980 iki askeri müdahale. Parlamentoya yönelik sonuçlar doğuran müdahaleler bunlar.

CHP olarak 12 Mart'a da , 12 Eylül'e de ve bütün askeri müdahalelere lafta değil somut olarak tavır takınmışızdır.

Silahlı kuvvetlerin sakınılması korunması gerektiğini en iyi biz biliyoruz ama biz diyoruz ki ?herkes kendi işini yapacaktır.?

Bu ilke etrafında tavır takındık. Çok sıkıntılı döneler yaşadık ama bir gün bile TSK ve demokrasiye karşı bir hareket içine girmedik.

"SİLAHLI KUVVETLERDEN ELİNİZİ ÇEKİN"

Böyle fiili müdahaleler içinde gelmiş bir siyasi kadro olarak söylüyorum ki askerin müdahalesine karşı en büyük güvence CHP'dir.

Bu müdahalelerden başı dik, alnı ak bir kadro olarak yine söylüyorum ki TSK'ya yönelik tertiplerin karşısında da yine CHP vardır.

28 Şubat diyorlar, neden 28 Şubat'ın hesabını sorma gereği duymuyorsunuz.

"HAKSIZ SUÇLAMA YAPAN ZİHNİYETİ REDDEDİYORUZ"

Darbe yapmayı düşündüğünü iddia ettiklerini araştırıyorsun da resmen darbeyi yapmış olanlardan neden hesap sormuyorsun.

Masum insanlara haksız suçlamalar yapan, bir zihniyeti de reddediyoruz.

Silahlı Kuvvetler'den elinizi çekiniz. Uydurma bahanelerle Türkiye'nin kurumlarını sıkıntılı bir sürecin içine çekmeyiniz.

Adalet siyasetin üzerinde olacaktır. Siyasetçi hesabını verecek mahkeme de kendi kurallarını yaşayacaktır.

"EMEVİ HUKUK DEĞİL CUMHURİYET HUKUK İŞLEYECEK"

Bir gizli tanık skandalıdır gidiyor. Böyle bir tablo olabilir mi. İddianamelere bakıyoruz acı ızdırap verici.

Türkiye Cumhuriyeti'nde Cumhuriyetin hukuk işleyecekti, Emevi hukuku, Muaviye Hukuku işlemeyecektir.

Şimdi moda iddianame ve infaz. Anayasa Mahkemesi Başkanı isyan ediyor. AKP'li ve ona yandaş medya ve aydınlar hariç bu yargılama tatbikatının adaletsiz olduğunu görmeyen kimse kalmamıştır.

Türkiye bu günlere Nemrut Mustafa Paşa mahkemelerinden geçip geldi. Türkiye'yi, bir daha o mahkemelere kimse mahkum edemez.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber