Öğretmenlerin beklentileri (Zorunlu Hizmet)

Son günlerde gündeme oturan Öğretmenlerin Atama ve Yer değiştirmelerine İlişkin Yönetmelikle ilgili yoğun bir mail bombardımanı söz konusudur. Konunun kesinleşmemiş olması ve haklı olarak oluşan olumlu beklentilerin artması bu bombardımanın asıl temelini oluşturmaktadır. Konu çok geniş kapsamlı olduğundan başlıklar halinde ele almak konuyu daha iyi toparlama olanağı sağlayacaktır. Konuya ilişkin olarak ayrıntılı bir değerlendirme için başlığa tıklayınız.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 12 Nisan 2010 00:01, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Tabii ki eğitim çalışanlarını ele aldığımızda konuya ilgi alanları değişmektedir.

Bu konuların temel başlıkları;
- Zorunlu hizmet
- İsteğe bağlı yer değiştirmeler
- Özür grubu yer değiştirmeler
- Sözleşmeli öğretmenlerin yönetmelikteki yeri
- Kurum içi ve kurumlar arası atamalar
?
şeklindeki başlıklarda toplanmaktadır.

Konulara zorunlu hizmetten başlamadan önce genel bir bilgi paylaşımında bulunacak olursak;

Öncelikle söylemeliyim ki gerek başta Personel Genel Müdürlüğü olmak üzere bakanlık yetkilileri gerekse sendikalar tamamıyla iyi niyetle ve samimiyetle konuya yaklaşmaktadırlar. Yapılan toplantılarda ne sendikalar arasında ne de bakanlık ve sendikalar arasında büyük fikir ayrılıkları olmamıştır.

Fikir ayrılıkları ve tartışılan konular ayrıntılarda gizli kalmıştır. Bu ayrıntılar noktasında her türlü bilgi paylaşımı ve tartışmalar yapılmış sonuçta amaç aynı olduğu için ortak bir paydada buluşulabilmiştir.

Bu noktada üzerinde dura dura vurgulanacak bir nokta vardır. O da; şu ana kadar kamuoyuna yansıyanlar tamamen taslak niteliğindedir. Ortak bir çalışmanın ortaya konulduğu da doğrudur fakat uygulayıcı olan bakanlıktır ve bu konuda en yetkili makam Bakan sayın Nimet Çubukçu'dur.

Bakanlık bürokratlarının olumlu yaklaşımlarının belli noktalarda icraata dönmemesi de tabii ki mümkündür. Konunun içinde olanların dahi mevzuat yayımlanmadan "bu iş tamam" demeleri mümkün değildir. Bu nedenle beklenti içerisinde olanların her türlü ihtimale kendilerini hazırlamaları gerekir.

Kaldı ki sendikalar mutabık kaldıkları halde bakanlığın kafasında soru işaretleri uyandıran konular da vardır. Aslında onları ikna etmek zor olmamıştır fakat sonuçları itibari ile altından kalkamayacakları (aslında kalkmaları gereken) durumlarla da karşı karşıya kalabileceklerinden endişelidirler. Tabii ki olası durumları gelişmeler süresince de sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Zorunlu Hizmet ;

Bilindiği gibi ülkemizde kalkınmakta öncelikli bölgeler bulunmaktadır ve bu bölgelerde personel istihdamı noktasında sorunlar yaşanmaktadır. Bu sadece Milli Eğitim Bakanlığının değil diğer bazı bakanlıkların da sorunudur.

O bölgeler de ülkemizin bölgeleri olduğuna, orada bulunan öğrencilerin de eğitim alma hakları ellerinden alınamaz bir hak olduğuna göre bu bölgelere de öğretmen gönderilmesi gerekmektedir.

Gelinen noktada genel yaklaşımın mevcut öğretmenlerin zorunlu hizmetten muaf edilmeleri, zorunlu hizmetin bundan sonra atanacaklara uygulanması yönünde ise de eğitimci gözüyle bakıldığında aday öğretmenlerin mi yoksa adaylığı kalkmış belli bir tecrübeyi kazanmış öğretmenlerin mi o bölgelerde daha yararlı olacakları tartışılmalıdır. Toplantılarda ve toplantı aralarında bu durumlar da tabii ki konuşulmuştur. Toplantıya katılanlar eğitimin paydaşları olduklarına göre (bakanlık bürokratı, sendikacı, il milli eğitim müdürleri) bundan sonrası tufan demeleri beklenemezdi.

Tabii ki bu cümlelere ve uygulamaya karşı;
Orada teşvik verilsin,
Ben yaptım niye af geliyor?
Adamını bulan gitmiyor,
?
şeklinde yaklaşımların olabileceği gerçektir.

Bu konuda;
- Maddi teşvik
- Çalışılan her yıl için erken emeklilik olanağı
- Bölgenin kalkınması,
- Güvenlik sorunu
- Lojman sorunu
- ?
şeklindeki başlıklarla ele alınsa dahi bu işin kesin olarak çözümlenmesinin çok da mümkün olmayacağını, daha derinlemesine ele alınması gereken bir konu olduğunu belirtmek gerekir...

Eğer zorunlu hizmet muafiyetine af dersek; af beklentisini yaratan bakanlık olmuştur çünkü; taslak metinde tarihini boş bıraksa da bir affı gündeme taşımıştır. Bu nedenle buradan dönüş olması mümkün görülmemektedir.

Bu affın tarihi noktasında yoğun tartışmalar olmuş ve hukuki olarak sorunların da yaşanmaması adına af tarihi olarak YÖNETMELİĞİN YÜRÜRLÜĞE GİRDİĞİ TARİH olarak kararlaştırılmıştır. Bakanlık yetkilileri de 31.12.2006 öncesi olsun şeklindeki önerilerini geri çekmişlerdir.

Bakanlık ve diğer paydaşların bu konudaki kaygıları;
Zorunlu hizmete tabi kurumlardan diğer kurumlara oluşacak sirkülasyonun yaratacağı boşluğun nasıl dolduracağı, (bu konudaki potansiyel ilk atama alınacak öğretmen sayısından da fazladır.)
Devlet Personel Başkanlığının, Maliye Bakanlığının (yolluk masrafları v.s.) ve Bakan Çubukçu'nun ikna edilip edilemeyeceği,
şeklindedir.

Ortada var olan bir gerçek vardır ki o da "ok yaydan çıkmıştır" ve bu iş bir şekilde çözümlenecektir.

Aksi durum öğretmenler arasında daha da büyük sorunların yaşanmasına yol açacaktır. Bu işten geri adım atmak devlet ciddiyetine de yakışan bir davranış olmayacak, eğitim çalışanlarında yıllardır oluşan güvensizlik ortamının daha da derinleşmesine yol açacaktır.

Tüm bu değerlendirmeler ışığında konu ile ilgili olarak açıkça ifade etmek gerekirse;
1- Zorunlu hizmet muafiyeti getirilecek.
2- Zorunlu hizmeti yapmakta olanların da süre şartı aranmaksızın yer değiştirmelerine olanak verilecek,
3- Zorunlu hizmet muafiyeti şu anda görev yapmakta olan tüm öğretmenleri kapsayacak
4- Yönetmelik Mayıs ayında yayımlanacak,zor bir ihtimal olsa da yetişmemesi durumunda dahi zorunlu hizmete tabi olanlar bu yıl zorunlu hizmete tabi tutulmayacaklar, yapmakta olanlara da yer değiştirme olanağı verilecektir.

Gelinen noktanın gereği de budur ve bu konuda uzlaşı da tamdır?

Bu noktada öğretmenler adına asıl sorun yer değiştirmelerdeki yaklaşımlarda yaşanacaktır. Bu konuyu daha sonra detaylı olarak ele alacağız?

Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber