İşte Baykal olayının şifreleri

Haber Giriş : 09 Mayıs 2010 00:09, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ersin Tokgöz/ Turktime.com

Deniz Baykal'a ait olduğu iddia edilen gizli kamera görüntüleri gündeme bomba gibi düştü ve hararetli bir tartışma başladı. Tartışmanın eksenini ?o görüntüler gerçekten de Baykal'ın mı değil mi? sorusundan çok ?hangi kirli eller bu tezgâhı kurdu ve servisi yaptı?? sorusu belirliyor.

İlginç bir durum. Neredeyse görüntülerin sahiciliği üzerinde zımni bir uzlaşma var. Baykal'a atfedilen o eylemin ahlakiliği konu dışı bırakılmış durumda.

Madem öyle cevap o sorunun izlerini sürelim. O görüntüleri kim çekti? Kim servis etti?

Görüntüleri ilk yayınlayan yayın grubu olduğu için ilk elde ihale Vakit Gazetesi'nin internet sitesi habervaktim.com'da kaldı. Hele videonun başına ve sonuna yazılan ?İşte CHP ahlakı? gibi sloganik sözler Vakit'in dilini yakından çağrıştırması bakımından olağan şüpheliyi olağan suçlu yapma için ciddi bir karine içeriyor.

Tamam; son dönemlerin en sıkı psikolojik savaş enstrümanı ses görüntü kaydı ve servisi medyanın özellikle belli bir bölümünün, haydi daha açık söyleyelim, yandaş medyanın sık kullandığı bir yöntem.

Ama bu kez durum gerçekten de böyle mi? Bu da bir yandaş komplo mu gerçekten? Bunun net yanıtı yok henüz. Ama iz sürmeye devam.

İz sürmek için şu soru şart: Bu sansasyon kimin işine yarayacak? AKP'nin mi? yanıtınız evetse şu soruların da yanıtını biliyor olmalısınız: Erdoğan sık sık Baykal liderliğindeki CHP'ye can kurban demiyor mu? Haydi, Erdoğan siyaseten ters köşe yapıyor diyelim. Ama politika üretmeyen, oyunu ve oyununu belli bir yüzdeye endekslemiş, iktidara gelmek gibi bir hedefi ve programı olmayan, ezeli ve ebedi bir ana muhalefet partisi gerçeği yok mu hepimizin önünde? Bu durumda Baykal'ı yerinden edecek böylesi bir komplonun hazırlayıcısı olabilir mi AKP?

Mevcut durum tüm gizli kayıt sabıkalarına rağmen AKP ve onlara can suyu olmak isteyen yandaşlarını denklem dışına itiyor gibi. Tamamen aklamasa bile kocaman b ir soru işaretini engellemiyor.

Demek ki fotoğrafın diğer parçalarına bakmak, iz sürmeye devam etmek gerek hala. Devam edelim?

Ankara kulislerinin şahı Talat Atilla ilginç bir noktanın altını çizdi bugünkü yazısında. Özetle ?Mayıs'ta bu skandal patlıyor, Haziran'da Sarıgül aylardır geciktirdiği partisini kuruyor. Bu tesadüf hayli ilginç? diyor Atilla, parti içi kavganın satır aralarını da detaylayarak. İlginç değil mi?

Evet? İlginç. Ama hala fotoğrafta eksik birkaç parça var. O eksik parçayı da olayın bugünkü gazetelere nasıl yansıdığını resmederek yapalım. Medya öyle bir kutuplaşma halinde ki ne zamandır, medyanın röntgeni siyasi pozisyon alışları da vermesi bakımından tam bir laboratuar işlevi görecektir.

Doğrusal mantık bize ne der? Söz konusu Baykal'ı zor durumda bırakacak bir haberse, yandaş medya hem manşetleriyle, hem köşe yazılarıyla, olayı büyütebildiği kadar büyütür? Ta ki nihai hedefe varana kadar. Merkez medya ise tam tersi pozisyon alır. Öyle olmalı değil mi?

İşte belki de düğümü çözecek ayrıntı burada.

MERKEZ MEDYA BÜYÜTTÜ!

Bakın haberler nasıl yer aldı bugün medyada?

Merkez medya gazetelerinin neredeyse hepsi Baykal haberini manşetten ya da sürmanşetten gördü. Diyebilirsiniz ki ?Ne var bunda. Bu bir ahlaksızlık, gizli çekilen görüntü ve tepkide birleşmiş olabilirler çok sevdikleri Baykal için.? Ama demeden önce detaylara dikkat: Mesela Amiral Gemisi Hürriyet ?Baykal'a gizli kaset darbesi? manşetiyle çıktı. Kelimelere dikkat. Henüz Baykal bir darbe almış değil, ne görevini bıraktı, ne yerini terk etti, ne de olay yüzünden partide konumu sarsıldı. Ama seçilen kelime darbe. Sadece manşetlerde kullanılan dil değil ilginç olan.

Köşe yazarlarının büyük bir bölümü de Baykal bombasını ?istifa? temasını merkeze oturtarak işlediler.

Mesela Tufan Türeç ?Baykal gereğini yapmalıdır? başlığını attığı yazısına ?BAYKAL'ın siyasi yaşamının böyle bir skandalla noktalanması çok üzücü.? diye başlıyor.

Mesela; Fatih Çekirge ?Baykal'ın içindeki cam kırıkları?nı anlatırken gidecek mi sorusunun yanıtını arıyordu.

Mesela; Vatan başyazarı Güngör Mengi Baykal'a son görev çağrısını yapıyor, ?Siyasi yaşamını cesur bir kararla sonlandırması, büyük ihtimalle partisinin önünü açacaktır. Bu son hizmeti esirgemesin!? diyordu.

Mesela; Mustafa Mutlu da Baykal ve Baytok'un derhal istifa etmesini istiyordu.

Örnekleri artırabiliriz. Merkez medyanın yazarları ağırlıklı olarak hep Baykal olayını işlediler. Bir anda referandum da, Erzincan olayı da, terör gündemlerinden düştü.

YANDAŞ MEDYA UYUTTU?

Peki yandaş diye tabir edilen medya ne yaptı?

İşte zurnanın zart dediği yer tam da burası. Tam da beklenen, böylesi bir malzemeye yazarlarıyla editörleriyle atlamasıydı yandaşların. Her fırsatta Baykal'a çakan bir güruh için bundan iyi fırsat mı olurdu?

Ama bakın ne oldu.

Sabah'ta Okan Müderrsioğlu'nun dışında tek bir yazar bile olayı görmedi.

Yeni Şafak'ta konuya değinen tek yazar Salih Tuna'ydı.

Zaman yazarlarının hiçbiri Baykal olayını yazmadı.

Star yazarları da Baykal olayı yokmuş gibi yaptılar.

İŞİN ÖZÜ?

Şimdi alın bu bilgileri, İkitelli medyasının el bebek gül bebek büyüttüğü parti kurmaya hazırlanan ama hep erteleyen lider adayının kim olduğunu, o adayla ilgili Baykal'a git diyenlerin tek bir eleştirel haber yapmamalarını yanına ekleyin, hazırlıkları şöyle bir düşünün, tüm bunları koyun üst üste ve şu soruyu sorun: ?Gerçekten de bu iş kime yarar??

Ha, diyebilirsiniz ki ?Ama kaseti ortaya çıkartan dinci Vakit'in sitesi. Buna ne diyeceksiniz??

O zaman sadece şunu derim ben: Yoksa siz gördüğünüz her şeyin gerçekten de gördüğünüz gibi olduğunu düşünenlerden misiniz?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber