Öğretmenin Sınırı Yok Projesi

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 11 Haziran 2010 09:50, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:59

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Öğretmen Akademisi Vakıfıyla ortaklaşa yürütülen "Öğretmenin Sınırı Yok" Projesi basın toplantısına katıldı.

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Milli Eğitim Bakanlığı ve Garanti Bankası işbirliğiyle Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV) tarafından yürütülen ''Öğretmenin Sınırı Yok'' projesi kapsamında Garanti Bankası Genel Müdürlüğü'nde düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, Garanti Bankası'nın başta öğretmenler olmak üzere Türkiye'de eğitim adına sorumluluk üstlenmiş kişilerin mesleki ve teknik anlamda aynı zamanda kendi gelişimlerine destek verecek faaliyetlerde bulunmak misyonuyla ÖRAV'ı kurduğuna dikkati çekti. Bakan Çubukçu, "Öğretmenin Sınırı Yok" projesinin de bilgiyi değil, öğrenmeyi öğreten lider öğretmenlerin yetişmesine katkıda bulunmayı hedefleyen vakfın ilk projesi olduğunu söyledi. Projenin adının iki ayrı anlamı kapsayacak şekilde düşünülmesinin, hem öğrenmenin hayat boyu süren bir uğraş olduğunu, hem de öğretmenlerin kendilerini sürekli geliştirmeleri gerektiğine vurgu yapan Bakan Çubukçu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Gelişmiş ülkelere de baktığımızda, öğrenme sürecini yeni gelişmeler doğrultusunda güçlendirmek amacıyla eğitim sistemlerinde sürekli bir araştırma ve arayış içinde olduklarını biliyoruz.

Eğitim bugün tüm dünyada çok yönlü tartışılan bir konu. Bugün birçok ülke sistem düzeyinde reformlara gidiyor ve modern eğitim konuları oluşturmanın yanı sıra öğretmenlerin mesleki donanımlarının güçlendirilmesi ve okul yönetimlerinin geliştirilmesine yönelik politika ve stratejiler geliştirmeye başladı. Bugün gerçekten eğitim söz konusu olduğunda dünya hızla değişiyor, küreselleşiyor ve bilgiye ulaşma yolları çok yönlü hale geliyor. Bütün bunları göze aldığımızda değişmeyen faktör öğretmenler. Öğretmene bugünkü çağımızda belki de eskisinden daha çok ihtiyacımız var."

Öğretmenin hizmet içi eğitimi ve yeniden yapılandırılmasının çağın gereklerine göre yenilenmiş bir müfredata uygun öğretmen modelinin güçlendirilmesinin çok önem verdiği konulardan biri olduğunu ifade eden Bakan Çubukçu, şunları kaydetti: "Milli Eğitim Bakanlığı, 2004 yılından beri kendi içinde çok ciddi yapısal yenilikler üzerinde çalışıyor. Müfredatın yenilenmesinden, eğitim teknolojilerinin eğitimde kullanılmasına kadar değişik süreçlerde farklı yaklaşımlar içindeyiz. Bu sürece liderlik edecek olanlar da eğitim yöneticileri ve öğretmenlerdir. Öğretmenlerimizin kendilerini sürekli yenilemeleri ve bilgi çağının gereklerine uygun beceriler kazanmaları sürecin başarısı için hayati öneme sahiptir.

Çocuklarımızın öğrenme becerisine sahip olmaları, hayat boyu öğrenme sürecinin aktif bir öznesi haline gelmeleri de ancak nitelikli öğretmenlerle mümkündür. Öğretmenlerimiz yenilikçi olmalı, bilgi toplumunun yarattığı değişen şartlar karşısında bilgisini sürekli yenilemeli ve yaşam boyu öğrenme konusunda iyi bir rehber ve iyi bir rol modeli olmalı. Bu kapsamda bakanlık olarak eğitimin her kademesinde görev yapan personele özellikle öğretmenlerle ilgili hizmet içi eğitim çalışmalarına büyük önem veriyoruz. 700 bini aşkın bir personel hedef kitlemizin olduğu düşünüldüğünde, öğretmenlerimizin mesleki gelişimleri için daha etkili sonuçlar doğuracak yöntemlere başvurmamız gerekiyor."Bu konuyla ilgili kuruluşların da desteğine ihtiyaçları olduğunu anlatan Bakan Çubukçu, "Bu nedenle bu projenin çok anlamlı bir proje olduğunu belirtmek isterim" dedi. Bakan Çubukçu, Türkiye'nin geleceğinde bu kadar önemli rol oynayan öğretmenlerin niteliklerini geliştirmeye yönelik ÖRAV ile işbirliklerinin 5 yıl ile sınırlı kalmayacağını ifade etti. Pilot olarak 5 ilde başlayan bu projede geri dönüşümler aldıklarını anlatan Bakan Çubukçu, "Bu başarıda her şeyden önce hazırlık aşamasında yapılan ihtiyaç analizlerinin ve öğretmenlerimizin hangi becerileri geliştirmeye ihtiyaç duyduklarının doğru tespitinin önemli olduğunu düşünüyorum" diye konuştu. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, 6 Haziran 2010 tarihi itibariyle 43 ilde 11 bin 436 personelin eğitime alındığını, bundan sonra daha hızlı adımlar atılarak, daha fazla öğretmene ulaşılacağını belirtti.

Garanti Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk de "Öğretmenin Sınırı Yok" projesinin artık bir proje değil, yaşam tarzı olduğunu ve bunun filizlerini 20-30 yıl sonra daha fazla göreceklerini umduklarını kaydetti. Geleceğini düşünen her toplum için öğretmenlerin çok önemli bir konumda bulunduğunu ifade eden Ferit Şahenk, Türkiye'nin belirli bir değişimden geçtiğini ve kurumların bu tür projelere imza atabilme imkanı bulduğunu söyledi. Projenin artık Türkiye'ye mal olduğunu anlatan Ferit Şahenk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Başlattığımız projede hedefimiz 100 bin öğretmene ulaşmaktı. Araştıran, sorgulayan, ülkemizin değerlerine sahip çıkan ve bilhassa bu değerlere sahip genç nesillerin yetişmesine katkı sağlayacak öğretmenlerimize yardımcı olmak, memleketimizde eğitim kalitemizi geliştirmeye katkıda bulunmak hedefimizdir. Projemiz ayrıca bazı zorluklarla da karşı karşıya, ama en ücra köşelerde bile destek verildiğini görüyoruz. 21. yüzyılın en önemli özelliklerinden biri bilgi çağı olması. Bu açıdan bakıldığında çağımızın gerçeklerinden uzak duran, kendini yenilemeyen, önüne konulan bilgileri sorgulamayan toplumlar hiçbir zaman dünyamızda yaşanan gelişmeye ayak uyduramıyor." Türkiye'de birçok inşaat şirketinin kaliteli mühendis bulabileceğini, ancak kaliteli bir makine operatörünü bulmanın zor olduğunu vurgulayan Garanti Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, "Bu insana şunu düşündürüyor, demek ki üniversite ile lise arasında da çok değişik bir eğitim yapılabilir" dedi. Gelişmiş batılı ülkelerin modeli olarak görülen bu mesleki eğitimin uygulandığı ülkelerin, gelişmişlik, teknolojik yenilikler ve refah düzeyi açısından ileri seviyede olduğunu belirten Ferit Şahenk, " Bizim de bunu Türkiye olarak yapmamız lazım. Çünkü biz çağdaş, demokrat, aydın, üretken, düşünen, konuşan ve yaşam boyu öğrenmeyi kendine ilke edinmiş olan öğretmenlerimizle beraber ülkemizde bu adetler çoğaldığı sürece öğrenmeyi ilke edinmiş nesillerin yetişeceğine, bu nesillerin Türkiye Cumhuriyeti'nin kalkınmasına katkıda bulunacağına inanıyoruz. Ülkemiz potansiyel olarak genç bir nüfusa sahip. Yalnız bu nüfusa istihdam imkanı verilmezse, memleketine katkı değil bazen dezavantaj olabileceğini görüyoruz. Bu proje bu nedenle çok önemli bir gerçek olarak önümüze çıkıyor" şeklinde konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber