Benim öğretmenim kitap seçemez, onları siz 'terbiye edin'
Özgürlük Eğitim-Sen'e 'bol' geldi
Eğitimin problemleri gün geçtikçe yığılıyor. Göreve gelen bakanlar yeni sorunlar taşıyor. Kanun, yönetmelik ve genelgelerle öğretmeni hizaya sokmaya, haddini bildirmeye yönelen anlayış ancak yasaklar üretiyor. AB'ye girme temennileri eğitim içinde alışılmadık açılımlar getirdi.
17.03.2004 tarih ve 25405 sayılı resmi gazetede yayınlanan MEB ders kitapları ve eğitim araçları yönetmeliğinin 19. maddesi doğrusu çok şaşırtıcı. Eğitim emekçisine güvenen, öğrencisine kitap önerebilme özgürlüğü veren, öğretmeni adam yerine koyan bir yönetmelik. Doğrusu AKP den hiç beklenmezdi. Ama beklenmeyende olmadı zaten. Yönetmelik maddesi resmi gazetede kaldı. Genelge yayımlanmadı. Kütüphaneler yönetmeliğine yansıtılmadı. Her şeye rağmen sendikalar bu özgürlük alanını değerlendirebilir tabana yayabilirdi.
10 şubat 2005 günü NTV'de izlediğim bir haber beni hayal kırıklığına uğrattı. Haberde Eğitim-sen'in yönetmeliğinin iki maddesinin yürürlüğünün durdurulması isteminin Danıştay tarafından olumlu bulunduğu açıklanıyordu. Özellikle 19. madde ile ilgili girişime inanamadım. Birkaç gün daha ayrıntılı ve keskin haberler bekledim. Öğrenemedim. Sendikanın web sayfasını taradım bir kelime ye bile bulamadım.
Cnnturk.com.tr de yayınlanan haber metnini baz alarak görüşlerimi sizinle paylaşmak istedim.
Haberde "yardımcı ders kitaplarının, talim terbiye kurulunun denetimi dışına çıkarılmasının bilim dışı, gerici, ırkçı öğelerle beslenen kitapların okullarda okutulmasına yol açacağı" gerekçesi yer alıyordu. Oysa kitaplara talim terbiye denetimi getirmek, tavsiyeli olmayan tüm kitapları okullarda yasaklamak anlamına geliyordu. Yayınlanan kaç kitap bu günkü iktidar mantığında, bu talim terbiyeden onay alabilir ki. (Cin Ali de olumsuz bulunursa şaşırmayın). Bugüne kadar tavsiye edilmiş kitaplardan öğrencilerin zevkle okuyabileceği, yaş gruplarına, duygusal gelişimlerine uygun sevecen sürükleyici bir set bile oluşturamazsınınız.
Sınıflarda kurulması zorunlu olan kitaplıklara bakın tavsiye şartı arandığı için öğrencimizin severek okuyacağı sınıfta heyecan oluşturan kitaplara ulaşamazsınız. Farklı kitaplıklarla karşılaşırsanız bu emekçi öğretmenlerin özverisinden, risk almasındandır. Çocuğunuzla bir kitapçıya gidin O'na kitap seçtirin, seçtiği, sevdiği kitapların tamamının onaysız olduğunu göreceksiniz. ( deney ve gözlemi tarafından yapılmıştır.)
Eğitim sendikamızın bu girişimi ve Danıştay tarafından alınan bu karar öğretmenin
elini ayağını bağladı. Öğrenci için yeşeren umutları bir başka bahara bıraktı.
Ne acı ki kitaba yasağa öncülük etmek anadilde eğitim özgürlüğü alabilmek
için mahkemelerde onurlu bir kavga veren Eğitim-Sen'e kalıyor. Bir sendika
ki eğitim iş kolunda çoğunluğa sahip olmuş, toplu görüşme için yetki almış,
ama üyesi olan aidat aldığı üyelerine güvenmiyor. Kitap seçimini öğretmene bırakan
yönetmelik maddesinin iptalini istiyor. Kavgalı olduğu, bilim dışı, ırkçı
ve gericilikle suçladığı siyasal iktidarın kadrolaştığı " Talim Terbiye
Kurulundan" kitap seçimi istiyor. Benim öğretmenlerin kitap seçemez,
onları siz "terbiye edin" diyor. Kuyuya taşı bir deli atsa
idi kırk akıllı çıkarabilirdi. Ancak Danıştay yanıltılarak konu içinden çıkılmaz
bir noktaya getirildi. Esas karar çıkmadan konu enine boyuna düşünülmeli.
Özgürlük sloganları atarken yasakçılık yaparsak, halk dili ile tuz kokmuş
olur. Kesif bir tuz kokusu alıyorum. Gericilere yasak getirdiğini zannedenler
kendi ellerine ayaklarına pranga vurursa ne düşünmeliyiz. Dinciler kitaplarını
vakıf dernek ve öğrenci evleri aracılığı ile kitaplarını öğrencilere ulaştırabilirler.
Burada daralan daraltılan eğitim emekçilerinin, aydınlığın yoludur.
AB'ye giriş sürecinde iktidarın istem dışı olumlu kazanımlarını aptalca yok
etmeye çalışanlara ne demeli bilmem ki. Muhafazakarların zorunlu özgürlükçülüğüne
mi sevinmeli, özgürlükçülerin ahmak muhafazakarlığına mı üzülmeli?
Doğrusu ben böyle talihsiz bir girişimle hayal kırıklığına uğradım. Umarım kamuoyu ve kamuoyunu görüşleriniz ve birikiminizle etkileyen sizler konuyu ayrıntılı olarak inceler, ve olan bitene bir çözüm önerirsiniz.
Özgürlük girişimlerinin yurtsever insanların aleyhine kullanılan bir çaba olduğu
korkusundan artık sıyrılmalıyız. Güçlü bir özgürlük söylemi geliştirmeliyiz.
Tutuculuğun hiçbir izahı olamaz. Reaksiyoner tutumun kitap yasağında olduğu
gibi gülünç intihar girişimleri ile sonuçlanması kaçınılmazdır.
Saygılarımla.
Not: konuya ilişkin haber metinlerini ve yönetmeliğin ilgili kısımlarını ekler halinde sunuyorum.
Ders kitabı yönetmeliğine Danıştay engeli
http://www.cnnturk.com.tr/TURKIYE/haber
10 Şubat, 2005 09:35:00 (TSİ)
Ders kitapları yönetmeliği bir yıl önce değiştirilmişti
Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, yardımcı ders kitaplarının herhangi
bir değerlendirmeye gerek görülmeden okullarda kullanılması ile ilgili yönetmelik
için yürütmeyi durdurma kararı aldı.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bir yıl önce değiştirilen ders kitapları yönetmeliği, Danıştay engeline takıldı.
Yönetmelikte yapılan değişiklikle yardımcı ders kitapları, Talim Terbiye Kurulu'nun denetimi dışına çıkarılıyordu. Ayrıca, ders kitabı basacak yayınevlerine ilişkin belli koşullar da getirilmişti.
Eğitim-Sen, Danıştay'a başvurmuştu
Eğitim-Sen, yönetmeliğin temel eğitim kanununa aykırı olduğu gerekçesiyle Danıştay'da dava açmıştı. Eğitim-Sen'in eleştirilerini yerinde gören Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, yönetmeliğin yayınevleri ve yardımcı kitapların denetimi ile ilgili maddeleri için yürütmeyi durdurma kararı aldı.
Eğitim-Sen'in eleştirileri
Her iki maddede de Eğitim-Sen'in eleştirileri vardı. Yayınevlerine belli koşullar getirilmesi ile okutulacak kitapların belirlenmesi için açılan yarışmaya öğretmen ve öğretim üyelerinin girmesinin engelleyici hükümler konulduğu iddia ediliyordu. Ayrıca bu düzenleme ile AKP'ye yakın bazı özel yayınevlerinin tekel olacağı iddialar arasındaydı.
Yardımcı ders kitaplarının değerlendirilmeye tabii tutulmaması ise, "bilim dışı, ırkçı, gerici öğelerle beslenen kitapların okullarda okutulmasına yol açıyor" yorumlarına neden olmuştu.
Şartname de geçersiz hale geldi
Eğitim-Sen'in yürütmeyi durdurma istemini onaylayan Danıştay kararı ile 2005-2006 yılında okullarda okutulacak ders kitaplarının belirlenmesi için hazırlanan şartname de geçersiz hale geldi.
Millî Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına
Dair Yönetmelik
MADDE 1- 29/05/1995 tarihli ve 22297 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Millî
Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları Yönetmeliğinin adı, "Millî Eğitim Bakanlığı
Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliği" olarak değiştirilmiştir.
MADDE 19- Aynı Yönetmeliğin 31 inci maddesi, madde başlığı ile birlikte aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Ders Kitapları Dışındaki Kitaplar ile Eğitim Araçlarının İncelenmesi,
Seçimi ve Kullanımı
Madde 31- Ders kitabı dışındaki diğer kitap ve eğitim araçlarının incelenmesi,
değerlendirilmesi, seçimi ile kullanımında aşağıdaki hususlara uyulur.
a) Eğitim araçlarından;
1) Bilimsel nitelikteki yayın ve araştırma yapma işlevi bulunan resmî kurum
ve kuruluşların eğitim-öğretim programlarını destekleyici nitelikteki yayınları,
2) Türk ve dünya klâsikleri,
3) Anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik ve yönergeler veya bunların birleştirilmesiyle
meydana getirilen eserler,
4) Okul kütüphanesinde ilgili mevzuat hükümlerine göre bulundurulan eserler,
5) Bilgisayar kullanımı için gerekli olan yazılım programları,
6) Derslerin işlenişinde kısa süreli kullanılan yazılım programları,
7) Öğretmenlerin sınıflarda yararlanmak için hazırladıkları ve kendi derslerinde
kullandıkları dersle ilgili bireysel çalışmaları sonucu ortaya çıkan materyaller
herhangi bir değerlendirme veya seçime gerek görülmeden okullarda kullanılabilir.
b) Yukarıda sayılan eğitim araçları dışında kalan ve bir öğretim yılı boyunca
okullarda kullanılacak her türlü eğitim aracının belirlenmesi ve seçimi, dersin
öğretmeni tarafından yapılır.
Ders kitabı dışında kullanılacak eğitim araçlarının; Anayasaya, yasalara ve
Millî Eğitimin Temel Amaçlarına ters düşmemesi esastır. Aksi durumda sorumluluk,
eğitim aracının seçimini yapan öğretmenlere aittir.
Bu belirlemede eğitim aracının resmî/özel kişi, kurum ve kuruluşların tavsiye
kararı, uygunluk veya kalite belgesi olup olmadığına bakılmaksızın:
Eğitim Aracının;
1) 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanununda yer alan Türk Millî Eğitiminin Genel
Amaçlarında belirtilen "Atatürk İnkılâp ve İlkelerine ve Anayasada ifadesini
bulan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin millî, ahlâkî, insanî,
manevî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini,
vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasanın
başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk
devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve
bunları davranış hâline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek" hükmüne
ve Türk Millî Eğitiminin Temel İlkelerine uygun olması,
2) Bilimsel hata bulunmaması,
3) Türkçe'nin özelliklerinin bozulmadan ve doğru olarak kullanılmış olması,
4) Kişi ve kuruluşları yıpratıcı nitelikte olmaması,
5) Temel insan haklarına aykırılık taşımaması; cinsiyet, ırk, din, dil, renk,
siyasî düşünce, felsefî inanç, mezhep ve benzeri ayrımcılık içermemesi,
6) Bilimsel ilke ve yöntemlere uygun olarak hazırlanmış olması,
7) Reklâm niteliğinde öğelere yer verilmemiş olması,
8) Hedeflenen öğrenci kitlesinin bilgi ve yaş düzeyine uygun olması,
9) Türkçe dışında hazırlanmış olanlarının Bakanlar Kurulunca Türkiye'de eğitim-öğretimine
izin verilen yabancı dillerde hazırlanmış olması,
10) Estetik, edebî, kültürel ve sosyal değerlere uygun olması,
11) Görsel unsurlarının toplumun ortak değerleriyle bağdaşması
esasları göz önünde bulundurulur.
Ders öğretmenince belirlenecek eğitim aracı için, Eğitim Aracı Seçme ve Değerlendirme
Formu (EK-1) ile bu forma dayalı olarak düzenlenecek Bilgi Formu (EK-2) okul
müdürlüğüne verilir.
Bakanlığın satın alacağı eğitim araçlarının incelenmesi için başvurular Başkanlığa
yapılır. Bu başvuruların incelenmesi ve diğer hususlar Yönergede belirtilir."