Ramazan'da nasıl beslenilmeli

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 03 Ağustos 2010 16:43, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57

Samsun İl Sağlık Müdür Vekili Dr. Ramazan Taşdemir, yeterli ve dengeli beslenmenin Ramazan ayında da sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az 3 öğünü tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerektiğini söyledi.

Ramazan ayının yaklaşması nedeniyle vatandaşların, havalarında sıcaklığı göz önüne alınarak nasıl beslenmesi gerektiği konusunda bilgi veren İl Sağlık Müdür vekili Dr. Ramazan Taşdemir, sahurda sadece su içerek niyetlenmenin veya gece yatmadan önce yemek yemenin zararlı olduğu ve oruç tutarken, sağlıklı ve çeşitli besin seçenekleriyle yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması gerekliliği vurguladı. Taşdemir, toplumsal hayatta önemli bir yer teşkil eden Ramazan ayında dini bir vecibenin yerine getirilmesi

için oruç tutulduğunu, bununla birlikte günlük yaşamda önemli değişiklikler olduğunu dile getirdi.

Oruç tutanların Ramazan ayında günlük beslenme şekillerini ve öğün sayısını değiştirdiklerini anlatan Taşdemir, bu dönemde 3 ana öğünün 2 öğüne indirildiğini, özellikle hamur işi, tatlı, kırmızı et, ekmek, pilav ve makarna tüketiminin arttığına dikkat çekti. "Oruç tutarken, sağlıklı ve çeşitli besin seçenekleriyle yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması esas olmalıdır" diyen Taşdemir, "Ramazan ayında bireylerin yaş, cinsiyet ve fiziksel aktivitelerine göre almaları gereken günlük enerji, protein,

karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral oranlarının değişmediğini, bu süre zarfında da sağlığın korunması için yeterli ve dengeli beslenmenin gerekli. Yeterli ve dengeli beslenmenin Ramazan ayında da sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az 3 öğünü tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerekir. Sahurda sadece su içerek niyetlenmenin veya gece yatmadan önce yemek yemenin zararlı olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bu beslenme tarzı yaklaşık 12 saat olan açlığı, ortalama 18 saate çıkarır. Bu da

açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olur" dedi.

Sahur öğününün ağır yemeklerden oluşması halinde, metabolizma hızı gece düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riskinin arttığına işaret eden Taşdemir, "Bu nedenle mutlaka sahura kalkılarak, süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve kuru baklagillerden oluşan bir öğün tercih edilmelidir" diye konuştu.

İftar sofralarındaki çeşit ve bolluğun kültürel bir özellik olduğunu belirten iftarda kan şekeri çok düşük olduğundan kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğduğunu dile getiren Taşdemir, şu uyarılarda bulundu:

"İftarda yapılan en büyük hatalardan birisi, çok hızlı ve yüksek miktarda besin tüketmektir. Beyin doyma emrini yemekten 15-20 dakika sonra verir. Çok hızlı yemek yendiğinde, miktarı ve enerjisi yüksek besinler tüketilir. Bu da kilo alımına zemin hazırlar. Ramazan ayında, midedeki yemek ve asidin yemek borusu içine geri kaçması olarak tanımlanan reflünün en sık karşılaşılan sorunlardan biridir. Bu tür rahatsızlıkların ortaya çıkmaması için sağlıklı beslenme önerilerine uyulması gerekmektedir. Oruç

sağlıklı insanların metabolik dengesinde çok önemli değişiklikler yapmaz ancak şeker ve karaciğer yetmezliği gibi rahatsızlıklarla hamilelik ve emziklilik gibi bazı özel durumlarda olumsuz sonuçlar doğurabilir. Kronik hastalığı olanların ilgili uzman hekime danışmadan oruç tutmamaları gerekir."

ÖGÜNLERDE HANGİ GIDALAR TERCİH EDİLMELİ

Oruç tutacakları beslenme ve yiyecek çeşitleri konusunda bilgi veren Samsun İl Sağlık Müdür vekili Dr. Ramazan Taşdemir, sahurda süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılması ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmesi gerektiğini kaydetti.

"Gün içerisinde aşırı acıkanların, midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri tüketmeleri, aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemeklerle unlu gıdalardan uzak durmaları şart" diyen Taşdemir, iftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanması gerektiğini, oruç açıldıktan 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salata ile öğüne devam edilmesi gerektiğini kaydetti. Enerji veren, ancak

kan şekerini dengeli bir biçimde yükselten besinler tercih edilmesi gerektiğinin üzerinde duran Taşdemir, "Beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek olan gıdalar yerine, bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna gibi posalı besinler tüketilmeli. Günde ortalama 2-2,5 litre suyun yanı sıra, enerji verirken sıvı ihtiyacını da karşılayan ayran, taze sıkılmış meyve veya sebze suyu ve maden suyu tüketilmelidir. İftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine sütlaç, güllaç ve muhallebi gibi

sütlü tatlılar veya meyve tatlıları tüketilmelidir. Yemekler hızlı değil, yavaş yavaş ve iyice çiğnenerek yenmeli. Tek seferde büyük porsiyonlar değil, iftardan sonra birer saat ara ile her seferinde azar azar küauğu unutulmamalıdır. Ççük porsiyonlar tercih edilmelidir. İftar yemeğinden hemen sonra televizyon veya bilgisayar karşısına geçmek, koltukta dinlenmek yerine, biraz hareket etmek, kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirim için yararlı olur" şeklinde konuştu.

Ramazan ayında yemeklerin pişirme yöntemleri de çok önelli olduğunu ifade eden Dr. Taşdemir, özellikle ızgara, haşlama ve fırında yapılan yemekler tercih edilmesi, kavrulmuş, tütsülenmiş ve kızartılmış besinlerden uzak durulması gerektiğine dikkat çekti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber