Yargıtay üyelerine dokunulamıyor, kürsü hâkimleri tazminat kıskacında

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 05 Kasım 2010 07:30, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01

METİN ARSLAN ANKARA

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2000, 2003, 2007 ve 2010 yıllarında ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalarda ilginç kararlar verdi.

Yargıtay başkan ve üyeleri aleyhine mali sorumluluk (tazminat) davası açılabilmesi için üyelerin Yüce Divan'da ceza davasında mahkum olması şartını getirdi. Bu koşul yerine getirilmeden Hukuk Genel Kurulu'nda tazminat davası açılamayacağını kaydetti. Ancak Yargıtay, kendilerinin de bir dönem görev yaptığı yerel mahkeme hakimlerini verdikleri kararlar nedeniyle tazminat cezasına çarptırmaya hazırlanıyor. Kasdi-kanunsuz kararlar veren Yargıtay üyesi olursa mali sorumluluktan neredeyse muaf olacak, hakimler ise verdikleri kararlardan dolayı tazminat baskısı altında karar verecek. Bu durum kanun önünde eşitlik ilkesine de aykırı.

Hukuk Genel Kurulu, 9 hakimle ilgili karara yapılan itirazı bugün karara bağlayacak. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun, daha önce verdiği kararlarda Yargıtay üyelerinden tazminat talep edilebilmesi için Yüce Divan şartını getirerek, adeta Yargıtay üyelerini 'görünmez bir dokunulmazlık' kapsamına aldı. Hukuk Genel Kurulu, M.S.B. adlı kişinin 15. Hukuk Dairesi'nin iki üyesi ve tetkik hakimleri aleyhine açtığı davada verdi. Daire kararıyla zarara uğradığını belirten M.S.B., ilgili kanunun 'hakimlerin sorumluluğunu' içeren 573 ve devam maddelerine göre kendisine tazminat ödenmesini talep etti. Genel Kurul, üyeleri aleyhine açılan tazminat davasını oybirliğiyle reddetti. Genel Kurul ret gerekçesinde şu görüşleri savundu: "(...) Yargıtay üyeleri ceza davalarında sadece Yüce Divan'da yargılanabildiğine göre görevleri nedeniyle tazminat davasına konu olmaları için Yüce Divan'da ceza davasından mahkûm olmaları şartı gerekir." Genel Kurul, Yargıtay üyeleri aleyhindeki davayı reddederken, tetkik hakimleriyle ilgili dosyayı 15. Hukuk Dairesi'ne gönderdi.

80 yıl önceki içtihadı esas aldılar

Bu arada Yargıtay 4. Hukuk Dai-resi'nin kararının tartışmalı noktaları gündeme gelmeye devam ediyor. Daire, tutukluluk kararı veren 9 hakimi, avukatların lehte olan delillerini esas alarak, 'Haberal'ın yaşam hakkını tehlikeye düşürdünüz, eşitlik ilkesine aykırı davrandınız, açık ve kesin olan kanun hükmüne aykırı davranarak ağır kusur oluşturdunuz' iddialarıyla bin 500'er lira tazminata çarptırdı. Daire kararı verirken de 25.03.1931 tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nı esas aldı. Söz konusu birleştirme kararında, eski Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu'nda hakimlerin sorumluluğu hakkında hiçbir hüküm mevcut olmadığından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili hükümlerinin uygulanacağı belirtiliyor.

2005 yılında yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141 ve devamı maddelerinde ise hakimlerin kararlarından dolayı kişilerin haksız olarak uğradıkları maddi ve manevi her türlü zararı devletten isteyebileceği ve devletin tazminat sorumluluğu bulunduğu hükmü getirilmişti. CMK'daki düzenlemeyle Yargıtay'ın 1931 tarihli İçtihadı Birleştirme Kara-rı'nın gerekçesinin de ortadan kalktığı belirtiliyor. Ancak Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 1964 tarihli Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 573. maddesindeki hakimlerin hukuki sorumluluğunu esas aldı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber