Mahkemeden 7 kızın ölümü için tazminat kararı: Çocuklarınıza sahip çıksaydınız

Kaynak : Radikal
Haber Giriş : 29 Ocak 2011 10:33, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Şanlıurfa'nın Hilvan İlçesi'nde, 2007 yılı Eylül ayında baraj göletinde boğularak yaşamını yitiren yaşları 6 ile 20 arasında değişen 7 kızın ailelerinin DSİ aleyhine açtığı tazminat davasında mahkeme, cesetleri el ele bulunan kızlar ile ailelerini yüzde 70 kusurlu buldu.

Hasan KIRMIZITAŞ- Mustafa UFAK- Ömer PINAR

ŞANLIURFA ? Mahkemenin ailelere ?çocuklara gerekli denetimi sağlamalıydınız' kararı alması üzerine kızların ailelerinin maddi ve manevi tazminat isteminde indirime gidildi. Karar sonrası asıl suçlunun Karayolları olduğunu ileri süren DSİ avukatları tazminatları fahiş, ailelerin avukatları ise düşük bularak dava dosyasını temyiz için Danıştay'a gönderdi. Mahkeme sürecini öğrendikten sonra, yan yana gömülen çocuklarının mezarı ile olayın yaşandığı göl kıyısına giden aileler karara isyan edip gözyaşına boğuldu.

Hilvan'ın Yukarıçatak Köyü'nde yaşayan tarım işçisi Bahri Sütpak, 6 Eylül 2007 günü, kızları 6 yaşındaki Esra (6) ve Kamile (11) ile kardeşlerinin kızları Ebru (11), Öznur (16), Ümran (20), Gönül (15) ve Hülya'yı (11), halı yıkamaları için Aşağıkucak Köyü'nde bulunan Atatürk Barajı Göleti'ne götürdü. Gölet suları altında kalan Hacıkamil Köprüsü'nün su üstünde kalan kısmında halı yıkayan kızlardan 6 yaşındaki Esra suya düştü.

Esra'nın düştüğünü gören ablası Kamile ile kuzenleri peş peşe suya atlayıp, küçük kızı kurtarmak istedi. Ancak yüzme bilmeyen 7 kuzen bir süre çırpındıkları suda kayboldu. Yardım çağrısı üzerine baraj gölüne gelen güvenlik güçleri ve sivil savunma ekipleri, uzun süren çalışmaların ardından 7 kızın el ele tutuşmuş cesedine ulaştı.

Türkiye'de yankı uyandıran 7 kuzenin cenazesi, olaydan bir gün sonra köylerinde düzenlenen törenle toprağa verildi.

AİLELERDEN TAZMİNAT DAVASI

7 kızın aileleri 2008 yılında, ölümlerin sorumluları hakkında Şanlıurfa İdare Mahkemesi'ne maddi ve manevi tazminat davası açtı. Ölen her kişi için Devlet Su İşleri (DSİ) ve Karayolları Genel Müdürlüğü hakkında tazminat davaları açıldı. Yargılama sürecinde mahkeme heyeti, olayın meydana geldiği baraj gölünün sorumluluğunun DSİ'de olduğunu ve köprünün su altında kalmasından dolayı 1991 yılında karayolu ağından çıkarıldığını belirleyerek Karayolları Genel Müdürlüğü'nü suçsuz buldu.

Bunun üzerine, köprünün kullanımdan kaldırılmaması ve önlemlerin alınmamasıyla olaya sebebiyet verdiği gerekçesiyle DSİ sorumlu tutularak yargılamaya devam edildi. Dava kapsamında Esra, Ebru, Kamile ve Hülya Sütpak için 20, Gönül ve Öznur Sütpak için 28 bin, Ümran Sütpak için de 40 bin lira maddi,80 ile 110 bin lira arasında değişen miktarda manevi tazminat istendi.

YÜZDE 70 KUSURLU BULUNDULAR

Uzun süren yargılama sonunda mahkeme heyeti, ölen çocuklar ile anne ve babalarının yüzde 70 asli kusurlu olduğunu, sorumluluklarını yerine getirmeyen DSİ'nin ise yüzde 30 tali kusurlu olduğuna kanaat getirdi. Mahkeme kararında şöyle denildi:

"Davacılar, yakınının yaşı itibariyle köprünün tehlike arz ettiğini ve yüzme bilmediği için suya atlamaması gerektiğini bilmesi gerektiği, ayrıca ebeveyni olan davacıların reşit olmayan çocuklarına gerekli denetim, gözetim ve özeni göstermediği açık olduğundan olayın meydana gelmesinde asli kusurlu olarak yüzde 70, DSİ Genel Müdürlüğü'nün tali kusurlu olarak yüzde 30 oranında sorumluluğu bulunduğunun hukuk ve hakkaniyet ilkeleri uyarınca kabulü gerekmektedir."

TAZMİNAT BEDELLERİ DÜŞÜRÜLDÜ

Mahkeme bu kararının ardından, ailelerin maddi ve manevi tazminat istemlerinde de indirime gitti. Mahkeme Kamile ve Esra'nın en küçük kardeşi olan Rojin'e manevi tazminat ödenmemesi gerektiğine kanaat getirdi. Manevi tazminatın tatmin amaçlı olduğunu anlatan mahkeme heyeti, "Rojin Sütpak'ın 2005 doğumlu olduğu ve olay tarihinde 2 yaşında olduğu, bu nedenle olayın vahametini idrak edebilecek yaşta olmadığı anlaşıldığından manevi tazminata hükmedilmesine yer olmadığı sonucuna varılmıştır" görüşüne yer verdi.

'VİCDANLARIYLA KARAR VERSİNLER'

Yaşanan süreci avukatları aracılığı ile takip eden Sütpak ailesinin yakınları, mahkemenin ölen çocuklar ve kendileri hakkında yüzde 70 kusurlu oldukları yönünde verdiği kararı eleştirdi. Ölen çocuklarının yan yana gömülü olduğu köy mezarlığına giden aileler, taşları bile olmayan mezarların başında dua edip, gözyaşı döktü. Sürekli olarak ölen çocuklarının acısını yaşadıklarını ve mahkeme kararı ile acılarının daha da arttığını söyleyen Sütpak ailesinin fertleri gözyaşları içinde şunları anlattı:

"Biz orada halı yıkıyorduk. Esra suya düşünce onu kurtarmak isteyen diğer 6 kız suya atlayıp boğuldu. Kurtarmak için ekipler çok geç gelince de cesetleri bulundu. Orada bir uyarı levhası bile olmadığı için güvenli olduğunu düşünerek gittik. Oraya uyarı levhası koymayan, kurtarmak için geç gelen ekiplerin hatası bize yüklenmek isteniyor. Kurumlar kendilerini aklamak adına 7 çocuğunu kaybetmiş olan ailelere kusur yüklüyorlar. Böyle bir karar kabul edilebilir mi? Danıştay'da inşallah vicdanlı bir karar verilir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber