Erdoğan: BDP, CHP'yi parmağında oynatıyor

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 07 Haziran 2011 16:27, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

- AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Önceki gün, İstanbul'da BDP'nin bir seçim bürosunda, daha doğrusu bir bağımsız adayın seçim bürosundan onlarca molotof çıktı. O seçim bürosunu kullanan zat, gittiği her yerde, mağduriyet kisvesi altında barış diyor, özgürlük diyor, demokrasi diyor, hak diyor, hukuk diyor. Peki bu molotoflar nedir? Kimi yakacaksınız, nereyi yakacaksınız? Barışı böyle mi getireceksiniz?'' dedi.

Erdoğan, partisinin Adıyaman Emniyet Müdürlüğü yanında düzenlenen mitinginde vatandaşlara hitap etti. Konuşmasına, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan halk oylamasında, yüzde 80,4 oranında ''evet'' oyu veren Adıyamanlılara teşekkür ederek başlayan Erdoğan, ''Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Alevisi, Sünnisiyle, bu topraklar üzerinde bin yıllardır kardeşçe yaşıyoruz.

Adıyaman Ulu Camii'nde, Çarşı Musalla'da, Kab'ta, hepimiz aynı kıbleye dönüyor, aynı sureleri okuyor, aynı duaları ediyoruz. Bizim aramızda ayrı gayrı olamaz. Türk, Kürt, Arap... Biz ezelden kardeşiz, ebediyyen kardeşiz. Bizim aramızda husumet olamaz, bizim aramıza nifak giremez'' diye konuştu.

BDP'ye yönelik eleştirilerde bulunan Erdoğan, şöyle konuştu:

''(Kürtlerin dini Zerdüştlüktür) diyorlar. Benim Kürt kardeşlerimi bu şekilde bir zan altında bırakmaya cüret edecek kadar istikameti yok bunların. Akıl hocaları böyle diyor. Ve ne diyorlar? 'Kürtler, kılıç zoruyla Müslüman yapılmıştır' diyorlar. Daha da ileri gidiyorlar, 'Apo peygamberdir' diyorlar...

Bitmedi, Cizre'de, imam hatipli çocukların kaldığı pansiyona molotof atıyor, 13-14 yaşında çocukların yüzünü yakıyorlar. Şu anda bir tanesi Ankara'da. Bizim de gözetimimiz altında tedavi görüyor.''

Diyarbakır'da, aynı şekilde imam hatipli çocuklara saldırıldığını belirten Erdoğan, Hakkari'de sabah namazına giden imamın katledildiğini ifade etti. Daha da ileri gidilerek, Cizre'de, tarihi Kırmızı Medrese'ye ve büyük Kürt alimi Melaye Ceziri'nin türbesine bile saldırmaktan geri kalınmadığını kaydeden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Şu BDP'nin sırtını dayadığı yer neresi? Terör örgütü... Sırtını oraya dayıyor. Bazı yazarlar ağız birliği yapmışlar, 'Başbakan BDP'ye karşı çok sert' diye hergün yazıp çiziyorlar. Ben, polis katillerine mi müsamaha göstereceğim? Çocukların, kadınların olduğu arabaya saldıranlara mı müsamaha göstereceğim? 13-14 yaşında çocukların yüzlerini yakanlara mı müsamaha göstereceğim? İmam katillerine mi müsamaha göstereceğim?

Önceki gün, İstanbul'da BDP'nin bir seçim bürosunda, daha doğrusu bir bağımsız adayın seçim bürosundan onlarca molotof çıktı. Molotofla demokrasiyi aynı kefede nasıl tartacaksınız? İstanbul'da, bir belediye otobüsünde yakarak öldürdüğünüz Serap kızımız size ders olmayacak mı?

Bunların nasıl bir tahrik, nasıl bir kışkırtma politikası yürüttüklerini görün. Bunlar oradan nemalanıyorlar. Benim Kürt vatandaşım kepenk kapatmıyor, kepenk kapattırılıyor. Bunların, sorunun çözümü için değil, sorunun devamı için nasıl çırpındıklarını görün. Bu bölgenin yoksulluğu bitmesin istiyorlar.''

-''SAYIN KILIÇDAROĞLU GİBİ KURUSIKI SALLAMIYORUZ''-

Ak parti iktidarında, inkar ve asimilasyon politikalarına yer olmadığını söyleyen Başbakan Erdoğan, Adıyaman'lı bazı vatandaşların kendisine gönderdiği mektuplardan birkaç örnek okudu. Bu mektuplarda kendisine teşekkür edildiğini belirten Erdoğan, kendisine anlatılan bir olayı da şu sözlerle ifade etti:

''2009 seçimleri öncesinde, Adıyaman Ticaret Lisesi'nin önünde, bir beyle hanımı tartışıyorlar... Bey, ısrarla, eşine 'AK Parti'ye oy vermeyeceksin' diyor. Hanım kardeşim ne diyor biliyor musunuz? 'Sen benim bunca yıllık kocamsın. Hangi gün evden ayrılırken 5 lira eve harçlık bıraktın? Ama Tayyip Erdoğan her ay bana dünyanın parasını veriyor. Okula öğrenci gönderiyorum para veriyor, sosyal yardımlaşmadan her ay bana para veriyor. Ben oyumu AK Parti'den başkasına vermem, kusura bakma'...

Beyler, duydunuz mu? Sayın Kılıçdaroğlu gibi kurusıkı sallamıyoruz.''

BDP, CHP'Yİ PARMAĞINDA OYNATIYOR"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirerek, ''Bunların demokrasiden anladığı bu. Bunlar, diş sökerek, eziyetle, işkenceyle iktidara gelmenin hevesi içindeler'' dedi.

Erdoğan, Adıyaman Emniyet Müdürlüğü yanında düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.

Erdoğan Gazze'deki çocuklara mama, oyuncak ve inşaat malzemesi götüren Mavi Marmara gemisinin bir yıl önce Akdeniz'de korsanların saldırısına maruz kaldığını belirterek, şöyle konuştu:

''Orada şehit olan 9 kardeşimizden bir tanesi de Adıyaman Belediyesi personelinden Fahri Yaldız kardeşimizdir. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, inşallah. Yakınlarına, Adıyaman'a bir kez daha başsağlığı diliyorum. Biz en başından itibaren altını çizerek net bir şekilde ifade ettik: Bir; İsrail hükümeti özür dileyecekti. İki; ailelere tazminat ödeyecekti. Üç; Gazze'deki ablukayı kaldıracaktı. Bu şartlarımız yerine gelmediği müddetçe, bizim İsrail hükümetine tavrımız asla değişmeyecekti. Tabii son günlerde enteresan gelişmeler oluyor. CHP Genel Başkanı biliyorsunuz, İsrail'e sempatik görünmek için elinden geleni yapıyor. Ne diyor? 'Ben olsaydım, Mavi Marmara'yı göndermezdim' diyor. Bu nasıl kafa ya. Sen uluslararası karasularda giden gelen hiçbir gemiye engel koyamazsın. Evrak ararsın eksiği varsa söylersin. Olay budur, bunun dışında engelleyemezsin. Bu seyahat özgürlüğünü engellemektir, buna hakkın yok. 'Ben olsaydım, İsrail'le ilişkilerin bozulmasına izin vermezdim' diyor. O doğru, çünkü İsrail'i ilk devlet olarak tanıyan CHP'dir. Bunar yeri gelmiştir Hitler'in de karşısına gidip el pençe divan durmuşlardır. Bunların ne zaman ne yapacakları belli olmaz. İsrail de bu göz kırpmayı karşılıksız bırakmıyor. İşte en son, bazı uluslararası medya kuruluşları ki Yahudi sermayesidir çoğu. Hiç örneği görülmemiş şekilde, 'oyunuzu CHP?ye verin' diyecek kadar niyetlerini belli ettiler.''

-''SİYASET MÜHENDİSLİĞİNE SOYUNAN İŞ ADAMLARI''-

''Biliyorsunuz, BDP, CHP'yi parmağında oynatıyor, öte yandan MHP, CHP'nin vagonu olmuş durumda'' diyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Yetmedi, illegal örgütler, emekli siyasetçiler, siyaset mühendisliğine soyunan iş adamları, yandaş medya CHP'nin sırtını sıvazlıyor. Bu da yetmedi, şimdi uluslararası bazı yayın kuruluşları da alenen CHP'ye oy istemeye başladılar. İşte CHP'nin nasıl bir proje olduğunu görün. CHP'nin komployla nasıl tasarlandığını işte görün. Önceki gün İstanbul'da, son derece kaba, son derece nezaketsiz biçimde şunu söylüyor. Benim için ne diyor biliyor musunuz? 'Senin dişlerini sökeceğim'. Sayın Kılıçdaroğlu, biz senin hesap uzmanı olduğunu öğrenmiştik de meğer sahte diş hekimliği de yapıyormuş ya bunu da yeni öğrendik.

Buradan, Adıyaman'dan kendisine çok önemli bir hatırlatma yapmak istiyorum: İşkence, AK Parti hükümetiyle birlikte bu ülkede sona ermiştir. AK Parti hükümeti, işkenceye sıfır tolerans göstermiştir. Sayın Kılıçdaroğlu, 'dişlerini sökeceğim' diyerek, aslında geçmişinizi mi hatırlıyorsunuz? Zira sizin iktidarlarınız döneminde bu ülkede işkenceler yapılmış. Ve şimdi de sizin beyin hafızanızda ne tür bir işkenceler yattığını biz görüyoruz, bunu biliyoruz. Ne Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ne de ahalisinin bu ülkede işkence yapmasına asla göz yummayız, müsamaha göstermeyiz. İşte bunların demokrasiden anladığı bu. Bunlar diş sökerek, eziyetle, işkenceyle iktidara gelmenin hevesi içindeler."

KILIÇDAROĞLU DÜRÜST DEĞİL

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Sayın Kılıçdaroğlu, sağda solda konuşuyor. Dürüst değil. 'Neden imam hatip liselerine karşı olayım' diyor. Madem karşı değilsin de Anayasa Mahkemesi'ne neden taşıdın? Altında senin de imzan var. Bu kota meselesini niçin sürekli karşımıza koydunuz? Dürüstsen, samimiysen gel el ele verelim bu işi bitirelim. Şimdi planlama yapacakmış; 'ne kadar ihtiyaç varsa o kadar...' Sana ne'' dedi.

Partisinin, Adıyaman Emniyet Müdürlüğü yanında düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, İmam Hatip Liseleri ile ilgili sözlerini eleştirerek, şunları söyledi:

''Sayın Kılıçdaroğlu, sağda solda konuşuyor. Dürüst değil. Neden 'İmam Hatip Liselerine karşı olayım' diyor. Madem karşı değilsin de Anayasa Mahkemesi'ne neden taşıdın? Altında senin de imzan var. Bu kota meselesini niçin sürekli karşımıza koydunuz? Dürüstsen, samimiysen gel el ele verelim bu işi bitirelim. Şimdi planlama yapacakmış; 'ne kadar ihtiyaç varsa o kadar...' Sana ne?

Ben İmam Hatip mezunuyum, dört yavrumun dördü de İmam Hatip mezunu. Farklı alanlarda da okudular. Ben de üniversite okudum. Fakat İmam Hatip'ten sonra bizi üniversiteye almadılar. Gittik bir de lise bitirdik. Çileye bak çileye. Halbuki lisede okuduğumuz derslerin hepsini imam hatipte okumuştuk. Okuduğumuz halde imtihana girdik. Bize bu zulümleri yaptılar. Bu, CHP zihniyetinin zulmüdür. Sıkılmadan 'imam hatip liselerini biz kurduk' diyor. Doğrudur. İnönü çok enteresandır. Devrin Milli Eğitim Bakanı'na, 'Bize gassal yetiştirecek okullar lazım' diyor. Cenazeyi yıkayanlara gassal denir. Sadece bunun için. Allah razı olsun Tevfik İleri ile imam hatip okullarına geçiş oluyor. Sen bu işlerden anlamazsın, senin daha çok fırın ekmek yemen lazım. Senin genlerin farklı. Şimdi soruyorum; planın varsa düz liselerden bu kadar mezun olanlar işsiz olarak duruyor. Ne olacak? Kapatalım mı düz liseleri? Batı'da ne var? Yüzde 70 meslek lisesi ise yüzde 30 düz lise. Bırak adam endüstri meslekte okur, bilişimde okur, ziraatte okur. Orada okudu diye oradan devam edecek diye bir şey yok. Devam ederse eder, farklı bir alana giderse gider. Bırak sana ne ya! Sınav yapmıyor musun, yapıyorsun. Başardıysa devam etsin. Başardıysa önünü aç, niye engel oluyorsun? Çekin meslek liselerinin üzerinden elinizi, çekin. 12 Haziran bunlara çok önemli bir ders olacak.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber