TBMM 85 yaşında!

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 23 Nisan 2005 11:33, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

18 Mart 1920'de İngilizler İstanbul'daki Meclis-i Mebusan'ı basıp mebuslardan bazılarını tutukladı ve sürükleyerek götürdü.Mustafa Kemal, bu işgalin haksız olduğunu bütün dünyaya beyan etti.

Ankara'da olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin açılması kararlaştırıldı. 22 Nisan 1920'de yapılan çağrı ile Millet Meclisi, 23 Nisan 1920 günü toplandı ve saat 14.00'de merasimle ve dualarla Meclis açıldı.

12 Ocak 1920'de toplanan Meclis-i Mebusan, 28 Ocak 1920 tarihindeki gizli oturumunda ?Ahd-i Milli? olarak Misak-ı Milli kararlarını aldı ve kararlar bütün mebuslar tarafından imzalandı.

18 Mart 1920'de İngilizler, meclisin etrafını makineli tüfeklerle sararak mebuslardan bazılarını tutukladı ve sürükleyerek götürdü. Durumu fedakar telgraf memuru Manastırlı Hamdi Efendi vasıtasıyla öğrenen Mustafa Kemal, bu işgalin haksız olduğunu bütün dünyaya beyan etti. Ankara'da olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin açılması kararlaştırıldı. 22 Nisan 1920'de yapılan çağrı ile Millet Meclisi, 23 Nisan 1920 günü toplandı ve saat 14.00'de merasimle ve dualarla Meclis açıldı. Mustafa Kemal, 24 Nisan 1920'de Meclis Başkanı seçildikten sonra ilk meclis konuşmasını yaptı. ?Gerek askeri, gerekse siyasi hayatımın bütün dönem ve safhalarını işgal eden mücadelelerimde daima hareket kuralım, milli iradeye dayanarak milletin ve vatanın muhtaç olduğu gayelere yürümek olmuştur.?

Bir imparatorluğun küllerinden yepyeni bir cumhuriyetin kurulmasına giden yolda önemli bir aşamayı daha gerçekleştiren Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Meclis'teki ilk konuşmasında mebuslara böyle seslendi. Bu atılan adımlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına giden yoldaki kilometre taşları oldu.

12 Ocak 1920'de toplanan Meclis-i Mebusan, 28 Ocak 1920 tarihindeki gizli oturumunda ?Ahd-i Milli? olarak Misak-ı Milli kararlarını aldı ve kararlar bütün mebuslar tarafından imzalandı. 17 Şubat 1920 tarihli oturumunda da basında yayınlanması ve bütün yabancı parlamentolara bildirilmesi kararlaştırıldı. 15 Mart'ta, İstanbul'daki İtilaf kuvvetleri 150 Türk aydınını yakalatmış ve ertesi gün de şehir fiilen ve resmen askeri işgale maruz kalmıştı.

18 Mart 1920'de İngilizler, meclisin etrafını makineli tüfeklerle sararak, toplantı halinde bulunan mebuslardan bazılarını tutuklayarak ve sürükleyerek götürdüler. Bunun üzerine mebuslar meclisin çalışma süresini ertelediler. Böylece, son Osmanlı Meclis-i Mebusan'ı düşman süngüsü altında zorla kapatıldı.

MANASTIRLI HAMDİ EFENDİ VASITASIYLA ÖĞRENDİ

Bu işgali fedakar telgraf memuru Manastırlı Hamdi Efendi vasıtasıyla öğrenen Mustafa Kemal Paşa, derhal bu hareketi protesto ederek, bu işgalin haksız ve hükümsüz olduğunu bütün dünyaya beyan etti.

Bu arada, Eskişehir ve Afyonkarahisar'daki yabancı birlikler, silahları ellerinden alınarak, bulundukları yerlerden uzaklaştırıldı.

Geyve-Ulukışla yakınlarındaki demiryolları işgal kuvvetlerinin ilerlemelerini zorlaştırmak için bozuldu. Anadolu'da bulunan yabancı subaylar tutuklandı.

Ankara'da olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin açılması belirlendi. Kurucu Meclis olarak çalışması düşünülen bu meclisi, Mustafa Kemal, halkın yadırgamaması için ?olağanüstü yetkilere sahip bir meclis? olarak takdim etti. Kurucu Meclis ve seçimlerle ilgili 19Mart 1920'de bir bildiri yayınladı. Seçimlerin yapılması için yayınlanan bu bildiri uyarınca, yurdun her yerinde seçimler yapıldı. Bolu Düzce, Hendek bölgesinde başlayan ve Nallıhan, Beypazarı çevresine sıçrayan bazı ayaklanma olayları oldu. Bu olaylardan dolayı, seçilen mebusların tümünün gelmesi beklenilmeden, Millet Meclisi'nin açılma hazırlıkları yapıldı.

DUALARLA AÇILDI...

22 Nisan 1920'de yapılan çağrı ile Millet Meclisi, 23 Nisan 1920 günü toplandı. O gün, Hacı Bayram Camii'nde kılınan Cuma namazından sonra topluca meclis binasına gelindi. 23 Nisan 1920... Saat 14.00'de merasimle ve dualarla Meclis açıldı. Başkanlığa ilk olarak en yaşlı üye olan Sinop Milletvekili Şerif Bey getirildi. Bu heyecanlı günü yaşayan bir tanık yaşadıklarınışöyle anlatıyor:

?O gün, şimdiki Ulus Meydanında bir tabur piyade sıralanmıştı. Askerlerin arkasında da Ankaralılar toplanmıştı. Saat ikide birkaç yüzkişilik bir kafile, başlarında Mustafa Kemal olduğu halde Taşhan'a iniyordu. Bu bir avuç insan, yok edilmek istenen bir ulusu kurtarmak için birleşmişlerdi. Hepsinin ümidi de Mustafa Kemal'de idi. Büyük Millet Meclisi olarak kullanılacak taş binanın pencerelerineufak bayraklar asılmıştı. Binada başka bir olağanüstü durum göze çarpmıyordu. Sağdaki küçük kapıdan, önce Mustafa Kemal, mebuslar içeriye girdiler. Bir koridoru geçtikten sonra sağdaki salona girdiler. Salonda tahta bir kürsü tam kapının karşısına konmuştu. Oturmak için de okul sıraları dizilmişti. Salonu ısıtmak için bir sobakurulmuştu. Sobada eğri büğrü birkaç boru yükseliyordu. Tavanda da birgaz lambası sallanıyordu. Herkes yerine oturunca, Sinop mebusu olan yaşlı bir zat başkanlık kürsüsüne geldi. Meclisi açtı. Onun bu sırada yaptığı konuşma heyecanla dinlendi. Meclisin ertesi günkü toplantısında, Mustafa Kemal, Mondros Mütarekesi'nden beri geçen olayları açıkladı. Bundan sonra Büyük Millet Meclisi'nin hak ve yetkilerini belirten bir teklifi Meclise sundu. Bunun kabul edilmesiyle Büyük Millet Meclisi yasama ve yürütme yetkilerini kazandı. O günkü toplantıda Mustafa Kemal Birinci Başkan seçildi. Böylece Büyük Millet Meclisi Başkanı oldu...?

MECLİS'E İLK TEŞEKKÜR...

İlk Meclis, İstanbul'dan gelen 90'ın üzerindeki mebusa ilave olarak, 125 devlet memuru, 53 asker, 53 din adamı ve çeşitli sayıda tüccar, çiftçi ve hukukçudan oluşan kadrosuyla çalışmalarına başladı. Mustafa Kemal, 24 Nisan 1920'de Meclis Başkanı seçildikten sonra, meclise teşekkürlerini ifade ederek ilk meclis konuşmasını yaptı. 23 Nisan 1920'de kurulan yeni Meclis, 1 numaralı kararı ile kendi kuruluşunu düzenledi. Erzurum Kongresi ve Sivas Kongresi kararlarına uygun olarak milli iradeye dayanan bir meclisin seçimi yapılmıştır. Kapatılan İstanbul Meclis-i Mebusan'ın bir kısım üyeleri, yeni kurulanMeclis'e katılma yetkisini bir numaralı kararla kazandı.

MECLİSİN ESASLARI

Meclisin açılışını izleyen gün, Mustafa Kemal'in teklifi ile şu esaslar kabul edildi: Mecliste beliren milli iradenin vatanın geleceğine doğrudan doğruya el koymasını kabul etmek temel ilkedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin üstünde bir güç yoktur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, yasama ve yürütme yetkilerini kendinde toplamıştır.

Hükümet kurmak gereklidir. Meclisten seçilecek ve vekil olarak görevlendirilecek bir kurul hükümet işlerine bakar. Meclis başkanı bu kurulun da başkanıdır.

Geçici bir hükümet başkanı veya padişah vekili tayin edilmesi uygun değildir. Padişah ve halife, baskı ve zordan kurtulduğu zaman, Meclis'in düzenleyeceği kanuni esaslara uygun olan durumunu alır.

23 Nisan 1920'de kurulan Büyük Millet Meclisi yasama ve yürütme, zaman zaman da yargı yetkisini elinde topluyordu. Milletin tek temsilcisi sıfatıyla da kuvvetler birliği sistemini benimsedi. Dönemin şartları gereği bir meclis hükümeti sistemi kuruldu. Meclis başkanı aynı zamanda hükümet başkanı idi. Devlet başkanlığı diye bir makam yoktu, hükümeti teşkil eden üyeler vekil diye adlandırılıyordu. Meclis olağanüstü yetkilerle donatılmış olduğundan, kuvvet ve yetki birliğini de bu niteliği ile temsil ediyordu.

Türkiye Cumhuriyeti'nin meclisi tam 85 yıl önce böyle doğdu. Kazanılanlar, bu milletin kanıyla, canıyla, o günlerin şartlarında verilen büyük mücadeleyle elde edildi. Tıpkı Atatürk'ün şu sözlerindeki gibi:

?Efendiler! Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Türkiye ve Türkiye halkının beka ve istiklalini temine çalışıyor. Çünkü Türkiye'nin asıl sahibi, meşru ve gerçek sahibi olan Türkiye halkının kati arzu ve iradesi bu yoldadır...?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber